Kayıtlar

Allâh’ım! Bizi, Cennet’ine ulaştıracak tâati nasib eyle!

Allâh’ım! Bizi, Cennet’ine ulaştıracak tâati nasib eyle! Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi Vesellem’in duasına bütün kalbimizle Âmin diyelim: اَللّٰهُمَّ اقْسِمْ لنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَا تَحُولُ بِهِ بَيْنَنَا وَبَيْنَ مَعْصِيَتِكَ ، ومِنْ طَاعَتِكَ مَا تُبَلِّغُنَا بِهِ جَنَّتَكَ ، ومِنَ الْيَقِينِ مَا تُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مُصِيبَاتِ الدُّنْيَا ، اَللّٰهُمَّ وَمَتِّعْنَا بِأَسْمَاعِنَا ، وَأَبْصَارِنَا ، وَقُوَّتِنَا مَا أَحْيَيْتَنَا ، وَاجْعَلْهُ الْوَارِثَ مِنَّا ، وَاجْعَلْ ثَأْرَنَا عَلَى مَنْ ظَلَمَنَا ، وَانْصُرْنَا عَلَى مَنْ عَادَانَا ، وَلاَ تَجْعَلْ مُصِيبَتَنَا فِي دِينِنَا ، وَلاَ تَجْعَلِ الدُّنْيَا أَكْبَرَ هَمِّنَا ، وَلاَ مَبْلَغَ عِلْمِنَا ، وَلاَ تُسَلِّطْ عَلَيْنَا مَنْ لاَ يَرْحَمُنَا. Okunuşu: "Allâhümme'ksim lenâ min haşyetike mâ tehûlu bihi beynenâ ve beyne ma’sîyetike ve min tâatike mâ tübelliğûnâ bihi cenneteke. Ve mine'l-yakîni mâ tühevvinü bihî aleynâ musîbâti'd-dünyâ. Allahümme ve metti'nâ biesmâinâ ve ebsârinâ ve

Fuzûlî

Resim
Fuzûlî Doğumu: 1483 Kerbela; Ölümü: 10 Ocak 1556; Kerbela Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever, Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever. (Dünyada her kim ki canını, cananı için severse aslında yine cananını sevmiş olur, aynı şekilde cananını yani sevgilisini kendi canı için seven kişi yine kendi varlığını sevmiş olur.) Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var (Bende mecnun’da olduğundan daha fazla aşıklık kabiliyeti, sevmeye doğal eğilim var. Gerçek âşık benim Mecnun'un sadece adı var.) Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk Ki gözüm görmeye ol mâhlikaadan gayrı (Ayrılık günü yüzüme perde çek ey kanlı gözyaşı! Ki gözüm o ay yüzlüden başka bir şey görmesin.) Ne yanar kimse bana âteşî dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı. (Bana, ne gönül ateşinden başka kimse yanar, Ne de tan yelinden başka kimse kapımı açar.) Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl âşina

Allah Celle Celâlüh Korkusu

Allah  Celle Celâlüh  Korkusu “Hikmetin başı Allah korkusudur!”  denilmiştir. İnsana en fazla lâzım olan duygu budur. Allah korkusunu idrâk etmemiş bir insana hiçbir şey kâr etmez. Bu sebeple ecdâdımız  “Kork Allah’tan korkmayandan!”  demişlerdir. Allah Teâlâ’nın bize örnek almamızı ve yolunu tâkip etmemizi emrettiği Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz ve ashâbının Allah korkusu nasıldı? İşte buna dâir birkaç misal: İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhümâ- şöyle buyurur: Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bir sahâbînin: “Hiç şüphesiz bizim nezdimizde  (onlar için hazırlanmış)  boyunduruklar ve yakıcı bir ateş vardır”  (el-Müzzemmil, 12) âyetini okuduğunu işitince, düşüp bayıldı. (Beyhakî,  Şuab,  I, 522/917; Ali el-Müttakî, VII, 206/18644) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Ben sizin görmediğinizi görürüm ve sizin işitmediğinizi işitirim. Semâ çatırdamaktadır. Onun çatırdaması da hakkıdır. Zira dört parmaklık bir boşl

Vay benim kusurlarım!

Vay benim kusurlarım! Kur’an ayetleri gönülleri cilalamak, Allah’a yakınlaştıracak yolları göstermek için bize ufuklar açar. Bedevi’nin biri Zilzal suresinden: “- Kim zerre kadar hayır işlemişse onu görür. Kim de zerre kadar şer işlemişse onu görür.” Ayetlerini Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’den işitince şöyle sorar: “- Ey Allah’ın Resulü! Zerre ağırlığınca mı?” Resul’ü Ekrem Efendimiz’de Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Evet.” Buyurdular. Bunun üzerine Bedevi’nin hali değişti ve “- Vay benim kusurlarım!” Diye diye inledi. Bu sözleri defalarca tekrar etti ve sonra da dinlediği ayeti okuyarak gitti. Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem onun ardından: “- İman bu bedevi’nin kalbine girdi.” Buyurdu  Süyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, VIII,595)

Ganimet Hissem İçin Kim Bana Bineğini Verir?

Ganimet Hissem İçin Kim Bana Bineğini Verir? Vâsile bin Eskâ Radıyallâhu Anh şöyle anlatır: Tebük Seferi’ne çıkılacağı günlerde (sefere katılabilmek için ne maddî gücüm ne de bir bineğim vardı. Bu mübarek seferden mahrum kalmamak için) Medine meydanında Müslüman kardeşlerime şöyle nidâ ettim: “–Ganimet hissemi vermek karşılığında kim beni bineğine bindirir?” Ensâr’dan yaşlı bir zât, bineğine sırayla binmek suretiyle beni savaşa götürebileceğini söyledi. Bu hayırlı arkadaşla yola çıktım. Allah ganimet de nasip etti; hisseme bir miktar deve isabet etti. Develeri o yaşlı zata götürdüm. O ise bana: “–Develerini al götür.” dedi. “–Başta yaptığımız anlaşmaya göre bunlar senin.” dediysem de Ensârî: “–Ey kardeşim! Ganimetini al, ben senin bu maddî payını istememiştim. (Ben sevabına, yâni uhrevî kazancına iştirâk etmeyi düşünerek ve Hakk’ın rızâsını umarak seni buraya getirdim.)” karşılığını verdi. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 113/2676) Böylece o mübârek Ensârî de, o

Niçin İnanmalıyız?

Niçin İnanmalıyız? Soru 1: Dünyanın bütün bilim adamları bir araya gelseler Bu kâinattaki her şey kendiliğinden oluşmuş her şey sahipsiz diye bilir mi? Cevap 1: Aklı başında hiçbir bilim adamı kendiliğinden oluşmuş, tesadüfen oluşmuş diyemez. Derse birisi karşısına çıkar da “Bir iğnenin bile ustası var, bu eşsiz düzen kendiliğinden nasıl oluşur? Nasıl milyarlarca yıl tıkır tıkır işler?” derse ne cevap verecekler? En'am Suresi: 101. ayet: “Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır.” Ankebut Suresi : 44. ayet: “Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz, bunda iman edenler için bir ayet vardır.” Yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısı ile ilgili sağlıklı tahminler yapmak çok zor. Bugüne kadar yaşayan türlerin %99’undan fazlasının soyunun tükendiği düşünülüyor. Şu an yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısıyla ilgili tahminlerse iki milyon ile bir trilyon arasında değişiyor. Yaratılan varsa yaratan da vardır. Bu bilimsel ve mantıksal