Kayıtlar

İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh’tan Hayat Dersleri

İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh’tan Hayat Dersleri Dünya bir seraptır... Ey oğul! Bu dünya imtihan yeridir. Onun yüzü yaldızla ve çeşitli yüzlerle süslenmiştir. Sureti nakışlıdır. Çirkin bir kadın gibi kaşı çekilmiş, yanakları boyanmış. İlk bakışta tatlı gelir, göze tazelik ve canlılık hayali verir; lâkin gerçekte o üzerine koku sürülmüş cifeye benzer. Sineklerin ve kurtların içine dolduğu bir çöplük gibidir. Su gibi görünür, o bir seraptır, Şeker suretinde zehirdir. İçi harap ve çok kötüdür. Bu süsü ve hayâsızlığı ile söylenenlerin ve anlatılanların hepsinden şerlidir. Onun âşıkı sefih ve büyülüdür. Fitneye düşmüş, çıldırmış ve aldatılmıştır. Kim onun görünüşüne aldanırsa ebedi kayıp zehiri ile zehirlenmiştir. Kim onun tazeliğine ve tadına bakarsa sonsuzluğa kadar pişmanlık duyar. Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Dünya ve ahiret iki kuma gibidir; birini razı etsen, diğeri darılır. Dünya nedir? Ey oğul! Dünya nedir, bilir misin? Kadın, çocuk, mal, makam,

Gece Karanlığında Güvercin

Gece Karanlığında Güvercin Gece karanlığında güvercin, dallar üzerinde, Feryat ile zikrediyor, ben ise uykudayım. Bu hal, beni utandırsın! Eğer âşık olsaydım Güvercinden evvel, gece ben ağlardım... (Huccetül İslam Eyyühel Veled Tercümesi)

İçimizdeki Düşman...

İçimizdeki Düşman...   “İyi olamıyorum. Çünkü dünya çok kötü...” Her insan özünde bir yerlerde iyidir ve her insan iyi olması ile orantılı bir şekilde kusurludur... Aslında böyle bir tanım, henüz çözümlenememiş bir dengenin en kestirme tarifidir. Nikola Tesla’ya göre, insanlarda bulunan kusurla erdem, madde ve enerjiye benziyor. Birbirinden tamamen ayrışmaları halinde, insan olmanın anlamının yiteceğini savunuyor. Ön görülü bulduğum bu yaklaşımı gelin hep beraber irdeleyelim; Dünya geneline baktığımızda, tüm kusurlarına ve olumsuzluklarına rağmen, beğensek de, beğenmesek de, bir uyum söz konusudur. Her bireyin hayat yoluna koyulduğunda, kendince hedefleri ve hayalleri vardır. Mesela diyelim ki, dünyayı değiştirmeyi istedik. Ne derler? Evdeki hesap çarşıya uymaz bazen... Biz doğruyduk. Diyelim ki, tüm dünya yapa yanlıştı. Böylece, akıntıya ters yüzen bir yalnızlık içerisinde öylece kala kaldık. Ümitlerimiz, kendini karamsarlığa bıraktı. Tıpkı gün batımı gibi, kaçınılmaz bir

Sevgisizlik Düşman Üretir

Sevgisizlik Düşman Üretir Doğayı, hayvanı insanı; çiçeği, denizi, nehiri, kediyi, köpeği, kuşları sevmiyorsan, sevemiyorsan eğer... Bil ki, sen de tıpkı bir düşman üreticisisin. Başkalarının acılarını hissedemiyor, en azından anlamaya, anlamlandırmaya çalışmıyorsan eğer... Sende sevgiden çok düşmanlık eğilimi var. Gülmekten çok ağlamayı tercih ediyorsan, her fırsatta karalar bağlamaya meyilliysen, yaşamda sevinçten çok yastan, kederden yana saf tutuyorsan... Sevgisizlik üretmeye, düşman kazanmaya çok yatkınsın; haberin olsun isterim. Çocuklarla yaşlılara hoşgörün yoksa hata yapanı affedemiyorsan, kriz anlarında bile iyimser değilsen... Sevgisizliğe daha yakınsın. Başkalarından çok daha çabuk düşman edinirsin. Sevgi dostluğun mayası... Sevgisizlik, hem yalnızlık hem içe kapanma hali... Dost arıyorsan, pozitif duygularla besle ruhunu... Sevgi yoksunluğu düşman üretir çünkü İstesen de, istemesen de... Dost kazanmak böyle zor, düşman edinmek dünyanın en kolay işiyken... Aklı

Dolmayan Çanak

Dolmayan Çanak Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. - Dile benden ne dilersen! Der. Dilenci güler ve: - Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz! diye yanıtlar. Kral: - Ben çok güçlü birisiyim! Her dediğini anında gerçekleştirebilirim! Sen söyle hele; ne istiyorsun? Der. - Söz vermeden önce iyi düşünün kralım. Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir. - Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım. İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır: - Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz. Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp; - Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz? diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine ç

10 Bin Zikir Yapmaktan Daha Sevaplı Kelime-i Tevhid Zikri

10 Bin Zikir Yapmaktan Daha Sevaplı Kelime-i Tevhid Zikri Ya Muaz! Günde kac defa Allah’ü Teâlâ’yı zikrediyorsun? Günde on bin defa Lâilâhe illâllah diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu on bin defa demenden daha kolaydır senin için. Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir ne de bir başkası… Şöyle de!" لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ عَدَدَ كَلِمَاتِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ عَدَدَ خَلْقِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ زِنَةَ عَرْشِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مِلْأَ سَمٰوَاتِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مِثْلَ ذَلِكَ مَعَهُ، وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ مِثْلَ ذَلِكَ مَعَهُ، لَا يُحْصِيهِ مَلَائِكَةٌ وَلَا غَيْرُهُ. Okunuşu: Lâilâhe illâllahu adede kelimâtihî, lâilâhe illâllahu adede halkihî, lâilâhe illâllahu zinete arşihî, lâilâhe illâllahu mil-e semâvâthî, lâilâhe illâllahu misle zâlike me’ahû, vel hamdu lillahi misle zâlike mea’hû. Lâ yuhsihi melâiketûn velâ gayruhu. Anlamı: Allah’ın kelimeleri adedince: Lâilâhe illâllah, yarattıkları

İnsanın En Yakın Düşmanı Nefis

İnsanın En Yakın Düşmanı Nefis İnsanın en büyük ve en korkunç düşmanı içindeki nefsidir. Büyüklerimiz: “Nefis insanın hayvani yönüdür” demişlerdir. Nefis hep kötülüğü ister. Daima kötülükleri arzular ve kötülüklerle beslenir. İstekleri ile insanı mahcup eder. İnsanı günahtan günaha sürükler. Mevlana şöyle der: - “Nefis, üç köşeli bir dikene benzer ne türlü koysan batar.” Bir de şöyle demiştir: - “Baş gözü kör olan kişi görünen pisliklere bulaşır, kirlenir. Fakat gönül gözü kör olan ise, gizli pisliklere bulaşır.” Nasıl terbiye edilmemiş, eğitilmemiş, azgın at, insanı düşürür, zarar verirse, terbiye edilmemiş nefis de insana telafisi mümkün olmayan zarar verir. Ama at iyi terbiye edilirse, insana hizmet eder, insanın hayatını kolaylaştırır. Terbiye edilmiş nefis de böyledir. İnsanı mutlu eder, huzurlu bir hayat yaşamasına ve hayatın sonunda esas mutluluğa kavuşur. Özet olarak ifade edecek olursak, terbiye edilmemiş nefis, ehlileştirilmemiş hayvan gibid

Dinde Zorlama Yoktur

Dinde Zorlama Yoktur Sual: (Dinde ikrah yoktur) ne demektir? Cevap: Dinde zorlama yok demektir. Kâfir esir, Müslüman olmaya zorlanamaz demektir. Kâfir esir isterse zimmi olabilir.

Niçin Müslüman oldular 2

Niçin Müslüman oldular 2 (Anarşinin ancak İslam ahlakına sahip olmakla önleneceğine inandım. İçkiyi bıraktım, tesettüre girdim ve namaza başladım.) Tina Gfanzil (Alman) (İslam’da, ırk, renk ve dil farkı gözetilmediğini, herkesin eşit olduğunu, namaz kılarken de rütbe ayrımı yapılmadığını gördüm, Müslüman oldum.) Thomas Clayton (Amerikalı) (İslam, en iyi şeyleri ihtiva eder. Hiçbir dinde kardeşlik, İslam’daki gibi değildir.) Dr. Rolf Freiherr (Avusturyalı) (İslam, sevgi, doğruluk, temizlik ve güzel ahlakı emrettiği için Müslüman oldum.) A. Uemura (Japon) (İslam’ı akla da uygun bulup Müslüman oldum.) Cecilla Cannolly (Avusturyalı) (İlim Çin’de de olsa alın hadisini okudum. İslam’ın ilme verdiği önemi görünce Müslüman oldum.) Mr. Board (Amerikalı) (İslam, israf ve cimriliği yasaklayan, maddi- manevi her hususta en güzel kaideleri olan dindir.) Albay Ronald Rockwell (Amerikalı) (İslam dünya ve ahiret mutluluğunu gösterdiği için Müslüman oldum.) B.Karai (Zen

Niçin Müslüman oldular 1

Niçin Müslüman oldular Sual: Bazı Almanlar, İslamiyet’i incelemek, Hristiyanlıkla karşılaştırmak istiyorlar. Onlara hangi kitabı tavsiye edelim? Bir de din ve Hristiyanlık hakkında bilgi verir misiniz? Cevap: Hakikat Kitabevi yayınlarından Herkese Lazım Olan İman ve Cevap Veremedi gibi eserlerde Müslümanlığa ve Hristiyanlığa ait çok bilgi vardır. Müslümanlığı doğru olarak öğrenmek isteyen herkese bu değerli eserleri tavsiye ederiz. www.hakikatkitabevi.com adresinden okunabilir ve temin edilebilir. Rabbimiz önce Âdem aleyhisselamı, sonra Havva validemizi yarattı. Bunların çocukları oldu. Bunlardan da çocuklar meydana geldi. Allahü teâlâ zaman zaman Peygamberler gönderip insanları, doğru yola, Hak yola davet etti. Bu Peygamberlerin hepsi bir Allah’a inanmayı, öldükten sonra dirilmeyi, Cenneti, Cehennemi bildirdi. Yani bütün Peygamberler aynı imanı bildirdiler. Hazret-i Nuh, neyi bildirmişse Hazret-i İbrahim, Hazret-i Musa, Hazret-i İsa ve Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed