Kayıtlar

İnsanın Kalbinde Saklı Öyle Şeyler

İnsanın Kalbinde Saklı Öyle Şeyler Bir gün Hızır Aleyhisselâm hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış. İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış. Hızır  Aleyhisselâm  demiş ki: - Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi. İhtiyar adam şöyle cevap vermiş: - Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş. Hızır Aleyhisselâm bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş: - Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki? İhtiyar adam şöyle demiş: Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi? Hızır Aleyhisselâm duydukları karşısında çok şaşırmış. Allah’ım demiş, bana verdiğin Seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur? Yüce Allah şöyle demiş: “Ey Hızı

Rabbiniz Sizi çağırıyor!

Rabbiniz Sizi çağırıyor! Günlerden bir gün evlenmeyi arzuladım ve bir çocuk sahibi olmayı da murat ettim... Evlendim, bir çocuğum oldu… Adını Fatma koydum... Peygamberim Hz. Muhammedin kızı gibi olsun diye. İsmen ve ahlaken ona benzesin diyerek... Onu çok sevdim... Ve Fatma büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Kalbimdeki isyan da azaldı onunla... Elimde içki kadehini içme isteğiyle doldurmuştum Fatma onu devirdi... daha iki yaşında bile değildi... Sanki ona bunu yaptıran Allah'tı! O büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Allah'a yaklaştığım her bir adımda içinde olduğum isyanlardan uzaklaştım biraz biraz... Ta ki Fatma 3 yaşına basana kadar… 3 yaşını bitirdiğinde Fatma öldü! Kızım Fatma ölünce durumum vaziyetim eskisinden daha da kötü oldu... Çevremdeki Müslümanlarda olan ve beni bu büyük üzüntüye karşı dayanmamı sağlayacak sabrım da yoktu... Her şey çok kötüye gidiyor... Şeytan durmadan benimle oynuyordu... Ta ki o gün geldi ve şeytan bana dedi k

Soruyorsun ya!

Soruyorsun ya! Kaç yaşındasın diye soruyorsun ya! Saçlarım 70’e merdiven dayadı... Gözlerim 50 sinde ya var ya yok... Ayaklarım 35’den gün aldı… Yüreğimi sorma o hep çocuk kaldı... 1 Ekim dünya yaşlılar günü kutlu olsun... Tüm büyüklerimizin tonton yanaklarından öpüyoruz!!! (Alıntı)

Kelime-i Tevhidde Bilmemiz Gerekenler

Kelime-i Tevhidde Bilmemiz Gerekenler İbrahim Hakkı HÜDAVERDİ        “Tevhid”; birleme demek olup “Vahdet” yani birlik, bir olma halini tasdik anlamındaki ifadedir. Müslüman olmak için “Lâ ilâhe İllallâh / Allah’tan Celle Celâlûh başka bir ilâh yoktur.” kelimesini ve “Muhammedü’r-Rasûlullâh”, tevhidi bana getiren tebliğ eden Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Allah’ın son gönderdiği Peygamberdir, ifadesini bir arada kullanmak şarttır. İkisi birbirinden ayrılamaz. Çünkü tevhidi kabul edip, tevhidi tebliğ edeni kabul etmemek düşünülemez. Bu mübarek kelimeyi dille söylemek, kalple de doğrulamak, tasdik etmek insanı kâfir iken mü’min yapar. Dil ile söylenir de kalp inanmaz ise ikiyüzlülük, yani nifak, münafıklık ortaya çıkar. Hazreti Peygamberi Sallallahü Aleyhi Vesellem kabul edemeyen niceleri bu kelimenin birinci bölümünü söylemek asıl, ikinci bölümünü söylemek fürû, yani o aslın dalıdır derler ki tam bir cehalettir. İman için mutlak manada “Lâ

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü Bir gün Peygamber Efendimiz Hazret-i Aliye hitaben; -Ya Ali! Altı yüz bin koyun mu istersin yahut altı yüz bin altın mı veya altı yüz bin nasihat mi istersin? Buyurunca hazret-i Ali; -Altı yüz bin nasihat isterim ya Rasûlullah cevabını verir. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyururlar ki: “Şu altı nasihate uyarsan, altı yüz bin nasihate uymuş olursun.” 1-Herkes nafilelerle meşgul olurken, sen farzları ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri, sünnetleri, müstehâbları ifa et. 2-Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allah’ü Teâlâ’yı hatırla. Yani din ile meşgul ol, dine uygun yaşa, dine uygun kazan, dine uygun harca. 3-Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara. Kendi ayıplarınla meşgul ol. 4-Herkes, dünyayı imar ederken, sen dinini imar et, ziynetledir. 5-Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken, sen Hakkın rızasını gözet. Hakka yaklaştırıcı sebep

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anh’dan gelen bir rivayete göre Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “(Düğün gecesi) gelin damadın yanına girdiğinde, damat namaza kalkar, gelin de onun arkasında durur ve birlikte iki rekât namaz kılarlar. Ardından erkek şöyle dua eder: اَلّلهُمَّ بارِكْ لِي فِي أَهْلِي وَبارِكْ لِأَهْلِي فِيَّ اَلّلهُمَّ ارْزُقْهُمْ مِنِّي وَارْزُقْنِي مِنْهُمْ أَلّلهُمَّ اجْمَعْ بَيْنَنا ما جَمَعْتَ فِي خَيْرٍ وَفَرِّقْ بَيْنَنا إِذا فَرَقْتَ إِلى خَيْرٍ. Okunuşu: Allâhümme bârik lî fî ehlî ve bârik li ehlî fiyye Allâhümme’r-zuknî minnî ve’r-zuknî minhum Allâhümme’c-ma’ beynenâ mâ cema’te fi hayrin ve ferrik beynenâ izâ ferakte ilâ hayrin. Anlamı: “Allahım! Beni ve eşimi birbirimize karşı bereketli kıl. Allah’ım! Eşimin benden rızıklanmasını (faydalanmasını) benim de ondan rızıklanmamı sağla. Allah’ım! Bizleri bir arada tuttuğun sürece hayırda tut ve ayırırsan da hayır

Çarşıya veya Pazara Girerken Yapılan Dua

Çarşıya veya Pazara Girerken Yapılan Dua لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَ حْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَ يُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Okunuşu: “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümît ve hüve hayyün lâ yemût biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” Anlamı: “Allah’tan başka hak olarak ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, yaşatır ve öldürür. O, diridir, ölmez. Her türlü iyilik, O’nun elindedir. O, her şeye gücü yetendir.” Tirmizi, Hâkim, Albâni Sahihi İbni Mace, Albâni Sahihi Tirmizi

Gece Senin Gecendir

Gece Senin Gecendir Bekir b. Abdullah b. Müzenî radıyallahu anh anlatıyor: “Yemen’de çok ibadet eden bir kadın vardı. Akşam olduğunda kendi nefsine şöyle derdi: “Ey nefis, gece senin gecendir. Bu geceden başka bir gece yoktur. Buna göre çalış!” Sabah olduğunda da yine nefsine şöyle derdi: “Ey nefis, gün senin günündür. Bundan başka senin için gün yok, buna göre çalış.” Kaynak; Vekî B. Cerrâh Er-Ruâsî (V. 197/812), Zâhidler Kitabı 

Biz Evdeki Canavarın Yükünü, Aslan da Bizim Yükümüzü Çeker

Biz Evdeki Canavarın Yükünü Çekersek, Aslan da Bizim Yükümüzü Çeker Nakledilir ki Ebû Ali b. Sina, Şeyh Ebü'l-Hasan el-Harakânî'nin şöhretini duyunca onu görmek ve ziyaret etmek için yola koyuldu. Günler geceler boyu yürüyerek, dağları aştı, ovaları geçti, nihayet şeyhin bulunduğu Harakân şehrine vararak evini sordu. Evi bulunca saygıyla kapıyı çaldı. Şeyhin karısı kapıdan başını çıkararak; "Ne istiyorsun?" dedi. Ebû Ali b. Sina, "O Allah dostu insanı ziyaret için gelmiştim" diye cevap verdi. Bunu duyan kadın kahkahalarla güldü; "Şu koca sakalına bak, hiç düşünmeden yaptığın işe katlandığın bunca zahmete bak. Be adam senin başka işin gücün yok muydu da yollara düşüp bunca zamanını beyhude yere harcadın. Bir ahmağı görmek için bu kadar zahmete değer mi? O sahtekâr ve zındığı ne yapacaksın?" diye Şeyh hakkında daha nice kötü sözler söyledi ve hakaretler etti. Şeyhi üzen pek çok laf eden hanımı, şeyhi inkâr eden ahlâksız bir kadındı.

Borçlardan Kurtulmak İçin Okunacak Dua

Borçlardan Kurtulmak İçin Okunacak Dua اَللّٰهُمَّ اكْفِن۪ى بِحَلَالِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَاَغْنِن۪ى بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ Okunuşu: “Allâhümme'kfinî bi-helâlike 'an harâmike, veğninî bi-fadlike 'ammen sivâke” Anlamı: “Ey Allah’ım! Helâl kıldıklarını bana kâfi kılarak haram kıldıklarından beni muhafaza et, beni fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl!” (Tirmizî, Duâ, 110) Mahmud Sami Ramazanoğlu Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Sana bir dua öğreteyim mi ki, onunla dua edersen dağ kadar borcun olsa Allah onu ödemeye muvaffak kılar. De ki ey Muaz: (اَللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِى الْمُلْكَ مَنْ تَشَآءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَآءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَآءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَآءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ اِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ) رَحْمٰنَ الدُّنْيَا وَاْلٰاخِرَةِ تُعْطِيهَا مَنْ تَشَاءُ وَتَمْنَعُهَا مَنْ تَشَاءُ اِرْحَمْنِى رَحْمَةً تُغْنِينِى بِهَا عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ Tuhfetu’z-zakirin, 209 (T

Zorluklar Karşısında Okunacak Dua

Zorluklar Karşısında Okunacak Dua اَللّهُّمَّ يَا مِفْتَحُ الأَبْوَابِ إِفْتَحْ لَنَا خَيْرِ اَلْبَاب Okunuşu: Allah’ümme ya miftahül ebvâb! İftah lena hayril elbâb! Anlamı: Ey kapıları açan Allah’ım! Kapıların en hayırlısını bize aç!

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 1 Bir kişi birisi hakkında gıybet ettiyse aşağıdaki duayı yapmalı; yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirirse; gıybet dahi a’mâl-i salihayı yer, bitirir. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا لِمَنْ اغْتَبْنَاهُ Okunuşu: “Allahümmağfir lenâ ve limen iğtebnâhü.” (Suyûtî)  Anlamı: “Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz kimseyi mağfiret eyle! Diye dua edilmeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, “Bana hakkını helâl et!” diyerek Allah’ü Teâlâ’dan af ve mağfiret dilemelidir. Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 2 Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem den bir rivayette gıybet eden şöyle istiğfar eder; buyurmuştur. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَلِمَنْ اِغْتَبْتُهُ وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرِّاحِمِينَ Okunuşu: Allahümmağfir li ve limen ığtebtühü ve livalideyye ve lil-mü’minine yevme yekumül-hisabü birahmetike ya erhamer rahımin. Anlamı: Allah’ım hesap gününde beni ve hakkında

Dedikodudan Korunmak İçin Dua

Dedikodudan Korunmak İçin Dua Dedikodu insanın ömrünün bir kısmını boşa geçirmesine neden olur. İnsan enerjisinin bir bölümü heba olur gider. Üstelik en kıymetli ömrümüzü günahla değiştirmiş oluruz. Bize birisi gelse şu yılanı sana bedava vereceğim alır mısın? Dese alır mıyız? Önce zehirli mi diye sorarız. O da dese ki “eline alır almaz seni sokmaya başlar.” Kesinlikle almayız. Hâlbuki dedikodu zehirli yılandan çok daha kötüdür. Üstelik fiyatı da çok pahalıdır. Ömrümüzden, enerjimizden vererek günah alıyoruz. Dedikodu, başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan genellikle de o kişinin aleyhine olan konuşmalardır. Dedikoduyu, kıskandığı için başkasının arkasından konuşmak olarak da tanımlayabiliriz. Dedikodu genellikle kişilerin birbirlerine olayı veya haberi anlatımı sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içerdiğinden gerçeği yansıtması mümkün değildir. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde ve küçük işyerlerinde dedikoduya daha fazla tanık olabilirsiniz. Hakkınızda

Unutkanlığı Unutmak İçin Dua

Unutkanlığı Unutmak İçin Dua اَللَّهُمَّ ارْزُقْنَا حِفْظَ الْمُرْسَلِينَ وَاِلْهَامَ اْلاَنْبِيَاءِ وَفَهْمَ اْلاَوْلِيَاءِ بِكَرَمِكَ يَا اَكْرَمَ اْلاَكْرَمِينَ وَبِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ Okunuşu: "Allahümme erzukna hıfzal-mürseliyn. Ve ilhamel-enbiyaa-i ve fehmel evliyaaa-i bi keramike ya ekramel ekramiyn ve bi rahmetike ya erhamer-rahimiyn." Anlamı: Ey Allah’ım! Bizi Rasûllerin hafızası enbiyanın ilhamı evliyanın anlayışı ile rızıklandır. Ey Keremlilerin en Keremlisi! Ve Ey Merhametlilerin en Merhametlisi olan Allah’ım! Bu duayı 40 gün sabah namazından önce evvelinde 7 Fatiha okuyarak 70 defa okuyan kimsenin unutkanlık hastalığı gider ve hafızası kuvvetli olur.

Cennet Ehlinin Yiyecekleri

Cennet Ehlinin Yiyecekleri Cennetliklerin yemeği Kuran'da zikredilmiştir. Onlar meyveler, semiz kuşlar, kudret helvası, pişmiş kuşlar, bal, süt ve sayılmayacak sınıflardan oluşur. Onlardaki herhangi bir mey/eden rızıklandırıldıkça 'Bu daha önce de sızıldandığımız şeydir' derler ve o rızık (dünyadakine) benzer olarak kendilerine verilmiştir. (Bakara/25) Allah Teâlâ cennet ehlinin şarabını birçok yerlerde zikretmiştir. Hz. Peygamber'in azadlısı Sevban şöyle anlatıyor: Cennetin sureti hakkında düşün! Sonra cennet sakinlerine gıpta edip ahiret yerine dünyaya kanaat ettiğinden dolayı cennetten mahrum olanın üzüntüsü hakkında düşün! Ebû Hüreyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Cennet duvarının bir kerpici gümüşten, bir kerpici altındandır. Toprağı zaferan, çamuru misktendir.270 Hz. Peygamberden cennet toprağı sorulduğunda şöyle buyurmuştur; Katıksız ve beyaz bir ekmek (gibi) hâlis misktir.271 Cennet ve Çeşitli Nimetl