Kayıtlar

Sabır İnsanlara Mahsustur, Meleklerle Hayvanlarda Sabır Yoktur

Sabır İnsanlara Mahsustur, Meleklerle Hayvanlarda Sabır Yoktur Sabır denince akla ilk gelen şeriat, tarikat, marifet ve hakikattir. Bu âleme ulaşmak için de nefsi isteklerinden alıkoymak, şeriatın emirlerini yerine getirmek, nefsin taleplerine uymamak olup Hakk’ın şu emrine sımsıkı sarılmalıdır: “Kullarımız sabrettikleri zaman hidayete ermeleri için içlerinden önderler göndermiştik de onlar da ayetlerimize sımsıkı sarılmışlardı. Onlar arasında nebiler ve nebilere tâbi olan âlimler vardı. Bunlar sabırda çok ileri giden, emirleriyle sadakat gösteren ve halkı Hakk’a itaata davet eden, ayetlerimize yakînen iman eden kimseler idi.” (Secde sûresi, ayet 24) Evlad! Mürid de mürşid-i kâmiline böylece inanıp teslim-i tâmme ile sabrı elde etmelidir. Çünkü sabır insanlara mahsustur. Meleklerle hayvanlarda sabır yoktur. Zira melekler ilim ile akıldan meydana gelmiş olup nefis ve şehvetten uzaktırlar. Hayvanlar ise nefsi ve şehvetten meydana gelmiş olup ilim ve akıldan uzaktırlar. Sab

Kişilik Adabı

Kişilik Adabı Şahsiyetimizle alakalı meselelere gelince, kişinin kendisine ait tarzı ve stili vardır. Bunlara, alışkanlıklarına bir yeni güzel alışkanlığını ekler ve daima iyiye doğru yol alır. Belli bir süre sonra nefsini muhasebe eder. Artılarını ve eksilerini de göz önünde bulundurarak oto kontrol yapar. Allah’ü Teâlâ’nın Ayet-i Celilede buyurduğu gibi: قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا ''Nefsini temizleyen felah bulmuş. Onu kirleten, örten ziyana uğramıştır'' (1) Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ise şöyle buyurmakta: حُجِبَتِ النَّارُ بِالشَّهَوَاتِ وَحُجِبَتِ الْجَنَّةُ بِالْمَكَارِهِ 'Cehennem nefis arzuları ile Cennet zorluk ve sıkıntılar ile çevrilidir'' (2) Başka bir hadiste ise şöyle buyrulur; ''Siz benim getirdiğime tabi olup uymadığınız müddetçe gerçek iman etmiş sayılmazsınız'' (3) Kişilik ile alakalı bazı meselelere değineceğiz, şöyle ki; 1 – Haftada

Sabah Olunca, Akşama Kadar Şu On İki Şeyi Yapmak İnsana Farzdır

Sabah Olunca, Akşama Kadar Şu On İki Şeyi Yapmak İnsana Farzdır 01- Yataktan kalkınca, Cenâb- ı hakkı anmak ve ona hamd ve şükür etmek. Tûr sûresi 48. Ayeti Kerimesi’nde meâlen, buyuruldu ki: “Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et!” 02- Avret mahallini yani örtünmesi gereken yerlerini örtmek. Erkeğin diz kapağı ile göbeği arası; hanımların ise: Eller, yüz ve ayakları dışındaki her yeri avrettir. Örtülmesi gerekir. "Mü`min kadınlara da şöyle gözlerini (haramdan) kıssınlar, ırzlarını korusunlar, süslerini göstermesinler -kendiliğinden görünen müstesna- başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar" (Nûr Sûresi 31) daha başka ayeti kerimeler. 03- Cünüp ise gusletmek, Namaz için, abdest almak. 04- Allah’ü Tealâ’ya tevekkül etmek. “Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir kavim size el uzatmaya yeltenmişti de Allah onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun! Müminler yalnız Allah’

Peygamberimizin Hayatımıza Uygulayabileceğimiz Otuz Davranışı

Peygamberimizin Hayatımıza Uygulayabileceğimiz Otuz Davranışı 1-Peygamber'imiz her işine mutlaka ''BESMELE'' ile başlardı. 2-İşlerini hep sağdan başlayarak yapar, yemeğini sağ elle yerdi. 3-Tuvalet adabına dikkat eder, tuvalete sol ayakla girer sağ ayakla çıkardı. 4-Evine girip çıkarken ve sokakta insanlara selam vermeyi ihmal etmezdi. 5-Evinden çıkarken, ''Ya Hafizu Ya Hafiz İhfazna Min Külli Şerrin Ve Darr'' duasını okurdu. 6-Kıyafetine özen gösterir, şık giyinirdi. Saç ve sakalı hep düzgün olurdu. 7-İnsanların kötü kokmamasını emreder, hele ağız sağlığına çok önem verirdi. 8-Kendisine özellikler CUMA günleri SALAVAT okunmasını emrederdi. 9-Ev işlerinde hanımına yardımcı olur, elbiselerinin bakımını kendi yapardı. 10-KUŞLUK ve EVVABİN namazlarını ihmal etmezdi. 11-Yemekten önce ve sonra ellerini yıkar, suyu üç yudumda ve oturarak içerdi. 12-Karnı acıkmadan yemez, tam doymadan da yemekten kalkardı. 13-Az uyur ve TEHECCÜD

Evden Çıkarken Okunacak Dua

Evden Çıkarken Okunacak Dua !اَللهُمَ يَا حَافِظُ يَا حَافِظُ اِحْفَظْنَا مِنْ كُلِّ شَرٍّ وَضَرٍّ Okunuşu: Allahümme ya Hafizu ya Hafîz ihfazna min külli şerrin ve darr! Anlamı: Allah'ım! Bizleri her türlü şer ve zarardan muhafaza buyur!

İnsanı Cehennemden Uzaklaştıracak Ve Cennete Yaklaştıracak Ameller

İnsanı Cehennemden Uzaklaştıracak Ve Cennete Yaklaştıracak Ameller Abdullahi’l Yeşkurî der ki: Peygamberimiz Aleyhisselâmın vasıflarını öğrenerek Kûfe’den kalkıp geldim. "Peygamber Aleyhisselâmı Mina’da aradım. Bana: “O, Arafat’tadır!” Denildi. Arafat’a kadar gittim. Arafat yolunda durdum. Kendisini görünce, sıfatlarıyla tanıdım. Önünde giden bir adam, bana: “Rasûlullah’ın yolundan çekil!” Dedi. Rasûlullah: “Bırak adamı! Bakalım ne haceti var?” Buyurdu. Sıkışa sıkışa yanına kadar sokuldum. Hayvanının yularını tuttum ve: “Yâ Rasûlallah! Ben sana iki şey soracağım: Beni Cehennemden kurtaracak, Cennete koyacak şey nedir?” dedim. Rasûlullah Aleyhisselam, semaya baktıktan sonra başını önüne eğdi. Sonra da, bana yüzünü döndürüp: “Eğer sen meseleyi büyütmez, uzatmaz, kısa kesersen, benim söyleyeceklerimi iyice aklında tut: Allah’a, hiçbir şeyi eş ortak koşmaksızın ibadet et! Farz olan beş vakit namazı kıl! Farz olan zekâtı ver! Beytu

Yahudiler Gibi Sallanmayın...

Yahudiler Gibi Sallanmayın... Sahabelerden Ümmü Ruman Radiyallahü Anha, namaz kılarken sallanıyordu. Onu bu halde gören eşi Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahü Anh, öyle bir azarladı ki, Ümmü Ruman Radiyallahü Anha neredeyse namazdan çıkacaktı. Daha sonra Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh, şiddetle uyarmasının sebebini şöyle açıkladı: – Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyordu: “Herhangi biriniz namaza durduğunda her tarafı sakin olsun, Yahudiler gibi sallanmasın. Zira namazda her tarafın sükûnet içinde olması, namazın tamamındandır.”

Cennete Götüren Ameller

Cennete Götüren Ameller Hamd, müminleri cennetle vadeden, kâfirleri ise cehennemle tehdit eden Allah’a mahsustur. Allah Teâlâ, kimi cehennem ateşinden uzaklaştırıp cennetine girdirirse, muhakkak ki o kimse büyük bir kazanç elde etmiş olur. Sonra hamd; وَاللهُ يَدْعُوآ اِلَى الْجَنَّةِ  “Allah, izni ile cennete ve mağfirete çağırır.” [1] Sözüyle bizi cennete çağıran Allah’a mahsustur. Evet… İnsanların Rablerini birlemeleri, yalnızca O’na ibâdet etmeleri ve O’na yönelmeleri için vaat olundukları yer cennettir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e beyât ederek islâma giren herkesin vaat olunduğu yer de cennettir. Hz.Ebubekir’in (ra) Rasûlullah (sav)’e cennetin birden fazla kapısından nasıl girilebileceğini sorduğu gibi, biz de gücümüzün yettiği kadarıyla cennetin birden fazla kapısından girebiliriz. Müslüman Kardeşim Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de cennetlerin özelliklerini şöyle müjdelemektedir: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِى وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَآ اَنْهَارٌ مِن