Cennete Götüren Ameller
Cennete Götüren Ameller
Hamd, müminleri
cennetle vadeden, kâfirleri ise cehennemle tehdit eden Allah’a mahsustur. Allah
Teâlâ, kimi cehennem ateşinden uzaklaştırıp cennetine girdirirse, muhakkak ki o
kimse büyük bir kazanç elde etmiş olur.
Sonra
hamd;
وَاللهُ يَدْعُوآ اِلَى الْجَنَّةِ
“Allah, izni ile cennete ve mağfirete çağırır.”
[1] Sözüyle bizi cennete çağıran Allah’a mahsustur.
Evet…
İnsanların Rablerini birlemeleri, yalnızca O’na ibâdet etmeleri ve O’na
yönelmeleri için vaat olundukları yer cennettir. Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem’e beyât ederek islâma giren herkesin vaat olunduğu yer de cennettir.
Hz.Ebubekir’in (ra)
Rasûlullah (sav)’e cennetin birden fazla kapısından nasıl girilebileceğini
sorduğu gibi, biz de gücümüzün yettiği kadarıyla cennetin birden fazla
kapısından girebiliriz.
Müslüman
Kardeşim
Allah Teâlâ,
Kur’an-ı Kerim’de cennetlerin özelliklerini şöyle müjdelemektedir:
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِى وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَآ اَنْهَارٌ
مِنْ مَآءٍ غَيْرِ اَسِنٍ وَاَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ
وَاَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ وَاَنْهَارٌ مِنْ عَسَلٍ مُصَفًّى
وَلَهُمْ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ ْ
“Yolunu Allah
ve kitabıyla bulanlara vaat edilen cennetin durumu şöyledir: Orada su ırmakları
var, bozulup kokmaz. Süt ırmakları var, lezzetleri bozulmaz. Şarap ırmakları
var; içenlere lezzet verir sarhoşluk ve baş ağrısı yapmaz. Orada onlar için saf
süzme baldan ırmaklar var. Her çeşit meyveler var ve Rablerinden bir bağışlanma
da var.” [2]
اِنَّ الْمُتَّقِينَ فِى جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ
“Yollarını Allah’ın kitabıyla bulmaya
çalışanlar, cennetlerde ve nimetler içindedirler.” [3]
Değerli
Kardeşlerim
Cennete girmene
vesile olacak ilk say; yedi kat göklere ve yere denk olan ve tevhit inancını
ifade eden Allah’tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâhın olmadığına,
O’nun bir olduğuna ve Muhammed (sav)’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna
şahadet etmektir.
Her kim, bunu
ikrar ederek; İslam’a girer, namazları erkânına göre kılar ve yalnızca Allah’a
ibadet ederek O’na hiçbir şey i ortak koşmazsa cennete girer.
Nitekim Ubade
İbnu's Sâmit el-Ensarî (radıyallahu anh) hazretleri demiştir ki: "Hz.
Peygamber aleyhissalâtu vesselâm) bu konuda söyle buyurmaktadır:
مَنْ شَهِدَ أن َ لاً إلَهَ إّ اللّهُ وَأنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ
اللّهِ حرَّمَ اللّهُ تَعَالى عَلَيْهِ النَّارَ
“Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına ve
Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet ederse Allah ona ateşi haram
kılacaktır.” [4]
Bir
başka Hadisi şerifte
مَنْ كَانَ آخِرُ كََمِهِ لاً إلَهَ إّ لاً اللّهُ دَخَلَ الجَنَّةَ
Muâz İbnu Cebel
el-Ensârî (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Kimin (hayatta
söylediği) en son sözü Lâ ilâhe illallah olursa cennete gider" [5]
مَنْ قَالَ: رَضِيتُ بِاللّهِ تَعاَلى ربَّاً، وَبِا“سْمِ ديناً،
وَبِمُحَمَّدٍ رسُوً وَجَبَتْ لَهُ الجَنَّةُ
Yine Ebu Sa'îd (radıyallahu
anh) hazretleri der ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle
buyurdular:
"Kim: ‘Rab
olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, Resûl olarak Hz. Muhammed'i seçtim (ve
onlardan memnun kaldım)' derse cennet ona vâcib olur". [6]
Şirk
Koşmamak
من مَاتَ يُشْركُ باللّهِ شيئاً دخل النَّارَ، ومَنْ مَاتَ يُشْركُ
بِاللّهِ شيئاً دَخَلَ الجَنَّةَ
Câbir İbnu
Abdillah el-Ensârî (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"İki şey
vardır, gerekli kılıcıdır!" Bir zat:
- Ey Allah'ın
Rasûlü! Gerekli kılan bu iki şeyden maksat nedir? Diye sordu: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselam):
"Kim
Allah'a herhangi bir şeyi ortak kılmış olarak ölürse bu kimse ateşe girecektir.
Kim de Allah'a hiçbir şeyi ortak kılmadan ölürse o da cennete girecektir"
cevabını verdi” [7]
Muhterem
Müminler
Cennete
Götürecek amellerin biri de selamı yaymak, yemek yedirmek, akraba ziyareti
yapmak ve gece namazı kılmak
سُئِلَ رسولُ اللّه: أيُّ اسْمِ خَيْرٌ؟ قالَ: تُطْعِمُ الطَّعَامَ،
وَتَقْرَأُ السَّمَ عَلى مَنْ عَرَفْتَ وَمَنْ لَمْ تَعْرِفْ
Abdullah İbnu
Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah'a:
"İslâm'ın hangi ameli daha hayırlı?" diye sorulmuştu.
"Yemek
yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermen" diye cevap verdi.”
[8]
İslâm'da
selâmın, selâmlaşmanın çok önemi var. Çünkü selâmlaşma bir nezaket
başlangıcıdır, tanışmanın başlangıcıdır. Müslümanların tanışması lâzım,
insanların tanışması lâzım! İnsanlar Hazret-i Âdem’in evlâtları, aynı cinsten
varlıklar, çok yüksek varlıklar. İnsanoğlu çok yüksek bir varlık. Elbette yüksekliğine
uygun bir yaşam tarzı ve davranışları olması lâzım!
Bir kere Müslüman
Müslümanı, insan insanı, insan olması dolayısıyla, hemcinsi olması dolayısıyla,
benî Âdem, Âdem Aleyhisselâm'ın evlatları olması dolayısıyla tanıması lâzım,
sevmesi lâzım! Bu tanımak, sevmek için ilk adım nedir? Selâmdır.
Selâm, karşı
tarafa, "Ben sana karşı iyi duygular besliyorum, senin iyiliğini
istiyorum, esenliğini istiyorum. Dünyada ahrette selâmette olmanı istiyorum.
Her türlü selâmetin, huzurun, rahatın, refahın, nimetin, ihsanın, ikramın
olduğu cennete girmeni istiyorum!" demeye kadar giden çok özlü bir söz ve
dini manası çok derin bir söz. Bunun Türkçe'ye başka bir kelimeyle, esenlikle
falan tercümesi mümkün değil. Çünkü Arapçadaki ilişkileri bakımından kelimenin
arkası, çağrışımları ve bağlantıları, başka hiç bir dilde olmayan genişlikte ve
zenginlikte ve önemli.
(Esselâmü aleyke) "Selâm senin
olsun!" demek, "Sen cennetlik ol!" demeye kadar giden bir mânâ
taşıyor. Yâni, "Dârüs-selâm olan cennete gir, orası sana nasib olsun,
cennet sana nasib olsun!" demeye kadar giden, çok güzel bir söz.
Biride
Takvadır.
Takvanın
tariflerinden en doğru olan: Allah’tan korkmak, Kur’an’la amel etmek, aza
kanaat etmek, yolculuk günü için hazırlanmaktır.
Şu da takvanın
tariflerindendir:
Allah’tan bir
nur üzere, Allah’a itaat etmek, sevabını umup azabından korkarak O’na asi
olmayı terk etmektir. Yani: Allah’ın Kitabında ve Nebinin sünnetinde geldiği
gibi amel etmektir.
Allah-u Teâlâ
şöyle buyuruyor:
اِنَّ الْمُتَّقِينَ فِى جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ
“Şüphesiz muttakiler cennette ve
pınarlardadır.” [9]
Cennet,
muttakiler için hazırlanmıştır. Yine Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَسَارِعُوآ اِلَى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا
السَّمَوَاتُ وَاْلاَرْضُ اُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ
“Rabbinizden
bir mağfirete, genişliği semalar ve yer kadar olup muttakiler için hazırlanmış
olan cennetlere koşun.” [10]
Allah-u Teâlâ
şöyle buyuruyor:
وَمَنْ يُطِعِ اللهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ
تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ وَمَنْ يَتَوَلَّ يُعَذِّبْهُ عَذَابًا اَلِيمًا
“Kim Allah ve
Rasulüne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar, kim de yüz
çevirirse, ona da elim bir azab ile azabeder.” [11]
Ebu Hureyre (Radiyallahu
Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
كُلَّ أُمَّتِى يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ إَّ مَنْ أبَى. فقَالُوا:
مَنْ يَأبَى؟ قَالَ: مَنْ أطَاعَنِى دَخَلَ الْجَنَّةَ، وَمَنْ عَصَانِى فَقَدْ
أبَى
"İmtina
edenler hariç, bütün ümmetim cennete girecektir!" buyurmuşlardı.
"İmtina
edenler de kim?" dediler.
"Kim bana
itaat ederse cennete girer, kim asi olur (itaat etmezse) o imtina etmiş
demektir!" buyurdular.” [12]
Allah
Yolunda Cihat Etmek
Cihat:
Allah yolunda can ve malla savaşarak (mücadele ederek) olur. Allah-u Teâlâ
şöyle buyuruyor:
اِنَّ اللهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اَنْفُسَهُمْ
وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ
“Şüphesiz Allah
müminlerden canlarını ve mallarını, karşılığı cennet olarak satın almıştır.”
[13]
Allah-u Teâlâ
bir başka ayette de şöyle buyuruyor:
يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ
تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَلِيمٍ
Ey iman
edenler! Sizi hem bu dünyada, hem de öteki dünyada şiddetli bir azaptan koruyup
kurtaracak bir alışveriş göstereyim mi size?” [14]
تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللهِ
بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
“Allah’a ve
peygamberine inanır ve Allah yolunda malınız ve canınızla gayret gösterirsiniz.
Bu si-zin için en iyi olan harekettir, keşke bilseydiniz.” [15]
يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ
تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِى جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ
الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
“Eğer böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı
bağışlayacak ve sizi öteki dünyada içinden ırmaklar akan bahçelere ve bu sonsuz
mutluluk bahçelerindeki, güzel köşklere sokacaktır. İşte bu büyük bir
kurtuluştur.” [16]
Kardeşlerim
Tevbe, kendinden önceki günahları siler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu:
إنَّ رسولَ اللّه قالَ: كُلُّ بَنِى آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ
الخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
“"İnsanoğlunun
herbiri hatakârdır. Ancak hatakârların en hayırlısı tevbekâr olanlarıdır.” [17]
Allah-u Teâlâ ise:
اِلاَّ مَنْ تَابَ وَاَمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَاُولَئِكَ
يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلاَ يُظْلَمُونَ شَيْئًا
“Ancak kim
tevbe eder, iman eder ve salih amel işlerse, işte onlar cennete girerler ve
hiçbir şekilde zulme uğramazlar.” buyurmaktadır.” [18]
Allah’ın Dini
Üzerinde Dosdoğru Olmak
Allah-u Teâlâ
şöyle buyuruyor:
اِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلاَ
خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“Rabbimiz
Allah’tır diyenler sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün.
Onlar cennetliktir. İşlediklerinin karşılığı olarak cennette temelli
kalacaklardır.” [19]
Süfyan bin
Abdullah es-Segafi (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−Ya Rasulallah!
Bana İslam’da senden sonra hiç kimseye sormayacağım bir söz söyle dedim.
Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
قُلْ : آمَنْت باللَّهِ: ثُمَّ اسْتَقِمْ
−“Allah’a iman
ettim de, sonra dosdoğru ol.” [20]
Allah
İçin İlim Talep Etmek
Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
ومَنْ سلَك طرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً ، سهَّلَ اللَّه
لَهُ بِهِ طَرِيقاً إلى الجَنَّةِ
Ebû Hüreyre
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
"Kim ilim
tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu
kolaylaştırır.” [21]
Mescid cami
yapmak ve bu yolda yardımcı olmakta cennete götüren amellerdendir.
Ebû Hüreyre radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
أَحَبُّ
الْبِلاَدِ إلى اللَّه مَساجِدُهَا
“Allah
Teâlâ’nın bir beldede en beğendiği yer oranın mescitleridir.” [22]
Amr İbnu Abese (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
مَنْ بَنَى مَسْجِداً لِيُذْكَرَ اللّهُ فيهِ بَنَى اللّهُ لَهُ
بَيْتاً في الْجَنَّةِ
"Kim
içerisinde Allah (ın adı) zikredilsin diye bir mescid bina ederse, Allah da ona
cennette bir ev bina eder.” [23]
Tabiî ki Güzel
Ahlak cennet için vaz geçilmez bir davranıştır.
Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
مَا مِنْ شئ أثْقَلُ في مِيزَانِ المُؤمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ،
"Kıyâmet
günü, mü'minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur.” [24]
Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İnsanları en
çok cennete girdiren şey Allah korkusu ve güzel ahlaktır.” [25]
Birçok şey
güzel ahlakın içine girer. Aişe (Radiyallahu Anha)’ya Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)’in ahlakı sorulduğu vakit o:
“Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)’in ahlakı Kur’an idi.” demekle güzel ahlakı özlü bir şekilde
ifade etmiştir.
Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bizim tek örneğimizdir. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَاِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
“Şüphesiz ki sen yüce bir ahlak üzeresin.” [26]
Güzel ahlak
nedir ve onu nasıl kazanırız? Bunu öğrenmek için Allah’ın Kitabı’na, Rasulü’nün
sünnetine, siretine ve ashabının siretine bakmamız gerekir. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)’in ahlakı ve şemailinden bahseden kitapların en değerlisi
İmam Tirmizi’nin “Muhtasarı Şemaili Muhammediye” adlı kitabıdır. Okumamız ve
okutmamız lazım gelen bir eserdir.
Muhterem
müminler Şaka da Olsa Yalanı Terk Etmek Müslümanlığın icabı ve cennete götüren
ameldir.
أنَا زَعِيمُ بَيْتٍ في رَبَضِ الْجَنَّةِ لِمَنْ تَرَكَ الْمِرَاءَ
وَإنْ كَانَ مُحِقّاً، وَبَيْتٍ فِي وَسَطِ الْجَنَّةِ لِمَنْ
تَرَكَ الْكَذِبَ وَإنْ كَانَ مَازِحاً، وَبِبَيْتٍ في أعْلَى الْجَنَّةِ لِمَنْ
حَسُنَ خُلُقُهُ
Ebu Ümâme (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ben,
haklı bile olsa münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü
garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir
köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.” [27]
DEVAMI İÇİN
TIKLA
[1] Bakara
Sûresi: 221
[2] Muhammed
Sûresi: 15
[3] Tûr
Sûresi:17
[4] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/198-199.
[5] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/204.
[6] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/200.
[7] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/207.
[8] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/173.
[9] Zariyat 15
[10] Âl-i İmran
133
[11] Fetih 17
[12] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/76.
[13] Tevbe 111
[14] Saf 10
[15] Saf 11
[16] Saf 12
[17] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/504.
[18] Meryem 60
[19] Ahkaf 13
[20] Müslim,
İmân 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12.
[21] İbni Mâce,
Mukaddime 17
[22] Müslim,
Mesâcid 288
[23] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/324.
[24] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/343.
[25] İbni Mace
4246
[26] Kalem 4
[27] İbrahim
Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 16/391.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder