Kayıtlar

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur Hazret-İ Âdeme Aleyhisselâm İsimlerin Öğretilmesi    Yirminci Söz ve Yirmi Beşinci Söz Kur’ân-ı Kerim’ın bir değil, kırk vecihle mu’cize olduğunu ispat eder.  Yirminci Söz’de iki makam vardır: Birinci Makam’da Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi ile Hazret-i Musa’ya Aleyhisselâm verilen birçok mu’cizenin işaret ettiği ilmî gerçeklere dikkat çekilir. Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi Allah’ın insanlığın başlangıcında gerçekleştirdiği ilmî bir tasarrufudur. Bu mu’cizeyle Hazret-i Âdem’e ve Âdem Aleyhisselâm soyuna ilim ve irfan öğrenme, fen ve teknik elde etme, san’at yapma ve maarif alanında pek çok yüksek dereceler kazanma yolunun açıldığı ifade edilmiştir.   Hazret-i Musa’nın Aleyhisselâm mu’cizeleri ise adeta yerküreyi konuşturan özelliklere sahiptir. Denizin yarılmasından, asa ile vurulan taşlardan on iki gözlü su fışkırmasına… Katı taşların Allah’ın emri ka

Allah’ü Teâlâ’nın Dünyadaki Adaleti

Allah’ü Teâlâ’nın Dünyadaki Adaleti Musa Aleyhisselam bir gün Allah-u Teâlâ’ya münacatta bulunarak: - Ey yüce Allah’ım! Bu dünyada pek çok haksızlıklara şahit oluyoruz. Senden korkmayan zalimler, hiç kimseden biçare mazlumlara ağır eza ve cefada bulunuyorlar. Yarın ahirette ilahi adaletin tecelli edip bu dünyada zulüm yapanların orada ceza göreceklerine hiç şüphe yok. Bunun dünyada bir numunesini görmek istiyorum, diyerek yalvardı. Musa Aleyhisselam’ın bu duasını, Allah’ü Teâlâ kabul ederek ona şöyle buyurdu: - Ya Musa! Yarın öğle vakti falan yerdeki kuyunun başına git, orada ahirete kalmayıp daha bu dünyada iken gerçekleşen adaletimin bir numunesine şahit olacaksın. Musa Aleyhisselam ertesi gün emredilen kuyunun başına gitti. Kuyunun etrafındaki ağaçların arkasına gizlenerek ilahi adaletin tecellisini bekledi. Az sonra ufuktan dörtnala gelen bir atlı göründü. Halinden çok uzaktan geldiği anlaşılmaktaydı. Kuyunun başına gelince bir sıçrayışta atından inip, kuyudan kana

Sizin Hiç Böyle Bir Dostunuz Oldu mu?

Sizin Hiç Böyle Bir Dostunuz Oldu mu? ·       Çok konuşmazdı, ·       Susması konuşmasından uzun sürerdi, ·       Daima düşünceliydi, ·       Boş şeylerle uğraşmazdı, ·       Kötü söz söylemezdi, ·       Kimseyle çekişmezdi, ·       Her zaman ağırbaşlıydı, ·       Dünya işleri için hiç kızmazdı, ·       Umanı umutsuzluğa düşürmezdi, ·       Kimsenin kusurunu araştırmazdı, ·       Affediciliği tabii idi intikam almazdı, ·       Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı, ·       Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi, ·       Yemek seçmez, önüne ne konulursa yerdi, ·       Sade kıyafet giyer; gösterişten hoşlanmazdı, ·       Sıkıntılı hallerde kabalaşmaz, bağırmazdı, ·       Konuşurken etrafındakileri adeta kuşatırdı, ·       Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi, ·       Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı, ·       Kapısına yardım için gelen kimseyi asla geri çevirmezdi, ·       Kelimeleri parıldayan inci dişleri gibi tatlı ve

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu Eğer kişi, kul haklarını ödemeden ölürse, yarın kıyamet günü haklarına iliştiği kimseler onun etrafını sararlar. Kimi elinden tutar ve "Sen bana zulmetmiştin" der. Kimi saçından yakalar ve "Sen bana sövmüştün" der. Kimi yakasına yapışarak, "Benimle alay etmiştin" der. Kimileri, "Gıybetimi yapıp hakkımda kötü şeyler söylemiştin. Bana komşu olmuştun, ancak komşuluğunla bana eziyet vermiştin." "Birlikte çalışmıştık, fakat sonra beni aldattın. Benimle alışveriş yapmış, ancak ona hile karıştırarak beni aldatmıştın. Zengindin ve benim fakir biri olduğumu bilmene rağmen bir lokma olsun yardımda bulunmadın. Ben mazlum biriydim ve sen de benim uğramış olduğum haksızlığı engelleyecek güce sahiptin, ancak bunu yapmadın!" diye teker teker alacaklarını sayarlar. İşte alacaklılar her yandan etrafını kuşatmış ve her biri elini yakana yapıştırmış olduğunda sen onların çokluğundan hayretler için

Şüphesiz Kadın, Erkeğin Şakayığıdır

Resim
Şüphesiz Kadın, Erkeğin Şakayığıdır Buyuruyor ki efendiler Efendisi: “ İnnema’n-nisâ’ şakâyıku’r-ricâl”; “Şüphesiz kadın, erkeğin şakayığıdır.” Buradaki şakayık kelimesi Efendiler Efendisi’nin ağzından bir veciz ifade olarak söze dökülmüş olup tevriye, iham-ı tenasüp, cinas gibi edebiyat sanatlarına örnek olabilecek bir ziynet konumunda durur. Kelimenin Arapça anlamlandırılmasına göre öncelikle kadının, erkeğin “kürek kemiği”nden bir parçası olduğu, ardından erkeğin “öteki yarısı (elmanın iki yarımı gibi birbirini tamamlayan değerler bütünü; şakk’ı)” olarak düşünüldüğü ve nihayet “şakayık (yaban lalesi, gelincik) çiçeği” olarak mana ifade ettiği görülür. İlk anlam dinî terminoloji içinde Hz. Adem’in kürek kemiğinden yaratıldığı ifadelendirilen Havva içindir. İkinci anlama göre kadın erkeğin öteki yarısıdır ki modern bilim de zaten bunu ifade etmektedir. Kadın olmadan erkeğin, erkek olmadan kadının eksik kalacağı, anatomik, fizyolojik ve psikolojik olarak erkek ile kadının bütünle

Ayı Postu Giyen Askerler

Resim
Ayı Postu Giyen Askerler Fatih, Tuna üzerindeki kalelerden birini kuşatmıştı. Kale yedi ay toplarla dövüldü. Ordu yürüyüşe geçip yaklaşırken, kaleden bir kaç ayının çıktığını gören Fatih: “Buradan hırs (ayı) geliyor’’ dedi. Gelen ayılar askerleri görüp geri dönmüş, kalenin mağaralarına girmişlerdi. Birkaç yürekli asker bu ayıların peşinden mağaraya daldı. Meğer bunlar sırtlarına ayı postu geçirmiş düşman askeri imişler. Mağaraların içi kaleye geçit veriyordu. Osmanlı askerleri bu geçitleri aşıp kaleyi fethettiler. Kale çevresinin adı “Hırsova’’ kaldı.

Çok Kullanılan Arapça Cümleler 4

Çok Kullanılan Arapça Cümleler 4 Merhaba! سلام Adınız nedir? ما إسمك؟ Tanıştığımıza memnun oldum! متشرف بمعرفتك Nasılsınız? كيف حالك؟ Ben iyiyim, teşekkür ederim! أنا بخير، شكرا Ya siz?    وأنت؟ Türkçe / İngilizce biliyor musunuz? هل تتحدث اللغة العربية؟ O Çince konuşuyor mu? هل هي تتكلم الصينية؟ Birazcık! قليلا Kaç yaşındasınız? كم هو سنك؟ Ben otuz üç yaşındayım! أبلغ من العمر  33  سنة Sizinle konuşmak güzeldi! لقد سعدت بالتحدث إليك Ne demek istiyorsunuz? ماذا تعني؟ Anlamıyorum! لا   أفهم Bilmiyorum! لا أعرف Üzgünüm! أسف Türkçe'de buna ne denir? ماذا يعني هذا بالعربية؟ Bu kelime İngilizce ne demek?    ماذا تعني هذه الكلمة بالإنجليزية؟