Kayıtlar

MÜJDE YİĞİDİM

Müjde Yiğidim Hak yolu rehber edip, batıla tapmadıysan; Sünnetleri yaparak, bidate sapmadıysan; Şeytan, nefse uymayıp; günahlar yapmadıysan; Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin! Zamanlara sığmayıp, tüm çağları aştıysan; Engelleri atlayıp, uzaylardan uçtuysan; Aşkullah’a dalarak, hizmetlere koştuysan; Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin! Haramlardan kaçarak tüm farzları tuttuysan, Kötülüğü terk edip, iyilikler yaptıysan, Günahlara acilen, nasuh tövbe yaptıysan, Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin. Her nefes Allah deyip, Rabb’ini zikrettiysen, Her anı fırsat bilip, eserler ürettiysen, Gafletten uzaklaşıp, hizmetlere gittiysen, Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin. Hak için düşman olup, hak namına sevdiysen, Darda kalan mümine, yardımlar sağladıysan, Boşa geçen ömrüne, dövünüp üzüldüysen, Müjde yiğidim müjde en güzel cennet senin! Kâfir-zalim zulmünü, cihadla önlediysen, Mazlumların yaşını, hep severek

Gerçek Allah Sevgisi

Gerçek Allah Sevgisi Sevginin çok güçlüsüne aşk denir. Seven sevdiği için her şeyini feda eder. Ona tam kul olur. Bir dediğini iki etmez. Hatta malını, canını, her şeyini; yeri geldiğinde canını bile seve seve verebilir. Sevdiği uğruna yaptığı her şeyi de sürekli sorgular. Acaba yaptığım şeyleri tam hakkıyla yapabildim mi? Yoksa hatalı mı yaptım diye… İşlediği amelleri, ibadetleri, eksik ve kusurlu bulur, daha mükemmelini yapmak için deli gibi çırpınır, durur… Caferi Tayyar Hazretleri bir kolunu sonra diğer kolunu daha sonra canını severek feda etmedi mi? İbretli Kıssaları Dikkatle Dinleyelim! Hz. Cafer (Radiyallah’ü Anh), “Ya Allah’ü Teâlâ yolunda büyük bir zafer kazanıp Allah’ü Teâlâ’nın dinine yardım ederim veya Allah’ü Teâlâ yolunda şehit düşerim!” Diyerek ikinci komutan olarak 629 yılında üç bin askerle katıldığı “Mûte Harbi” nde sayı ve teçhizat bakımından kendilerinden çok üstün olan Rum imparatorluğunun ordusuyla harb ederken 41 yaşında şehid oldu. Mübarek bed

Filistinli Kızın Başını Ayağıyla Ezdi!

Resim
Filistinli Kızın Başını Ayağıyla Ezdi! Haberinin Videosu: http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1780772-filistinli-kizin-basini-ayagiyla-ezdi 13 yaşındaki Filistinli kız çocuğunun bir Yahudi yerleşimci tarafından başının ezildiği görüntüler ortaya çıktı.   İsrail'in remle kentinde yaşayan bir Yahudi yerleşimcinin 13 yaşındaki Filistinli bir kız çocuğunun kafasını ayağıyla ezdiği görüntüler ortaya çıktı. İsrail askerini bıçaklama girişiminde bulunduğu iddia edilen Filistinli kız çocuğunun başına ayakkabısı ile bastı. Yediot Aharonot'un haberine göre bir mağazadaki İsrailli güvenlik görevlisini bıçaklamaya teşebbüsünde bulunduğu iddia edilen iki Filistinli kız çocuğunun İsrail polisi tarafından tutuklandığını belirtildi. İddiaya göre iki Filistinli kız okul çantasında bıçak taşıyordu. Güvenlik görevlisinin çantaları kontrol etmesi üzerine ortaya çıkan bıçak ile saldırmaya kalkıştığı iddia edilen kızlardan biri yere yatırıldı ve oradakiler tarafından kafası ez

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar Milletimizi millet yapan değerler her gün yıkıma uğruyor. Sorumluluk sahipleri kara kara düşünüyor. Tuzu kuru azınlık bir kesim ise kapitalizmin, acımasızca yaptıkları sömürünün getirisinden sarhoş ne yaptıklarını bilmiyor. Ancak üzücü felâketler kapıyı çalınca “Of, of…” çekmeye başlıyor. Felâketin nereden geldiğini düşünmek bile istemiyor. Sadece dünyevi sebepleri sorguluyor. Nerede hata yaptım deyip özeleştiri yapmıyor. Toplumu çatırdatan bu acıların en büyük sebebi; “Çocukların ebeveynlerin sevgilerinden mahrum olarak manevi ve milli eğitimden yoksun olarak yetişmesi” diyebiliriz. Tanzimat’la başlayan “Batılılaşma” hareketleri, Müslümanların manevi değerlerine gereği gibi sahip çıkmayışları bizi bu hale getirdi. Batasıca batı kendi düştüğü dünyevileşme çukuruna bizi de çekiyor. Bazen düşüp bazen kalkıyoruz. Bazen yarı yerimiz pisliğe batıyor yarı yerimizi kurtarıyoruz. Şu haberlere bakar mısınız? Kesikbaş cinayetleri, bir annenin bebeği

Böyle İmam Olur Mu Demeyin

Böyle İmam Olur Mu Demeyin             Halil İbrahim Hoca ilâhiyatı bitirince şirin bir Anadolu köyüne atandı. Nüfusu 500 civarında az göç veren şirin mi şirin bir köydü. İlköğretim okulunda çevre köylerden taşınanlarla birlikte 130 civarında öğrenci vardı. Köyün camisi çok eskiydi. Yağmur yağınca eski halılar ıslanıyor cemaatin çoğu namazı dışarıda kılmak zorunda kalıyordu. Sabahleyin 80 yaşlarında Hacı Sami, 59 yaşında Kara Yakup, 67 yaşında Ali Galip Amca’dan ibaret 3 cemaat vardı. Cuma sabahları 5- 10 kişiye çıkıyordu. Genç imam tatlı sohbetleri ve güler yüzü ile herkese kendini sevdirdi.             Cuma vaazlarına bir hafta önce hazırlanıyor, çok eser okuyor, en ateşli konuşmaları hazırlıyordu. Diğer vakit namazlarında da bir ayet, bir hadis-i şerif açıklamaya çalışıyordu.  Mümkün olduğu kadar güncel konuları; neden geri kaldık, nasıl kalkınırız, çalışkanlık, eğitim, bilim ve teknoloji… Konularını işliyor halkın imanını güçlendirecek konulara ağırlık veriyordu. Daha son

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Esmaül Hüsna   دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى   Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyuruyor: Allah’ü Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır; kim bunları sayarsa (tek tek okursa) cennete girer. (Tirmizî-Hâkim-Beyhakî) Diğer bir hadîs-i şerifte de, “Kim bunları ezberlerse” rivayeti vardır. (İbni Mâce) Yüce Allah buyuruyor: Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) Allah’ındır. O halde O’na, onlarla dua edin. (A’râf, 180) Allah’a Celle Celâlüh ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile dua yapılır ve ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile zikir edilir. Örneğin, tanrım tanrım diye dua edilemez ve tanrı tanrı diye zikir edilemez. Esmâü’l-Hüsnâ’dan olan  “Yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm”  hem dua hem de zikirdir. Çünkü Kur’an’da Rahmân Sûresinin iki âyetinde geçmektedir. Yüce Allah buyuruyor: Yer üzerinde bulunan her canlı fânidir (geçicidir). Ancak celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin zâtı bâkidir (ebedîdir). (Rahmân, 26-27) Yüce Allah buyuruyor: Celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin ismi ne yüce