Kayıtlar

mahşer etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yirmi Dokuz Maddede Ölüme Hazırlanmak…

Yirmi Dokuz Maddede Ölüme Hazırlanmak… Doğum ile dünyaya geldik, ölüm ile dünyadan çıkacağız. Hayat, bir rüya ve hayâlden ibarettir. Bugüne kadar yaşadıklarımız hep hayal ve rüya oldu. Şimdiden sonra yaşayacaklarımız da hayal ve rüya olacaktır. Ölüm ise; zenginliğe-fakirliğe, güzelliğe-çirkinliğe, makam ve mevkie, hazır olup olmadığımıza bakmaz; her an gelebilir. Ölümü geri çevirecek hiçbir güç ve kuvvet de yoktur. Geçen zamanı geri getirmek ve öldükten sonra dirilmek ve hayatı tekrar yaşamak mümkün değildir. Sonsuz pişmanlık duymamak için; “ÖLÜM” hiç unutulmamalı ve sonsuz ahiret için hazırlık yapılmalı. Gaflete düşerek ebedi hayat tehlikeye atılmamalı, hayatın her anı şuurlu ve ölüme hazırlıklı geçirilmeli. 01-   Önce iman ve itikad ehlisünnet inancına göre düzeltilmeli. İman ve itikadı bozuk olanların hiçbir ameline sevap verilmez. 02-   Allah’ü Teâlâ’nın, emrettiği farzları yapmalı ve yasakladığı haramlardan kaçılmalı. 03-   Hem Dünya hem de ahiret için çalışılmalı

Hesaba çekileceksin!

Hesaba çekileceksin! Abdüllatif Uyan Seyyid Ebül Vefâ hazretlerinin huzuruna, zamanın Sultânı gelip; “Bana nasîhat eder misiniz” diye ricâda bulundu... Büyük velî cevâben; “Ey Sultân! Sen bu halkın çobanısın. Adâletle hükmedersen Allah, saltanatını uzun ömürlü kılar. Eğer zulmedersen bu mülkü senden alır!” buyurdu. Ve şöyle devam etti: “Ey emîr-el mü’minîn! Bir gün sen de ölür, her icraatından hesâba çekilirsin. Öyleyse hep iyilik yap ki, mahşerde iyi karşılık göresin!” Sultân ağlamaklıydı. Büyük velî devam etti: “Şunu da unutma ki, aslın, bir damla sudur. Sonunda ölüp, bir avuç toprak olacaksın! Şu millet senin emrin altındadır. Ama bu insanların hesâbı, senden sorulacak.” Sultân bunu duydu. Başladı ağlamaya! İçi yanıp bir bardak “su” istedi. Getirip takdîm ettiler. Tam suyu içecekti. “Dur, içme!” dedi. Ve sordu pâdişaha: “Farzet ki, bir sahrâdasın ve harâretten ölecek hâldesin. Ama bir damla su bulamıyorsun içmek için. O anda biri gelse, elin

Allah’ü Teâlâ'nın Mahşerde Özel Kılacağı Kişiler

Allah’ü Teâlâ'nın Mahşerde Özel Kılacağı Kişiler Mahşer alanında insanlar ne şekilde olacaktır? Üzerlerinde bir şey olacak mı? Ayrıca durum ve vaziyetleri nasıl olacaktır? Başları önde olacak ve çırılçıplak olacaklar ifadeleri doğru mu? Ayrıca mahşer nasıl bir yer? Dünyadaki herhangi bir yere benziyor mu? Bir gün kıyamet kopup dünya hayatı son bulacaktır. Sadece Allah Teâlâ’nın bileceği bir süre geçtikten sonra, sûr’a ikinci defa üflenecektir. O zaman gökten hayat veren bir su indirilecek, herkes âdetâ bitkiler gibi yeniden canlanacak, kemikleri bile çürümüş olan insanlar, Allah’ın izniyle hiç çürümeyecek olan kuyruk sokumundaki hardal tanesi kadar küçücük bir parçadan “acbü’z-zenebden” yeniden canlanacak, kabirlerinde dirilip kalkacaklardır. O zaman insanlar dünyada bir gün veya daha az bir zaman kaldıklarını sanacak, Allah’a hamd ederek mahşere doğru koşarcasına gideceklerdir. Ne yazık ki, kendi yaratılışını unutanlar, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek”

Halimiz Ne Ola Mahşerde!

Halimiz Ne Ola Mahşerde! Halimiz ne ola mahşerde, cümle âlem düşer derde, O dar günde seni nerde bulayım ya Rasulallah, O dar günde seni nerde bulayım ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Sana geldim ey ya Sultan, lütfeyle derdime derman, Uğruna canımı kurban vereyim ya Rasulallah, Uğruna canımı kurban vereyim ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Sana geldim yas içinde, bu gönlüm kir pas içinde, Hep ömrüm iflas içinde ne olayım ya Rasulallah, Hep ömrüm iflas içinde ne olayım ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Müslümanlar boyun eğer sana gelmek ister meğer, Uğrunda ölmeye değer öleyim ya Rasulallah, Uğrunda ölmeye değer öleyim ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah!

Mahşer Günü Arşın Gölgesinde Gölgelenmeyi Hak Eden İnsanlar

Mahşer Günü Arşın Gölgesinde Gölgelenmeyi Hak Eden İnsanlar Dünya hesabıyla “elli bin yıl” evet, tam “elli bin yıl” uzunluğunda bir gün! Güneşin bir mızrak boyu yaklaştırıldığı, beyinlerin sıcağın etkisiyle fokur fokur kaynadığı, kendi terinin suyundan oluşan çamurda; kiminin beline, kiminin boynuna, kiminin boğazına kadar terin içine gömüldüğü, kişinin annesinden, babasından, eşinden, kardeşinden kaçtığı zorlu bir gün! İşte böyle bir günde, bir serinlik, bir gölge insan için nasıl bulunmaz bir nimet, paha biçilmez bir hazine olur, varın siz hesap edin! Her zorlukla beraber bir kolaylık ve çıkış yolu yaratan Âlemlerin Rabbi Celle Celâlüh, bu sıkıntılı günde de, sevdiği müminlere selamet ve serinlik olmak üzere, onları Arşının gölgesinde gölgelendirecek ve bu perişan duruma düşürmeyecektir! Sağlam bir rivayetle gelen bir Hadis-i Şerif’te, mahşer gününde Arşın gölgesinde gölgelenecek “Yedi sınıf insan” dan bahsedilir. Bununla beraber, diğer Hadis-i Şerifler de inc

Sekerât, Kabir Ve Mahşer

Sekerât, Kabir Ve Mahşer “Eğer küfür üzerine devâm ederseniz, nefsinizi azâbdan nasıl korursunuz? O günde çocuklar, o günün şiddetinden ve gayet uzamasından kocar; ya‘ni saçları ağarır.” (Müzzemmil Sûresi 17) “Melekler ve Rûh ismindeki Cibrîl-i emîn, Arş-u a‘lâya çıkarlar; o günde ki o günün mikdârı elli bin senedir.” (Me‘âric Sûresi 4) Ya’ni elli bin sene raddesinde olan Kıyâmet gününde, emr-i İlâhîyi almak üzere melekler ve Cebrâil KıyametAleyhisselâm, Arş-u a‘lâya çıkarlar. Kıyâmet gününün uzaması, insanların en zekî ve muhâsib olanları meşgûl olsalar; ancak elli bin senede nihâyet bulur, demektir. Mü’minler hakkında elli bin sene uzayacak demek değildir. Vâcib ta‘âlâ, kullarının muhâsebesini, bir günün yarısı mesâbesinde olan bir zamanda bitireceği mervîdir. Nitekim âyet-i celîlede: “Allâh, hesâbı pek çabuk görendir.” (Bakara Sûresi 202) diye buyurmuştur. Ba‘zı mü’minlere göre de bir sâat mikdârı olduğuna dâir hadîs vardır. Bazıları, elli bin sene küffâra mahsûstur, demiş

Mahşer Yerinde İnsanların Durumu

Mahşer Yerinde İnsanların Durumu Daha önceki sayfalarda sen, insanların dümdüz ve bem­beyaz, arı ve duru bir arazinin üzerinde toplanacağını öğrenmiştin. Buradaki bekleyişlerinin oldukça uzun bir süre olacağını, haklarında kesin karar çıkana dek burada bekleti­leceklerini okumuştun. Melekler halkalar şeklinde yedi kez olmak üzere saf halinde çevrelerini kuşatmış bir halde bekle­tileceklerdir. Tüm gök melekleri saf halinde olacaklardır. Nitekim Allah şöyle buyuruyor: “Ama yeryüzü parça parça döküldüğü, Rabbinin emri geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman her şey ortaya çıkacaktır.” (Fecr, 89/21–22) Bir başka ayette de Allah şöyle buyuruyor: “Ruh (Ceb­rail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahman’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar. Konuşan da doğruyu söyler.” (Nebe’,78/38) İşte gökteki melekler diğer yaratılmışları böylece kuşata­caklardır. Bildiğin gibi zaten gök de yok olup gidecektir. An­cak mahşer yerinde bekleme mahallinde beklemekte olanlar esasen iş