Kayıtlar

1 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Cennette Gördükleri -1-

  Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Cennette Gördükleri -1-   Âlemlerin efendisi olan sevgili Peygamberimiz, İsrafil Aleyhisselâm ile birlikte Cebrail Aleyhisselâmın yanına geldiler. Allahü Aleyhisselâmın emrini yerine getirmek için Cebrail Aleyhisselâm, Peygamber efendimizi Cennet’e götürdü.   Melekler, ellerinde nur dolu tabaklarla bekliyorlardı. Cebrail Aleyhisselâm;   "Ya Rasûlallah! Bunlar, Âdem Aleyhisselâmdan seksen bin yıl önce yaratıldı. Bu makamda, tabaktakileri sana ve ümmetine saçmak için sabırsızlanırlar. Kıyamet günü Hazretin ve ümmetin, Allahü Teâlâ’’nın emriyle Cennet’in eşiğine ayak basınca, bu melekler tabaklardaki cevahiri üzerinize saçacaklardır." Dedi.   Cennet’te vazifeli olan Rıdvan ismindeki melek, onları karşıladı. Peygamber efendimize müjdeler verdi ve:   "Hak Teâlâ’, ikisini senin ümmetine, birini de diğer ümmetlere vermek için Cennet’i üç kısım etti!" dedi ve Cennet’in her tarafını gezdirdi.   Habib-i Ekr

Osmanlı Padişahlarından Altın Nasihatler -1-

  Osmanlı Padişahlarından Altın Nasihatler -1- 01- “Millet birbirini kırıp geçireceğine bırakın beni öldürsün. İcabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı vermeye hazırım.” (Sultan II. Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh) 02- “Hak arayan varsa hakkını verin. Başkaldıran varsa başını kesin.” (Sultan II. Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh) 03- Filistin’in kendilerine satılması karşılığında Osmanlı’nın bütün borçlarını tasfiye etmeyi taahhüt eden Yahudilerin önderi Theodore Herzl’a; “Kılıçla alınan vatan parayla satılmaz.” (Sultan II. Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh) 04- “Beni evhamlı sanıyorlardı HAYIR! Ben sadece gafil değildim, o kadar. Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.” (Sultan II. Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh) 05- “Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor!” (Sultan II. Abdülhamid Han Rahmetullahi Aleyh) 06- “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu

Seyyid Abdülhâkim Arvasi Kuddise Sirrûh'tan Hikmetli Sözler -1-

001- Abdülhakîm Arvâsî hazretleri siyasete hiç karışmamış, siyasi fırkalara bağlanmamıştır... Müridleri kendisine tekkelerin kapatılması ile ilgili olarak soru sorduklarında: Cumhuriyet, tekkeleri değil, boş mekânları kapattı. Onlar kendi kendilerini çoktan kapatmışlardı. Demiştir. Bu çarpıcı görüş, genel olarak o günlerin tekke ve dergâh tipine ait teşhislerin en güzelidir. Yasalara uymakta çok titiz davranır, konuşmalarında da bunu tavsiye ederdi. 002- Çok mütevazı, pek alçak gönüllü idi. Ben dediği hiç işitilmemişti. İslâm âlimlerinin adı geçtiği zaman: Bizler o büyüklerin yanında hazır olsak sorulmayız, gaip olsak aranmayız. Ve bizler o büyüklerin yazılarını anlayamayız. Ancak bereketlenmek için okuruz. Buyururdu. 003- Abdülhâkim Efendinin yemesi, içmesi, yatması, kalkması, konuşması, susması, gülmesi, ağlaması hep İslâmiyet’e ve Resulullah Efendimizin haline uygundu. Onun yemesini gören sanki adet yerini bulsun diye yiyor zannederdi. Az yer, lokmaları küçük alır ve yavaş ye

Müminin Ölümü 1

  Müminin Ölümü 1   Hz. Azrail Aleyhisselâm müminin ruhunu, onu huzur ve hoşnutluk vererek alır, Azrail o ruhu rahmet meleklerinden birine teslim eder. Rahmet melekleri, yeni doğan çocuğa gösterilen itina gibi, ruhu cennet ipeklerine sarmalarlar adeta kundaklanmış gibi çünkü bu da bir doğumdur. Mü’min için süresiz huzura, sıkıntısız hayata, Allah’ü Teâlâ’nın cemalinin seyri bulunan ölümsüz bir hayatın doğumudur. Ruh yedi kat sema boyunca bir yolculuğa çıkar. Daha önce vefat etmiş mümin yakınlarının ruhları tarafından karşılanır ve hoş geldin denilir. En sonunda sitretül münteha denilen yere varılır. Buraya kadar istisnasız olarak bütün müminler gelemez. Dünya hayatındayken yaratılış gayelerine uygun olarak, Allah’ı en iyi tanımış tanınması için en fazla hizmet gayret göstermiş ve kulluğunu en samimi biçimde yapmış olanlardır. Manevi düzeyi bu dereceyi bulamamış müminler daha alt sema katlarında kalacaklardır. Sitretül müntehanın kapısını açtıran ihlastır. Allah’ü Teâlâ’nın ar

Osmanlı Devleti Nasıl Yıktırıldı? -1-

  Bir gece, İstanbul’daki, İngiliz sefiri, Londra’ya tarihî mektubunu yolladı. “-Buldum! Buldum... Osmanlı ordularının ilerleme sebebini buldum. Onları durdurmanın yolunu buldum!” diyor. Şöyle yazıyordu: “- Osmanlılar ele geçirdikleri her yerde din, ırk farkı gözetmeksizin, seçtikleri çocukların zekâlarını ölçüyor, ileri zekâlıları ayırarak, medreselerde okutup, İslâm terbiyesi ile yetiştiriyorlar. Bunlar arasından da seçtiklerine, saraydaki “ENDERUN” denilen yüksekokulda, o zamanın en ileri bilgilerini veriyorlar. İşte, Osmanlı siyaset adamları, başkumandanları, böyle seçilen, yetiştirilen keskin zekâlı şahsiyetlerdir. Sokullular, Köprülüler, böyle yetişmiştir. Osmanlı akınlarını durdurmak, Hristiyanlığı kurtarmak için biricik çare, Enderun mekteplerini ve medreseleri dağıtmak, onları içerden yıkmaktır”. Bu mektuptan sonra, İngiltere’de (Müstemlekeler nezareti) kuruldu. Burada yetiştirilen casuslar ve Hristiyan misyonerleri ve masonlar, yalan propaganda ve yaldızlı vadelerle

En Güzel Ve Özlü Hüseyin Cemil Meriç Sözleri -1-

            Balkan Savaşları esnasında Dimetoka'dan Türkiye'ye gelmiş olan bir ailenin çocuğu idi. Babası hakimlik mesleğini yapan Mahmut Nizami Bey, annesi ise Zeynep Ziynet Hanımdır.           Cemil Meriç Türk Edebiyatına pek çok katkıda bulunmuştur. Bu vermiş olduğu katkılar kitaplarında yer anlamlı sözler ile görülmektedir.           Cemil Meriç yazmış olduğu kitaplardaki sözleriyle insanların hayatına yön vermiştir.           1954 senesinde geçirmiş olduğu talihsiz kaza ile gözlerini tamamen kaybetmiştir. Yapılan tedaviler işe yaramamış ve yurt dışına gitmiştir. Ancak yurt dışında yapılan tedaviler de yaramamış bundan dolayı yurda geri dönmüştür.           Hüseyin Cemil Meriç sosyal bilimler alanında pek çok katkı vermiş ve 13 Haziran 1987 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Allah’ü Teâlâ Rahmet eylesin!     001- Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. 002- Sanatçının tek vazifesi vardır bence: insan