Kayıtlar

örnek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bütün Zamanlara Örnek Bir Genç

Bütün Zamanlara Örnek Bir Genç Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 21) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allah çocukça (lâubâlî) davranışları olmayan, hayra yönelip hevâ ve hevesi terk eden vakar sahibi olgun genci sever.” (Ahmed, IV, 151) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’e bir gün: “-Yâ Rasûlâllah! Allah’tan başkasına hiç ibadet ettiniz mi?” diye soruldu. “-Hayır!” cevabını verdi. “-Hiç içki içtiniz mi?” diye soruldu. “-Hayır! Ben Kitap ve îmânın ne olduğunu bilmezken bile, onların yaptıkları şeylerin küfür olduğunu bilirdim.” buyurdu. (Diyarbekrî, I, 254,255) Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Kuddûs: Hatadan, gafletten, her türlü eksiklikten ve noksanlıktan münezzeh; pâk, temiz olan, bütün kemâl sıfatları üzerinde toplamış olan ve ne kadar övülürs

Bir Adalet Örneği

Bir Adalet Örneği Rum Kayseri Herakliyus’un büyük ordularını perişan eden İslam askerlerinin başkumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah hazretleri, zafer kazandığı her şehirde adamlarını bağırtarak, Rumlara, Halife Hazret-i Ömer’in emirlerini bildirirdi. Humus şehrini alınca buyurdu ki (Ey Rumlar! Allahü teâlânın yardımı ile ve Halifemiz Ömer’in emrine uyarak bu şehri de aldık. Hepiniz ticaretinizde, işinizde, ibadetlerinizde serbestsiniz. Malınıza, canınıza, ırzınıza, kimse dokunmayacaktır. İslamiyet’in adaleti aynen size de tatbik edilecek, her hakkınız gözetilecektir. Dışardan gelen düşmana karşı, Müslümanları koruduğumuz gibi sizi de koruyacağız. Bu hizmetimize karşılık olmak üzere, Müslümanlardan hayvan zekatı ve uşr aldığımız gibi, sizden de, senede bir kere cizye vermenizi istiyoruz. Size hizmet etmemizi ve sizden cizye almamızı Allahü teâlâ emretmektedir.) Humus Rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beyt-ül-mal emini Habib bin Müslime teslim ettiler. Herakliyus’un, bütün

Güzel Bir Cömertlik Örneği

Güzel Bir Cömertlik Örneği Hz. Ali Radiyallahü Anh'ın ağabeyi Cafer B. Ebu Talib'in oğlu Abdullah sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Köle ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe attı. Kalkıp yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah yaklaşıp sordu: Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı? Köle sıkılarak cevap verdi: İşte bu üç parça ekmek. O halde neden kendine hiç ayırmadın? Baktım ki, hayvan çok aç hayvanı o halde bırakmak istemedim. Peki sen ne yiyeceksin şimdi? Oruç tutacağım. Bunun üzerine Abdullah, köleden sahibinin evinin nerede olduğunu s

Örnek Kardeşler

Örnek Kardeşler  Bir zamanlar köyümüzde iki kardeş yaşarmış. Birbirini o kadar çok sevip sayarlarmış ki görenler hayret içinde kalırmış. Ormanda odun kesmek gerekirse, birlikte gider keserlermiş. Elbirliğiyle tarlayı sürüp eker, ekinleri de hep böyle biçerlermiş. Bu iş senin, şu da benim demeden bütün işleri ortaklaşa görürlermiş. Anlaşmayıp kavga ettikleri hiç olmamış, kısacası benzeri görülmemiş bu sevginin.  Aradan çok zaman geçmiş... Kardeşler hep böyle sevinç ve mutluluk içinde yaşarlarmış. Bir keresinde de büyük kardeş küçüğüne: Hep başkalarının kavga ettiklerini görüyoruz. Hadi biz de bir kere kavga edelim, demiş. - Peki ağabey, diye cevap vermiş küçük kardeş. - Ama nasıl kavga edelim, sebepsiz kavga olmaz ki? - Evet, haklısın, demiş ağabey. Fakat ne yapayım; insanların nasıl, niçin kavga ettiklerini çoktandır merak ediyorum. En sonunda anlaşmışlar. Köye yakın küçük bir tarlaları, tarlada da bir armut ağacı varmış. Ağacın altına gidip büyüğü küçüğüne demiş: -  Sen

Böyle Örnek Oluyordu İnsanlığa!

Böyle Örnek Oluyordu İnsanlığa! Onun ideali, insanlığa hizmetti, yoksa insanlığın kendisine hizmeti değildi. O sebepten eline geçene yemek yedirir, içmez içirir, yönettiği insanların mutluluğuyla mutlu olurdu. Yine âdeti üzere bir miktar imkân biriktirmiş, çevresine de münadiler göndermişti. Sesleniyorlardı Medine sokaklarında münadiler: - Resulullah mescidin önünde muhtaçları bekliyor. Miskin derecesinde ihtiyaç sahibi olanlar gelsin, hisselerine düşecek yardımı alsın, kimse mahrum kalmasın! Az sonra mescidin önüne muhataplar toplanmışlardı. Mutluydular. Çünkü kasıp kavuran ihtiyaçlarının hiç olmazsa bir kısmını karşılayacak imkâna kavuşacaklardı. Nitekim düşündükleri gibi de oldu. Efendimiz gelenleri Şöyle bir gözden geçirdikten sonra mevcudu da hesap ederek önünden geçenlere hisselerini veriyor, onlara tebessümle bakarak mutluluğunu da açıkça hissettiriyordu.   Mutluydu. Çünkü O'nun en büyük mutluluğu insana yardım, insana hizmetle meydana geliyordu. İşte o and

Hazreti Ömer Radiyallahü Anh'ın Bir Örnek Hareketi

Hazreti Ömer Radiyallahü Anh'ın Bir Örnek Hareketi Hazreti Ömer Radiyallahü Anh hilâfeti zamanında, 400 dirhem paraya muhtaç olmuş ve bu parayı da Abdurrahman b. Avf hazretlerinden istemişti. Abdurrahman b. Avf hazretleri, Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’a, para yerine şu telkinde bulundu: — Ya Ömer Radiyallahü Anh! Parayı benden mi istiyorsun? Halbuki Beyt'ül Mal senin elindedir... Parayı oradan al, sonra iade edersin... Hayatı, adalet timsAli Radiyallahü Anh olan hazreti Ömer Radiyallahü Anh, Abdurrahman b. Avf hazretlerine şu cevabı verdi: — Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum... Zira bir emri ilahî vukuunda veya borcu ödeyememe gibi bir durumda seninle helâllaşmak kolay olur. Ya mirasımdan bir miktar ayırtırım yahut helâllaşırız. Ama ben, bu borçlanmayı devlet hazinesine yaparsam, bütün Müslümanlarla helâllaşmak lâzım gelir ki, bu da mümkün değildir. O takdirde, ne benim malım onu ödemeye kafi gelir, ne de sevabım, ahirette beni kurtarır. Bu kadar ağır bi

Ebedi Saadet Rehberi Örnek Şahsiyet

Ebedi Saadet Rehberi Örnek Şahsiyet Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Andolsun ki, Rasûlullâh'ta sizin için, Allâh'a ve âhıret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çok zikredenler için bir “üsve-i hasene” vardır." (Ahzâb, 21) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Ben, alışılagelen kötü âdetleri ve nefislerin lüzumsuz isteklerini ortadan kaldırmak için gönderildim.” (Kenzü’l-ummâl, XV, 226) O öyle bir şahsiyettir ki, O'nu kendilerine rehber edinip kendisine tabî olanların her biri göklerdeki yıldızlar gibi insanlığın mümtaz şahsiyetleri olmuş; ebedî seâdet ve huzûra ermişlerdir. O'na muhâlefet edenler ise, ebedî bir pişmanlık ve perîşanlığa sürüklenmişlerdir. O öyle bir şahsiyettir ki, Cenâb-ı Hak O'na «habîbim» demiştir. O öyle bir şahsiyettir ki, her yönüyle insanlık için serâpâ bir rahmetten ibarettir. Bu meyanda O'nun kalbinin insanlara karşı ne derecede şefkat ve merhametle dolu olduğunu şu âyet-i kerîme ne güzel sergiler: "Size kendi

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in Aile İçindeki Örnek Davranışları

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in Aile İçindeki Örnek Davranışları İslâm dini, aileyi daha yaratılışın başlangıcıyla birlikte ortaya çıkan, bir erkekle (Hz. Âdem) bir kadının (Hz. Havva) yaratıldığı andan itibaren gerçekleşen, insanlığın en eski ve en köklü kurumu olarak göstermiş; bütün insanlığın bu kurum sayesinde gelişip çoğaldığını bildirmiştir. (1) Modern antropolojik araştırmalar da Kur'an-ı Kerim'in verdiği bu bilgiyi desteklemektedir. Bu birliğe bütün insanlık tarihinde rastlanmakta olup, hatta bugün bile, modern toplumların temelini oluşturmaktadır. (2)  Evlenme ve aile hayatı; eşlerin hem düzenli ve meşru tarzda cinsel ihtiyaçlarını karşılamasına, böylece neslin devam ettirilmesine, hem de birbirlerine maddî ve manevî destek olarak hayat arkadaşlığı kurmasına vesile olduğundan çok yönlü yarar ve hikmetler taşır. Şu ayette de bu farklı yönlere işaret vardır: ''Size onlar sayesinde veya onlarla, huzur ve sükûnete ermeniz için kendi cinsinizd

Böyle örnek oluyordu insanlığa!

Böyle örnek oluyordu insanlığa! Onun ideali, insanlığa hizmetti, yoksa insanlığın kendisine hizmeti değildi. O sebepten eline geçene yemek yedirir, içmez içirir, yönettiği insanların mutluluğuyla mutlu olurdu. Yine âdeti üzere bir miktar imkân biriktirmiş, çevresine de münadiler göndermişti. Sesleniyorlardı Medine sokaklarında münadiler: - Resulullah mescidin önünde muhtaçları bekliyor. Miskin derecesinde ihtiyaç sahibi olanlar gelsin, hisselerine düşecek yardımı alsın, kimse mahrum kalmasın! Az sonra mescidin önüne muhataplar toplanmışlardı. Mutluydular. Çünkü kasıp kavuran ihtiyaçlarının hiç olmazsa bir kısmını karşılayacak imkâna kavuşacaklardı. Nitekim düşündükleri gibi de oldu. Efendimiz gelenleri Şöyle bir gözden geçirdikten sonra mevcudu da hesap ederek önünden geçenlere hisselerini veriyor, onlara tebessümle bakarak mutluluğunu da açıkça hissettiriyordu.   Mutluydu. Çünkü O'nun en büyük mutluluğu insana yardım, insana hizmetle meydana geliyordu. İşte o anda

Soru ve Cevaplarla Besmele

Soru ve Cevaplarla Besmele Sual: Besmele çekmenin hükmü nedir? CEVAP Yerine göre, Besmelenin hükmü değişir. Birkaç örnek verelim: Farz olduğu yerler: Hayvan keserken Besmele çekmek farzdır. Besmelesiz kesileni yemek haramdır. Vacib olduğu yerler: Namaz dışında Fatiha okumaya başlarken Besmele çekmek vacibdir. Şafii mezhebindeyse, her zaman Fatiha okurken Besmele çekmek farzdır. Sünnet olduğu yerler: Namazda her rekâtta Fatiha’dan önce, gusletmeye ve abdest almaya, yiyip içmeye, mektup yazmaya ve her faydalı işe başlarken Besmele çekmek sünnettir. Namaz dışında, Fatiha’dan başka bir sure okumaya başlarken de Besmele çekmek sünnettir. Müstehab olduğu yerler: Namazda, Fatiha ile zamm-ı sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır. Mubah olduğu yerler: Yürümeye, oturmaya, kalkmaya ve her mubah işe başlarken Besmele çekmek mubahtır. Mekruh olduğu yerler: Avret yerini açarken, necaset bulunan yere girerken, Berae suresini önceki sureye bitişik okurk