Kayıtlar

çocuk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Filistinli Çocuk...

  Filistinli Çocuk...   Saçlarını okşadı ölüm Toz, toprak, yağ, tank Korkulu bağrışlar Filistin Bahtsız çocuklar   Ben Filistin Ben savaşkan çocuğu Oyuncaklarla oynamadım Doyasıya   Ben Filistin elinde makinalı çocuğu Oyuncak tankları israil’in Ezdi çocukluk düşlerimi   Ben Filistinli anneyim Sarıldım toprağa Doğurmaz olsaydım oğlumu savaşta   Ben Filistin’li çocuk Adım barış, adım umut Rüyamda Hortladı Hitler amca Kalkamadım bu sabah Karanfilsiz çelenk koymuşlar yanıma Kapandı özgürlüğe gözlerim   Ben Filistinli çocuk Adım emek Koşuyordum özgürlüğe Takıldı ayağım, düştüm Tepemde pisliği Amerika’nın Şaron, Begin   Çağırıyoruz Filistinli çocuklar Durdurun bu savaşı Çizmeden ölülerimiz Dağlarını, ovalarını Caddelerini haritaların   Kanlı çatlaklarında Türküler yeşeriyor Filistin’de Sevda türküleri Kavga türküleri Kardeş türküleri Çocukların türküleri Söyleniyor şimdi Islaklarında yanaklarımızı

Ben Filistinli Çocuk

  Ben Filistinli Çocuk   Ben Filistinli çocuk Ben Filistinli çocuk;   Yoksul aç Bir dilim ekmeğe Bir yurdum suya muhtaç.   Ben Filistinli çocuk;   Açsa güzel çiçekler, Görmez gözüm Bana silah uzanır, Gül ve çiçek yerine... Burada gül değil, Gülleler vardır.   Ben Filistinli çocuk;   Unuttum oynamayı, Unuttum oyuncakları Bir tek oyun var bildiğim; Sapanla savaşmak... Silahtan başka, oyuncak da görmedim zaten..   Ben Filistinli çocuk;   Doğduğumda kendimi savaşın içinde buldum. Gözümden yaş değil, Kan gelir... Ben dövüşürüm, Zulmün tankına karşı. Oyun nedir? Tatmadım ben, Benim oyunum savaşmak, Hem oyunda vurulursan; Ebe olunur. Ben oynarken, ŞEHİT olurum...   Ben Filistinli çocuk;   Ne zaman duyulacak feryadım? Ne zaman duyulacak ahım! ! Ne zaman!... Ne zaman yok artık, Düşünecek vakit de!... Sen okula başladığında, Ben savaşta olacağım. Kitap, defter görmedim. Kuş nedir? Çiçek nedir? N

Kâbe-i Şerif Aşkı İle Yanıp Tutuşan Çocuk

Kâbe-i Şerif Aşkı İle Yanıp Tutuşan Çocuk   Salihlerden biri şöyle anlatmıştır: Allah’ü Teâlâ dostlarından birisi hacca gitmeye niyet etmişti. Bir oğlu vardı. Oğlu ona: “- Nereye gidiyorsun?” diye sordu. O da: “-Allah’ü Teâlâ’nın evine!” dedi. Çocuk, kim evi görürse evin sahibini de görür zannederek: “- Babacığım niye beni de yanında götürmüyorsun?" diye sordu. “- Sen buna hazır değilsin!” dedi. Çocuk ağlamaya başlayınca onu da yanına aldı. Mikat yerlerine gelince ihrama girdiler ve “Lebbeyk!” deyip Harem-i Şerif’e girdiler. Çocuk, Kâbe-i Muazzama’yı görünce şaşkınlıktan yere düşüp vefat etti. Babası bundan dehşete düştü ve: “- Çocuğum, ciğerimin parçası nerede?” demeye başladı. O sırada Kâbe’nin bir köşesinden nida edildi. “- Sen Kâbe’yi görmeyi istemiştin, onu buldun. O ise Kâbe’nin sahibini görmeye gelmişti ve Onu da buldu.” Sonra çocuk ortadan kayboldu. Yine bir ses nida etti. “- O şimdi ne bir boşlukta, ne yerde, ne de Cennet’te bir yerde

Babasını Şikâyet Eden Çocuk…

          Babasını Şikâyet Eden Çocuk…   Bir adam geliyor Rasûlüllah Efendimiz’e şikâyette bulunuyor… Evvelâ çocuk şikâyet ediyor:              “– Babam benim malımdan yiyor.” diyor. Babası da Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri’ne: “– Yâ Rasûlallah! Ben bir vakitleri kavî idim. Kuvvetimi harcadım, malımı harcadım; bunu yetiştirdim. Bugün ben zayıf düştüm, bu kavî oldu. Binaen aleyh, benim bunun malından yememde ne beis var?” deyince, Rasûlüllah sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri ağladılar ve buyurdular ki: “– Bu sözü duyan her zat ve yer mutlaka ağlayacaktır.” dediler. Sonra, “Çocuk da, çocuğun malı da babasınındır.” buyurdular. Altına bir satır koymuş: “Baba evlâdının malından, gayrimeşru bir şekilde yiyemez!” Eğer evlâd babasını dava edecek olursa, hapsettiremez. Ahmed İbni Hanbel’e göre, dava kabul olunmaz. Çünkü Cennet ananın-babanın ayağı altındadır. Bu sözler sizler için! Bizim vaktimiz geçti. Onun için kardeşlerim, analarınızın, babalarınızın kıym

Adil Hükümdar Nuşirevan’ın Çocuktan Öğrendiği Gerçek

  Adil Hükümdar Nuşirevan’ın Çocuktan Öğrendiği Gerçek             Adil bir hükümdar olan Nuşirevan, bir gün ava çıkar. Av peşinde iken, muhafızlardan ayrı düşer. Susayan hükümdar, yakınında bir köy görüp oraya gider.           Bir evin kapısının önünde durup, içmek için su ister. Evden bir çocuk çıkar. Kendisini gördüğünde eve süratle geri döner ve bir şeker kamışı parçasını sıkıp, suya karıştırır, bir bardakla onu hükümdara sunar.           Hükümdar kadehe bakar ki, içinde toprak ve toz bulunur. Yavaş yavaş suyu içer. Sonuna vardığında:           “- Güzel ve tatlı su. İçinde toz toprak bulunmasaydı!” der. Kız çocuğu:           “- Ona toz, toprağı ben kasten koydum!” der. Hükümdar:           “- Niçin böyle yaptın?” diye sorunca, çocuk:           “- Seni çok susamış gördüğümden, suyu birden içersin de sana zarar verir diye korktum!” der.           Nuşirevan kızın zekâ ve anlayışından dolayı taaccüp ederek:           “- Suya kaç şeker kamışı sıktın?” diye sordu. Ço

Evliya Çocuk

  Adamın birine hanımı balık almasını söylüyor. O da pazara gidip balık alıyor. O sırada bir çocuk yaklaşıp: “- Amca ver onu ben götüreyim”, diyor. Veriyor. Beraberce adamın evine doğru yola çıkıyorlar. Yolda ikindi ezanı okunuyor. Çocuk, beraberce namazlarını mescidde kılmalarını teklif ediyor. Adamla beraber ikindi namazlarını kılıyorlar. Beraberce eve geliyorlar. Adam karısına: “- Bu çocuk, balıkları taşımak istedi, ben de "Peki" dedim. Beraberce geldik”, diye durumu anlatıyor. Karısı: “- Belki çocukcağızın canı istemiştir. Pişireyim de beraberce yiyin!”, diyor. Çocuk, balığı eve bıraktıktan sonra gitmek istediyse de, balığın pişmesini beklemesini ve biraz yemesini söylüyorlar. Çocuk oruçlu olduğunu söylüyor. Bunun üzerine: “- O halde bekle de iftarı bizde yapalım!”, diyorlar. Bekliyor, beraberce iftar yapıyorlar. Beraberce yatsı namazını kılmak için yine mescide gidiyorlar. Döndükten sonra, “- Bu gece bizde kal!" diye teklif edince, çocuk bunu d

40 Hadis-i Şerif 69 (Çocuklar Ve Çocuk Eğitimi İle İlgili 2)

40 Hadis-i Şerif 69 ( Çocuklar Ve Çocuk Eğitimi İle İlgili 2 ) 01- "İnsan ölünce şu üçü dışında amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i cariye (faydası süregelen hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve arkasından dua eden hayırlı bir evlat." (Müslim, Vasiyyet, 14) 02- "Aziz ve Yüce olan Allah, annelere saygısızlık etmeyi, kız çocuklarını diri diri gömmeyi, hak etmediğini istemeyi size haram kılmıştır. Sizin için üç şeyi de çirkin görmüştür: Dedikodu, anlamsız çok soru sormak ve malı boşa harcamak!" (Müslim, Akdiye, 12) 03- "Kim göz göre göre çocuğunu(n kendisine ait olduğunu) inkâr ederse Allah da (kıyamet günü) ondan öylece uzaklaşır ve gelmiş geçmiş herkesin önünde onu rezil eder." (Ebu Dâvud, Talak, 28-29) 04- "Kişinin imtihanı, ailesi, malı, çocuğu ve komşusu iledir. Namaz, oruç, sadaka ve (iyiliği) emredip (kötülükten) sakındırma işte bu imtihan için kefaret olur." (Buharı, Mevakıtü's-salat, 4) 05- "Enes b. Malik Radiya