Kâbe-i Şerif Aşkı İle Yanıp Tutuşan Çocuk
Kâbe-i Şerif Aşkı İle Yanıp Tutuşan
Çocuk
Salihlerden biri şöyle anlatmıştır:
Allah’ü Teâlâ dostlarından birisi hacca gitmeye
niyet etmişti. Bir oğlu vardı.
Oğlu ona:
“- Nereye gidiyorsun?” diye sordu.
O da:
“-Allah’ü Teâlâ’nın evine!” dedi.
Çocuk, kim evi görürse evin sahibini de görür
zannederek:
“- Babacığım niye beni de yanında götürmüyorsun?"
diye sordu.
“- Sen buna hazır değilsin!” dedi.
Çocuk ağlamaya başlayınca onu da yanına aldı. Mikat
yerlerine gelince ihrama girdiler ve “Lebbeyk!” deyip Harem-i Şerif’e girdiler.
Çocuk, Kâbe-i Muazzama’yı görünce şaşkınlıktan yere
düşüp vefat etti.
Babası bundan dehşete düştü ve:
“- Çocuğum, ciğerimin parçası nerede?” demeye
başladı.
O sırada Kâbe’nin bir köşesinden nida edildi.
“- Sen Kâbe’yi görmeyi istemiştin, onu buldun. O ise
Kâbe’nin sahibini görmeye gelmişti ve Onu da buldu.”
Sonra çocuk ortadan kayboldu.
Yine bir ses nida etti.
“- O şimdi ne bir boşlukta, ne yerde, ne de Cennet’te
bir yerdedir. Çünkü O Meliki Muktedir olan Allah’ü Teâlâ’nın huzurunda sıdk
makamındadır.”
Kabul olunmuş haccın alâmeti, hacdan sonra mahlûkattan
sıyrılıp Allah’ü Teâlâ’ya karşı yapılan isyanlardan uzaklaşıp taate
yönelmektir.
(Ruhul
Beyan'dan Kıssalar ve Hisseler, İsmail Hakkı Bursevi)
Yorumlar
Yorum Gönder