Kayıtlar

Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Namazı

Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Namazı "Nebiler Sultanı'nın güzel vasıflarını, hiç durmadan devamlı olarak şerh etsem, yüzlerce kıyamet geçer de yine bitmez." Mevlâna Kuddise Sirrûh Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hiç günahı olmadığı halde, gündüzleri; devlet, millet ve din işlerini yürütüyor, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar namaz kılmakla meşgul oluyordu. Böylece rabbinin ihsan ve ikram ettiği nimetlerin şükrünü edaya ve onun rızasını tahsile çalışıyordu. Hâsılı, korku, hastalık, sefer, sıkıntı ve zorluklar... hiç bir şey onun namaz kılmasına mani olmuyordu. Mirac'da beş vakit namazın farz kılınmasından itibaren iki cihan Güneşi Efendimiz ömürlerinin sonuna kadar namazı hiç terk etmemişlerdir. Vefatlarına yakın hasta olduklarında, Hz Ali ve Hz Abbas Radıyallahü Anhümâ'nın koltuğuna girerek cemaate devam etmiş, ashabına ve ümmetine namazın ehemmiyetini, devam lüzumunu ve şiddetli hastalık halinde bile hiçbir suret

Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin İki Mürşidâne Vasiyeti

Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin İki Mürşidâne Vasiyeti   Son devir Tarîk-i Mevleviyye ricâlinden Tâhirü'l Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin bende-i sâdıkı Şefik Cân Efendi Kuddise Sirrûh, mürşidinin bir vasiyetini şöyle anlatıyor: Mürşidim Tâhirü'l-Mevlevî Hazretleri 1951 senesinde vefât etti. Bendeniz çok perîşân oldum. Cenâze namâzını Koca Mustafa Paşa'da Sünbül Sinan'da kıldık. Sonra Yenikapı Mevlevîhânesine getirdik. Caddeden girince sol tarafda Merkez Efendi mezarlığı var. Şeyhi Selânikli Es'ad Dede Kuddise Sirrûh da orada yatar. Kendisi yahudi dönmesi ama çok mütedeyyin bir zât. Hacca da gitmiş, o da Tâhirü'l-Mevlevî gibi beş vakit namazını kılan mevlevîlerdendir. Bu zâtın kabrinin biraz ötesinde Tâhirü'l-Mevlevî'nin annesi yatıyordu. Onu Tâhirü'l-Mevlevî ile berâber ziyâret ederdik, şeyhine de annesine de Fatihalar okurduk. Orayı iyi tanıyorum. Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh: "Benim cenâzemi şeyhimin kabrinin yan

Mîraç Mucizesi

Mîraç Mucizesi   Resûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hicret’ten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi, Burak ismindeki binek ile Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya götürüldü. Sonra mîraç (bir nevi asansör) ile Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki mübârek kayadan) dünya semâsına çıkarıldı. Semâ katlarının her birinde peygamberlerden biriyle görüştü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidre-i Müntehâ’ya ulaştı. Oradan da Refref’e bindi ve huzur-ı İlâhî’ye vardı. Kendisine, Allâhü Teâlâ’nın melekûtünden birçok acâyibât gösterildi. Huzûr-ı İlâhî’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” diyerek Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu. Ümmetine bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emr olunmuşken Resûlul

Günahlarımızı Affettiren Şeyler

  Günahlarımızı Affettiren Şeyler   Bütün insanlar topraktan yaratılmıştır, tekrar toprağa döneceğiz. Bize tahsis edilen ömrümüzü yaşadıktan, bize sayılı olarak verilen nefeslerimizin sonuncusunu verdikten sonra artık dünya ile alâkamız kalmaz, aslımıza rücu edeceğiz.   Dünyaya gelirken günahsızdık, o zamanlar mükellef değildik, bize herhangi bir emir de verilmemişti. Toprağa girerken de günahsız girmeye gayret etmeliyiz. Denebilir ki; biz masum değiliz. Günah işlemeyen yalnız Peygamberlerdir, hepimiz bilerek veya bilmeyerek yüzlerce hata yapıyor ve günah işliyoruz. Doğrusu, önemli olan hata ve günahlarımızı affettirmek ve günahlardan arınmış olarak ölüm döşeğine uzanmaktır. Rabbimiz, bizi çok sevdiği için günahlarımızı affetmek için bazı imkânlar yaratmıştır. Bunları değerlendirirsek hiç günah işlememiş oluruz.   01-            Bunların birincisi: Tövbe etmektir. Tövbe etmek için birine müracaat etmek, birilerinden yardım beklemek gerekmez. Kul yaptığı kusurları itiraf

Cennet Eyle!

  Kurtul fitne fesattan, hadde tecavüz etme; Yeme kulun hakkını, zalimliği terk eyle!   Kendini dindar sanıp, gurura kibre düşme; Vazgeç gurur kibirden, kibrinle cihat eyle!   Benlik içine düşüp, kendini yüce görme; Kul dediğin acizdir, aczini idrak eyle!   Eksik noksan arayıp, kimseyi kâfir görme; Kendi günahını gör, divan dur tövbe eyle!   Doğan bir gün ölüyor, kimse kalıcı değil; Aslın nedir sen kimsin, düşün tefekkür eyle!   Kâmil bir kimse bul, onun sözünü dinle; Tut dilini konuşma, sükût et edep eyle!   Gönlünü Hakk’a çevir, Dünyaya gönül verme; Her şeyinle teslim ol, Hakk’a teveccüh eyle!   Aşkın hep Hakk’a olsun, sadık ol Hakk’tan dönme Sâlih kimselerden ol, hâlini cennet eyle!   (Alıntı)

Aç Karnına Su İçmek

Aç Karnına Su İçmek   Bir ay boyunca uyanır uyanmaz bir bardak su içmeye başladık. Dilerseniz bunun faydalarına hep birlikte göz atalım… 1. Daha enerjik hissettik ve metabolizmamız hızlandı. Uzmanlar sabahları içilen suyun metabolizma hızımızı %24 artırdığını söylüyor. Su aynı zamanda vücudun besinleri emmesini kolaylaştırıyor. Bununla bağlantılı olarak biz de kendimizde enerji artışı hissettik. Metabolizmamızın hızlandığını ve sindirim problemlerimizin azaldığını gördük. Ayrıca uykulu ve yorgun halimizin geçtiğini ve daha aktif hissettiğimizi fark ettik. Çünkü aç karnına içilen bir bardak su, alyuvarların büyümesini uyarıyor ve daha fazla oksijen taşımalarını sağlıyor. Böylelikle enerji seviyemiz de artıyor. 2. Kilo vermeye başladık. Su, metabolizmayı hızlandırdığı için yağ ve kalori yakımını da kolaylaştırıyor. Sabah içtiğimiz su midede doluluğa neden olduğu için fazla yeme isteğimizin azaldığını gözlemledik. Böylelikle iştahımız azaldı ve sağlıklı bir şekilde kilo vermeye

Sabır ve Merhamet!

Sabır ve Merhamet!   Bir gün Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz, bir müşriki karşısına almış, ona İslamiyet’i anlatıyordu.             Her anlatışta o müşrik, Rasûlullah efendimizle alay ediyor, inkâr ediyordu. Bu, bir müddet devam etti. Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh, dayanamayıp, kılıcını alıp geldi: “- Yâ Rasûlallah, dayanamıyorum, izin ver!”, dedi. “- Hayır, yâ Ömer, git yerine otur!” Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh gitti, yerine oturdu. Rasûlullah yine nasihat etmeye devam etti, müşrik yine inkâr etti, alay etti. Bu durum epey bir müddet sürdü… En sonunda o müşrik: “- Tamam yâ Rasûlallah!” diyerek Müslüman oldu. Peygamber efendimiz Hazret-i Ömer’e buyurdu ki: “- Eğer sana peki deseydim, bu kişi müşrik olarak Cehenneme giderdi. Ben bu dini iki şeyle yaydım!” “- Sabır ve merhamet!” “Allah Teâlâ, onlardan razı olsun; şefaatlerine nail eylesin!”