Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin İki Mürşidâne Vasiyeti
Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin
İki Mürşidâne Vasiyeti
Son devir Tarîk-i Mevleviyye ricâlinden Tâhirü'l Mevlevî Kuddise
Sirrûh Hazretlerinin bende-i sâdıkı Şefik Cân Efendi Kuddise Sirrûh, mürşidinin
bir vasiyetini şöyle anlatıyor:
Mürşidim Tâhirü'l-Mevlevî Hazretleri 1951 senesinde vefât etti.
Bendeniz çok perîşân oldum. Cenâze namâzını Koca Mustafa Paşa'da Sünbül
Sinan'da kıldık.
Sonra Yenikapı Mevlevîhânesine getirdik. Caddeden girince sol
tarafda Merkez Efendi mezarlığı var. Şeyhi Selânikli Es'ad Dede Kuddise Sirrûh
da orada yatar. Kendisi yahudi dönmesi ama çok mütedeyyin bir zât. Hacca da
gitmiş, o da Tâhirü'l-Mevlevî gibi beş vakit namazını kılan mevlevîlerdendir.
Bu zâtın kabrinin biraz ötesinde Tâhirü'l-Mevlevî'nin annesi yatıyordu. Onu
Tâhirü'l-Mevlevî ile berâber ziyâret ederdik, şeyhine de annesine de Fatihalar
okurduk. Orayı iyi tanıyorum.
Tâhirü'l-Mevlevî Kuddise Sirrûh:
"Benim cenâzemi şeyhimin kabrinin yanına gelince
omuzdan indirin, aşağıdan sürükleyerek götürün, ona saygısızlık olmasın!" diye vasiyet etmişdi.
Kabristanda vasiyetini yerine getirmek için cenâze yere
indirilince, İmam Efendi hemen itiraz etti:
"Bir müslümanın cenâzesi yerden sürüklenemez,
hıristiyanların âdetidir bu, olmaz!" diye isyân edip bağırdı.
O zaman, sonradan Cerrâhî Şeyhi olan, rahmetli Kitapçı Hacı
Muzaffer Kuddise Sirrûh Bey, celâllendi ve:
"Hoca Efendi! Hoca Efendi! Tâhirü'l-Mevlevî'nin
vasiyetidir bu! Şeyhine saygısızlık olmasın diye omuzdan incecek ve
sürüklenecek!"
dedi.
Omuzdan indirdiler, sürükleyerek götürdüler, annesinin koynuna
defnettiler.
Bilenler bilir ki bu kadîm bir tarîkat edebidir. Vefât eden
zâtın cenâzesi bağlı olduğu yolun pîrinin ya da büyüklerinden birinin ya da
mürşidinin yanından geçirilecekse ya da onlara yakın bir yerde defnedilecekse
tabut muhakkak aşağı indirilir.
“Tâ ezelden rûh-i kudse nûr-i Sübhân'dır edeb
Nisbet-i zât-ı mu'allâ feyz-i Rahmân'dır edeb
Saff-ı lâhûtîlerin tertîbine yektâ nizâm
Serteser temyîz için düstûr-i Yezdân'dır edeb
Buldular vâsıl olanlar kurbeti âdâb ile
Mâyedârân-ı velâyet kenz-i pinhândır edeb!”
Tâhirü'l Mevlevî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin diğer bir vasiyeti
de, kendi inşâd ettiği şu kıt'anın kabir taşına yazdırılmasıdır. Bu kıt'a,
büyük bir edeb ve dervîşlik dersidir. Bir ömür boyu hiç durmadan çalışarak
kitap te'lîf eden, sayılmayacak kadar çok hizmetlerle insanları tenvîr eden, ilmine
ve irfânına herkesin hayrân olduğu böyle bir zâtın şu mahviyyetine ne demeli?
“Eli boş gidilmez gidilen yere;
Mevlâm boş gelmedim suç getirdim!
Dağlar çekemezken o ağır yükü;
İki kat sırtımda pek güç getirdim…”
Yorumlar
Yorum Gönder