Kayıtlar

Ruhun Bedene Galip Gelmesi

  Ruhun Bedene Galip Gelmesi   Ruhun bedene galip gelmesi sadece çilelerle, uzletlerle mi mümkündür; yoksa sünnete ittiba çizgisinde yürüyüp de uzlet yerine hizmet düşüncesiyle gidenlerde de bu tarz şeyler görünebilir mi?   Değerli Kardeşimiz;   Ruh ile cesed, tabiat olarak birbirine zıt varlıklardır. Ruh nuranî ve latif bir varlıktır, cesed ise maddî ve kesif bir varlıktır. Ruh zaman ve mekân kaydından mücerreddir, cesed ise zaman ve mekân ile mukayyeddir. Ruh bir anda binlerce işi tedbir ve tedvin edecek bir hâsiyettedir, cesed ise aynı anda iki işi yapamaz. Ruh hafif ve kayıtsızdır, cesed ise sakil ve mukayyeddir. Ruh inbisat ve tekemmül ettikçe beden incelir, ruha karşı mukavemetini kaybeder, onun gibi latif ve nuranî olmaya başlar. Cesed kalınlaşır ve hükmünü icra ederse, yani madde ve maddî kayıtlar inkişaf edip kesafet galip olursa, o zaman da ruh asliyetini kaybeder ve sakil bir hale dönüşür. Onun için ruh ile cesed iki mübayin rakiptir. Mücadeleyi ruh kazanırsa, ya

Kime Dört Şey Verilmişse, Dört Şey Daha Verilmiştir

Resim
  Kime Dört Şey Verilmişse, Dört Şey Daha Verilmiştir     İbni Mes'ud Radiyallahü Anh rivayet ediyor. Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Kime dört şey verilmişse, ona dört şey daha verilmiş demektir!” buyurdu. Sonra da bu sözünü Kur'an-ı Kerim’den ayetlerle açıkladı. Şöyle buyurdu. 1- "Kime Allah’ü Teâlâ'yı zikretme nasip edilmişse, Allah’ü Teâlâ da onu anar. Çünkü Allah’ü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, 'Beni zikredin ki, Ben de sizi rahmetimle anayım.” (Bakara: 152) buyuruyor. 2- "Kime dua yapmak nasip edilmişse, kendisine cevap verilecektir. Çünkü Allah’ü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, 'Bana dua edin, size cevap vereyim." (Mü'min: 60) buyuruyor. 3- "Kime verilen nimetlere şükretme nasip edilmişse, fazlası verilecek demektir. Allah’ü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, 'Şükrederseniz daha çok veririm." (İbrahim: 7) buyuruyor. 4- "Kime istiğfar etmek nasip edilmişse, o bağışlanacak demektir. Çünkü Allah’ü Teâlâ Kur'an-

Ahiret İnancının Pratik Hayata Etkileri

  Ahiret İnancının Pratik Hayata Etkileri   Din, fert ve toplum hayatını her yönüyle kuşatan; iman, ibadet, ahlâk ve muamelatla ilgili değerler bütünüdür. Bu değerler bütününün, iman kapsamında yer alan en önemli ilkelerinden biri, Ahiret’e imandır.   Ahiret’e iman; dünyada yapılan davranışlara göre, ya mutluluk dolu bir yaşam veya belirli bir süresi ya da bütünü, azaplarla çevrili, ebedî bir hayat yaşamak için, ölümden sonra tekrar dirilmeye inanmaktır.   İnsanın varlığı bir bitki gibi yalnız Dünya hayatı ile sınırlı değildir. Kan pıhtısı ile başlayan bedensel yapı, yer altında çürüyüp toprak olurken, insanın özü ve gerçek kişiliği olan ruh, Ahiret dediğimiz öteki dünyada, varlığını ve yeni yaşamını devam ettirecektir.   Dolayısıyla yaşam, sadece Dünya hayatından ibaret olmadığı gibi, bu hayatın son bulduğu ölüm de, bir yok oluş değildir; yeni ve ebedî bir hayatın başlangıcıdır.   Ahiret, -iyi ya da kötü-, dünyada yapılan her davranışın hesabının verileceği ve neti

Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz?

  Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz?   Yaptığımız ibadetlerden farkında olmadan muhakkak lezzet alıyoruz. Fakat bu lezzeti layıkıyla neden hissedemiyoruz? Öncelikle bilinmesi gereken; insan yaratılış gayesi olan ibadeti zevk almak için değil sadece Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh rızası için yapmalıdır. İbadetten zevk alınmaması ibadetin terki için geçerli bir sebep olamaz. İbadet lezzetine engel olan manevi hastalıklar ve ilaçlarından bir kaçını şöyle sıralayabiliriz. Günahlar iman zayıflığına sebep olduğu gibi, ibadetten lezzet almaya da engel olur. “Mü’minin işlediği her günah kalbinde siyah bir nokta meydana getirir. Tövbe edip kötülükten sıyrılarak af dileyince, o siyah nokta kalbinden silinir. Eğer günaha günah eklerse siyah noktalar çoğalıp kalbini kaplar.” (Buhari) Nasıl ki hasta bir insan yediği ve içtiği şeylerden tam lezzet alamaz. Ve lezzet alamaması ona sıkıntı verir. Hastalığını tedavi edecek doktor ve ilaca ihtiyaç duyar. Bunun gibi, günahların tekr

Ev Ev Dolaşan Yemek Gördünüz mü?

  Ev Ev Dolaşan Yemek Gördünüz mü?   İbni Ömer Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabından birisine koyun kellesi takdim edildi. O zât; “- Falanca kardeşim benden daha açtır, kelleyi ona verin”, dedi. Öteki zat da aynı şekilde; “- Falanca kardeşim benden daha açtır, kelleyi ona verin”, dedi ve böylece kelle yedi kişiyi dolaştıktan sonra, tekrar ilk sahabeye geldi. Çünkü gerçekten muhtaç ve aç olan o idi. Başka bir rivayette; Ashab-i Sûffe” Hazretlerine bir kuzu başı getiren zât, her birinden: “- Bugün benim ihtiyacım yok, başkasına götür!” cevabını almış ve böylece tam kırk kişiyi dolaşmak mecburiyetinde kalmıştır. Hüzeyfet’ül-Adeviye Hazretleri anlatıyor: “-Yermük muharebesinde bir matara su ile yaralılar arasında amcamın oğlunu arıyordum. Onu buldum. Kanlar içindeydi. Son demlerini yaşıyordu. Şehâdet şerbetini içmek üzereydi. Kulağına eğildim: “- Ey amcamoğlu! Benden bir isteğin var mı? Sana su içireyim mi?” dedim. İştiyak

İlmi Gizleme…

  İlmi Gizleme…   Haccac, Hasan Basrî Rahmetullahi Aleyh hazretlerine haber gönderdi. (0nu yanına davet etti.) Ve sordu: “- Senden bana ulaşan haberler nedir?“ Hasan Basrî Rahmetullahi Aleyh “Benden sana ulaşanların hepsini ben söylemiş değilim; ama benim dediklerimin hepsi de sana ulaşmış değil!“ Haccac: “- Nifak önceleri gizliydi, uzaktı; şimdi de kılıcını kuşanarak açığa çıktı, diyen sen değil misin?” Hasan Basrî Rahmetullahi Aleyh: “- Evet! Ben dedim!” buyurdular. Haccac: “- Seni bunu söylemeye iten nedir? Hâlbuki biz böyle şeylerden ikrah ediyor ve istemiyoruz! (Bilmiyor musun? Böyle bir şeyi neden söyledin)?” Hasan Basrî: “- Çünkü:   “- Allah, kendilerine kitâb verilen okur-yazarların (ilim ehlinden) şöyle mîsâkını aldı: “Celâlim hakkı için, onu insanlara anlatacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz” (işte doğruyu söylemeye beni sevk eden, Allâhü Teâlâ hazretlerinin, kendilerine kitap (ilim) verilenlerden, onu açıklamaları (ve bildiklerini) gizlememeleri ha

Namaz Allah'ü Teâlâ’nın Ziyafetidir

  Namaz Allah'ü Teâlâ’nın Ziyafetidir   Bil ki, namaz ziyafet mesabesindedir. Allâhü Teâlâ hazretleri, bu ziyafeti tevhid ehli için, her gün beş kez hazırlamıştır. Nasıl ki, ziyafette türlü türlü yiyecekler ve içecekler sunulur, her birinin rengi ve tadı farklı olursa, aynı şekilde namaz için de durum böyledir. Çünkü namaz içerisinde de muhtelif rükünler ve fiiller vardır. Her bir fiilin ayrı bir lezzeti ve günahları ortadan kaldırması ve affedilmesi vardır.   Kaynak: (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 688)

Gece Yatağa Yatınca Yapılacak Sünnet

  Gece Yatağa Yatınca Yapılacak   Hazret-i Âişe Radiyallahü Anha annemizden rivayet olundu. “- Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hazretleri her gece yatağına geldiği zaman, iki elini birleştirir sonra onların içine nefes eder. Ve onlara; 1- Kulhuvellâhüehad, 2- Kul eûzü birabbil-felak, 3- Kul eûzü birabinnâs sûrelerini okur... Sonra onlarla gücü yettiği kadar mübarek cesedini meshederdi, iki eliyle başından ve yüzlerinden başlar ve cesedinin ön tarafından başlayarak meshederdi. Ve bunu üç kere yapardı..."   İhya-u Ulumiddin'de buyurdu: "Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hazretleri dua ettikleri zaman, iki avucunu birleştirir ve elinin içlerini yüzüne taraf tutardı."   (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:612-613)

İlâhi Ordu

İlâhi Ordu   Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, mü'minler asker, Bu ilâhi ordu dinimi bekler, Dillerde tevhid Allahu Ekber.   Mü'minler ordusu Hakk'ın kolunda, Batılla savaşır dini uğrunda, Ezelden ebebe Kur'an yolunda, Allahu Ekber, Allahu Ekber.   Hak dinin rehberi Resul-i Ekrem İman telkin eder hadisi her dem Dinimizde yoktur gizli ve mahrem Doğrudan doğruya Allahu Ekber.   Cevat Örnek