Kayıtlar

Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?

  Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?   Sıla-i rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmekdir.   “Sözgelimi iş ve ikamet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve taziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahme dâhildir. Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır. Sözgelimi, karşılaştığımız bir mümine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, ictimâî münasebetlerde güler yü

Sıla-i Rahmin Vücûbu Ve Fazîleti

  Sıla-i Rahmin Vücûbu Ve Fazîleti   Yüce dinîmiz İslâm, akrabalık bağlarını sıkı tutmayı, onları kollayıp gözetmeyi, onlara iyilik etmeyi emretmektedir. Bu konu, pek çok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfte mevzû edildiği gibi, akrabalık haklarına riayet etmeyenlerin zemmine yönelik ikazlar da mevzû edilmiştir. Bu delillerden yola çıkarak ulema, akrabayı gözetmenin vacip, bunun terkininse haram olduğu hükmünde ittifak etmişlerdir.   Bayramla adeta özdeşleşmiş bulunan, dinîmizin bu derece ehemmiyet atfettiği Sıla-i Rahim vecîbesini yaklaşmış bulunduğumuz mübârek Kurbân Bayramında gözetmeli, bilhassa birbirine eklenen diğer uzun tatil ve izin günlerini vesile edinerek yaşatmalı ve bu hassasiyetin gelecek nesillere taşınması konusuna da ayrı bir ihtimam gösterilmelidir.   Dinîmizin emir ve tavsiyelerine yönelik gerçekleştireceğimiz işlerde şer’î ölçülere uygun şekilde hareket etmek işin en mühim tarafıdır. Dolayısıyla, akraba görüşmeleri ve ziyaretleşmelerinde özellikle tesettür

Komşum Açken Yediğim Yemek Haram mı Olur?

  Komşum Açken Yediğim Yemek Haram mı Olur?   Soru Detayı: - Bir sitede “Bir kişi komşusu açken kendisi karnı doymasına rağmen halen yemek yiyorsa, o yediği yemek haram olur.” yazıyor bu doğru mu? - Diyelim ki benim karnım tok komşumun karnı ise aç ve evimde fazladan yemek var. Ben bu yemeği komşum açken ona götürmeyip karnım tok olmasına rağmen kendim yersem bu yediğim yemek haram mı olur?   Cevap: Değerli kardeşimiz,   Komşularla yemeğin paylaşılması güzel bir davranış olmakla birlikte, komşu açken yenen yemek haram olmaz. Ancak kişi, bu durumda dinen sorumlu olur.   Peygamberimiz (asm), fakir komşu hakkında Müslümanları uyararak şöyle buyurmuştur:   “Yanı başındaki komşusu aç iken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir.”(1)   "Komşusu açken tok olarak yatan kimse bizden değildir."(2)   İnsan yemek yemeden yaşayamaz. Yemek yeme onun hayatını, sağlığını ve gücünü korur. İster yemeği yemeye niyeti olsun ister olmasın; ister İslam ku

Veysel Karani Kuddise Sirrûh: “Meleklerin İbadeti”

  Veysel Karani Kuddise Sirrûh: “Meleklerin İbadeti”   Veysel Karani Kuddise Sirrûh Hazretleri bazen sehere kadar secdede, bazen sabahlara kadar rükûda kalır. “- Bırakın üç kere Sûbhane rabbiyel âla demeyi, ben bir keresini bile beceremiyorum!” diye yakınır. Eh onun özlediği ibadet meleklerinkinden farksız olmalıdır. “Namazda huşu öyle olmalıdır ki!” der: “Bağrına bıçak sokulsa duyulmaya.”   Biri sorar: “- Nasılsın?” Cevap manidardır: “- Akşama çıkacağını bilmeyen biri nasıl olursa!” Sevenleri ısrarla nasihat isterler. O gülümser: “- Allahü teâlâyı bilir misiniz? “- Evet biliriz. “- Öyleyse başka şeyleri bilmeseniz de olur. “- Aman efendim bir nasihat daha. “- Allahü teâlâ sizi bilir mi? “- Elbette bilir.” “- Öyleyse başkaları bilmese de olur.” Mübarek, Allahü teâlâdan çok korkar ve buyururlar ki: “- İnanın Allahü teâlâ’yı tanıyana gizli kalmaz.”   Veysel Karani hazretleri hayatını kendi ifadesiyle şöyle hülâsa eder. “- Yüksekliği tev

Yüksekliği Tevazuda Buldum!

  Yüksekliği Tevazuda Buldum!   Veysel Karani Kuddise Sirrûh Hazretleri hayatını soranlara kendi ifadesiyle şöyle özetler: “- Yüksekliği tevazuda buldum!” “- Liderliği nasihatte...” “- Nesebi takvada buldum!” “- Şerefi kanaatte... “ “- Rahatlığı zühdde buldum!” “- Zenginliği tevekkülde...” Rabbim bizleri bu güzel sözlerden hakkıyla istifade edenlerden eylesin!” Allahümme Âmîn!  

İnanmanın Gücü

  İnanmanın Gücü   Ülkenin birinde küçük bir çocuk yaşarmış… Bu çocuğun annesi ve babası amansız bir hastalığa yakalanmış. Yıllarca yataktan kalkamadıkları için evin her işini bu küçük çocuk yaparmış.             Artık annesinin ve babasının durumu gittikçe ağırlaşmış. Eve gelen doktor, küçük kızın amcasına, artık bu karı kocanın çok yaşayamayacağını söylemiş.             Doktor gidince, küçük kız amcasına annesinin ve babasının durumunu sormuş. Amcası da küçük kız üzülmesin diye gerçeği söylemeyip:             “- Doktor, annene ve babana her gün süs kabağı ile gün ağarmadan önce ve hava karardıktan hemen sonra 2 kere su verirsen, iyileşeceklerini söyledi.” demiş. Çocuk ertesi gün büyük bir mutlulukla süs kabağı aramaya çıkmış. Yakın köylerden birinde bulup heyecanla geri eve dönmüş. Gün kararınca hemen annesine ve babasına süs kabağının içinde su vermeye başlamış. Bu böyle günlerce sürmüş. Çocuk vakitlere çok dikkat etmiş.             Asla bir gün bile aksatma

Rahman ve Rahim Olan yüceler yücesi Allah'ın Adıyla

  سْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم Rahman ve Rahim Olan yüceler yücesi Allah'ın Adıyla Ey kalpleri süsleyen Allah’ım! Kalplerimizi seni bilmekle, imanla; “Süsle!” Kalplerimizi sana yakınlıkla, “Zinetlendir!” Kalplerimizi seni sevmekle; “Güzelleştir!” Kalplerimizi senin tarafından sevildiğimizi bilmekle; “Taçlandır!” Kalplerimizi sana inanmakla; “Nurlandır!” Kalplerimizi güzel isimlerinin tecellileriyle; “Aydınlat!” Kalplerimizi senin vuslatınla “Işıklandır!” Kalplerimizi ümitsizliğin karanlığına “Düşürme!” Ey kalpleri nurlandıran! Kalplerimizi hidayetin ile “İyileştir!” Kalplerimize ebedi saadet müjdesiyle “Şifa ver!” Kalplerimizi yokluğun acısına “Terk etme!” Ey kalplere şifa veren; Güzel Rabbim! Kalplerimizi senin muhabbetinle “Sevindir!” Ey kalplerin sevgilisi; Yüce Rabbim! Kalplerimizi senin zikrinle “Şereflendir!” Kalplerimize seni tanımakla “Sıcaklık ver!” Kalplerimizi birbirine “Isındır!” Seni bütün kusurlardan tenzih eder