Sıla-i Rahmin Vücûbu Ve Fazîleti
Sıla-i Rahmin Vücûbu Ve Fazîleti
Yüce dinîmiz İslâm, akrabalık
bağlarını sıkı tutmayı, onları kollayıp gözetmeyi, onlara iyilik etmeyi
emretmektedir. Bu konu, pek çok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfte mevzû edildiği
gibi, akrabalık haklarına riayet etmeyenlerin zemmine yönelik ikazlar da mevzû
edilmiştir. Bu delillerden yola çıkarak ulema, akrabayı gözetmenin vacip, bunun
terkininse haram olduğu hükmünde ittifak etmişlerdir.
Bayramla adeta özdeşleşmiş
bulunan, dinîmizin bu derece ehemmiyet atfettiği Sıla-i Rahim vecîbesini
yaklaşmış bulunduğumuz mübârek Kurbân Bayramında gözetmeli, bilhassa birbirine
eklenen diğer uzun tatil ve izin günlerini vesile edinerek yaşatmalı ve bu
hassasiyetin gelecek nesillere taşınması konusuna da ayrı bir ihtimam
gösterilmelidir.
Dinîmizin emir ve tavsiyelerine
yönelik gerçekleştireceğimiz işlerde şer’î ölçülere uygun şekilde hareket etmek
işin en mühim tarafıdır. Dolayısıyla, akraba görüşmeleri ve ziyaretleşmelerinde
özellikle tesettür ölçülerine riayet etmenin ve haremlik selamlık hassasiyetini
elden bırakmamanın, ifâ edeceğimiz vecîbelerin Hakk’ın rızasına uygun olarak
gerçekleşmesi açısından son derece mühim olduğu asla unutulmamalıdır.
Sıla-i Rahmin ehemmiyetini
kavrayabilme açısından, vücûbiyetine yönelik delillerin gündeme getirilmesi
ayrı bir önem taşımaktadır…
Sıla-i Rahmi Vâcib Kılan
Deliller
Hac Sûresi’nin 77. âyet-i
kerimesinde şöyle buyrulmaktadır:
“Ey iman etmiş olan kimseler!
(Namaz kılarken) rükû’ edin, secde edin, (tüm farzları yerine getirerek)
Rabbinize kulluk edin ve (nâfile ibadetler, sıla-i rahim, güzel ahlâka riâyet
gibi) hayır(lar) işleyin(; yapacağınız ve terk edeceğiniz her konuda en iyi ve
en doğru olanı araştırın)! Tâ ki siz felâh (ve kurtuluş)a erişebilesiniz!
Âyet-i kerimedeki, “Rabbinize
kulluk edin”den maksat, farzları eda edin, yerine getirin, demektir. “Hayrı
işleyin” sözü ise tahsisten sonra umumileştirmektir. Çünkü hayra namaz, oruç ve
diğer ibadetlerin hepsi de dâhildir. Veya “Hayrı işlevin”den, maksat nafile
ibadetleri yapın demektir. İbn-i Abbas (Radıyallâhu Anh)’dan gelen rivayete
göre “Sıla-i rahim yapın, mekârimi (güzel) ahlâka yapışın” demektir.[1]
Sıla-i Rahmi kesmenin haram
olduğu
(Bazı kimseler çeşitli
sebeplerden, yakınlarıyla konuşmamaya ve onlara iyilik yapmamaya yemin
ettikleri gibi, siz de: “Vallâhi şu akrabamızdan yardımı keseceğiz!”
şeklindeki) yeminleriniz yüzünden, iyilik yapmanıza, (sıla-i rahimi kesmek gibi
yasaklardan) iyice sakınmanıza ve insanlar arasında ıslahta bulunmanıza Allâh
(adın)ı bir engel kılmayın! (Böyle yaptıysanız da, yemin keffâreti vererek o
yemininizi bozun ve hayırlı olanı yapın!) Allâh (yeminleriniz dâhil, her
sözünüzü çok iyi işiten bir) Semî’dir; (varlık sahasına çıkan her şeyi,
özellikle yemin ederken taşıdığınız niyetleri hakkıyla bilen bir) Alîm’dir.[2]
Âyet-i kerîme ile ilgili olarak
tefsirlerde şu açıklamalar aktarılmaktadır:
“Ademoğlunun mülkünde olmayan
bir şey için nezir yapmak ve yemin etmek yoktur. Allah’a isyan olan bir konuda
nezr ve yemin yapmak yoktur. Sıla-i rahmi kesmek hususunda nezr ve yemin yapmak
yoktur. Kim ki herhangi bir şeyi yapmak veya yapmamak hususunda yemin eder,
sonra onun gayrısını ondan daha hayırlı görürse, o şeyi bıraksın, daha hayırlı
olanı yapsın. Onu bırakması onun keffaretidir.”
İbn-i Cerir, Âişe validemiz
tarikiyle rivayet ediyor. Allah’ın Resulü buyurdu: “Kim ki sılayı rahmi kesmeye
veya bir masiyeti yapmaya dair yemin ederse, onun o yeminden kurtuluşu, onu
bozup keffaret vermesidir.”[3]
Sılâ-i Rahmin Fazileti
Ebû Hüreyre (Radıyallâhu
Anh)’den rivayet edildiğine göre: “Bir adam, Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve
Sellem)‘e geldi de şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü! Benim akrabam var, onlara
varıyorum; onlar ise ilgiyi kesiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana
kötülük ediyorlar ve bana kötü söyleyip cefa ediyorlar. Ben bu yaptıklarına
tahammül ediyorum ve bağışlıyorum…” Buna karşılık Efendimiz (Aleyhissalatu
Vesselâm): “Eğer durum, anlattığın gibi ise, sen onlara ateşli kül serpiyor
gibisin… (onlar, senin iyiliğinden ıstırap içinde olurlar). Sen bu vaziyette
(ihsanına) devam ettikçe, onlara karşı, Allah (Celle Celâluhû)’dan bir yardımcı
daima seninle bulunur.”[4]
Bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor
ki, bir insan akrabalarına iyilik ve ihsanda bulunmasına karşılık, onlardan
eziyet ve fenalık görürse, bunlara tahammül ederek yine onlardan ilgiyi kesmez
ve gereken yakınlığı gösterirse, Allah Te’âlâ ona yardımcı olur, eziyetlerini
kaldırır. Allah’ın yardımcı olması da kâfidir. Bunun İçin ufak-tefek hadîse ve
sözler sebebiyle hiç bir zaman akrabalık bağları zedelenmemeli, icab eden
İyiliği yapmaktan kaçınmamalıdır.[5]
Sıla-i Rahmi Kesmek, Allâh
Te’âlâ’nın İhsânından Mahrum Bırakır
Abdurrahman İbn-i Avf
(Radıyallâhu Anh)’dan Rasulullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle dediği
haber verilmiştir: “Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki, ben Rahman’ım ve
akrabalığı = Rahimi ben yarattım ve ismim olan Rahman’dan ona isim diye rahim
türettim. Kim akrabaya iyilik ederse, ben de ona iyilik ederim. Kim de ondan ilgiyi
keserse, ben de ondan iyiliği keserim.”[6][106]
Akraba arasındaki münasebetin
şerefli mevkiini beyan etmeye bu kudsî hadîs-i şerîf en büyük delildir. Zira
Allah’a mahsus en güzel isimlerden olan Rahman kelimesi ile nesebî yakınlık
manasına gelen Rahim, kök itibariyle aynı kelimedir. Bunun için Cenâb-ı Hak,
ismimden yani «Rahman’dan Rahim’i türettim» buyurmuştur. Bu beyan da Rahim’in
kıymet ve ehemmiyetini belirtmek için başka bir ifadeye ihtiyaç
bırakmamaktadır. Rahim hukukuna riayet edenlere Allah Te’âlâ ihsan ve ikram
edecek, riayet etmeyenleri de rahmetinden mahrum bırakacaktır.
Abdullah İbn-i Amr (Radıyallâhu
Anh)ın anlattığına göre: “Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), parmağını
bize tevcih ederek şöyle dedi: Rahim, RAHMAN isminden ayrılmadır (onun bir
dalıdır). Onun hakkını kim korursa (sıla ve iyilik ederse), Allah ona ihsan
eder. Kim de onun hakkını korumazsa (sıla ve iyilik etmezse), Allah ondan
ihsanını keser. Rahimin (yakınlara iyilik ve merhametin), kıyamet gününde fasih
ve beliğ bir lisanı vardır.”[7]
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ)
dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallalâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: “Rahim, Allah’ın rahmetinin eserlerindendir. Kim onun hakkını yerine
getirirse (sılâ ve iyilik ederse), Allah ona ihsan eder. Kim de ondan ilgiyi
keserse, Allah (Celle Celâluhû) ondan ihsan ve rahmetini keser.”[8]
Bu hadîs-i şerîf de bîr önceki
hadîs-i şerifin manasına uygun olarak varid olmuştur. Ancak Rahim’in kıyamet
gününde hakkını arayacak bir lisana ve ifadeye sahip olduğunu da öğrenmiş
bulunuyoruz. Bu da onun şanını ve kıymetini göstermiş olup, gereği üzre hakkına
riayet etmemiz icab ettiğini bize tembihtir.[9]
Sıla-i Rahim Nedir? Hükmü Nedir?
Hangi Akrabaları Kapsar? ve konuyla ilgili diğer bazı soruların cevapları için
bkz.
Kaynakça
Mahmud Ustaosmanoğlu, Kur’ân-ı
Mecîd ve Tefsirli Me’âli Âlî’si; Fahreddin er-Râzî, Tefsîru’l-Kebîr; Ali Fikri
YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez
Neşriyat: C.I.
[1] Fahreddin er-Râzî,
Tefsîru’l-Kebîr, Hac Sûresi 77. Âyet-i kerîme tefsiri.
[2] el-Bakara, 224
[3] Fahreddin er-Râzî,
Tefsîru’l-Kebîr, Bakara Sûresi 224. Âyet-i kerîme tefsiri.
[4] Müslim: (45) Kitabu’l-Birri, Hadis No: 22. Müsned-i Ahmed: Cild : 2, Sayfa : 300, Sayı : 7979.
[5] Ali Fikri YAVUZ, İmam
Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: C.I,
s.62-63.
[6] Ebu Davud: (9)
Kitabu’z-Zekât, (45) Sılâi Rahim babı. Tirmizi:(25) Kitabu’l-BIrri,
Katî’atü’r-Rahim. Müsnedi Ahmed: Hadîs : 1680, 1681, 1686.El-İsabe; Cilt : 2,
Sayfa : 408. El-îstiab: Cilt: 2, Sayfa : 385.
[7] Tirmizî: (25) Kitabu’1-Bir, Bab: 16.Müsned-i Ahmed:
Cild : 2, Sayfa : 295, Hadîs No : 7918.
[8] Müslim: Kİtabu’1-Bir,
Hadîs: 17. El-İsabe: Cild : 4, Sayfa
: 347. El-İstiab : Cild : 4, Sayfa : 345.
Kamusu’l-Alâm; C.IV, Sayfa : 3055
[9] A. Fikri Yavuz, a.g.e. s.66
Yorumlar
Yorum Gönder