Kayıtlar

Kızına Nasıl Dans Edileceğini Öğretme

Resim
Kızına Nasıl Dans Edileceğini Öğretme   ·      Sevgili Mümin Kardeşim! Kızına nasıl dans edeceğini öğretme! O’na namaz kılmayı öğret! Oğlunu topa-popa gönderme! Kur’an-ı Kerim Kursuna gönder. Kızını makyajla güzelleştirme! O’nu hicab'la güzelleştir! Yavrularını, İslâm ahlâk ve faziletiyle büyüt! Kalplerini Allah’ü Teâlâ sevgisiyle doldur! Ailelerine ve vatanlarına yararlı bir evlât olup; Tüm insanlığa hizmet etsinler… Unutma! Evlâdın Cehennem’e giderse; Seni de beraber sürükleyecektir; Mahşer Günü kurulacak “Mahkeme-i Kübra” da: İslâm ahlâk ve faziletini öğrenip yaşadın mı? Ailene ve çocuklarına da öğretip; yaşattın mı? Diğer insanlara da tebliğ ettin mi??? Diye sorulacaktır… Ne cevap vereceksin? Susma! Ne cevap vereceksin??? ·         Susma! Ne cevap vereceksin???

Kahrında Hoş Lutfun Da Hoş

  Kahrında Hoş Lutfun Da Hoş   Cana cefa kıl ya vefa Kahrın da hoş, lutfun da hoş, Ya derd gönder ya deva, Kahrında hoş, lutfun da hoş.   Hoştur bana senden gelen: Ya hilat-ü[1] yahut kefen, Ya taze gül, yahut diken… Kahrında hoş lutfun da hoş.   Gelse celâlinden cefa Yahut cemalinden vefa, İkisi de cana safa… Kahrın da hoş, lutfun da hoş.   Ger bağ-u ger bostan ola. Ger bendü ger zindan ola, Ger vasl-ü ger hicran ola, Kahrın da hoş, lutfun da hoş.   Ey padişah-ı lemyezel! [2] Zat-ı ebed, hayy-ı ezel! Ey lutfu bol, kahrı güzel! Kahrında hoş, lutfun da hoş.   Ağlatırsın zari zari, Verirsen cennet-ü huri, Lâyık görür isen nari, Kahrında hoş, lutfun da hoş.   Gerek ağlat, gerek güldür, Gerek yaşat gerek öldür, Aşık Yunus sana kuldur, Kahrında hoş, lutfun da hoş. Yunus Emre Kuddise Sirrûh   [1] Hilat: Padişahların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaş veya kürkten yapılmış kaftan. Yüks

Ümmeti Muhammed Bilinci

Ümmeti Muhammed Bilinci   Rabbimiz Ali imran Suresi ayet.110.da mealen şöyle buyurmaktadır: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır…”   Ümmet-i Muhammed yeryüzünün en değerli topluluğudur… Gelmiş geçmiş topluluklar içerisinde en değerli topluluk bu ümmettir. Zira bu ümmetin en belirgin özelliklerinden biri de, ümmetlerin en hayırlısı olmasıdır. Bu ümmetin bütün nesilleri değerli ve o kadar da kıymetlidir ki, Adem aleyhiselamdan beri insanlığın en büyük ve en muhteşem topluluğudur. Ümmeti Muhammed Şeytan gibi nice gaddar ve zalimin en kuvvetli düşmanıdır. Ve yakın bir gelecekte de Ümmet-i Muhammed, Deccal ile en çetin mücadeleyi verecek topluluktur. Hatta Hadislerin delaleti ile, taş veya ağacın ardına gizlenen Siyonistleri yok ederek, dünyayı selâmete çıkarac

Eğer Hâlâ Kızıyorsan, Kendin İle Olan Kavgan Bitmemiş Demektir.

  Eğer Hâlâ Kızıyorsan,  Kendin İle Olan Kavgan Bitmemiş Demektir.   Şems-i Tebrîzî der ki…   ·         Eğer hâlâ kızıyorsan,   kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. ·         Eğer hâlâ kırılıyorsan,   gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir. ·         Eğer hâlâ kınıyorsan,   af makamına ulaşmamışsın (öfke ve kin seni cayır cayır yakıyor) demektir. ·         Eğer hâlâ Allah için sevmiyor ve sevginde ayırım yapıyorsan, hâlâ vesveseye kapılıyor, içindeki sevginin yoğunlaşmasına engel oluyorsun demektir. ·         Eğer hâlâ “BEN” demekten vazgeçmiyorsan, dizginlerin hâlâ nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir. ·         Eğer hâlâ musibetlere yana yana üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun demektir. ·         Eğer hâlâ şikâyet ediyorsan, “hakikat” i göremiyorsun demektir. Hakikat der ki: ·         Ne sen varsın, ne de ben... Var olan yalnızca Hak’tır. Şemsi Tebrizi (Kuddise Sirrûh)

Bu da Geçer Ya Hu!

Resim
  Bu da Geçer Ya Hu!   Derviş’in biri çıktığı gezide bir köye uğrar. Köy halkına nerede kalabileceğini sorar. Köylüler ona köyün Şakir ve Haddad adında iki zengini olduğunu söylerler ve Şakir'in evini tarif ederler. Şakir Derviş’i evinde ağırlar, yedirir, içirir. Derviş gezisine devam etmek için evden ayrılırken Şakir'e "Bu kadar zengin olduğun için şükret!" der. Şakir ona "Bu da geçer ya hu!" der.   Derviş aklında bu cevapla yollara düşer. Birkaç yıl sonra aynı köye uğradığında Şakir'i ziyaret etmek ister. Fakat bir sel felaketinde Şakir'in tüm varlığı yok olmuştur. Şakir artık haddad'ın yanında hizmetçi olarak çalışmaktadır. Şakir Derviş’i yoksul evinde ağırlar bu sefer. Derviş ne kadar üzgün olduğunu anlatınca, Şakir ona "Bu da geçer ya hu!" der yine.   Derviş yine yollara düşer. aradan yıllar geçtikten sonra yine aynı köye Şakir'in yanına gider. Haddad ölmüş, kimsesi olmadığı için tüm varlığını Şakir'e bırakmıştır. Derviş

Ey Âdemoğlu! Ben Hastalandım Beni Ziyaret Etmedin!

  Ey Âdemoğlu! Ben Hastalandım Beni Ziyaret Etmedin!   Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur:   “- Ey âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin”.   Âdemoğlu: “- Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim?” Der. Allah Teâlâ:   “- Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun?”   “- Ey Âdemoğlu! Beni doyurmanı istedim, doyurmadın” buyurur. Âdemoğlu: “- Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim?” Der. Allah Teâlâ: “- Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlaka bulacağını bilmez misin?” “- Ey Âdemoğlu! Senden su istedim, vermedin” buyurur. Âdemoğlu: “- Ey Rabbim! Sen âlemlerin Rabbi iken ben sana nasıl su verebilirdim? Der. Allah Teâlâ: “- Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona i

Cennete Koşan Müslümanın 6 Özelliği

  Cennete Koşan Müslümanın 6 Özelliği   “Rab’binizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” (Ali İmran Suresi 133. Ayet)   1-   Kur’an-ı Kerim’i Rablerinin Emaneti Bilirler Onu okurlar, okurlar… Anlamaya çalışırlar, anladıklarıyla amel edeler. Onunla doyarlar, onunla huzur bulurlar, onunla ölçer, onunla tartarlar.   2-   İhlâslıdırlar Yaptıklarını Allah için yaparlar. Kimin ne diyeceğine değil, Rablerinin ne hükmedeceğine önem verirler.   3-   Vakitleri Pek Değerlidir Saniyelerin bile hesabını yaparlar. Suyu ve ekmeği israf etmekten kaçındıkları gibi vakit israfından da kaçınırlar.   4-   Dengelidirler Dertleri dünya değildir, fakat onu salmazlar.   5-   Bir İş Becermeye Çalışırlar Önce haramlardan kaçınıp, farzları eksiksiz eda ederler. Sonra: İyi Kur’an-ı   Kerim okuyabiliyorsa daha iyi olmak için Kur’an-ı   Kerim okumayı gelişitiri, iyi para kazanabiliyorsa helâl yoldan kazancını g