Bu da Geçer Ya Hu!
Derviş’in
biri çıktığı gezide bir köye uğrar. Köy halkına nerede kalabileceğini sorar.
Köylüler ona köyün Şakir ve Haddad adında iki zengini olduğunu söylerler ve
Şakir'in evini tarif ederler. Şakir Derviş’i evinde ağırlar, yedirir, içirir. Derviş
gezisine devam etmek için evden ayrılırken Şakir'e "Bu kadar zengin
olduğun için şükret!" der. Şakir ona "Bu da geçer ya hu!" der.
Derviş
aklında bu cevapla yollara düşer. Birkaç yıl sonra aynı köye uğradığında
Şakir'i ziyaret etmek ister. Fakat bir sel felaketinde Şakir'in tüm varlığı yok
olmuştur. Şakir artık haddad'ın yanında hizmetçi olarak çalışmaktadır. Şakir Derviş’i
yoksul evinde ağırlar bu sefer. Derviş ne kadar üzgün olduğunu anlatınca, Şakir
ona "Bu da geçer ya hu!" der yine.
Derviş
yine yollara düşer. aradan yıllar geçtikten sonra yine aynı köye Şakir'in
yanına gider. Haddad ölmüş, kimsesi olmadığı için tüm varlığını Şakir'e bırakmıştır.
Derviş sevinçlidir, Şakir'in ise cevabı hazırdır: "Bu da geçer ya hu!".
Derviş yollara düşer... Yıllar sonra dostu Şakir'i yine ziyaret etmek
istediğinde Şakir'in öldüğünü öğrenir. Mezarına gider. Mezar taşında "Bu da
geçer ya hu!" yazmaktadır.
Derviş’e
yollar görünür... Gezer gezer gezer... "Ölümün nesi geçer ki" diye
düşünmektedir bir yandan da. Bu sefer köye uğradığında Şakir'in mezarını
yerinde bulamaz. Yaşanan sel felaketi sonrası mezar da dahil olmak üzere her
şey yok olmuştur.
O
dönemde ülkenin padişahı kendisine bir yüzük yapılmasını ister. Üzüldüğünde de
sevindiğinde de bunun geçici olduğunu, duyguların esiri olmamak gerektiğini
hatırlatacak bir yüzük istemektedir.''Mutlu olduğum zamanlarda taşkınlık
yapmayayım. Mutsuz olduğum zamanlarda kendimi yıpratmayayım” der. Vezirler
haber salar dört bir yana, ama padişahın istediğini bulamamaktadırlar.
En
sonunda haberi alan Derviş padişahın kuyumcusuna bu hikâyeyi yazar. Kuyumcu
yüzüğü yapar ve padişaha sunar. Padişah yüzüğü çok beğenmiştir, üzerinde
"Bu da geçer ya hu!" yazmaktadır...
Yorumlar
Yorum Gönder