Kayıtlar

Son Pişmanlık (Ağlatan Hikâye)

Resim
Son, Pişmanlık, Ağlatan, Hikâye, Son Pişmanlık (Ağlatan Hikâye) Bir anda uykudan kalktım. Çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı. Bir baktım saat 3:30 gece fecir vakti. Peki, gördüğüm bu kadar ışık nerden Birden şaşırıp kaldım. Baktım ki elimin yarısı duvarın içinde hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum. tekrar elimi duvara doğru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!!!!!!! Bir gülümseme sesi duydum. Yüzümü kardeşime doğru çevirdim, yatıyordu. Korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim. Ama cevap vermedi. Annemin odasına doğru gittim. Babamı uyandırmaya çalıştım. Birilerinin bana cevap vermesini istiyordum. Ama kimse cevap vermiyordu. Annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı. Uykudan uyandı ama benimle konuşmuyordu. Bismillahirrahmanirrahim,  diyordu ve tekrarlıyordu. Babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocuklara dedi annem. Şimdi zamanımı bırak uyuyayım yarın ola hayır ola dedi. Baba

Tevbeyi Geciktirmeyin

Tevbeyi Geciktirmeyin Şam şehrinde yetişen, büyük bir evliyâdır, Şaşılacak yüzlerce, kerâmetleri vardır. Güzel ahlâk sâhibi, üstün bir velî idi, Herkesçe sevilir ve çok hürmet edilirdi. Bir gün Şam´ın kâdısı, binerek hayvanına, Hayvanını durdurup, ona baktı bir zaman. Zîrâ hazret-i Berk´in, hâli çok mânidardı, Bir elinde kalın ve büyük bir sopa vardı. Bir hırka duruyordu, önünde hem o zaman, O hırkaya şiddetle, vuruyordu durmadan. Her vuruşta, hırkadan, kanlar fışkırıyordu, Vurdukça çıkan kanlar, etrâfa sıçrıyordu. Sanki harp ediyordu, düşmanla hazret-i Berk, Kendinden geçiyordu, “Allah Allah” diyerek. Hayretten dona kaldı, o an kâdı efendi, O hal sona erince, yaklaşıp suâl etti. Dedi ki: “Ey efendim, ne idi o hâliniz Hikmetini bana da, lütfen söyler misiniz?” Buyurdu: “Kâfirlerle, müminlerden bir ordu, Falan yerde tutuşmuş, çetin harp ediyordu. Müminler zayıf idi, yardım ettim onlara, Çok şükür Müslümanlar, gâlip geld

Tevbe Edenlere Vaad Edilen Müjdeler Nelerdir?

Tevbe Edenlere Vaad Edilen Müjdeler Nelerdir? Tevbenin neticeleri nelerdir? Tevbe edenlere vadedilen müjdeler nelerdir? “Her âdemoğlu çok hata işler. Hata işleyenlerin de en hayırlısı tevbe edenler (nâdim olarak hatasından dönenler) dir.” (Tirmizî) Tevbe edenin bütün günahları bağışlanır. Göğe yükselecek kadar olsa dahi. “Günahlarınız semaya ulaşacak kadar bile olsa, arkadan tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir.” (Kütüb-i Sitte) “Günahlarından tevbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir.” (Tirmizî) ”Hata yaparsanız, hatta günahlarınız göğe yükselecek kadar çok da olsa tevbe ettiğinizde Allah tevbenizi kabul eder, günahlarınızı bağışlar” buyurdu. (Tergib ve Terhib) “Şüphesiz ki Allah tevbe ile beraber bütün bunları (bütün günahları) bağışlamaktadır. Günahları ne kadar büyük ve çok olursa olsun hiçbir kul Allah'ın rahmetinden asla ümidini kesmemelidir. Zira tevbe ve rahmet kapısı geniştir.” (İbn-i Kesir) “ Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.” (Ber

Tövbe Bir Hazînedir

Tövbe Bir Hazînedir Horasan´ın büyük velilerinden Ahmed Nâmıkî Câmî Rahmetullahi Teâlâ Aleyh hazretleri buyurdular ki: Ahmed Nâmıkî Câmî, ümmîydi gerçi fakat, Kitap yazıp herkese, ederdi çok nasihat. Tövbe etmek hakkında, buyurdu: “Ey insanlar, Büyük bir hazînedir, günahlara istiğfâr. Hak teâlâ buyurdu: “Tövbe edin hepiniz, Ancak tövbe etmekle, kurtulabilirsiniz.” Benim tövbe edecek, bir hâlim yoktur demek, Müslümana yakışan, bir söz olmasa gerek. Şöyle ki, rağbet etse, bir insan bu dünyâya, O, her bir nefesinde, her an girer günaha. Zîrâ Peygamberimiz, şöyle buyurmuşlardır: “Dünyâya düşkün olmak, günahların başıdır.” Bir saatte, bin nefes, insan alıp veriyor, Bu, yirmi dört saatte, yirmi dört bin oluyor. İşte bu nefesleri, kul alırsa gafletle, Yâni sarılmış ise, dünyâya muhabbetle. Ve bir günah işleyip, üzülmüyorsa şâyet, Onun her nefesine, yazılır bir mâsiyet. Bir günde yirmi dört bin, günah eder bu ise, Demek ki tövbe

Oruç İftar, Hadis-i Şerifler

Oruç İftar, Hadis-i Şerifler 01-   İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. (Tirmizi, İman 3, (2612)) 02-   Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. (Buhari, Savm, 2) 03-   Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079)) 04-   Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine Allah'ın hiçbir ihtiyacı yoktur. (Buhari, Savm, 8.) 05-   Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz! (Et-tergib ve'Terhib, 2:83) 06-   Oruç tutun. Şüphesiz oruç Cehennem ateşine ve: dünyanın kötülük ve musibetlerine karşı kalkandır. (Cami'üs Sağir,4:212 ) 07-   Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, "Ben oruçluy

Bu Saray Bir Öksürük Etmez

Resim
Bu Saray Bir Öksürük Etmez Harun Reşit yeni bir saray yaptırmıştı. Gelene gidene bu sarayda bir kusur olup olmadığını soruy or, herkes: “- Hayır, vallahi bir kusuru yok!” diye cevap veriyordu. Behlül Dana hazretleri de o sarayın yanından geçince; Harun Reşit ona da aynı soruyu sordu. “- Bu sarayın bir kusuru var mı?” diye. Behlül Dana Hazretleri, “- Bana göre senin sarayın bir öksürük etmez!” dedi. Buna içerlenen Harun Reşit, “- Hadi git işine sen de!” deyiverdi. Akşam oldu. Harun Reşit yediği yemeği hazmedememiş, karnı şişmiş, kıvranıp duruyordu. Hekimleri çağırdı. Fakat verdikleri ilaçlar fayda etmiyordu. Sarayın hizmetçisine “- Bana Behlül Danayı çağırın belki o buna bir çare biliyordur!” dedi. Behlül Dana geldi ve Harun Reşide “- Eğer seni iyi edersem şu yeni yaptırdığın sarayı isterim!” dedi. Harun Reşit hemen kabul etti. “- Yeter ki sen beni iyi et, saray senin olsun!” dedi. Belül Dana elini Harun Reşidin karnına koydu ve: “- Bismillahir

Kötü Ahlâktan Allah’a Sığınma Duası

Kötü Ahlâktan Allah’a Sığınma Duası Ziyâd İbni İlâka’nın rivayetine göre amcası Kutbe İbni Mâlik Radıyallahu Anh şöyle dedi: Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dua ederdi: اَللَّهمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِن مُنْكَرَاتِ الْأَخْلاَقِ، وَالْأَعْمَالِ وَالْأَهْوَاءِ Okunuşu: “Allâhümme innî eûzü bike min münkerâti’l-ahlâki ve’l-a‘mâli ve’l-ehvâ. Anlamı: Allahım! Kötü ahlâklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım.” Kaynak: (Tirmizî, Daavât 126)

Kuran-ı Kerim Hatmi Duası Ve Meali

Kuran-ı Kerim Hatmi Duası Ve Meali Kuran Hatmi duası ve meali اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ اْلعاَلَمينَ Hamd âlemlerin Rabbi Allahü Teâlâ'ya mahsustur. وَالصَّلوةُ وَالسٍّلاَمُ عَلى سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَعَلى الِه وَصَحْبِه اَجْمَعينَ Salat ve Selam Efendimiz Hz Muhammed SAVe onun Al ve Ashabının cümlesine olsun! وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْلَناَ واَرْحَمْناَ اَنْتَ مَوْليناَ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمينَ Bizi affet, bizi bağışla bize merhamet eyle! Sen Mevlâ'mızsın ve sen erhamürrahiminsin! اَنْتَ مَوْليناَ وَاَنْتَ اَكْرَم ُاْلاَكْرَمينَ Sen Mevlâ'mızsın ve sen ikram edenlerin en fazla ikram edenisin اَنْتَ مَوْليناَ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمينَ Sen Mevlâ'mızsın ve sen erhamürrahiminsin! اَنْتَ مَوْليناَ فاَنْصُرْناَ عَلىَ الْقَوْمِ الْكاَفِرينَ Sen Mevlâ'mızsın Kafirler topluluğu üzerine bize yardım eyle! اَللّهُمَّ اِنَّا نَسْئَلُكَ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِكَ Allah'ım Biz senin indi mâneviyenden bir rahmet istiyoruz, تَهْدى بِهَا رَ