Tevbeyi Geciktirmeyin


Tevbeyi Geciktirmeyin

Şam şehrinde yetişen, büyük bir evliyâdır,
Şaşılacak yüzlerce, kerâmetleri vardır.

Güzel ahlâk sâhibi, üstün bir velî idi,
Herkesçe sevilir ve çok hürmet edilirdi.

Bir gün Şam´ın kâdısı, binerek hayvanına,
Hayvanını durdurup, ona baktı bir zaman.

Zîrâ hazret-i Berk´in, hâli çok mânidardı,
Bir elinde kalın ve büyük bir sopa vardı.

Bir hırka duruyordu, önünde hem o zaman,
O hırkaya şiddetle, vuruyordu durmadan.

Her vuruşta, hırkadan, kanlar fışkırıyordu,
Vurdukça çıkan kanlar, etrâfa sıçrıyordu.

Sanki harp ediyordu, düşmanla hazret-i Berk,
Kendinden geçiyordu, “Allah Allah” diyerek.

Hayretten dona kaldı, o an kâdı efendi,
O hal sona erince, yaklaşıp suâl etti.

Dedi ki: “Ey efendim, ne idi o hâliniz
Hikmetini bana da, lütfen söyler misiniz?”

Buyurdu: “Kâfirlerle, müminlerden bir ordu,
Falan yerde tutuşmuş, çetin harp ediyordu.

Müminler zayıf idi, yardım ettim onlara,
Çok şükür Müslümanlar, gâlip geldi küffâra.

Eğer yetişmeseydim, yardımına onların,
Hezîmeti olurdu, bu harp Müslümanların.

Kâfirlerin halleri, çok fenâdır şu anda,
Ve küffâr kanlarıydı, o fışkıran kanlar da.”

Şam kâdısı duyunca, hazret-i Berk´ten bunu,
Anladı bu kimsenin, hâl ehli olduğunu.

O günün târihini, not etti bir kenara,
Müslümanlar dönünce, sordu bunu onlara.

Onlar da hâdiseyi, şöylece anlattılar,
Dediler: “Kuvvetliydi, kat be kat bizden onlar.

Mağlup oluyorduk ki, neredeyse küffâra,
Havada çok heybetli, bir zât gördük o ara.

Elindeki sopayla, düşmana vurdu, vurdu,
Vurdukça küffâr kanı, etrafa sıçrıyordu.

Onun yarıdmı ile, düşmana gâlip geldik,
Lâkin o zât kim idi, onu hiç bilemedik.”

Şam kâdısı dedi ki: “O, hazret-i Berk idi,
Size tâ Şam şehrinden, yardıma gelmiş idi.

Derdi ki: “Ey insanlar, sakın gaflet etmeyin,
Tövbe ve istiğfârı, bir an geciktirmeyin.

“Sonra tövbe ederim”, derseniz bu gün eğer,
Nasib olmayabilir, âni gelir eceller.

İşi, biraz sonraya, bırakmayın ki aslâ,
Böyle geciktirenler, pişmân olur pek fazla.

Zîrâ buyurmuştur ki, bir gün Nebiyy-i zîşân;
“Sonraya bırakanlar, elbette eder ziyân.”

Aklı olan, dünyâda, gelmeden henüz ecel,
Ölüm ve Âhirete, hazırlanır mükemmel.

Bilir ki dünya fânî, ebedîdir âhiret,
Esas âhiret için, gösterir fazla gayret.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)