Kayıtlar

Evlilik Sürecinde Yaşananlar Acı Tecrübeler Ve Bekârlara Tavsiyeler

Evlilik Sürecinde Yaşananlar Acı Tecrübeler Ve Bekârlara Tavsiyeler Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım: “- Daha ne zaman evleneceksin” baskılarını arttırdılar. Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı. Sonunda yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam arkadaşım, benimle görüştürmek istediği hanımefendi hep birlikte dışarıda çıktık. Sakin efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu. Sonrasında 6 ay kadar birbirimizi tanıma fırsatı bulduk Evlenme fikri iyiden iyiye kafamda yerleşti. Ailelerimizde hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan mütevazı yaşan insanlardı. Evlilik konuları açıldığında kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldıklarından bahsediyor, her detayını uzun uzun anlatıyordu. Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, lüks restoranlar, pahalı tektaş yüzükler vs. vs. aslında birçoğu romantik filmlerdeki ya da dizilerdekinin aynısıydı. Muhtemelen kendisi de böyle şeyler b

Tevhid Ehli Bir Çiftin, Ağlatan Evlilik Ve Aşk Hikâyesi

Tevhid Ehli Bir Çiftin, Ağlatan Evlilik Ve Aşk Hikâyesi Onu ilk gördüğümde çok küçüktü Henüz 13 yaşındaydı, parmaklıklar ardında olan babasını görmeye gelirdi. Ben 20 yaşındaydım, imtihan edilenler arasında en genç olanıydım! Benim gözüme masum bir çocuktu O. Günler geçtikçe genç kız oldu ve bir gün babası bana onunla nişanlanmayı teklif etti. Babasına sordum parmaklıklar arkasında olmama rağmen mi? evet diye cevap verdi. Annemle konuştum ve bana dedi ki neden bir yabancı? Senin kuzenin var, o hak sahibi, aileden biri, biz onu tanıyoruz o bizi artı sana ve bize bu yasadığın zor günleri unutturur. Hayır, anne dedim, ben bana bu yolda yardımcı olacak olanı istiyorum zaman istedigini yap dedi.   Gidip o kızla görüştüm ve gözlerinin içine baktım, başını önüne eğdi hayâsından. - Beni eşin olarak kabul ediyor musun? - Babam seni kabul etti, bende seni kabul ediyorum. - Bir gün yanında 10 gün hapiste olacağım? - Ben seni bunun için kabul ediyorum zaten. - Ben

Tefekkür-ü Mevt (Ölüm tefekkürü)

Tefekkür-ü Mevt (Ölüm tefekkürü) Pek çok insan ölümü düşünmek istemez, aynı zamanda günlük uğraşıları da insanı bambaşka şeyler düşünmeye sevk eder. Hangi okulda okuyacağı, hangi işte çalışacağı, ne giyeceği ve ne yiyeceği onun için daha önemlidir. Çünkü hayatın bunlardan ibaret olduğunu düşünür. Ölümden bahsedildiği zaman ise, "ağzını hayra aç" gibi anlamı olmayan ve ölümü engellemeye de gücü yetmeyen yüzeysel sözlerin arkasına saklanır. Kendisinin yaşlanınca öleceğini, en az daha 50-60 yıl yaşayacağını hesaplar; genç yaşında böyle "iç karartıcı” konularla meşgul olmak istemez. Hâlbuki bir saniye sonra yaşayabilme garantisi bile yoktur. Her gün gazetelerde, televizyon kanallarında ölümle ilgili haberler bolca yer almakta, yakınlarının ölümlerine tanık olmaktadır; ama bir gün kendi ölümüne de başkalarının tanıklık edeceğini, kendisini de böyle bir sonun beklediğini düşünmez. Oysaki ölüm insana geldiğinde, hayata dair her tür "gerçeği” yerle bir eder; geriye

Utansın!

Utansın! Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın! Necip Fazıl Kısakürek Kuddise Sirrûh

Benim Sırrım

Benim Sırrım Gönenli Mehmet Efendi, Sultan Ahmet Camii’ne tayin edilince çevreyi incelemiş. Fakir ve düşkün kimseleri bulup ilgilenmek istemiş. O civarda oturan âmâ (kör) bir kimseyi tespit edip ziyaretine gitmiş. Selâmdan sonra: – Efendim ben Sultan Ahmet Camii’ne imam geldim. Hem sizi ziyaret etmek hem de üzerime düşen bir görev varsa onu ifa etmek isterim, demiş. Âmâ adam: – Allah razı olsun, hoş geldiniz, demiş. Hoca Efendi: – Maaşınız falan var mı? Diye sormuş. – Hayır, yok, cevabını vermiş adam. Hoca Efendi: –   Peki, başka yerden geliriniz falan? Demiş. Âmâ adam: – Hayır, herhangi bir gelirim yok! Demiş. – Peki, neyle geçiniyorsunuz, diye sorunca; âmâ öfkelenmiş: – Bundan size ne efendi? Bir de imamsınız, rızık haa! Rızık kimden hoca? – Gidebilirsiniz! Diye konuşmuş. Hoca Efendi çıkmak zorunda kalmış. Lâkin o gece gözüne uyku girmemiş. Ertesi gün sabah yine gitmiş ve kapıyı çalmış. Âmâ adam içeriden: – Kimsin? Diye seslenmiş. Hoca Efendi:

Hubb-i Fillah Ve Buğd-i Fillah

Hubb-i Fillah Ve Buğd-i Fillah Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İbadetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır.) [Ebu Davud] (İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.) [Buhari] (Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibadetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!) [Ey Oğul İlm.] Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya sordu: - Ya Musa, benim için ne işledin? - Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim. - Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur. Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın? - Ya Rabbi, senin için

Çocuğun Biri Bir İhtiyarın Yüzüne Tokat Atar

Çocuğun Biri Bir İhtiyarın Yüzüne Tokat Atar Bir âlim, çarşıdan geçerken, çocuğun birinin bir ihtiyarın yüzüne tokat vurduğunu görür. Fakat ihtiyar, hiç ses çıkarmaz. Âlim, hayret edip sebebini sorar. İhtiyar der ki: - Ben buna, hatta daha fazlasına layığım. - Niçin? - Çocuktan sor! Âlim çocuğa sorar: - Evlâdım ihtiyara niçin tokat attın! - Amca bu ihtiyar, bizi sevdiğini söylüyor. Fakat iki gündür, bizi görmeye gelmedi. Boş yere seviyorum iddiasında bulunmasın! Yahut sevginin icabını yapsın! Âlim, ağlayarak der ki: - Bir mahlûku sevdiğini söyleyip de, sevgisinin gereğini yapmayan tokat yerse, ya Halikı sevdiğini söyleyip sevginin hakkını vermeyenin hali nice olur? Elbette Rabbinden uzaklaşmak elemine maruz kalır.

Sevgi Duası

Sevgi Duası Ebü’d-Derdâ Radıyallahu Anh’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: اَللّـٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ. وَالْعَمَلَ الَّذِي يُبَلِّغُنِي حُبَّكَ، اَللّـٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْسِي، وَأَهْلِي، وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ. Okunuşu: Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid. Anlamı: Allah’ım! Senden; seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri işlemeyi dilerim. Allah’ım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl!” Kaynak: Tirmizî, Daavât 73

Gamlanma Gönül

Gamlanma Gönül Kemler iyi göremez, Gamlanma gönül gamlanma! Bin kaygı bir borç ödemez, Gamlanma gönül gamlanma! Koyun meler kuzu meler, Sular hendeğinde dolar, Ağlayanlar bir gün güler, Gamlanma gönül gamlanma! Yiğit yiğidin yoldaşı, At yiğidin öz kardaşı, Sağlık her şeyin başı, Gamlanma gönül gamlanma! Naçar Karacoğlan naçar, Pençe urup göğsün açar, Kara gündür gelir geçer, Gamlanma gönül gamlanma! Karacaoğlan

Secdenin Sırları!

Secdenin Sırları! Asude Usluer Uğurlu Kul ile Rabbin baş başa olduğu, araya kimselerin giremediği, kulun ne isterse kabul göreceği makamdır secde… Orda her istek kabul görür, kul acizliğinin farkına varır. İnsana haddini bildiren en güzel yerdir secde… Kendimizi rabbimize yakın hissettiğimiz secde, aynı zamanda sağlık demektir. Doğu sporlarında Alabama (cenin duruşu) denilen yaygın bir egzersiz şeklidir. Secde kendimizi stres altında hissettiğimiz anlarda yeryüzünün enerjisi sayesinde sakinleşmemizi ve desteklendiğimizi hissetmemizi sağlar. Secde ile üzerimizdeki olumsuz enerjinin bedenimizi terk ettiğini adeta toprağa geçtiğini hissederiz. Secde eyleminde göz ve iç kulaktaki denge oranları yani semilunar halkalar beyincik, beyin ve bunlarla ilgili tüm hatlar ve bağlantılar, koordineli şekilde devreye girer. Bu pozisyonda beyne maksimum derecede kan pompalanır. Secde halinde beyin kalp seviyesinden bir karış aşağıda olduğu için kan beynimize doluşur. Böylelikle beynin o

Allah’ü Teâlâ Dostları ve Secdeleri

Allah’ü Teâlâ Dostları ve Secdeleri             Efendimiz, secdenin ihtiva etmiş olduğu sırlara zaman za­man işaret etmiştir.             “Hiçbir kul yoktur ki Allah için secde et­sin de Allah onu o secde sebebiyle bir derece yükseltmesin ve yine o secde sebebiyle onun bir hatasını silmesin, bu olmaz.” buyurmuş,             “Ademoğlu, secdeyi emreden ayetlerden birini okuyup da secde ettiğinde, şeytan kendisinden uzaklaşır ve ağlayarak şöyle der: ‘Yazıklar olsun bana! Şu adam, secde ile emrolundu ve bu emre uydu. Böylece cenneti kazandı. Secde emrine isyan ettiğim için bana da ateş vardır.’”             Bununla şeytan, secde eden bir kul karşısında duyduğu nedamet ve inkisarı ifade etmiştir.             Secdenin bu mana ve kıymetinden dolayıdır ki Allah’ın has kullan namazın rükünlerinden biri olan secdeye ayrıca bir has­sasiyet gösterirlerdi. Allah’a en yakın olunan noktanın secde anı olduğunu bilen bu büyükler onu doya doya yaşamaya ve hissetmeye çalışmışlar, dualar ve