Kayıtlar

Kalbimizdeki Nur

Kalbimizdeki Nur Kalpteki nur… Muazzam mefhum nur… Işığın ötesi… Işık, nurun belki ayak izi; kendisi değil… Işık ne kadar harikalaşırsa harikalaşsın bir madde parçası. Işığın izini verip de kendisinin göstermediği şey; nur! Denilebilir ki ışık nurun gölgesi. Kalbimizde bir nur var, ruh işte budur; o nur olmasa hiçbir şey mümkün olamaz. Göz onunla görüyor, kulak onunla duyuyor, insan o nurla seziyor, düşünüyor ve hareket ediyor. İnsana basit gibi gelen bu ifade çile çekenler için ne büyük mana ifade eder. Kuran’da Allah kendisini “Semaların ve Arzın Nuru” olarak ifade eder. O nurun ötesi… Çünkü hiçbir şey O değildir. O’ndandır. Ama O değildir. Ruhu, ruhla ruhi sezişle izah ediyoruz. Yoksa bu davayı akılla çözmenin imkânı yok. Bütün ilahi sırlar ruhta… Bu işin de en büyük kahramanları tasavvuf ehli… Onlar ruhun topoğrafyasını bir harita katiyyeti ile çıkarmışlardır. Ruh, ilahi nurdan bir akis olunca insanda azim bir mesuliyet doğuyor. Allah’ın emanetini yerine koyma me

Tevbe ve Gözyaşı

Tevbe ve Gözyaşı Bir terzi, büyüklerden birine sordu: - Ölüm yaklaşınca tevbenin kabul edileceğini bildiren hadis-i şerifin açıklaması nasıldır? - Evet tevbe kabul edilir; ama senin mesleğin nedir? - Terziyim, elbise dikerim. - Terzilikte en kolay iş nedir? - Kumaşı makasla kesmektir. - Kaç yıldır terzisin? - Otuz yıldır. - Canın gargaraya gelince kumaş kesebilir misin? - Hayır kesemem. - Otuz yıl kolaylıkla yaptığın işi, o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tevbeyi, can gargarada iken nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tevbe eyle! O zaman yapman çok güç olur. Şimdi tevbe edersen, o zaman da tevbe etmek nasip olur. Terzi tevbe edip, salihlerden oldu.  “Nedâmet ateşiyle dolu bir gönülle ve nemli gözlerle duâ ve tevbe et! Zîrâ çiçekler, güneşli ve ıslak yerlerde açar!” Hazret-i Mevlânâ (R. Nasıhin)

Sıla-ı Rahim

Sıla-ı Rahim “Kim ki rızkının bereketlenmesi, bakıyye-i ömrünün uzaması kendisini sevindirirse, o kimse sıla-ı rahm etsin.” (Buhari) Abdullah İbn-i Mesûd Radiyallahü Anh’den “— Bir kere ben hangi amel ve ibadet hayırlıdır “ diye sordum. Resülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Vaktinde kılınan namaz.” buyurdular. Sonra hangi ibadet hayırlıdır diye sordum. Resülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Ana babaya iyilik…” buyurdu. Tekrar sordum, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Allah Celle Celâlüh yolunda cihad etmek.” diye cevab verdi. Câmiü’s-Sagîr Hadislerinden “Valideyne ihsan ömrü tezyîd eder. Yalan söylemek rızkı tenkis, duâ-yı hayr da kazayı red eder.” buyrulmuştur. “Müslim kimsenin sadakası, ömürü ziyadeleştirmeye sebep olduğu gibi, kötü ölümden de mu­hafaza eder.” “Sakınmak kaderi def edemez. Lâkin sulehânın duası nüzul etmiş ve edecek olan bela musibetleri def ve kaldırmaya sebep olur. Öyle olunca ey Allah Celle Celâlüh’ın ku

Cehennem Ateşi Nasıl Bir Ateştir?

Resim
Cehennem Ateşi Nasıl Bir Ateştir? Cehennem, Allah’ın “Kahhar” (Kahredici), “Cebbar” (istediğini zorla yaptıran), “Muntakim” (intikam alıcı) gibi isimlerinin tecelli edeceği yerdir. İnkarcılara her yönden acı vermek için özel bir yaratılışla yaratılmıştır. 14 Haziran 2016 Salı 15:35 “O her şeyi kuşatacak olan Kıyamet’in haberi sana geldi mi? Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete bürünmüştür. Çalışmış, yorulmuştur. Kızışmış bir ateşe girer. Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir. Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur. O da ne besler, ne de açlığı giderir. (Gaşiye 1-7) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cehennem ateşi hakkında şöyle buyurmuşlardır: “Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır.” (Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir. Tirmizî, Muvatta) “Cehennem ateşi katran gibi siyah ve gece gibi karanlıktır.” (Beyhakî) Peygamberimi

Cehennem Ateşini Ancak Göz Yaşı Söndürür

Cehennem Ateşini Ancak Göz Yaşı Söndürür Rivâyet olundu: Kıyâmet günü olduğu zaman, cehennemden dağ gibi bir ateş kütlesi çıkar. Ümmet-i Merhumenin üzerine hücûm eder. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, ümmetinden o ateşi defetmeye çalışır. Bir türlü ateş sönmez. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri: -"Ey Cebrâil yetiş! Yetiş! Ateş ümmetimi yakmak istiyor!" der. Cebrâil Aleyhisselâm elinde bir bardak su ile gelir. Cebrâil Aleyhisselâm, o bardak suyu, Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretlerine uzatır ve şöyle der: -"Bunu al, ateşin üzerine dök!" Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, o bir bardak suyu alır, dağlar gibi yükselip ümmetin üzerine gelen ateşin üzerine döker; ateş hemen o anda sönüverir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri, Cebrâil Aleyhisselâm'a sorar: -"Ey Cebrâil bu ne suyu idi? Ateşi söndürme yönünde bundan daha etkili bir su görmedim?" Cebrâil Aleyh

Yakmayan Sır

Yakmayan Sır Hazret-i Mevlânâ Rahmetullahi Aleyh, Enes bin Mâlik Radıyallâhu Anh’ten rivâyet edilen şu kıssayı edebî lisanla şöyle anlatır: Bir kimse Hazret-i Enes Radıyallâhu Anh’a misafirliğe gitmişti. O misafir hikâye etmiştir ki: Enes Hazretleri yemekten sonra peşkirinin sararmış, solmuş, kirlenmiş olduğunu gördü. Hizmetçiye; “–Şu kirli ve bulaşık peşkiri, bir an için olsun tandıra atıver.” dedi. O da hemen peşkiri, ateşle dolu tandıra attı. Misafirlerin hepsi de bu işe şaştılar; peşkirden dumanlar çıkacağını, yanıp kül olacağını bekliyorlardı. Bir müddet sonra hizmetçi, peşkiri kirlerden temizlenmiş, beyazlaşmış olarak tandırdan çıkardı. Orada bulunanlar; “–Ey azîz sahâbî!” dediler. “Bu peşkiri nasıl oldu da ateş yakmadı, üstelik bir de onu temizledi?” Hazret-i Enes Radıyallâhu Anh dedi ki: “–Hazret-i Mustafâ Sallallahü Aleyhi Vesellem bu peşkire çok defa alnını, ağzını sildi de ondan.” Ey ateşten ve azaptan korkan gönül, öyle bir el,

Gerçek Mümin Altı Çeşit Korku İçindedir

Gerçek Mümin Altı Çeşit Korku İçindedir “Gerçek mü’min altı çeşit korku içindedir: 1- Îmânını kaybetme korkusu. Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Rabbimiz! Bizleri hidâyete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmrân, 8) “Ey îmân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102) 2- Kıyâmet günü kendisini rüsvâ edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu. Âyet-i kerîmede buyrulur: “İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzâl, 4-5) 3- Amelinin şeytan (aleyhi’l-lâ’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu. Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesnâ.” (el-Hicr, 39-40) 4- Ölüm meleği Azrâil’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu. Âyet-i kerîmede buy

Yahya bin Muâz Hazretlerinden Hikmetli Sözler

Yahya bin Muâz Hazretlerinden Hikmetli Sözler Yahya bin Muâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Rey şehrinde doğdu. Doğum tarihi kesin olarak belli değildir. Daha sonra Nişâbura gelip oraya yerleşti. İyi bir tahsil gördü. Vaiz idi. Sözleri çok tesirliydi. Bütün ömrünü halka nasihat etmekle geçirdi. Zühd, takva ve ihlâs ehliydi. Keramet sahabi bir evliya idi. Yahya bin Muâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri, 258 (m. 872-   yılında Nişâbur’da vefat etti. Hz. Allah şefeatlerine nail eylesin. Amin! Bazı Hikmetli Sözleri 01-        “Evliya, insanları, şeytanın elinden kurtaran zâttır. 02-        “Âhiret ehlinin dereceleri yedidir: a)      Tevbe, Tevbe günahları siler, b)      zühd, c) rızâ, rıza, ubudiyet elbisesidir, d)      korku, korku, kişiyi sırat köprüsünden geçirir, e)      şevk, şevk, cennete götürür, f)   aşk aşk, nimetlere gark eder, g)      ve marifetüllah’tır. marifetüllah, cemâlüllah’ı müşahedeye götürür.“ 03-        “Düny