Kalbimizdeki Nur
Kalbimizdeki Nur
Kalpteki
nur… Muazzam mefhum nur… Işığın ötesi… Işık, nurun belki ayak izi; kendisi değil…
Işık ne kadar harikalaşırsa harikalaşsın bir madde parçası.
Işığın
izini verip de kendisinin göstermediği şey; nur! Denilebilir ki ışık nurun gölgesi.
Kalbimizde
bir nur var, ruh işte budur; o nur olmasa hiçbir şey mümkün olamaz. Göz onunla
görüyor, kulak onunla duyuyor, insan o nurla seziyor, düşünüyor ve hareket
ediyor. İnsana basit gibi gelen bu ifade çile çekenler için ne büyük mana ifade
eder.
Kuran’da
Allah kendisini “Semaların ve Arzın Nuru” olarak ifade eder. O nurun
ötesi… Çünkü hiçbir şey O değildir. O’ndandır. Ama O değildir. Ruhu, ruhla ruhi
sezişle izah ediyoruz.
Yoksa bu
davayı akılla çözmenin imkânı yok.
Bütün ilahi sırlar ruhta… Bu işin de en
büyük kahramanları tasavvuf ehli… Onlar ruhun topoğrafyasını bir harita
katiyyeti ile çıkarmışlardır.
Ruh, ilahi
nurdan bir akis olunca insanda azim bir mesuliyet doğuyor. Allah’ın emanetini
yerine koyma mesuliyeti…
Not: Alıntıdır (Diyanet takvimi 04, 05, 2018)
Yorumlar
Yorum Gönder