Kayıtlar

Duaya Başlarken…

Duaya Başlarken… Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, bir adamın, namazda Allah’ü Teâlâ’yı övmeden ve Peygambere salâvat okumadan dua ettiğini işitti. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bu acele etti!” Daha sonra adamı çağırıp, ona ve orada bulunan ve diğer insanlara şöyle buyurdu: “Sizden biri namaz kıldığı zaman Rabbine hamd edip, O’nu överek duaya başlasın. Ardından Peygamber Sallallahü Aleyhi Veselleme salâvat getirir (bir rivayette: getirsin). Daha sonra dilediği gibi dua etsin!” (Ahmed, Ebû Davud, İbn Huzeyme (1/83/2). Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. Bilmen gerekir ki, bu hadis, mevcut emirden dolayı, bu teşehhudde de Peygamber’e Sallallahü Aleyhi Vesellem salâvat getirmenin vacib olduğunu göstermektedir. İmam Şafiî ve kendisinden nakledilen iki rivâyetten sonuncusuna göre İmam Ahmed, bu teşehhudde salâvat okumanın vacib olduğunu söylemiştir. Onlardan önce de bir grup sahâbî aynı görüşü dile getirmiştir. Bun

Ey merhametliler merhametlisi!

Ey merhametliler merhametlisi! “Birahmetike Ya Erham'er – Rahimin” (Rahmetine güveniyoruz, ey merhametliler merhametlisi) Ebû Umâme el-Bahilî  Radiyallahü Anh şöyle anlattı: — Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu; — “Allah’ü Teâlâ tarafından tayin edilen bir melek vardır. Bir kimse: — Ya Erhamerrahimin... (Ey merhametliler merhametlisi) Dediği zaman, o melek, o kula şöyle söyler: — Erhamerrahimin Allah sana yöneldi, ne dileğin varsa dile!” “Hısn-ı Hasıyn” adlı eserde şöyle anlatıldı: — Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e Allah’ü Teâlâ salât ve selâm eylesin! Âmin! Bir kimsenin yanından geçti. O kimse duasında: — “Ya Erhamerrahimin” diye yalvarıyordu. Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ona şöyle buyurdu: — “Ne dileyeceksen dile; Âlemlerin Rabbi sana bakıyor!” Bu rivayetlere göre, bir kere dahi: — “Ya Erhamerrahimin!” Diyen kimseye Yüce Allah, rahmeti ile tecelli eder.

Hastalara Karşı Okunacak Dualar

Hastalara Karşı Okunacak Dua 1 Sahabeden Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hastalıklara karşı şu duayı okurdu; اَللّٰهُمَّ اِنّيِ اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُذَّامِ والْبَرَصِ وَالْجُنُونِ وَمِنْ سَ يِّ ئِ الاَسْقاَمِ Okunuşu : ”Allâhümme innî e’ûzü bike mine’l-cüzzamı ve’l-barasi ve’l-cünûni ve seyyi’il-eskâm”. Anlamı: “ Allah’ım! Cüzzamdan, barastan delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sığınırım.” (ebu davud, Salât, 367) Hastalara Karşı Okunacak Dua 2 يَابَدِيْعَ اْلعَجَائِبِ بِالْخَيْرِ إِرْحَمْنِى إِلَى يَوْمِ الدِّيْنِ Hastanın okuması ya da onun yanında okunması gereken duadır. Okunuşu: “Yâ Bedî’al ‘acâib-i, bi’l-Hayri’r-Hamnî ilâ yevmi’d-Dîn.” Anlamı: "Ey acayip işleri eşsiz olan Allah’ım! Ceza gününe kadar bana hayırla rahmet et" tesbihiyle zikirde bulunursa Allah-u Subhanehu ve Tela ona yepyeni bir hayat bahşeder. Kaynak: [1] Muhammed İbn-ü Hatîrü’d-Dîn, el-Cevâhiru’l-Hams, sh

Toprağın altında ne var?

Toprağın altında ne var? Behlül Dânâ hazretleri, Halife Harun Reşid’e: “- Bil bakalım! Toprağın altında en çok ne var?” diye sorunca, “- Ölüler var!” der. “- Bilemedin!” deyince; “- Böcekler var!” der. “- Yine bilemedin!” deyince; “- Peki, ne var?” diye sorar. O da şöyle der: “- Gelen sesleri duymuyor musun? Salihler: “- Keşke biraz daha ibadet etseydik, şu yüksek makamlara biz de sahip olsaydık!” diyorlar. Günahkârlar; azap içinde: “- Keşke şu günahları işlemeseydik! Diye feryat ediyorlar. “- Kâfirlerin feryatları ise dayanılacak gibi değil, çok şiddetli azap içindeler. ‘Keşke bir kelime-i şehadet getirseydik, Rabbimize iman etseydik!’ diye feryat ediyorlar.”

İncinip, Üzüldüyseniz, İçiniz Daralıyorsa Rahatlamak İçin Dua

İncinip, Üzüldüyseniz, İçiniz Daralıyorsa Rahatlamak İçin Dua اَللَّهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ، اِبْنُ عَبْدِكَ، اِبْنُ أَمَتِكَ، فِي قَبْضَتِكَ، نَاصِيَتِي بِيَدِكَ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ. أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فِي كِتَابِكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ، أَوِ اسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ  الْقُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبِي، وَنُورَ صَدْرِي، وَجَلَاءَ حُزْنِي، وَذَهَابَ هَمِّي Okunuşu: Allahümme innî abdüke ibnü abdike ibnü emetike fî kabdatike nasiyeti biyedike, madin fiyye hükmüke adlün fiyye kadauke, eselüke bikülli hüve leke semmeyte bihî nefse’ke ev enzeltehû fî kitabike ev allemtehû ehaden min halkıke ev iste'serte bihî fı ilmi'l ğaybi îndeke en tecalel  Kur'âne Rabia kalbî nura sadri ve celâe huznî ve zehâbe hemmî. Anlamı: Allah'ım ben senin kulunum, kölenin cariyenin evladıyım. Senin avucundayım. İdarem senin elindedir. Hükmün bende geç

Tevhid Duası دُعَاءُ التَّوْحِيدِ

Tevhid Duası دُعَاءُ التَّوْحِيدِ يَا اَلله٬ يَا اَلله! لاَ اِلَهَ اِلاَّ الله! مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ! يَا رَحْمَنُ٬ يَا رَحِيمُ٬ يَا عَفُوُّ٬ يَا كَرِيمُ٬ فَاعْفُ عَنِّي وَارْحَمْنيِ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ! تَوَفَّنيِ مُسْلِمًا وَاَلْحِقْنيِ بِالصَّالِحِينَ. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ وَلِآبَائِي وَأُمَّهَاتيِ وَلِآبَاءِ وَاُمَّهَاتِ زَوْجَتِي وَلِأَجْدَادِي وَجَدَّاتيِ وَلِأَبْنَائِي وَبَنَاتيِ وَلإِخْوَتيِ وَأَخَوَاتيِ وَلأَعْمَامِي وَعَمَّاتيِ وَلِأَخْوَاليِ وَخَالاَتيِ وَلِأُسْتَاذِي وَلِكَفَّةِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ. اَلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَالاَمْوَاتِ. «رَحْمَةُ اللهِ تَعَالىَ عَلَيْهِمْ أَجْمَعِينَ.» بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ٬ وَاْلحَمْدُ ِللهِ رَبِّ اْلعَالَمِينَ Okunuşu: Ya Allah, Ya Allah! Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah! Yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ afüvvü yâ Kerîm, fa’fü annî verhamnî yâ erhamerrâhimîn! Teveffenî müslimen ve elhiknî bissâlihîn. Allahümmagfirlî ve li-âbâî ve ümmehâtî ve li âbâ-i ve ümmehât-i zevcetî ve li-ecdâdî

Kula Lazım Olan 24 Esas

Kula Lazım Olan 24 Esas Seyda Muhammed Emin Er Hoca 01- İlim Ehli sünnet itikadını öğrenmek, İşlenmesi ve terki farz ve müstehap olan şeyleri öğrenmek: Bunların en önemlileri İslam’ın, imanın, abdestin, guslün, teyemmümüm, namazın şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmektir. Zekât farz olunca zekâtın, Ramazan orucu farz olunca Ramazan’ın ve orucun, Hac farz olunca Hacc’ın şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmek, Herhangi bir muameleyi, akdi veya görevi yapmak istediğinde onların mahiyetlerini, şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmek. 02- Tevbe Tevbe, günahları terk etmek demektir. Bir takım şartları vardır. Bunlar: 1. Bütün günahlardan pişman olmak, 2. Yapmakta olduğu günahları hemen terk etmek, 3. Bir daha yapmamaya azim ve kesin niyet etmek, 4. Üzerinde kul hakkı varsa ödeyerek hak sahibini razı etmek, 5. Namaz, zekât, oruç borçları varsa kaza etmek. Her ay en az bir aylık na

Baba Ve Oğluna Hoca Nasîhati

Baba Ve Oğluna Hoca Nasîhati Tâbiînden Ebû Hâzım el-A’rec (radıyallâhü anh) evini ilim talebelerine, vaaz ve nasîhat isteyenlere mescit yapmıştı. Abdurrahman bin Cerîr (rahimehullah) oğlu ile beraber Ebû Hâzım’ın (radıyallâhü anh) ders halkasına geldiler. Ders esnasında aralarında şu konuşma geçti: ·         Abdurrahman bin Cerîr (rahimehullah): “Ey Ebû Hâzım, kalplerimizi gafletten nasıl uyandırabiliriz?” Ebû Hâzım (radıyallâhü anh): “Kalbini düzelttiğin zaman büyük günahların affolunur. İnsan, günahları terk etmeye azmederse kalbi gafletten uyanır. Unutma ey Abdurrahman, dünyanın ufacık bir işi bizi âhiret amellerimizin birçoğundan meşgul eder. Seni Allâhü Teâlâ’ya yaklaştırmayan her nimet bir cezâdır.” ·         Abdurrahman’ın oğlu “Bizim âlimlerimiz çoktur. Hangisine tâbi olmamızı tavsiye edersiniz?” diye sordu. Ebû Hâzım (radıyallâhü anh): “Evlâdım, her yerde Allâhü Teâlâ’dan korkan, günâha bulaşmaktan sakınan, gençlik vakitlerinde nefsini ıslâh edip de ihtiyarlığ

Muhammed Bin Hanefiyye Radıyallahü Anh

Muhammed Bin Hanefiyye Radıyallahü Anh Hazreti Ali Radiyallahü Anh’in oğlu. Annesi Havle binti Ca’fer bin Kays-ı Hânefiyye Radiyallahü Anha olduğu için, İbni Hânefiyye denilir. Hicretin 21. senesinde doğdu. 71 (m. 6901)’de Medine’de vefât etti. Muhammed Hanif, Muhammed Hânefiyye ve Muhammed-ül-Ekber Radiyallahü Anh da denir. İsmi Muhammed, künyesi Ebü’l-Kâsım. Nesebi, Muhammed bin Ali bin Ebî Talib bin Abdulmuttalib bin Haşim bin Abd-i Menaf bin Kusey’dir. Künyesinin Ebül Kâsım olması, Peygamber efendimiz tarafından Hazreti Ali’nin evlâdına verilen husûsî bir izin iledir. Muhammed bin Hânefiyye, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’den sonra, Hazreti Ali’nin oğullarının en üstünü idi. Hazreti Münzir-i Sevrî buyuruyor ki: “Ben, bir defa Muhammed bin Hânefiyye’ye dedim ki, senin hem ismin hem de künyen, Peygamber efendimizin isim ve künyesi gibidir. Bu ise caiz midir?” Cevap verdi ki: “Ben, babam Hazreti Ali’den duydum. Buyurdu ki, Resûlullah’a (aleyhisselâm) arz ettim ki: “Yâ R

Androkles

Androkles Vakti zamanında, Androkles isimli bir esir, efendisinden kaçarak bir ormana sığınmıştı. Etrafta gezinirken, birden bire, iniltiler içinde, ızdıraptan kıvranan bir Aslan'ın önüne çıkıverdi: "Önce dehşetli ürktü; kaçmaya yeltendi, fakat hayvanın, yerinden kımıldamadığını görünce, gerisin geriye dönerek ona doğru yürüdü. Yanına yaklaştığında, Aslan, berbat bir halde şişmiş, kanamakta olan iri pençesini uzattı Androkles, dikkatle bakınca pençeye, büyük bir dikenin girdiğini, bütün bu ızdıraba onun sebep olduğunu anladı. Dikeni, derhal oradan çıkarıp yarayı temizledikten sonra, gömleğinin kolundan yırttığı parça ile güzelce sardı. Az sonra ise, yine ayağa kalkabilen Aslan, tıpkı bir köpek gibi esirin ellerini yalayarak önüne düşüp onu inine götürdü...   Artık her gün, Androkles'e avladığı etleri taşıyordu. Fakat bu baş başa mes'ut yaşayışları uzun sürmedi… Çünkü Androkles ve Aslan kralın av partisinde beraberce yakalandılar. Androkles günlerce aç

Allah’ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Allah’ın Takdirine Kulun Aklı Ermez   Vehb b. Münebbih’ten rivayet edilmiştir, diyor ki:   - “İsrailoğullarının abidlerinden biri vardı ki, nehrin kenarındaki ibadethanesinde ibadet ederdi. Yakınında bir elbise tamir ve temizleyicisi vardı. Belinde para kemeri bulunan bir atlı gelip, kemerini ve elbisesini çıkarır. Nehirde elbisesini yıkar. Elbisesini giyer, fakat para kemerini orda unutup gider.   O gittikten sonra bir avcı gelip serpme ile balık avlamaya başlar. Para kemerini gören balıkçı onu alır, çekip gider. Sonra atlı gelir, para kemerini orda bulamaz. Elbise temizleyiciye:   “Para kemerimi burada unuttum” der. Adam:   “Ben onu görmedim” diye cevap verir.   Bu cevaba kızan atlı kılıcını çekip elbise temizleyiciyi öldürür.   Abid bu hali görünce, az kalsın fitneye kapılacaktı. Kendisini toparlayan abid, Cenabı Hakk’a şöyle niyazda bulunur:   “Ey Yüce Allah’ım!   Para kemerini balıkçı alır, elbise temizleyici öldürür.” Gece olup uyuduğu vakit, All