Kayıtlar

Beyin Fırtınası ve Besmelenin Sırrı

Öğrencilerime bir ödev vermiştim. Amacım bir beyin fırtınası yaparak küçücük beyinlerin neler düşündüğünü öğrenmekti. Öğrenciler araştırmışlar kimisi dedesinden, kimisi ninesinden bir şeyler öğrenmişler, kimisi de internetten araştırmış çok güzel şeyler yazmışlardı. Tembel öğrenciler bulamadım, yazamadım derken çalışkan öğrenciler büyük bir iştahla yazdıklarını okuyorlardı. Sıra Esra isimli süper zekâlı öğrencime gelmişti. Tek bir cümle ile işi bitirmişti. “Öğretmenim  “Besmele Allah’ü Teâlâ’dan izin istemektir!”  Dedi. Tam anlamıyla şok olmuştum. O anda başka bir öğrencim parmak kaldırarak: “Öğretmenim ‘Besmele söylemek’: Bizi kâinatı ve her şeyi yoktan yaratan, mülkün sahibi yüce yaratanımızdan yardım istemektir!” . Dedi. Evet, iki öğrencim besmelenin sayısız sırlarını özetleyivermişti. “Yüce yaratıcımızdan izin ve yardım istemek…” Bunlar ne müthiş zekâydı. Bunlar ne müthiş tespitti. Yıllarca düşünsem benim aklıma bile gelmezdi. Evet, Besmele  “Besmele All

Böbrekleri Bitiren Alışkanlıklar

Böbrekleri Bitiren Alışkanlıklar   Sağlığımız için çok önemli olan böbrekleri bitiren alışkanlıklara dikkat edin. Vücudun asit dengesini düzene sokan, kanı filtreleyen, gerekli hormon ve enzimleri üreten yani sağlıklı bir insan olabilmek için çok önemli organlarımızdan olan böbrekler, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı hatalar nedeniyle zarar görüyor. İşte böbrekleri bitiren alışkanlıklar. Aşırı protein tüketimi Fazla protein tüketimi, fazla amonyak üretir. Böbrek ise bunu nötralize etmek için aşırı çalışır ve böylece yavaş yavaş güçten düşer. Tuz Çok fazla tuz tüketilmesi, vücut elektrolitlerini ve kan basıncını düzenlemek için böbreklere fazla baskı uygular. Dehidrasyon Böbrek düzgün bir şekilde çalışabilmek için suya ihtiyaç duyar. Bunun için günde yaklaşık 10 bardak su içilmeli. Yeterince su tükettiğinizi anlamak için idrarınızın rengine bakmalısınız. Sigara Kan damarlarının daralması ve sertleşmesiyle bağlantılı olarak böbrekler de dâhil tüm vüc

Susmanız Tefekkür, Konuşmanız Zikir, Bakışınız da İbret Olsun!

Susmanız Tefekkür, Konuşmanız Zikir, Bakışınız da İbret Olsun! Sevgili peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yakın dostu Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh ile oturuyorlar. Medine’nin sıcak bir günü... Biraz sonra içeriye bir adam girer. Etrafına baktıktan sonra Hz. Ebubekir’in Radiyallahü Anh yanına oturur. Ve hemen çirkin sözlerle Hz. Ebubekir’e saldırmaya başlar. Hakaret eder, küçümsemeye çalışır, tacizde bulunur. Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh sabırla dinler. Olaya şahit olan Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem bu saygısız insanın haddi aşan çirkin sözlerinden rahatsız olsa da bir an için susar. Adam nerede olduğunun, kimin huzurunda bulunduğunun farkında değilmiş gibi devam eder. Bu anlamaz adamın çirkin sözlerinden hayli rahatsız olmaya başlayan Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh dayanamaz ve cevap vermeye başlar. Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh sınırı aşmadan, bu terbiye sınırını aşanın terbiyesini vermeye çabalamaktadır aslında. Hz. Peygamberin Sallallahü Aleyhi Vesell

Abdestsiz Bir Anı Yoktu

Abdestsiz Bir Anı Yoktu Tabiînden A'meş Hz.’leri, abdestsiz bir an bile geçirmek istemezdi. Uyandığında su bulup abdest alması gecikecek olsa, derhal teyemmüm ederdi. Su bulup abdest alacak kadar kısa bir zamanı bile abdestsiz geçirmezdi. Bu halin sebebini soranlara da: “Ben, abdestsiz ölmek istemiyorum. Çünkü ölümün ne zaman geleceği belli değil.” buyururdu.  (Alıntı)

Hangisi Ağır?

Hangisi Ağır? Şeyh Ebu'l-Vefa Hazretleri'ne, bir gün, “Şehrimize, şu kadar ağırlıktaki taşı kaldıran, şu kadar ağır yük taşıyan birisi geldi,” diye bahsedilmişti. Ebu'l-Vefa Hazretleri, bu sözü söyleyen talebelerine, şu manidar karşılığı verdiler: “O ağır yükleri kaldırmak kolay, fakat şu abdest ibriğini taşımak ondan çok daha zordur. Gerçekten bu söz, ibretli bir cevaptır. Ağır taş kaldırmada, ağır yük taşımada nefsin hazzı vardır. "Ne güçlü, ne kuvvetli adam" denilmesi, o kişiye lezzet ve şevk verir. Onun için, nefse kolay gelir. Ama abdest ibriğini taşımakta, nefsin hazzı ve lezzeti yoktur. Muhalefet Bilakis nefse vardır. Bu nedenle de o hafif ibrik, nefse, o ağır yüklerden daha zor ve ağır gelir.      (Alıntı)

Gönül Hun Oldu Şevkinden

Gönül Hun Oldu Şevkinden Gönül hun oldu şevkinden boyandım Ya Rasûlallah, Nasıl bilmem bu nîrana dayandım Ya Rasûlallah, Ezel bezminde bir dinmez figandım Ya Rasûlallah, Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah! Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen Muazzam bir sehasın sen, dilersen rehnümasın sen Habîb-i Kibriyasın sen, Muhammed Mustafa’sın sen Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah! Gül açmaz çağlayan akmaz, İlâhi nurun olmazsa Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa Firak ağlar, visal ağlar, ezel mestûrun olmazsa Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah! Erir canlar o gül bûy’i revan bahşın hevasından Güneş titrer, yanar didarının bak ihtirasından Perişan bir niyaz inler hayatın müntehasından Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah! Susuz kalsam, yanan çöllerde can versem elem duymam Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam Cemal

Yusuf Hâs Hâcib Rahmetullahi Aleyh'ten Öğütler

Yusuf Hâs Hâcib Rahmetullahi Aleyh'ten Öğütler 01- Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle, ölümsüz olursun! 02- Sen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilir misin? Ben sana yanılan binlerce insan göstereyim! 03- İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun; ister çakıl taşı, fark etmez! 04- Öfke ve gazap ile işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin. 05- İyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sı­ kıntısı ise, her gün bir kat artar! 06- Huzur istersen, o, zahmeti ile birlikte gelir; sevinç istersen, o, kaygı ile birlikte bulunur! 07- Adaletle iş gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Allah'a kulluk  et ve O'nun kapısına yüz sür! 08- Oğul-kız, küçüklükten ne öğrenirse, yaşlanıp ölünceye kadar onu unut­ maz! 09- Dikkat edersen, insan ne kadar âciz bir mahlûktur; yürürken yere serilir  ve sesi kesilir! 10- Baba nasihatini sen sıkı tut, günün kutlu olur ve sana her gün bir se­ v

Müslüman Fen Adamları

Müslüman Fen Adamları Dünyada ilmin öncüleri olan ve İslam kültürü ile yetişen ilim adamları  çoktur. Bazıları şunlardır... Akşemseddin hazretleri: Pasteur'den 400 sene önce ilk mikrobu buldu. Ali Kuşçu : Büyük astronomi âlimi, ilk  defa Ayın şekillerini anlatan kitap yazdı. Almar: İlk defa katarakt ameliyatını  gerçekleştirdi. Battani : Dünyanın en meşhur astrono mi âlimi ve trigonometrinin kâşifidir. Biruni : İlk defa dünyanın döndüğünü  ispat etmiştir. Cabir bin Hayyan:  Atom bombası fikri nin ve kimya ilminin babası olan büyük dâhidir. Cezeri: 8 asır önce otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babasıdır. Demiri : Avrupalılardan 400 sene önce  zooloji ansiklopedisini yazmıştır. Ebu Kâmil Şuca : Avrupa'ya matematiği öğretmiştir. Ebul-Vefa : Trigonometride tanjant, ko tanjant, sekant, kosekantı bulan mate matikçidir. Farabi :  Ses olayını ilk defa fiziki yön den açıklamıştır. Fatih Sultan Mehmed Han : Havan to punu keşfetmiştir.

Güçlü Beyin

Ahmet Yıldız’ın “Güçlü Beyin” Kitabındaki 10 Kritik Bilgi 1. Washington Üniversitesinden Geraldine Dawson’ın Major Depresyon hastası olan annelerin çocukları üzerinde yaptığı önemli bir araştırmada çevrenin beynin gelişiminde çok önemli olduğunu göstermektedir. Dawson, major depresyon hastası olan annelerin çocuklarının beyinlerini incelemiştir. Bu çocukların beyinlerinin ön sol lobunda fiziksel anormallikler tespit etmiştir. Bu anormalliğin nedenini ise hasta annelerin çocuklarına daha az gülmeleri, heyecan dolu bir hayat sunamamaları ve hayat sevgisini aşılayamamaları olduğunu tespit etmiştir. Çocukların beyni çevrelerinden etkilenmişti. Bu çocuklar için artık yapacak bir şey yok mudur? 2. 1980’li yıllarda Harvard Tıp Fakültesi uzmanlarının bir Romen yetimhanesindeki bebekleri incelemesi sonucu elde ettiği veriler sevginin önemini göstermektedir. Bu yetimhanenin sevgiden yoksun, kasvetli ve soğuk ortamında yetiştirilen bebeklerin bedensel ve zihinsel gelişimlerinde sorunlar g

Öğrendiği Ayetin Dehşet ve Heybetinden Hasta Olup Öldü

Öğrendiği Ayetin Dehşet ve Heybetinden Hasta Olup Öldü Ebû Bekir Verrâk Hazretleri’nin küçük bir oğlu vardı. Kur’ân-ı Kerîm öğrenmek için bir hocadan ders okumaktaydı. Bir gün mektepten benzi sararmış bir vaziyette, titreyerek ve erkenden döndü. Ebû Bekir Verrâk Hazretleri, bu duruma şaşırarak sordu: “–Hayırdır evlâdım, bu hâlin ne, niçin mektepten erken döndün?” Oğlu, o küçücük yüreğine yerleşmiş bulunan Allâh korkusu netîcesinde sonbahar yaprağına dönen bir çehre ile: “–Ey babacığım! Bugün hocamız bana Kur’ân’dan bir âyet öğretti, onun mânâsını idrâk edince korkumdan bu hâle geldim!” dedi. Bu defa babası: “–Evlâdım, o hangi âyet-i kerîmedir?” dedi. Küçük çocuk okumaya başladı: “Eğer inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyacaksınız?” (el-Müzzemmil, 17) Daha sonra küçük yavru, bu âyetin dehşet ve heybetinden hasta olup ölüm döşeğine düştü, çok geçmeden de rûhunu teslîm etti. Babası bu hâdise karşısında ç