Kayıtlar

Dünyanın En Hızlı İnsanı

Dünyanın En Hızlı İnsanı ABD’nin Kansas eyâletinin Elkhart kentinde, çok yoksul bir âîlenin çocukları olan iki kardeş, bir okulda çalışıyorlardı. Her sabah sınıflardaki sobaları yakmak, onların görevi idi… Soğuk bir günün sabahı, kardeşler sobayı temizlediler ve odunla doldurdular. Kardeşlerden biri, bir şişe gazı odunların üstüne döktü ve ateşe verdi. Öyle büyük bir patlama oldu ki, eski bina sallandı. Patlama sırasında büyük kardeş öldü, diğerinin de bacakları fecî şekilde yandı. Daha sonra, şişeye yanlışlıkla benzin doldurulduğu ortaya çıktı. Yaralanan çocuğu tedavi eden doktorlar, çocuğun bacaklarını kesmekten başka çare olmadığını söylediler. Anne ve babası yıkılmıştı. Zaten bir oğullarını yitirmişlerdi. Şimdi ise diğer oğulları bacaklarını kaybedecekti. Anne – baba, çocuğun bacaklarının kesilmesine razı olmadılar. Doktorlara, kesme işlemini ertelemesini ricâ ettiler. Doktorlar ise, çocuğun bacaklarının tamamen yandığını, kesilmezse çocuğun ölebileceğini söylüyor

Dünyada İlk Üniversiteyi Müslümanlar Kurmuş

Resim
Dünyada İlk Üniversiteyi Müslümanlar Kurmuş Emeviler Fas ’ın Fes şehrinde Keyruvan Üniversitesi’nikurmuşlar.(859) Bugünkü mânâda ilk üniversitelere Abbâsîler döneminde Bağdat’ta rastlanır. Dünyadaki ilkler dikkatimi çok çeken konulardan biridir. Mesela dünyada ilk Üniversite nerede kurulmuştur diye düşündüm. Araştırdım. Fas’ta kurulmuş. Fas farklı bir yer. Mağaralarda ve çeşitli arkeolojik kazılarda bulunanların incelenmesi sonucunda Fas’ın tarihinin hani fi tarihi denir ya ta o zamana kadar gittiği anlaşılmış. - Berberiler M.Ö. 2000 yıllarında buraya gelmiş, yerleşmişler. -Sonraları; M.Ö. 2. Yüzyıldan itibaren Fenikeliler gelmişler. -Sonra bir çok devlet buraya gelmiş. -Kartacalılar Fenikelileri yenmişler. -Romalılar da Kartacalıları yenmişler. Tabi bunlar büyük savaşlar sonrası olan hâkimiyetlermiş. -Sonrasında oralar Romalılara da kalmamış. -Vandallar onları yenmiş bu defa da onlar oralara hâkim olmuşlar. Şimdi asıl konumuza geliyoruz. Yedinci yüzyıldan

Avrupa'da İlk İslam Medeniyeti

Resim
Avrupa'da İlk İslam Medeniyeti Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın doğuşu, Kuran-ı Kerimin yeryüzüne indirilişi ve bu ilahi tebliğin ışığında Arabistan Yarım Adasında başlayarak dört kıtaya yayılan ve kitleler halindeki insanların kabulüne mazhar olan İslam Dini, İnsan merkezli bir kabul anlayışıyla kısa bir sürede yeryüzünde son uygarlığın temelini atmaya başlamıştır. Mekke'de doğan İslâm Güneşi'nin yaydığı ışık, birkaç asır geçtikten sonra doğuda Maveraünnehir ve Çin önlerini, batıda da Avrupa'yı aydınlatacak seviyeye ulaşmıştı. Hızla ilerleyen İslâm fatihleri M.S 711 yılında İberik Yarımadasına çıkarma yapmışlar ve yaklaşık 715 yılında da yarımadanın bütün büyük şehirlerini ele geçirmişlerdir. Ardından Fransa içlerine doğru akınlarını sürdürmüşler, diğer taraftan da Akdeniz deki Sicilya adasından hareketle Roma önlerine kadar gelmişlerdi. İşte İslam uygarlığının en büyük temeli, M.S. 711 yılında Cebeli Tarık Boğazını geçerek İberik Yarımadasına çıkarma yapan Tarık B

Bir Başarı Hikâyesi

Bir Başarı Hikâyesi Japonya’da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayalide yıkılan büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya’nın ünlü bir judo hocasına gidip, yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş. Hoca: -getir çocuğu bir bakalım demiş. Ertesi günü baba oğul varmışlar hocanın yanına. Hoca çocuğu süzmüş ve -tamam demiş. Yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz. Ertesi gün çocuk geldiğinde, hocası ona bir hareket göstermiş ve bu hareketi çalış demiş. Çocuk 1 hafta aynı hareketi çalışmış. Sonra hocasının yanına gidip “bu hareketi öğrendim, başka bi hareket göstermeyecek misiniz? Diye sormuş. Hocanın cevabı: -Çalışmaya devam et olmuş. 2ay, 3ay, 6ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş. Bu bir yıl boyunca da hep o aynı hareketi tekrarlamış. Hocanın yanına tekrar gitmiş: -Hocam 1

ABD'de gündem: Bu adam Müslüman olsaydı...

Resim
ABD'de gündem: Bu adam Müslüman olsaydı... ABD'de yaşayan birçok kişi, yetkililerin ve basın organlarının Stephen Paddock için "terörist" terimini kullanmamasına tepki gösteriyor. Trump: Saldırgan hasta ve deli biri Basın organlarında, Mandalay Bay Oteli'nin 32'nci katında tuttuğu odadan konser izleyen kalabalığın üzerine ateş açarak 59 kişiyi öldüren 64 yaşındaki Paddock'tan "yalnız kurt", "dede", "kumarbaz" ve "emekli muhasebeci" ifadeleriyle bahsediliyor. Ancak "terörist" sıfatı kullanılmıyor. Deaş Saldırıyı Üstlendi Paddock'un bu saldırıyı neden düzenlediği henüz bilinmiyor. Terör örgütü DEAŞ'ın saldırıyı üstlenmesine rağmen, ABD polisi uluslararası terör örgütleriyle arasında herhangi bir bağ tespit edilemediğini ve psikolojik bir rahatsızlığı olduğu yönünde herhangi bir bulgu olmadığı açıkladı. Müslüman Olsaydı... Sosyal medyada, Müslüman olsaydı saldırının h

Fatih’in 10 Unutulmaz Sözü

Fatih’in 10 Unutulmaz Sözü Mustafa Armağan Miladi takvimle Büyük Fethin 563. yıldönümünde bu kutlu günü hatırlamak ve hatırlatmak soylu görevlerimizden biridir. Bu muazzam zaferle daha 50 yıl önce Timur kasırgasından gücü tükenmiş, itibarı yerle bir olmuş, kurucu ideali yara almış olan Osmanlı Devleti, İbn Haldun'u yalanlamak pahasına ayağa kalkıyor, Sultan Çelebi Mehmed ve Sultan II. Murad ile restorasyonu gerçekleştiriyor, 19 yaşında ikinci kez tahta çıkan Fatih Sultan Mehmed'e ise Osmanlı Devleti'nin orta ölçekli bir İslam devleti mi yoksa bir cihan imparatorluğu mu olacağını seçmek kalıyordu. Genç Sultan ikincisini seçti, hedefini büyülttü ve Osmanlı Devleti'nin büyümezse küçüleceğini öngördü. Büyümeyenin eninde sonunda küçüleceğini ve yok olacağını o derin sezişiyle biliyordu. Osmanlı, ya Cihan Devleti (İmparatorluk) haline gelecek veya orta ölçekli devletlerden biri olarak Avrasya'nın güç dengeleri içinde bir o yana bir bu yana çırpınacaktı. Peki

Hayatını Evsizlere Adayıp 15 Yıl Para Kullanmayan İyi Yürekli Kadın: Heidemarie Schwermer

Resim
Hayatını Evsizlere Adayıp 15 Yıl Para Kullanmayan İyi Yürekli Kadın: Heidemarie Schwermer İnsanlığa olan inancımızı tazelemeye çokça ihtiyaç duyduğumuz şu günlerden geçerken, sizleri çok enteresan bir hayat hikâyesine sahip olan, yüreği kocaman ve tatlılar tatlısı bir kadınla tanıştıralım: Heidemarie Schwermer. Heidemarie’nin inanılmaz hikâyesi bundan tam 22 sene önce başlıyor. Aslen öğretmen olan Heidemarie, o dönemler bir ortaokulda çalışmaktadır ve oldukça zor ve kötü giden bir evliliği vardır. En sonunda bu evliliğin baskısına daha fazla dayanamaz ve işini gücünü bırakıp 2 çocuğunu da alarak Dortmund’a yerleşir. Burada Heidemarie’nin ilk idrak ettiği şeylerden biri, sokaklarda ne kadar çok evsiz insan olduğu olur. Bu durum kendisini öylesine üzer ki, gerçekten de bununla ilgili bir şeyler yapmaya karar verir. Evsizlerin topluma geri kazandırılabilir bireyler olduğunu savunarak işe koyulur. Heidemarie’nin asıl inandığı şey ise, evsizlerin tekrar t

Doğru Hayatı Kurmanın İpuçları

Doğru Hayatı Kurmanın İpuçları Bir günü kolaylaştırmak ve daha mutlu yaşamak için bu maddelere bir göz atın. Acaba aralarında sizin uyguladıklarınız da var mı? İngiltere'de Warwick Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma mutlu insanların daha çok çalıştığını, daha çok para kazandığını, iş hayatında daha başarılı olduklarını ve diğerlerine oranla yüzde 12 daha üretken olduklarını ortaya koymuş. Araştırma sonucuna göre mutsuzlar ise ortalamadan yüzde 10 daha az üretken. Peki, nasıl mutlu olunacak? Psikolog yazar Martha Beck ‘Doğru Hayatı Kurmanın İpuçları’ kitabında bir günü kolaylaştırmak ve daha mutlu yaşamak için birkaç kısa yol anlatıyor. 1- Vaktinizi Hediye Edin  Hepimizin sosyalleşmeye, sevdiklerimizle bir arada olmaya ihtiyacı var. Yalnız olan bir arkadaşınızın, akrabanızın yanına gidin ve onunla vakit geçirin. Bu sadece onu değil, onu mutlu eden kişi olarak sizi de mutlu edecek. 2- Kendinizi Sevin Kendinize ‘Ben sevilen biriyim’ deyin. Biz ney

Üretken Olmayan Çalışanların 7 Ortak Özelliği

Üretken Olmayan Çalışanların 7 Ortak Özelliği Eğer bu özelliklere sahipseniz, patronunuz çok yakın zamanda sizin iyi bir çalışan olmadığınızı ve işine yaramadığınızı düşünmeye başlayabilir. Bu da, bütün finansal geleceğinizi risk altına sokar. Inc.com'dan Adam Heitzman'ın haberine göre üretken olmayan çalışanlar 3’e ayrılıyor. - Çok laf, az iş yapanlar! Sempatik ve fazlasıyla coşkulu olduğundan aslında pek de iş yapmadığı gözden kaçabilir. - İşi sonuca varmayacak olanlar! Bir projenin devamının gelmeyeceğini anlayan çalışan bir süre sonra işle ilgilenmeyi bırakabilir. -Sadece tembel olanlar! Üretken olmadığını herkesin bildiği tembeller… Durum ne olursa olsun, bu kişiler aynı özellikleri taşıyor. İşte o özellikler… 1- Şikâyetçi Olmak Kime ya da hangi konuda şikâyet edildiği önemli değil. Bir çözüm yolu sunmadan şikâyetçi olanlar, iş yapmaktan uzaklaşır. Şikâyet etmek, üretken olmaktan daha kolaydır ama yalnızca zaman kaybı yaratır.

İhtiyarlık Hastalığı

İhtiyarlık Hastalığı    İhtiyar adamın biri, hastalanıp yatağa düşer. Çocukları doktor çağırır. Doktor gelir, hastanın şikâyetlerini dinler, tansiyonunu, nabzını ölçer, sırtını dinledikten sonra:    - "Neyiniz var bey amca?" diye sordu. Hasta:    - "Ah! Sorma evladım, başım ve beynim ağrıyor." Doktor:    - "Merak etme! Bu ağrılar hep ihtiyarlıktan." Hasta:    - "Fakat gözümde de bulanma ve kararma var." Doktor    - "Önemli değil, ihtiyarlıktan." Hasta:    - "Sırtımda çok şiddetli bir ağrı var." Doktor:    - "O da ihtiyarlıktan." Hasta:    - "Doktorcuğum! Ne yersem dokunuyor, hazmedemiyorum." Doktor:    - "Bak bey amca! Mide hazımsızlığın da ihtiyarlıktan..." Hasta:    - "Oğlum! Rahat nefes alamıyorum, nefesim daralıyor." Doktor:    - "Bakınız, bu da ihtiyarlıktan. İnsan ihtiyarlayınca, akciğerleri iyi işleyemez olur." deyi