Kayıtlar

Yaşamın Anlamını Kavramak...

Yaşamın Anlamını Kavramak... Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç bilgenin yaşadığı evde tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra yerde bir kilim duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu: Neden hiç eşyanız yok? Dedi. Koltuklarınız kanepeleriniz büfeleriniz... Onlar nerede? Bilge bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence; Senin de yalnızca sırtında taşıdığın küçük bir çantan var yavrum dedi. Peki, senin eşyaların nerede? Gezgin genç kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu: Ama görüyorsunuz... Ben yolcuyum. Ünlü bilge hak verircesine güldü: Ben de öyle yavrum dedi. Ben de öyle...

Kim Tüm Servetini Bir Tabloya Vermek İster!

Kim Tüm Servetini Bir Tabloya Vermek İster! Avrupa’nın ünlü sanat merkezlerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene ağabeyinin doğum günü için almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider. Şanslıdır, tablo satılmamıştır. İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve “Ağabeyimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar” der. Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar. Mağazadan adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar: “Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar az paraya sattın?” Ressam cevap verir: “Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim, ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?”  “Günümüzde insanlar her şeyin fiy

Yaşamın Fısıltısını Dinle...Yaşamın Fısıltısını Dinle...

Yaşamın Fısıltısını Dinle... Genç bir yönetici, yeni Jaguar'ı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni arabasının yan kapısına büyükçe bir taş çarptı. Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru geri geri gitti. Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğu kaptığı gibi yakında park etmiş olan bir arabanın gövdesine sıkıştırdı. Bunu yaparken de bağırıyordu: - Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri? Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve attığın o taşın mahvettiği yeri düzelttirmek için kaportacıya bir sürü para ödemek zorunda kalacağım. Neden yaptın bunu? Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi. - Lütfen amca, lütfen kızmayın

Elindekinin Hepsini Verdi

Elindekinin Hepsini Verdi Hz Ali’nin ağabeyi Cafer b Ebu Talib’in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu: "Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?” Köle sıkılarak cevap verdi: “İşte bu üç parça ekmek” “O halde neden kendine hiç ayırmadın?” “Baktım ki, hayvan çok aç O halde bırakmak istemedim” “Peki, sen ne yiyeceksin şimdi?” “Oruç tutacağım” Bunun üzerine, Abdullah b Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu. Sonra d

Limon Suyunun Mucizevi Faydaları

Resim
Limon Suyunun Mucizevi Faydaları Yemeklerde, çorbalarınızda, balığın üzerinde yemeye doyamadığınız limonun birçok faydası olduğunu biliyor muydunuz? Limon, sindirim sisteminden bağışıklık sistemine destek olmaya, viral enfeksiyonlardan iltihap azaltmaya varıncaya kadar sağlığınız için oldukça önemlidir. Limon aynı zamanda C vitamini, B kompleks vitaminleri, kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum ve lifle dolu bir gıda. Elmadan ya da üzümden daha fazla potasyum içeriyor. Limon, doğrudan dişlerinizin mine tabakasına zarar verebileceği için bunu bir miktar sıcak, ılık ya da soğuk suyla seyreltmeniz gerekiyor. Sabah bir bardak ılık limon suyu içtikten 15 ya da 30 dakika sonra kahvaltıya başlayın. Böylece limonun tüm faydalarını kazanılabilir. İşte limonun faydaları... Bağışıklık sisteminizi destekler: C vitamini bağışıklık sistemimizi destekler, limon da C vitaminiyle doludur. Sistemdeki C vitamini seviyesi stresli olduğunuz zamandaki tüketmeniz gereken ilk gıda

İnsan Ölmeden Biraz Evvel, Öleceğini Hissedebilir mi?

İnsan Ölmeden Biraz Evvel, Öleceğini Hissedebilir mi? Azrail Aleyhisselâm Kendisine Görünür mü? İnsanlar ölürken yanında bulunanları güçlükle tanır ve bazen da hiç tanıyamaz. Bunun sebebi, ölüm anındaki insanın aklî kuvvetinin zayıflaması olduğu sanılıyorsa da, o değildir. Belki hayattakilerin katiyen anlayamadıkları ve anlayamayacakları bazı şeylerin, o durumdaki insana açılması ve onun bütün mevcudiyetinin kendi benliğine çekilmesidir. Ölmek üzere olan hastada görülen ve yanındakiler tarafından anlaşılamayan yüz ifadeleri ve bazı sözler de bu derûnî hal ile ilgilidir. Yani onun görüp, yanındakilerin göremedikleri şeylerle ilgilidir. İbn Ebi'd-Dünya'nın (v.327/938) tahric ettiğine göre, sahabeden sonra gelen neslin (tâbi'in) meşhur fakihlerinden olan Ebu Cafer Muhammed b. Ali (v. 117/ 735), ölümü anında insana iyi ve kötü amellerinin gösterileceğini ve o esnada insanın, iyiliklere yönelip kötülüklerden göz yumacağını söylemiştir. Kıyâme Sûresi'ndeki: "

Hasan Basri Hazretleri

Hasan Basri Hazretleri Müttakîler imamı, veliler serdarı, takva ve destanlık kahramanı Hasan Basrî hazretlerinin gönül incileriyle, ruhlarımızla sefere çıkıyoruz. Hicrî birinci asırda Medine’de doğup Basra’da yaşamış olan Hasan Basrî Hazretleri, kâh geceleri Kâbe mumu gibi yanar, kâh yaralı bir kuş gibi çırpınırdı. Dili inciler saçardı. Allah’ın Celle Celâlüh Habibine Sallallahü Aleyhi Vesellem sonsuz muhabbeti vardı. Kendisine sorulan sorulara verdiği o güzel cevaplara ve nasihatlerine şöyle bir kulak kabartalım. Nasibimize neler düşecektir kim bilir. Bir Bardak Soğuk Su Rüzgârın bile kaynar su gibi insanın yüzünü okşayıp geçtiği çok sıcak bir gündür. Hasan Basrî Hazretleri susamıştır. Kendisine bir bardak soğuk su getirilir ve: - Ey gönüllerin ışığı, buyur al iç, serinle, derler Bardağı eline alıp suyun soğukluğunu hissedince büyük bir feryad koparır ve bayılır. Kendisine geldiğinde gözlerinden inci yaşları dökülmektedir. Etrafındakiler şaşırıp sorarlar: - Ne

Azrail Aleyhisselâm Her Eve Günde Üç Defa Bakar

Azrail Aleyhisselâm her eve günde üç defa bakar. Bu evlerden rızkını tamamlayan ve hayatının günlerini bitiren kimsenin canını alır. Evdeki ailenin diğer fertleri feryat ve figan ederek ağlarlar. Azrail Aleyhisselâm kapıya kollarını gerer ve şöyle der: - Neden ağlıyorsunuz? Ben bunun rızkını yemedim. Ömrünü de kesmedim. Ömrü sona erdi. Rızkı tükendi. Ben de canını aldım. Boş yere ağlamayın, ben buraya devamlı gelecek ve hiç birinizi bu dünyada bırakmayacağım. Hasan-ı Basri Rahmetullahi Aleyh sözlerine devamla şöyle diyor: Eğer evdekiler Azrail Aleyhisselâm’ın dediklerini duysalar ve onu görseler, ölüyü bırakır kendi hallerine ağlarlardı. Hüccetü'l İslam, İmam Gazali Hazretleri: İhyau Ulumi'd-din, 4.cilt syf; 4364

Böyle Dua Edilir mi?

Böyle Dua Edilir mi? Merhum Nasreddin Hocanın, “Allah’ım bu sıkıntıyı benden alma!” diye dua ettiğini duyanlar, Hocaya sorarlar: - Niçin böyle dua ediyorsun, sıkıntının kalması için hiç dua edilir mi? Hoca cevap verir: - Allah’ü Teâlâ her sıkıntıdan sonra ferahlık, her ferahlıktan sonra sıkıntı vaad ediyor. Ben bu sıkıntıya alıştım, yeni gelecek sıkıntının ne olacağını bilmiyorum, ya sabredemeyeceğim bir sıkıntı olursa. Onun için bu sıkıntının kalması için dua ediyorum.

Bir Köylünün Duası

Bir Köylünün Duası Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini, büyük bir zat yapan bol dua almaktır. Bir gün alış veriş yaparken alış veriş yaptığı kişiden dua almadan köye döndü. Sonra tekrar o kişinin yanına gitti. Eskiden de köy öyle yakın bir yer değildi, ulaşım da ayrıca bir dertti. Köye geldiğinde adamı buldu. Adam: -Hayrola bir şey mi oldu neden geri döndün, dedi. Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri: -Benim bir âdetim vardır, her iş yaptığım kişiden dua alırım, eve gidince senden dua almadığımı hatırladım, dua almak için geldimi deyince adam ellerini açarak: - "Ya Rabbi aç bunun kalb gözünü" , diyerek dua etti. İşte Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri yapan dua budur.

Başka Dua Bilmez misin?

Başka Dua Bilmez misin? Bir şahıs, Harem-i Şerifin kapısında, Ey doğrulara yardım eden, haramlardan kaçınanları koruyan Allah’ım! Diyerek hep aynı duayı okuyordu. Ona, Sen başka dua bilmez misin? Dediler. O şöyle açıkladı, bu duayı tekrar etme sebebini: Ben Beyt-i Şerîfi tavâf ederken ayağıma takılan bir şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese. Şeytanımla imanım mücadeleye tutuştular. Bin altın çok para, senin bütün ihtiyaçlarını karşılar dedi şeytanım. İmanım ise, “Bu haramdır, boşuna saklama; sahibini bul, teslim et!” Dedi. Ben böyle mücadele içinde iken, birinin sesi duyuldu: Burada, içinde bin altınım bulunan kesem kaybolmuştur. Kim buldu ise getirsin, ona otuz altın müjde vereyim! Bin haramdan otuz helâl hayırlıdır, diyerek keseyi sahibine teslim ettim. O da bana otuz altın verdi. Bunu alıp bakırcılar çarşısında gezerken, bir Arap kölenin bu paraya satıldığını görünce, hemen satın aldım. Bir müddet sonra bu kölenin yanına bir kıs

Duanın Güzelliği

Duanın Güzelliği Bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve içindekilerden sadece iki adam küçük ve ıssız bir adaya yüzmeyi başarırlar. Ne yapacaklarını bilemeyen bu iki kazazede Allah’a yalvarmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verirler. Fakat kimin duasının daha güçlü olduğunu anlamak için adayı ikiye bölmeye karar verirler ve adada karşılıklı olarak yaşamaya başlarlar. İlk diledikleri şey yiyecektir. Ertesi sabah, birinci adam kendi tarafında dalları meyve dolu bir ağaç bulur ve ağacın meyvelerinden yer. Diğer adamın alanı ise hala çoraktır! Bir hafta sonra, birinci adam yalnız olduğu için kendisine bir eş diler. Ertesi gün bir kadın yüzerek birinci adamın tarafına gelir. Diğer tarafta yine hiçbir şey yoktur! Hemen sonra birinci adam bir ev, giysiler ve daha fazla yiyecek diler. Sihirli bir değnek değmişçesine tüm istedikleri kendisine verilir. Fakat ikinci adam hala hiçbir şeye sahip olamamıştır! En sonunda birinci adam bir gemi dil

Duanın Gücü

Duanın Gücü Eğer sizin duanız olmazsa ne ise yararsınız? Buyurmakta Yüce Mevla… Duanın gücünü hepimiz hayatımızda bir şekilde yaşamışızdır. Büyüklerin eli öpüldüğünde onlardan dua istenir. “Dua et yeter!” denilir. “Kiminin parası kiminin duası” deyişinde de dikkat çekilmek istenen kelime “Dua” dır. Hayal bile edilemeyecek şeyleri gerçekleştiren, üzgün yüzlerin bile gülümsemesine sebep olan yine “ Duanın gücü” dür. Dua aslında yaratıcıyla olan bağlantının teyidi bir yerde ispatidir. “DUA” yaptığın kadar kul, kabul edildiği kadar sevgilisindir Rabbin katında. Duanın gücünü defalarca yasamışımdır hayatımda. Bunlardan birisi 1980'li yıllarda basımdan geçti. Ailece Diyarbakır iline bağlı kaplıcaları ile meşhur Çermik de idik. Annemler sıcak sulara gitmiş, babam ağabeyim civar köylerden birine alış veriş yapmaya (et almaya) gitmişlerdi. Ben de pansiyonda odamda oturmakta idim. Bir ara hafiften kendimden geçtim. Uyku ile uyanıklık arasında bir halde iken şöyle bir şey yaşa

İsrailli General Alçakça Planı Böyle Anlattı

Resim
İsrailli General Alçakça Planı Böyle Anlattı İsrailli general ve eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Golan, PKK'nın, Irak, Suriye, Türkiye ve İran'ı kapsayan 'Büyük Kürdistan'ı desteklediğini söyledi. İsrail 'in eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve halen faal komutanlarından olan  Yair Golan , dün  Washington 'daki bir düşünce kuruluşunun panelinde konuşma yaptı. "PKK BİR TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL" Golan konuşmasında PKK için, "Benim kişisel bakış açıma göre, PKK bir terör örgütü değil. Belki (bu sözler) manşetlere çıkacak ama; ben böyle görüyorum," dedi. Türkiye  Topraklarında " Büyük Kürdistan " “ İran ,  Irak ,  Suriye  ve Türkiye Kürtlerini -eğer ki bir araya getirirseniz- nasıl bir araya getireceğinizi ve sınırları ben tam olarak belirleyemem,” diyen Golan "Fakat İran'a ve bölgede yaygın olan istikrarsızlığa bakarsanız, bağımsız ve birleşik Kürt oluş

Her Günü Son Günün Bil

Her Günü Son Günün Bil Gökşen Özden Keskin Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı. Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu: -Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen ne olur!” muş. Bugün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun? -Tamam bey, bitti işte.             Adam açık mavi göleği hışımla aldı; -Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar. Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı; -Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin. -Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yap