Kayıtlar

Dertliyken Yapılan Dua Gönülden Kopar

Dertliyken Yapılan Dua Gönülden Kopar Birisi her gece kalkıp Allah'ı anıyor, O'na dua ediyordu. Şeytan ona dedi: - Ey devamlı Allah'ı anan kişi! Bütün gece Allah deyip çağırmana, yakarman karşılık seni buyur eden var mı ki? Sana bir tek cevap bile gelmedi, daha ne zamana kadar böyle yakarıp dua edeceksin? Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve hüzün içinde uyudu. Rüyasında ona şöyle dendi: - Kendine gel uyan! Niye duayı, zikri bıraktın? Neden usandın? Adam: - Buyur diye bir cevap gelmiyor ki... Artık kapıdan kovulmaktan korkuyorum, dedi. Bunun üzerine dendi ki ona: - Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir. Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna haber uçurmasındandır. Senin çabaların, çareler araman, Allah'ın seni kendine yaklaştırması, ayaklarındaki bağları çözmesindendir. Senin korkun, sevgin, ümidin, Allah'ın lütuf kemendidir. Senin her Yarabbi demenin altında, Allah'ın buyur demesi vardır... Gafilin, ca

Alman Çavuşun Korkunç İtirafı!

Resim
Alman Çavuşun Korkunç İtirafı! Afganistan'da görev yapan Alman Çavuş Wohlgethan: "Mayınlı araziye tesbit için elma atıp çocukları koşturuyorduk. Mayın patlamazsa çocuklar elmayı alıyordu. Mayın patlarsa çocuklar paramparça oluyordu. Biz de yolumuza devam ediyorduk." Taliban’a karşı Afganistan’ı işgal eden ABD güdümlü Haçlı ordusunun alçaklıkları, yaptıkları karşısında vicdan azabı çeken askerlerin itiraflarıyla bir bir ortaya çıkıyor. 2001 yılından beri Afganistan’da Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü (ISAF) adı altında faaliyet gösteren işgal kuvvetleri bünyesinde görevli Alman Özel Tim mensubu (KSK) çavuş Achim Wohlgethan, 2002 yılında 6 ay görev yaptığı Afganistan’da yaşadıklarını “Son Durak Kabil” (Endstation Kabul) adıyla kitaplaştırdı. Piyasaya yeni çıkan kitabında, işgalcilerin Afganlara yaptığı zulmü gözler önüne seren Wohlgethan, daha önce de Afganistan’daki askerlerinin insanlık dışı skandallarıyla gündeme gelen Almanya’da tartışmalara neden oldu.

Almanların Korkusu

Almanların Korkusu Abdürrahim Karakoç Almanya’nın büyük bir kentinde üniversite tahsili yapıyordum. Okul arkadaşım Müller’in teşvik ve teklifiyle bir Pazar günü kilise de papazın vaazını dinlemeye gittim. Kilise doluydu. Ben papaz efendiyi İncil’den pasajlar okuyacak oradaki insanlara kendi dinlerinden bahsedecek zannediyordum. Hâlbuki vaaz Türk düşmanlığı ile başladı. Türk düşmanlığı ile sona erdi. Papaz Türkleri barbar, canavar hatta yamyam olarak takdim ediyordu. Ben orada Türkler hakkında söylenenlerin hepsini zikredecek değilim. Ancak vaaz bittikten sonra papazla aramızda geçen konuşmayı olduğu gibi aktarıyorum. -Papaz efendi ben bir Türküm. Sizi dini bilgilerden bahseder zannıyla vaazınızı dinledim. Hâlbuki siz sadece Türkler aleyhinde propaganda yaptınız. Hatta cemaati tahrik ettiniz. Ben din adamlarını yapıcı olgun, hoşgörü sahibi bilirdim. Yanılmışım sizi bu duruma sevk eden sebep nedir? -Kiliseler birliği böyle istiyor... -Biz Almanları dost kabu

Öfkede Sınır Yoktur

Öfkede Sınır Yoktur Muhterem okuyucular öfkemize sahip olalım. Adam, yeni aldığı arabasını yıkarken 6 yaşındaki oğlu yerden bir taş alır ve arabaya bir şeyler yazar! Çok öfkelenen Baba çocuğunun ne yazdığına bile bakmadan oğlunun elini tutar ve  vurur da vurur! Hastanede, elindeki sayısız kırık yüzünden çocuğun parmaklarının hepsi alınır. Ameliyattan sonra çocuk, oldukça üzgün olan babasını gördüğünde:  – “Baba, parmaklarım ne zaman çıkacak?” diye sorar! Adam soru karşısında biter ve yıkılır kalır. Arabasına döndüğünde kafasını arabaya vurur da vurur. Sonra gelir motor kaputuna oturur ve işte o zaman oğlunun yazmaya çalıştıklarını görür: “SENİ SEVİYORUM BABA!” “Öfke ve Sevgide sınır yoktur. Her zaman güzel bir yaşama sahip olmak için siz ikinciyi seçiniz! Nesneler, kullanılmak üzere yapılmıştır. İnsanlar ise; sevilmek için! Lütfen bu yazıyı paylaşıp bu duruma düşmek üzere olan bir kaç kişinin bile olsa okumasına vesile olun!!!

Allah Korkusu Ve Diğer Korkular

Allah Korkusu Ve Diğer Korkular İzmir’den okuyucumuz: “Korku nedir? Korku küfürdür diyenler var. Küfürden sayılır mı? Korkunun imanın bir alâmeti sayılan cinsi yok mu?” Korku lügatte tehlike anında duyulan endişe, kaygı, tasa, ürküntü ve dehşet alma hâli olarak açıklanmıştır. Korku ile küfrü özdeşleştirmek doğru değildir. Korku çok yersiz ve gereksiz olsa bile, küfür sayılmaz. Çünkü küfür, Allah’ı ve Allah’a ait değerleri “inkârdan” başka bir şey değildir. Korku Allah’tan olursa şüphesiz imanın alâmetidir. Hatta Allah korkusu, ulaşmamız, yaşamamız ve korumamız gereken faziletlerin başında gelir. Fakat başka şeylerden olursa insana faydası olmamakla beraber, bunu küfür saymamıza gerek de yoktur. Kur’ân insanları Allah korkusuna çağırır. Rabb’inden “korkan” kimseye “iki Cennet” vaad eden[1] Cenâb-ı Hak başka bir âyette, “Benden korkun!” [2] buyurur. Bir başka âyette ise, “Allah Kendisinden korkmanızı emrediyor”[3] buyurulur. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesel

Anne Baba Olmaya Niyet Etmiş Genç Çiftler İçin 3 Dert Ve 3 Derman

Anne Baba Olmaya Niyet Etmiş Genç Çiftler İçin 3 Dert Ve 3 Derman İlknur Toprak 1. Duan sen istediğinde değil, Allah istediğinde gerçekleşecek. Birçok çiftin “Bu yaz çocuk sahibi olmayı düşünüyoruz” şeklinde konuşmalarına şahit oluruz. Genç çift kendilerince bir hesap yapmış ve neredeyse bebeği büyütüp okula gönderecek kadarki süreci planlamış gibi rahattır. Fakat işler düşündüğü gibi gitmediğinde büyük bir panik ve çeşitli vesveseler ile karşı karşıya kalır. Dermanı: Nasibiniz sizin planladığınız günde değil, Allah’ın takdir ettiği günde olacaktır. Kudret sahibi olan yalnızca O’dur. Bu yüzden dua var, panik yapmak, bunalımlara girip yuvayı eşiniz için dar etmek yok! 2. Bilgi sahibi olmak korkularımızı dindirir. Tecrübesizliğin ve baba adayı ile bazı kadınsal meseleleri konuşamamanın verdiği kafa karışıklığı üstüne bir de internet gibi yığınla asılsız bilginin yer aldığı bir yerden fikir sahibi olmaya çalışmak anne adayını soru işaretleri deryasına sürükleyeb

Neyi kaybettik? Bu hale nasıl geldik?

Neyi kaybettik? Bu hale nasıl geldik? Çok değil, bir asır öncesine kadar gittiği her yere medeniyet götüren, dünyaya adalet dağıtan bir toplumduk. Kendi ülkelerinde zulümden şikayet edenler Kardinal başlığı görmektense ecdadımızın sarığını görmeyi tercih ediyordu. Olay doğru ya da yanlış ama binlerce kişi ile bağların arasından ordumuz ile geçerken bir salkım üzüm alırsak yerine kese ile o üzümün bedelini asacak kadar kul hakkına riayet ediyorduk. Mahallemizde bulunan hasta, yaşlı, ihtiyaçlı kim varsa bilir, ocakta pişen aşımızı onlarla paylaşır, devletten yardım veya iaşe beklemezdik. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen sadaka taşları ile zengin ile fakir birbirini görmeden ihtiyaçları giderilir, birisi vermenin kibrini, diğeri almanın ezikliğini yaşamazdı. Ailenin en büyükleri, o evin en değerli varlığı gibi görülür, sıhhat ve afiyetleri için çaba sarf edilir, üzerlerine titrenir idi. O büyükler bayramlarda ve özel günlerde kalabalık aileleri bir araya toplanmasına vesile ol

Kalp Krizi Geçirip Su Dolu Kazana Düşerek Öldü

Resim
Kalp Krizi Geçirip Su Dolu Kazana Düşerek Öldü Bartın'ın Hasankadı Beldesi'nde 79 yaşındaki Kadir Ulu, cam kavanozları yıkarken kalp krizi geçirip önündeki su dolu kazanın içine düşerek öldü. Beldede oturan Kadir Ulu, evinin bahçesinde sandalyeye oturup önüne koyduğu su dolu kazanda boş cam kavanozları yıkamaya başladı. Kadir Ulu, iddiaya göre bir süre sonra rahatsızlandı. Öne doğru yığılan Ulu'nun başı su dolu kazanın içine düştü. Yakınlarının haber vermesiyle gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Ulu'nun öldüğü belirlendi. Kalp krizi geçirdiği tahmin edilen Ulu'nun cesedi, Bartın Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Ulu'nun kesin ölüm nedeni otopside belirlenecek. Dikkat Edelim:  Ölümün yaşı başı yoktur ve hepimize ansızın gelebilir. Kâmil imanla, salih amellerle, bol bol tevbe ve istiğfarla, zikirlerle hazırlıklı olmalıyız.

Barbara Weldens Şarkı Söylerken Öldü!

Resim
Barbara Weldens Şarkı Söylerken Öldü! Fransız şarkıcı Barbara Weldens, konser sırasında sahnede düşüp hayatını kaybetti. Sirklerde büyüdükten sonra şarkıcılığa başlayan Barbara Weldens, Fransa'nın Lot bölgesindeki Goudron köyünde yer alan kiliside sahneye çıktı. 35 yaşındaki Weldens, şarkı söylediği sırada düşüp hayata veda etti. Fransız şarkıcının kesin ölüm nedeni bilinmiyor. Ünlü ismin kalp krizi veya elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirmiş olabileceği konuşuluyor. Weldens, akustik gitar ve piyanist eşliğinde şarkılarını seslendirdiği bir turnede bulunuyordu. Dikkat Edelim: Ölümün yaşı başı yoktur ve hepimize ansızın gelebilir. Kâmil imanla, salih amellerle, bol bol tevbe ve istiğfarla, zikirlerle hazırlıklı olmalıyız.

Hz. Yunus Aleyhisselâm ve Balık

Hz. Yunus Aleyhisselâm ve Balık Kalem Suresin'de anlatılan Yunus Aleyhisselâm'ın Hikâyesi… Bütün ümitlerin kesildiği, karanlığın hâkim olduğu, yolların tıkandığı bir zamanda Allah'ın kudretini insanlığa göstermek için verilmiş güzel bir örnektir. Yüce Allah Yunus Aleyhisselâm Peygamber'i Ninova isimli kente göndermişti. Bu şehrin insanları Yunus Aleyhisselâm Peygamber'in davetini kabul etmediler. Yunus Aleyhisselâm Peygamber bu kabul etmeyişi karşısında onlara kızarak şehirden ayrıldı. Şehirden ayrılmadan önce onları Allah'ın azabı ile korkutup Peygamberlik mucizelerinden bazılarını göstermişti. Ninova halkı Yunus Aleyhisselâm Peygamber gidince yaptıkları hatayı anladılar. Allah'ın azabından kurtulmak için Yüce Allah'a yalvardılar. Böylece Allah onları affetti. Bu konuda Allah şöyle buyurdu: -Keşke azabı gördükten sonra inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı. Yalnız Yunus Aleyhisselâm'ın milleti azap kendilerine

Fütüvvet Mürüvvet

Fütüvvet Mürüvvet Meşhur velilerden ve akait imamı Amr bin Osman Mekkî (Rahmetullahi Teâlâ aleyh) buyurdular ki: “Fütüvvet güzel ahlâktır.” Bağdat’ın büyük velilerinden Câfer-i Huldî (Rahmetullahi Teâlâ Aleyh) buyurdular ki: “Fütüvvet, nefsini aşağı tutup, Müslümanlara hürmeti büyük bilmektir.” Evliyânın büyüklerinden Ebû Abdullah el-Mukrî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: “Fütüvvet; kızdığı kimseye karşı güzel huylu olmak, hoşlanmadığı kimseye ihsân etmek, kalbinin nefret ettiği kimse ile hüsn-i sohbette, güzel sohbette bulunmaktır.” Evliyanın büyüklerinden Fudayl bin İyâd (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine “Fütüvvet nedir ” dediler. Cevaben buyurdular ki: “Dostların kusurlarını hoş görmektir.” Bağdât velîlerinden Rüveym bin Ahmed (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: “Fütüvvet; din kardeşlerinden gördüğün eziyetlere sabır etmen ve onları affetmendir.” Büyük velilerden Sehl bin Abdullah Tüsterî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: “Fütüv

Mürüvvet Nedir?

Mürüvvet Nedir? Mürüvvet ve fütüvvet aynıdır. Mürüvvet, başkalarına iyilik etmesini sevmek demektir. Fütüvvet cömertliktir, mürüvvet azı bölüşmektir. Başkalarına kendi imkânlarıyla yardım etmeye her zaman amade olmaktır. Hasanı Basrî'ye, "Mürüvvet nedir?" diye sorulduğunda şöyle cevap ermiştir: "Allah ve yaratıkları katında ayıplanma nedeni sayılacak davranışları bırakmaktır." Hz. Ali Radiyallahü Anh, mürüvveti şöyle tanımlar: "Mürüvvet, insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır." Amr b. Âs'a Radiyallahü Anh sorulur: "Mürüvvet nedir?" Şöyle cevap verir: "Hakkı tanımak ve kardeşlerin birbirlerine iyi davranmasıdır." Serî esSakatî'nin Kuddise Sirruh tanımı şöyledir: "Mürüvvet, insanın kendi nefsini, her türlü kirden ve insanların ayıp saydıkları şeyleri yapmaktan korumak ve bütün işlerinde insanlara karşı şefkatli, merhametli ve insaflı davranmaktır