Kayıtlar

İlmî Zahir Ve Batın Farkı

İlmî Zahir Ve Batın Farkı İlm- i zahirde zamannının ileri gelenlerinden biri olan Fahreddin Razı hazretlerinin ismi bütün İslâm âleminde duyulmuştu. Mavera'ün - Nehir'den Herat'a geldiği zaman orada bulunan bütün âlim ve ler hep onu ziyarete geldiler. Etrafında insanların dört dönmesini ve kendilerine son derece itibar etmelerini memnunlukla gören Fahreddin Razı Hazretleri bir gün: - Bizim ziyaretimize gelmeyen de var mı? Diye sordu. Oradakiler: - Bir zât vardır ki, köşe- i inzivasına çekilmiş, sizin geldiğinizi duyduğu halde gelmedi, dediler. Fahreddin Razı buna hayret etti: - Bu kadar âlim ve fazıl zatlar gelip bize ikramda kusur etmezlerken onun böyle yapması nedendir acaba? Diyordu, kendi kendine... Bir zaman sonra, o muhitin büyüklerinden biri, bir ziyafet tertip edip hem Fahreddin Razı Hazretlerini, hem de o maneviyat ehli zatı davet etti. Davette yemekler yenip, namazlar kılındıktan sonra sohbet faslı başladı. Sohbet esnasında İmam Fahreddin

Kefen Soyanın Gördükleri

Kefen Soyanın Gördükleri Bir kefen soyucu zamanın üstatlarından Hatem- i Esam Hazretlerinin huzuruna varıp tevbe istiğfar ederek, dervişliğe kabul edilmesini diledi. Hatem- i Esam Hazretleri ona: - Bu zamana kadar ne kadar ölünün kefenini soydunuz? Diye sordu. O: - Üç bin kişi kadar olsa gerektir, Diye cevap verdi. Hatem- i Esam: - Bu zamana kadar soyduklarının içinde yüzü kıbleye karşı duran kaç tanesine, yüzü mülhıd gibi yere doğru olan kaç kişiye rastladın? Diye sordu. O: - Her yüz kişiden 90'ını yüzü yere doğru buldum, ancak yüzde on kişi yönü kıbleye doğru yatıyordu, Diye cevap verdi... (Alıntı)

Kim, Kur'ân-ı Kerim hakkında İlimsizce Söz Söylerse

Kim, Kur'ân-ı Kerim hakkında İlimsizce Söz Söylerse İbn-i Abbâs radıyallâhu anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu: مَنْ قَالَ فِي الْقُرْآنِ بِغَيْرِ عِلْمٍ فلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ "Kim, Kur'ân hakkında ilimsizce söz söylerse, cehennemde yerini hazırlasın.” (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, 1, Hadîs No: 2950) Salt akılla ve indî görüşlerle kur’ân’ı tefsîr etmek haramdır: Allah’a hamd ve Peygamberimize salât ederek söze başlıyoruz. Sahâbe ve tabiînden gelen rivâyetlere göre; mücerred olarak Kur'ân'ı şahsî görüşle tefsir etmek haramdır. İbn-i Kesîr'in, kendi tefsirinin mukaddimesinin tamamının okunmasını tavsiye etmekle beraber, orada kaydettiği ve Selefe dayandırılan fetvâyı nakletmek istiyoruz: أمّا تفسيرُ القرآنِ بِمُجرّد الرّأىِ فحرامٌ "Yalnızca reye/şahsî görüşe dayanarak Kur’ân’ı tefsir etmek haramdır." (Tefsîru’l Kur’âni’l Azîm, İbn-i Kesîr, Dâru Usâme, Ammân, C: 1, S: 10) Bu

Suriye savaşı neden bitmiyor?

Suriye savaşı neden bitmiyor? Önce Sabah Gazetesi’nde çıkan bir haberi naklediyoruz: Yıllardır devam eden Suriye savaşında taraflarından hiçbiri diğerine üstünlük kurabilmiş değil. Savaş kaybedeni bölgede yaşayanlar, kazanan ise silah şirketi... Binlerce insanın katledildiği ve vahşice kimyasal silahların kullanıldığı Suriye savaşı silah üreticilerini ihya etti. 5 silah firmasının değeri 6 yılda yüzde 120 artarak 330 milyar dolara çıktı ABD'nin en önemli beş büyük savunma sanayii ve silah üreticisi şirketinin 2011 yılı başında 150.2 milyar dolar olan piyasa değeri, 6 yıl içinde yüzde 120 artarak 330.7 milyar dolara ulaştı. ABD'li 5 büyük silah üreticisinin savaş boyunca değişen değerleri şöyle sıralandı: Piyasa değerleri ikiye katladı Şirket 18.02.2011 07.04.2017 Değişim % Lockheed Martin 28.6 78.3 173.7 milyar dolar Northrop Grumman 20.1 41.7 107.5 m

Hepiniz Çobansınız

Hepiniz Çobansınız İbn-i Ömer (radıyallahu anhümâ) Rasûlullah’ı (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyururken dinledim, dedi: “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.” وعن ابن عمر رضي اللَّه عنهما قال: سمِعتُ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقول: «كُلُّكُم راعٍ، وكُلُّكُمْ مسؤولٌ عنْ رعِيتِهِ: الإمامُ راعٍ ومَسْؤُولٌ عَنْ رعِيَّتِهِ، والرَّجُلُ رَاعٍ في أهلِهِ وَمسؤولٌ عنْ رَعِيَّتِهِ، وَالمَرأَةُ راعيةٌ في بيتِ زَوجها وَمسؤولةًّ عَنْ رعِيَّتِها، والخَادِمُ رَاعٍ في مال سَيِّدِهِ وَمَسؤُولٌ عَنْ رَعِيتِهِ، وكُلُّكُم راع ومسؤُولٌ عَنْ رعِيَّتِهِ » متفقٌ عليه.  Kaynak: Buhârî, Muhammed b. İsmail, el-Câmiu’s-Sahîh, Dâru’bni Kesîr (I-VI),

Vuruşlu Yıldız

Vuruşlu Yıldız 1 Ve Evren'e ve Vuruşlu'ya (Tarık'a) 2 Vuruşlu (Tarık) nedir kavrayabilir misin? 3 O delici yıldızdır. (Tarık Suresi, 13) Kuran'ın 86. suresinin adı Tarık'tır. Tarık "tark" kökünden türeyen bir kelimedir. Kelimenin aslı "vurmak, çarpmak" anlamlarına gelir. "Yol" anlamına da gelen "Tarık", yolcular ayaklarını vurup yol aldığı için bu kökten türemiştir. Kuran çevirilerinin birçoğunda "Tarık" kelimesi özel isim gibi yazılıp, anlamı çeviride verilmemiş, fakat açıklamalarda anlam açıklanmıştır. Oysa kelimenin en temel anlamı olan "Vuruş" diye ayet çevrilirse, kozmolojik fizik ile ilgilenenler Kuran'ın bir mucizesine daha tanıklık edebilirler. Evrenin Küçük Yeşil Adamları 1967 yılında İngiltere Cambridge üniversitesinde Jocelly Bell düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O zamanda Uzay'da böyle

Kalbnâme

Kalbnâme Cenâb-ı Hak buyuruyor: “De ki, gönlünüzdeki duyguları saklasanız da, açıklasanız da Allah hepsini bilir.” (Âl-i İmrân, 29) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur; bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir.” (Buhârî, Îmân 39; Müslim, Müsâkât 107, 108) İlahi cezbe, çekim gücü, ancak kalp ile hissedilir. Îmân, kalp ile hissedilir. Kurbiyyet, kalp ile hissedilir. Aşkın kemâli kalp ile hissedilir. İlâhî olana mutlak ihtiyaç kalp ile hissedilir. Bu varlık mertebesini terk edip, bu dünyanın sınırlarını aşmak, kalp ile hissedilir. Kur’an-ı Kerim’de “…Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir.” (Hadîd, 4), şeklinde bildirildiği gibi kişinin daima O’nun kendisiyle beraber olduğunu bilmesi, kalp ile hissedilir. Bencilliği kurban etmek kalple olur. İlâhî ilhamlara kalp mazhar olur. Niyetler kalpte yapılır. Hakîkat kalp ile algılanır. Gizli hazine a

Allah’tan Razı Olmak

Allah’tan Razı Olmak Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön. (Sâlih) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (Fecr, 27-30) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Mükâfâtın büyüklüğü, belânın şiddetine göredir. Allâh, sevdiği topluluğu belâya uğratır. Kim başına gelene rızâ gösterirse, Allâh ondan hoşnud olur. Kim de rızâ göstermezse, Allâh’ın gazabına uğrar.” (Tirmizî, Zühd, 57/2396; İbn-i Mâce, Fiten, 23) Allâh Rasûlü (sav) ile Ebû Bekir (ra) oturuyorlardı. Hz. Ebû Bekir’in üzerinde eski bir abâ (elbise) vardı. Öyle ki, elbisenin uçlarını göğsünün üstünde ağaç çöpleriyle birbirine tutturmuştu. Bu esnâda Cebrâîl (as) nüzûl etti. Peygamber Efendimiz’e Allâh Teâlâ’nın selâmını bildirdi ve: “–Yâ Rasûlallâh! Ebû Bekir’in bu hâli nedir? Eski bir elbise giymiş, uçlarını da ağaç çöpleriyle tutturmuş!” dedi. Âlemlerin Efendisi: “–Ey Cibrîl! O, malını Fetih’ten önce Allâh’ın dîni uğruna harcadı, onun için bu hâld

Üç Riyâkâr

Üç Riyâkâr Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar; hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler.” (Nisâ, 142) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Kim işlediği bir hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa, Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyâkarlığını açığa vurur.” (Buhârî, Rikak 36, Ahkâm 9; Müslim, Zühd 47-48) Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu: Kıyamet günü Allah Teâlâ’nın huzuruna ilk defa şehit düşmüş biri çıkarılacak. Cenâb-ı Hak ona verdiği nimetleri bir bir hatırlatacak, o da bu nimetlerin kendisine verildiğini kabul edecek. Sonra aralarında şu konuşma geçecek: “Sana verdiğim bu nimetleri nasıl kullandın?” “Senin uğrunda şehit düşüne kadar çarpıştım, yâ Rabbî!” “Yalan söylüyorsun; sen Allah için değ

Kuran Okudum Ve Ben Artık Ateist Değilim

Resim
Kuran Okudum Ve Ben Artık Ateist Değilim Hidayete erdiler, En ünlü ateist 81 yaşında döndü Geçirdiği beyin kanamasına kadar ateist (Tanrı tanımaz) olduğunu belirten Akşam gazetesi Genel Yayın Müdürü Serdar Turgut, Almanya'daki hasta yatağında Kuran okuduğunu belirtti ve ekledi: Dindarlığımı destekleyen bilgi istiyorum. Duanın gücünü keşfettim. Hidayete erdiler En ünlü ateist İngiliz felsefeci Flew, 81'inde "Tanrı vardır" dedi. Dünya bunu tartışırken Serdar Turgut da "artık ateist değilim" dedi... İman yolunda huzur bulanlar arasında birçok ünlü isim de bulunuyor. Onlar inkârcı değildi ancak şimdi manevi yönden daha güçlüler. Dünyanın en ünlü ateistlerinden İngiliz Profesör Antony Flew'un 81 yaşında Allah'a inanmaya başladığını açıklamasından sonra şimdi de Türkiye'deki bir başka ünlü ateist, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut dine döndüğünü açıkladı. Turgut un bu açıklaması geniş yankı uyandırdı. İngili