Kayıtlar

At nalını uğur getirir mi?

At nalını uğur getirir mi? Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca’ya: — Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? — Demirci Hoca: — Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.

Hayatı Seyretmek

Hayatı Seyretmek Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "Neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: — Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma…

Aşkına Hu Nesline Hu

Aşkına Hu Nesline Hu "Zamanında bir hükümdar, vezirlerine şöyle bir emir vermiş. Tebaamdan bana Hızır Aleyhisselâm'ı bulup getirecek bir kul var mıdır? Araştırılsın. O günden tezi yok memleketin dört bir yanına tellallar çıkartılmış, ancak kimse de bu işe cesaret edemiyormuş. Meğer devlet elinin ulaşmadığı uzaklarda bir yerde pek yoksul bir ihtiyar yaşarmış. Adamcağız uzun uzun düşündükten sonra "eğer bazı şartlar öne sürerek bu işe talip olursam, ahiri ömrümde birkaç zaman olsun bolluk ve refah yüzü görürüm. Hükümdarın tebaası olarak bizi arayıp sorduğu mu var? Hem ola ki talih yaver gider." Deyip sarayın yolunu tutmuş. Hükümdar ihtiyara 40 gün süre tanıyıp her türlü isteğinin yerine getirilmesini ferman buyurmuş. İhtiyar o 40 günde kendisi gibi ne kadar fakir varsa doyurmuş. Yardımda bulunmuş, 40. gün sarayın adamları kapıya dayanmışlar ve buyur efendi gidiyoruz demişler. Zavallı ihtiyar sayılı günün çok çabuk geçtiğini bilerek emre rıza göstermiş. Yolda y

İşte Sabri Ülker’den Hayat Dersleri

İşte Sabri Ülker’den Hayat Dersleri Yeni şafak yazarı Mustafa Özel, yakınında 10 yıla yakın bulunduğu Sabri Ülker için ‘Bugün 85 yaşında ama mistikliği de rasyonelliği de devam ediyor’ yorumu yaptı. ‘Ülker’den neler öğrendim’ diyen Mustafa Özel’in yazısı: Bazen okuyuculardan ‘yürek yakıcı’ mektuplar alırım. Bunlardan bazıları şöyle bitiyor: ‘Mustafa Özel, senin bize iş hayatından yerli veya yabancı bir takım insanları ‘örnek’ diye göstermeni anlamıyoruz.’ Tabii, buradaki ‘anlamıyoruz!’ ifadesini ‘yakıştırmıyoruz!’ diye okumak lazım. Onlara göre büyük adam, örnek adam ya siyasette olur, ya bürokrasi veya bilimde. Bu yargının gerekçesini anlamak zor değil. Para kazanmak ‘ince’ bir meslek ve bu ince yol bir sürü ‘numara’ içerebilir. Fakat aynı şeyi siyaset, bilim ve bürokrasi için de söyleyemez miyiz? Siyaset ve bürokraside az mı dolap dönüyor? Akademik dünya çoğu defa siyaset ve bürokrasinin emir kulu durumuna düşmüyor mu? Ahmet Mithat Efendi, Müşahedat başlıklı romanını biraz

145 Yıl Oldu, Artık Yaşamaktan Bıktım

Resim
145 Yıl Oldu, Artık Yaşamaktan Bıktım Endonezya'da Mbah Gotho isimli bir adam, tam 145 yaşında olduğunu iddia ediyor. Üstelik elindeki bütün kayıtlar da bunu doğruluyor. Yaklaşık 20 yıl önce kendisine mezar yeri satın aldığını söyleyen Gotho, artık yaşamak istemediğini, yaşamaktan bıktığını anlatıyor. Kayırlardaki doğum tarihi 31 aralık 1870 olan adam, dokümanların doğru olması halinde dünyanın en yaşlı insanı olmaya hak kazanıyor. Gotho'nun, Nijeryalı 171 yaşında olduğunu iddia eden ama resmi kayıtlarla doğrulanmayan James Olofintuyi ve 163 yaşında olduğunu söyleyen Etiyopyalı Dhaqabo Ebba'nın kervanında yer alacağa benziyor. Kıssadan Hisse: İster uzun yaşa, ister kısa yaşa mühim olan Kâmil İman ve salih amel kazanmaktır. Eğer Kâmil İman ve salih ameli elde edemezsen ister yüz bin yıl yaşa… Yine boş… Yine de boş…

Dedemizin Dedesi, Bir Akşam Mezardan Gelip Misafirimiz Olsa...

Dedemizin Dedesi, Bir Akşam Mezardan Gelip Misafirimiz Olsa... Bir akşam ansızın, dedemizin dedesi mezardan gelip misafirimiz olsa... En çok neye şaşardı kim bilir? İçinde bulunduğumuz durumu görünce; ne kadar şaşırır, eve girer girmez kafayı mı bozardı? Yoksa şoka girer bir daha çıkamaz mıydı? Kalp krizi mi geçirirdi? Kim bilir?!!! Ezanı Muhammediye okunurken toparlanmadığımıza mı? “Eûzü Besmele” okumadan, abdest almadan güne başladığımıza mı? Geç yatıp geç kalktığımıza mı? Camiye gitmediğimize mi? Namaz kılmadığımıza mı? Giyim kuşamımıza mı? Yemeye - içmeye besmelesiz başlamamıza mı? Sofradan “Elhamdülillâh” demeden kalkışımıza mı? Büyüklere karşı davranışlarımıza mı? Evimize misafir kabul etmeyişimize mi? Günlük Kur’an-ı Kerim, Hadisi Şerif okumayışımıza mı? Sılayı Rahim yapmadığımıza mı? Tembelliğimize mi? İşe geç gidişimize mi? Çocuklarımıza gerekli ilgiyi göstermeyerek eğitimlerine gerekli önemi vermeyişimize mi? Komşulara karşı davranışım

Suriye'de Şehit Olan Yüzbaşıdan Büyük Kahramanlık

Resim
Suriye'de Şehit Olan Yüzbaşıdan Büyük Kahramanlık Fırat Kalkanı Harekâtı’nda şehit düşen Yüzbaşı Alper Kocaman'ın, yaralı bir uzman çavuşu sırtına alıp yoğun ateşten çıkardığı öğrenildi. 08.11.2016 01:18 Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yarattığı tehdidi bertaraf ederek hudut güvenliğini artırmak ve koalisyon güçlerine destek vermek için başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı’nda şehit olan  Yüzbaşı Alper Kocaman 'ın harekât sırasında büyük bir  kahraman lığa imza attığı öğrenildi. Çocukluk Hayalini Gerçekleştirmişti Çocukluk hayalini gerçekleştirerek subay olan, sonrasında zorlu testleri geçerek Özel Kuvvetler Komutanlığına girmeye hak kazanan kahraman yüzbaşı, terörle mücadele harekâtlarında önemli görevler aldı. Eşini Ve Oğlunu Bırakıp El-Bab'a Gitti Fırat Kalkanı Harekâtı başladığı günden itibaren bölgede olan Kocaman, 3 yaşındaki oğlu Ata Alp ve eşini geride bırakarak bu göreve katıldı. Kahraman bordo berelinin ha

Çanakkale Şehitlerinden Muallim Hasan Ethem Merhumun Annesine Yazdığı Mektup...

Çanakkale Şehitlerinden Muallim Hasan Ethem Merhumun Annesine Yazdığı Mektup... Valideciğim, Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi, Nasihatamiz mektubunu Divrin Ovası (Niğde) gibi, güzel,  yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti. Okudum,  okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim. Gözlerimi açtım,  uzaklara doğru baktım. Yeşil yeşil ekinlerin rüzgâra mukavemet edemeyerek eğilmesi,  bana, annemden gelen mektubu selamlıyor gibi geldi. Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni annenden mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı. Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardı. Nazarlarımı sola çevirdim çağıl çağıl akan dere,  bana validemden gelen mektuptan dolayı gülü

Ya Rab Bela-Yı Aşk İle Kıl Âşîna Beni

Yâ Rab Bela-Yı Aşk İle Kıl Âşîna Beni Fuzûlî (1483 - 1556) Bu gazel Kays'ın aşk derdiyle dağlara çıkıp Mecnun'a dönüşmesinden sonra, ailesinin iyileşir umuduyla dua etmeye götürdüğü Kâbe'de, Mecnun'un ailesinin umutlarını boşa çıkaran duasıdır.                Bugünkü Türkçe İle orijinali Ya Rab aşk belasıyla beni içli dışlı et Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni Bir an bile beni aşk belasından uzak tutma. Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni. Dertlilerden iyiliğini, lütfunu eksik etme Az eyleme inayetini ehl-i dertten Yani beni çok belalara (aşk) bağımlı kıl. Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni. Var olduğum sürece, belaya olan saygımı alma Oldukça ben götürme belâdan iradetim Ben belayı isterim, çünkü bela da beni ister. Ben isterim belâyı çü ister belâ beni.

Çocuklar Her Gün En Az 3 Saat Egzersiz Yapmalı

Resim
Çocuklar Her Gün En Az 3 Saat Egzersiz Yapmalı Finlandiya hükümeti çocukların her gün en az 3 saat fiziksel aktivite yapması gerektiğini söyledi. Eğitim Bakanı, fiziksel aktivetinin çocuğun mutluluğuna katkı sağladığını söylüyor. Finlandiya hükümeti çocukların her gün en az 3 saat boyunca fiziksel aktivite yapması gerektiğini açıkladı. Finlandiya ebeveynlerden çocuklarını fiziksel faaliyet içeren hobi ve ilgi alanlarına teşvik etmesini öneriyor. Ülkede özellikle 8 yaş altındaki çocuklar hedefleniyor. Finlandiya Avrupa'daki fiziksel olarak en sağlıklı ve akademik olarak en başarılı çocukların yetiştiği ülkelerin başında… Finlandiya Eğitim ve Kültür Bakanı Sanni Grahn-Laasonen bunun bir tesadüf olmadığını söylüyor. Grahn-Laasonen fiziksel aktivetinin çocuğun mutluluğuna katkı sağladığını ve genç bir insanın iletişim kabiliyetini geliştirerek öğrenmeyi kolaylaştırdığını söyledi. Fin Bakan yerel medyaya açıklamasında "Çocuklar beraber egzersiz y

Bakanlıktan fiziksel aktivite önerisi: Haftada 150 dakika egzersiz

Bakanlıktan fiziksel aktivite önerisi: Haftada 150 dakika egzersiz Sağlık Bakanlığı, obezite, kanser ve diyabet gibi hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamın ön koşulu olarak gösterilen yeterli fiziksel aktivite yapılmasına yönelik toplumda farkındalığı artırmak amacıyla ‘Türkiye Fiziksel Aktivite Rehberi’ hazırladı. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi için haftada 150 dakikalık haftanın 5 günü 30 dakikalık orta şiddette bir egzersiz yetişkinler açısından yeterli olduğu belirtilen rehber de, "1-4 yaş arası çocuklar gün içinde farklı şiddetlerde toplam 180 dakikalık fiziksel aktivite yapmalı. 5 -18 yaş arasındaki çocuk ve ergenler için ise, günde 60 dakika, orta şiddetliden daha yüksek şiddetli aktivitelere doğru şiddeti değişen aktiviteler önerilmekte." denildi. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (THSK), toplumdaki her bireyin daha hareketli daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi amacıyla ‘Türkiye Fiziksel Aktivite Rehberi’ hazırladı. THSK Obezite,

Su Kadar Değeri Yok

Su Kadar Değeri Yok Bir sene hacca gitmek üzere yola çıktı. Bağdât’a vardığında Halife Hârun Reşid bunun geldiğini haber aldı ve yanına çağırttırdı. Şakîk-i Belhî, halîfenin yanına geldi. Halîfe Hârun Reşîd sordu: “Zâhid olan Şakîk-i Belhî sen misin?” Şakîk-i Belhî; “Şakîk benim ama zâhid değilim.” dedi. Halife nasîhat isteyince şöyle buyurdu: “Aklını başına topla ve çok dikkatli ol. Allahü teâlâ sana Ebû Bekr-i Sıddîk’ın makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi doğruluk istiyor. Sana Ömer-ül-Fârûk’un makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi, hak ile bâtılı ayırmanı istiyor. Sana Osman-ı Zinnûreyn’in makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi hayâ ve kerem (çok lütuf ve ihsân) sâhibi olmanı istiyor. Sana Aliyyül Mürtezâ’nın makâmını verdi ki, senden, onda olduğu gibi ilim ve adâlet istiyor.” Hârun Reşîd; “Biraz daha nasîhat et.” deyince, Şakîk-i Belhî buyurdu ki: “Allahü teâlânın Cehennem diye bilinen bir yeri vardır ve seni de oraya bekçi yaptı. Eline üç şey verdi. Bunlar

Akıllı Kimmiş

Akıllı Kimmiş Bir gün zengin birisi, Şakîk hazretlerine, Gelip şöyle söyledi, o gün kendilerine: Dedi ki: “Ey efendim, ben zengin bir kimseyim, Her ihtiyacınızı, karşılamak isterim.” Bu teklîfi dinleyip, buyurdu ki: “Kardeşim! Olabilir ve lâkin, şartlarım vardır benim. Bana verdiğin için, malın noksanlaşırsa, Veya hırsız gelip de, malların çalınırsa, Yâhut da vaz geçersen, ilerde bu fikrinden, Bir kabâhatim ile, dönersen niyetinden. Yâhut vefât edersen, bir gün âni olarak, Nafakasız kalırsam, o zaman ne olacak? Bütün bu hususlarda, temin edersen beni, Derhâl kabûl ederim, senin bu teklifini, Zîrâ şu ân rızkımı, verir ki öyle bir zât, Bütün bu hususlara, kefildir kendi bizzat. Saçar ihsânlarını, mahlûkatın hepsine, Yine bir zarar gelmez, O’nun hazînesine. Her canlının rızkını, verir de fazla fazla, Yine hazînesinde, azalma olmaz asla. Hem o kadar çoktur ki, şefkât ve merhameti, Kulları yapsalar da, her türlü kabâhati.