Kayıtlar

Allah Var, Allah Yâr

Allah Var, Allah Yâr Oku ve aklet demişti Yaradan. Sizler başıboş değilsiniz. Sizin bir sahibiniz var, bir yaratıcınız var demişti tüm nebiler. İşte Allah’ın kelâmı burada. Anlayın ve tatbik edin demişti hayatlarınıza. Hakkı görün ve yalnız O’na yönelin dedi tüm elçiler. “Ant olsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” ﴾ Enbiya 10 ﴿ Peki, biz ne yaptık? Biraz istişare edelim vicdanımızla, nefsimizle… Okuma yazma bilmiyor muyuz, aklımızı mı kaçırdık, yoksa deli taklidi mi yapıyoruz anlamamak için? Hayır, hayır hiç bir bahanenin kabul olur yanı yok! Ne tam manasıyla okuduk, ne anlamak istedik. Ne düşündük, ne de sorguladık, samimi bir şekilde şu kutsal gayeyi. Hazıra ve bedavaya alışır hale geldik artık. Menfaatimize uygun olanı kabul ettik. Ne yazık ki ilk kelimesi “OKU” olan kitabımızı hakkıyla okuyamadık. Ve şu gaflet batağının kenarlarında yürümeye başladık hayâ etmeden. Gezintiye çıktı

Hakkına Razı Olanlarda Var!

Hakkına Razı Olanlarda Var... Hadis-i Şerif meali... Bismillahirrahmanirrahim Rasulullah (sav) buyurdular ki: "Âdemoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder." Ravi: Enes, Hadis No: 1668-Buhari  Âdemoğlunu ancak toprak doyurur Örnek ahlak (hakkına razı olanlarda var... Bu güzel örnek yazıyı herkes okusun!)  Ebû Hüreyre radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle anlattıklarını bildirmiştir:  Bir adam, başka birisinden bir mülk satın almıştı. Satın aldığı mülkde içi altın dolu bir küp buldu. Mülkü satan kimseye dedi kî:  — Bu altınları benden al. Çünkü ben senden mülkü satın aldım, içindeki altını satın almadım.  Satıcı ise şöyle cevap verdi:  — Ben sana bu yeri içinde bulunanlarla beraber sattım. Sonra bu iki kişi aralarında hakem olması için, bir başka adama müracaat etiler.  Hakem olan kişi kendilerine:  — Çocuğunuz var mı? Diye sordu

İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur

İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur Halinden yoksul olduğu anlaşılan bir adam, deniz kenarında oltayla balık tutuyordu. Tevafuken oradan geçmekte olan ülkenin padişahı bu gariban adamla ilgilendi ve ona, “Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun ağırlığınca altın vereceğim” dedi. Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar balıkçıya, “Ne yapalım, rızkın bu kadar, oltana ağır bir şey takılmadı” diyerek alıp sarayına götürdü. Saraya varınca adamlarına, balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın vermelerini emretti Kemiği terazinin kefesine koydular, öbür kefesine de altın koymaya başladılar. Beş, on, yirmi, elli diyerek altınları koydular ama kemik yerinden oynamıyordu. Görünüşte dört beş altını zor tartar göründüğü halde, tahminlerin on misli üzerinde altın koydular kemik bana mısın demedi. Altını doldurmaya devam ettiler, terazinin kefesi doldu taştı ama kemik tarafı yerinden kımıldamıyordu. Bunda bir sır olduğunu anladılar.

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur "Dâimâ düşünecek bir insan... Kudret-i ilâhiyeyi düşün, arzı düşün, gökleri düşün, yıldızları düşün! Ne nimettir onlar... Gece aydınlığı başka, gündüz aydınlığı başka... Sıcaklık başka, soğukluk başka... Her birisinde çeşit çeşit nimetler var... Bu nimetleri tefekkür vâcibdir, üzerimize borçtur. Onun için Cenâb-ı Resul "Allah-u Teâlâ'nın nimetlerini dâimâ düşünün!" diye bize tavsiye etmektedirler.” "Sükût, her ne kadar mu'teber bir nesne ise de bunun tefekkürle birlikte olması matlubdur. Tefekkürsüz sükûtlar, mühim bir mânâ ifade edemezler. Sükûtu işleyenlerin azlığı da bunu müeyyeddir.” (Alıntı)

Güzel Ahlâk Nedir?

Güzel Ahlâk Nedir? Güzel ahlâk, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir. Güzel ahlâk, Allah’ü Teâlâ’dan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allah’ü Teâlâ’dan bilmek, nimetlere şükür, belâlara sabır etmektir.  Güzel ahlâk, haramlardan kaçıp helâli aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile fertleriyle de iyi geçinip onların geçimlerini sağlamaktır. Güzel ahlâkın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır. Güzel ahlâk, yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir. Güzel ahlâklı olmanın, bazı işaretleri şunlardır: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, kötü zandan kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikâyetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarını düşünmek, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır. Güzel ahlâk, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarl

Kur’ân-ı Kerîm Okumadan Önce Okunacak Dua

Kur’ân-ı Kerîm Okumadan Önce Okunacak Dua بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ أَللَّهُمَّ بِالْحَقِّ أنْزَلْتَهُ وبِالْحقِّ نَزَلَ. اللهمَّ عَظِّمْ رَغْبَتي فيـهِ واجْعَلْه نُورَاً لِبَصَرِي. وشِفَاءً لِصَدْرِي. اللهمَّ زَيِّنْ بِهِ لِسَانِي وجَمِّلْ بِهِ وَجْهِي. وقَـوِّي بِـهِ جَسَدِي. وارْزُقْنِي تِلاَوَتَـهُ عَلَى طَاعَتِكَ أنَاءَ اللَّيْلِ وأطْرَافَ النَّهَار. واحْشُرنِي مَعَ النَّبيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وآلِهِ الأخْيَارِ. نَوَيْتُ قِرَاءَةَ الْقُرْآنِ لِرِضَاءِ الرَّحْمَنِ. وَتَنْوِيرِ قُبُورِ أهْلِ الإيِمَانِ. ورُوحِ شَمْسِ الأنْبِيَاءِ وَقَمَرِ الْمُرِسَلِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ صَلَوَاتُ الرَّحْمـَنِ. وَطَرْدِ الشَّطَانِ. وإسْقَاطِ الذُّنُوبِ. وقُبُولِ التَّوْبَةِ. وَرَفْعِ الدَّرَجَاتِ والنَّجَاةِ مِنَ النِّيِرَانِ. وَبِقَاءِ الإيِمَانِ. وَلِقَاءِ الرَّحْمَنِ. بِرَحْمَتِكَ يَا أرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. والْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. Allâhümme bi’l-hakkı enzeltehû ve bi’l-hakkı nezel. Allâhümme ‘azzim rağbetî fîhi ve’c‘alhu nûran li-basa

Akan kan ve gözyaşından kim sorumlu?

Akan kan ve gözyaşından kim sorumlu? M. Necati Özfatura İnsanlık özellikle de İslam Dünyası, asırların ve hatta bütün zamanların en büyük oyunu ile karşı karşıyadır. ABD Başkanı George Bush ve ailesi, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve dünya enerji devi şirketler yeni bir dünya haritası çizdiler. Bu haritaya göre küresel bir düzenlemeye giriştiler. Bugünkü küresel güçlerin ve onların emrindeki emperyalist güçlerin stratejisini anlamak için geçmişini bilmek gerekir. Demokrasi, özgürlük, insan hakları, güvenlik ve adil paylaşım yalanlarıyla Yahudi ağırlıklı küresel sermayenin emrindeki medya ile uyutuldu ve “İslami terör” yalan ve iftirası ile Müslümanlara Haçlı Seferi ilan ederek kamufle edilmeye çalışılan bu karanlık, kirli ve zalim proje insanlığın geleceğini tehdit etmekte. Bugün geldiğimiz nokta ise “Uluslararası terör paranoyası”yla kandırılan ve korkutulan kamuoyu ve kitlelere karşı vahşi bir istila ve sömürge hareketi başladı. Terörün kaynağı ABD’dir. Ve terör istila s

Deli Balta

Deli Balta Dinle evlat! Sana bir çift söylenecek sözüm var, Beni bilmek ister isen Hakka bağlı özüm var… Neslim bana bühtan etmiş yüreğimde sızım var, Şu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır… Şanlı tarih dile gelse bütün dünya utanır! İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm… Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm, Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm… Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır, Şarktan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır! Mazlumların gözyaşını şefkat ile silmişim, Vatan, namus, din ve devlet kıymetini bilmişim… Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim, Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır, Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır... (Alıntı)

Emir Demiri Kesmez!

Emir Demiri Kesmez!      Hz. Ali Radiyallahü Anh anlatıyor:      Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Ensar'dan bir adamı bir seriyyenin başına kumandan tayin etti. Onları yollarken askerlere de komutanlarını dinleyip onların emirlerine saygı göstermeleri konusunda uyarıda bulundu.      Seriyyedeki askerler bir meseleden komutanı öfkelendirdiler. Komutan da: "Bana odun toplayın" dedi. Odun topladılar. "Ateş yakın" diye emir verdi. Ateş yaktılar. Komutan;      "Rasullullah Sallallahü Aleyhi Vesellem size beni dinleyip bana itaat etmenizi emretmedi mi?" diye sorunca askerler      "Evet, öyle buyurdular" cevabını verdiler.      "Öyle ise bu ateşe girin" dedi komutan. Askerler birbirlerine baktılar ve      "Biz zaten ateşe (cehenneme) girmemek için ALLAH Rasulu Sallallahü Aleyhi Vesellemin himayesine girdik O'na iman ettik" dediler. Biraz sonra komutanın öfkesi yatıştı, yakılan ateş de söndü.

Allah’ü Teâlâ Nasıl Misafir Edilir?

Allah’ü Teâlâ Nasıl Misafir Edilir?      Musa Aleyhisselâmın ümmeti: - Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. “Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir” diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı münacaatta bulunmak istediğinde, Allah tarafından şöyle nida olundu: - “Ya Musa Aleyhisselâm neden kullarımın davetini bana getirip söylemiyorsun?” Musa Aleyhisselâm: “Ya Rabbi, böyle daveti size gelip söylemekten hayâ ederim. Nasıl olur, Zatı Ulûhiyetiniz onların söylediklerinden beridir” dedi. Allah (c.c.): “Söyle kullarıma, onların davetine Cuma akşamı geleceğim” buyurdu. Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti, hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü

Tesettürlüyüm, Çünkü…

Tesettürlüyüm, Çünkü… ALLAH' ı hatırlamak ve hatırlatmak için Yaratılış gayemin gereği Özel olduğum için Özel hissettiğim için İnsanların gözünde değil, Rabbimin nazarında özel olduğum için... Kulluğumun gereği Rabbimin rızasını kazanmak için Tesettürlüyüm! diyorum. Örtü, yükseklerden bir emir ve yüksek bir eylemdir! ALLAH' tan kuluna mahsus bir hediye, Mümine mahsus bir ahlaktır! Göklerden gelen hediyeyi kabul ettiğim için Tesettürlüyüm!.. Tesettürlüyken daha rahat olduğum için, Dışarıda kendimi en rahat hissedebileceğim giyim şekli olduğu için, Allah rızası için, Birtakım kötü gözlerden koruduğu için, Tesettürlü bir insan dış görünüşüyle değil de kişiliği ve ahlakıyla davranışlarıyla, düşünceleriyle ön planda olduğu için, Tesettürlüyüm! Çünkü hürüm ben Tesettürüm sayesinde namahremim saygı duruşuna geçmek zorunda (öyle bir temsil etmeliyim ki bu olmak zorunda) Tesettürlüyüm! Çünkü Hak böyle istiyor Hak istedi mi, şe