Kayıtlar

"Besmele" Nerelerde Söylenir?

Nerelerde Besmele Çekilir? Her Hayrın Başı Besmele’dir! Her hayırlı işe “Bismillahirrahmanirrahim ” ile başlanır. Sonunda da “Elhamdülillah” denir. Sevgili Peygamberimiz: "Bir işe besmele ile başlanılmaz sonunda da Elhamdülillah denmezse o işte hayır olmaz!" buyurmuştur. Besmele çekerek Allah’ü Teâlâ’dan izin istiyoruz. Çünkü “Besmele” çekerek kul ile Allah arasındaki gerçek alâka kurulmuş; oluruz. Buna çok önem verelim. Rabbimizin mülkünde ondan izinsiz yani besmelesiz tasarruf edemeyiz. Besmelesiz iş yaparsak o işte hayır olmaz. Nerelerde besmele çekilir veya çekilmez bir kaç misal verelim: Nerelerde Besmele Çekilir? ·         "Her hayırlı işe; yemek yemeğe, abdest almaya ve hayırlı işe başlarken besmele çekmek sünnettir. ·         Nikâhlı eşler beraber yatarken besmele çekmelidir. Aksi halde Besmelesiz nesil yetiştirilmiş olunur. ·         Küçük çocukların yanında Besmele çekerken onların da duyacağı şekilde sesli söylenmelidir. Çünkü yavrula

Takvalı Olabilmek İçin Yapılacak Şeyler

Takvalı Olabilmek İçin Yapılacak Şeyler 1. Allah Teâlâ için niyetinde ihlâslı ol. Sözünde ve amelinde riyadan sakın! 2. Bütün söz, fiil ve ahlakında Muhammet Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünnetine uy! 3. Allah’tan kork. Bütün emirlerini yapmaya ve bütün nehiylerini terk etmeye azmet. 4. Allah’ü Teâlâ’ya Nasuh tövbesi yap. İstiğfarı çoğalt. 5. Her halinde Allah’ü Teâlâ’nın seni gördüğünü, işittiğini, içinden geçirdiklerini bildiğini düşün. 6. Allah’ü Teâlâ’ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, Ahiret gününe ve hayırlısı ve şerlisiyle kadere iman et! 7. Başkasını kör taklit ile taklit etme. Fikirsiz asalak olma! 8. Hayırlı işlerde öncü ol ki, ecir kazanasın ve onda seni takip edenlerin de sevabına nail olasın. 9. “ Riyazu’s-Sâlihîn ” adlı Hadis Kitabını edin ve onu nefsine ve ailene oku! Ve ibn-i Kayyim’in “Zâdü’l-Meâd” adlı kitabını da edin! 10. Devamlı abdestli ol ve yeni abdest al. Devamlı hadesten ve necasetten taharet üzere ol!

“Dorothy”

“Dorothy” Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi: "Her gün okulu temizleyen hademe kadının ilk adi nedir?" Bu herhalde bir çeşit şaka olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen her gün görüyordum. Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50’lerinde falan olmalıydı. Ama adını nerden bilecektim ki! Son soruyu yanıtsız bırakıp kâğıdı teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuçlarına dâhil olup olmadığını sordu. "Tabii dâhil" dedi, hocamız... "İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Hepsi birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlar bunlar. Onlara sadece gülümsemeniz ve "Merhaba" demeniz gerekse bile..." Bu dersi hayatim boyunca unutmadım. O hademenin adı da... “Dorothy” idi.''

Erenlerden Öğütler

Erenlerden Öğütler Erenlerden biri öğrencilerine şöyle dedi: ·         Yalan söylemeyin. ·         Emanete hıyanet etmeyin. ·         Öfkenizi yenin. ·         Üstünlük taslamayın. ·         İyiliklere teşekkür edin. ·         Söz taşımayın. ·         Dedikodu yapmayın. ·         İkiyüzlü olmayın. ·         İnsanlara küsmeyin. ·         İftira etmeyin. ·         Anne ve babaya saygı gösterin. ·         Hizmet edin. ·         Misafirperver olun. ·         Hiçbir zaman kibirlenmeyin… ·         Eğer bu saydıklarımı yapabilirseniz, örnek insan olursunuz ve huzura erersiniz. ·         İnsanlar sizi örnek alır. Görevinizi de yapmış olursunuz. (Kaynak bilinmiyor)

Azrail Aleyhisselâm ’la Arkadaş!

Azrail Aleyhisselâm ’la Arkadaş! Adamın biri bir vesile ile Azrail Aleyhisselâm ile tenismiş ve arkadaş olmuş ve arkadaşına: -"Biliyorum senin elinden kurtuluş yok, ancak benim senden ir istirhamım olacak: Geleceğin zaman bana haber verirsen hiç değilse hazırlık yapar ve bazı işlerimi tamamlamaya çalışır, çoluk çocuğumla helâlleşirim!" der. Fakat aradan bir süre geçtikten sonra Azrail Aleyhisselâm bu arkadaşının canını almaya gelir. Arkadaşı: "Hani bana söz vermiştin, niçin habersiz geldin?", der. Azrail Aleyhisselâm da: "Ben sana birkaç kere haber verdim ama sen anlamadın. Önce saçın sakalın ağardı, dişlerin döküldü, sonra dizlerinin dermanı kesildi. Daha sonra ellerin titremeye başladı… Bütün bunlar ölümün birer habercisiydi!", der.  

Kelimeler Yetersiz...

Kelimeler Yetersiz... Sudanlı aç bir çocuğun incecik siyah teni, narin kemikleri ve güneşten pişmiş öne eğik başı. Küçük kızın açlıktan bir adım daha atacak gücü kalmamış. Yere kapaklanmış, emekleyerek bir kaç kilometre ilerideki yardım kampına gitmeye çalışıyor. Biraz arkasında ise bir akbaba sabırla bekliyor. Ölse de yesem diye. Ve küçük kız için inanılmaz bir fırsat doğuyor: Küçük kızı kurtarabilecek bir insan olayı görüyor ve yanına yaklaşıyor. Ve işte zamanın durduğu an: Kızın bu halini gören gazeteci Kevin Carter… Fotoğraf makinesi ile bu anı donduruyor ve çektiği bu fotoğrafla hayalindeki Pulitzer ödülünü 1994 yılında alıyor. 1994 yılında Sudan da çekilen bu fotoğraf Afrika’da ki açlığın simgesi oldu ve belki de birçok insan bu fotoğraf sayesinde açlıktan kurtuldu. Ancak insanlar olayı sadece bir fotoğraf karesi olarak görmüyorlardı, Kevin Carter e olayın devamını yani küçük kıza ne olduğunu sordular. Cevap en az fotoğraftaki manzara kadar içler acısıydı: Carter,

Picasso çok İyi Bir Ressamdı Ama…

Picasso çok İyi Bir Ressamdı Ama… “Picasso üstün zekâlı bir insandır. Çok büyük bir ressamdır. Ancak iyi bir müzisyen ya da matematikçi değildir. Ona deselerdi ki, şu problemi çöz, yapamazdı. Müzikte müthiş bir kabiliyete sahip olan Mozart da resimden anlamazdı. Demek ki bir insan her konuda başarılı olamıyor. Önemli olan onun üstün olduğu yanı keşfetmek ve o alanda başarılı olmasına yardımcı olmaktır.”

Eğer bir Çocuk

Eğer bir Çocuk; ·         Sürekli eleştirilmişse,  “kınama ve ayıplamayı” öğrenir. ·         Kin ortamında büyümüşse, “kavga etmeyi” öğrenir. ·         Alay edilip aşağılanmışsa, “sıkılıp,  utanmayı” öğrenir. ·         Devamlı utandırılarak terbiye edilmişse, “kendini suçlamayı” öğrenir. Eğer bir Çocuk; ·         Hoşgörü ile yetiştirilmişse, “sabırlı olmayı” öğrenir. ·         Desteklenip yüreklendirilmişse, “kendine güven duymayı” öğrenir. ·         Övülmüş ve beğenilmişse, “takdir etmeyi” öğrenir. ·         Hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, “adil olmayı” öğrenir. ·         Güven ortamı içinde yetişmişse, “inançlı olmayı” öğrenir ·         Kabul ve onay görmüşse, “kendini sevmeyi” öğrenir. ·         Aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, bu dünyada “mutlu olmayı” öğrenir. Dorothy LNOLTE

Aşk Bitince; Olmuyor, Olmuyor…

Aşk Bitince; Olmuyor, Olmuyor… Fırat’ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine âşık olmuşlar. Delikanlı her gece Fırat’ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisine öpücük kondurup Fırat’ın azgın sularına girip öbür yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş. Yine bir gece delikanlı Fırat’ı geçip sevgilisinin yanına gitmiş. Şafak sökerken delikanlı veda öpücüğünü vermek üzere kadının yanına sokulmuş, kadına dikkatle bakarak; - “Senin bir gözün kör müydü!” demiş.  Kadın o zaman delikanlıya bakarak; - “Sen, sen ol, sakın ola bugün Fırat’a girme!” demiş. Delikanlı kadından ayrılmış. Fırat’a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş. Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden, aşkın gücü sayesinde Fırat’ı geçermiş. O aşk bitince de... Fırat’ı geçememiş boğulmuş. Dikkat edelim:   Aşkla sevdiğimiz işleri başarırız.   “Göst

Gençlik İksiri 5 Süper Besin

Gençlik İksiri 5 Süper Besin Yılların izini silmek isteyenler dikkat! Dr. Mehmet Öz, genç görünmeyi sağlayan 5 süper besini şöyle sıraladı... 1- RENKLİ SEBZELER: Canlı renkte olmalarının bir nedeni var. İçlerindeki pigmentler, sebzeleri dış dünyadan korur. Onları yediğimizde biz de bundan fayda sağlamış oluruz. 2- YUMURTA: Demir, biyotin ve B12 içeren yumurta saçların güçlenmesine yardımcı olur. 3- SİYAH ÜZÜM: Göz sağlığı açısından oldukça faydalıdır. C vitamini zengini olması sebebiyle (portakalda bulunan miktarın 5 katı), bağışıklık sistemini destekler. 4- ÇEKİRDEK: Magnezyum açısından zengin olan kabak çekirdeği kan basıncının düşürülmesine yardımcı olur, kalp krizi ve inme riskini azaltır. 5- NAR: Tanelerinde bulunan ellagic asit ve punikalagin, serbest radikallerin verdiği zarara karşı savaşır ve ciltteki kolajenin korunmasını sağlar. Fitonutrientler de sağlığı korumada etkilidir… (Alıntı)

Yağmurda Otostop!

Yağmurda Otostop! Bir gece vakit gece yarısına doğru Alabama otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir beyazın bir zenciye hem de Alabama da yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi. Verdim. Bir hafta sonra kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda... "Gecen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının başucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın! En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

Size Hizmet Edenleri Hep Hatırlayın...

Size Hizmet Edenleri Hep Hatırlayın... Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu... Çocuk sordu: "Çikolatalı pasta kaç para?" "50 cent!" Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar..." "35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla... Dükkânda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki... Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşlar temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 centlik bahşiş duruyordu...

Fısıltı

Fısıltı Adam fısıldadı... "Allah’ım konuş benimle!" ve bir kuş cıvıldadı, ağaçta ama adam duymadı. Sonra adam bağırdı: "Allah’ım konuş benimle!" Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı, ama adam dinlemedi onu. Adam etrafına bakındı ve "Allah’ım seni görmeme izin ver!" dedi. Ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde. Ama adam farkına varmadı. Ve adama bağırdı, "Allah’ım bana bir mucize göster! " Ve bir bebek doğdu bir yerlerde. Ama adam bunu bilemedi. Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı… "Dokun bana Allah’ım ve burada olduğunu anlamamı sağla!" Bunun üzerine Bir kelebek aşağı süzüldü ve adama dokundu. Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı ve yürüyüp gitti.

O Müziği Duydunuz mu?

O Müziği Duydunuz mu? "18 Kasım 1995 günü keman sanatçısı Itzhak Perlman, New York'ta, Lincoln Center'daki Avery Fisher Salonu'nda bir konser vermek üzere, sahneye çıktı. Eğer herhangi bir Perlman konserinde bulunmuşsanız bilirsiniz ki onun İçin "sahneye çıkmak" hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. Çocukluk yıllarında çocuk felcine yakalanmış olan Perlman'in her İki bacağında da destekleyici ateller vardır ve ancak kol değneği yardımıyla yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasında sadece bir adim Atabilmek süratiyle acı içinde ve yavaş yavaş yürürken görmek unutulmayacak bir bir görüntüdür. Ağrılar içinde ama ihtişamla yürümektedir, sandalyesine erişinceye kadar. Sonra oturur; yavaşça koltuk değneklerini yere koyar, bacaklarındaki atellerin klipslerini açar, bir ayağını geriye iter, ötekini öne uzatır. Daha sonra yere eğilerek kemanini alır, çenesinin altına koyar, orkestra sefine başıyla işaret verir ve çalmaya başlar. Su zam

Dört Mum

Dört Mum Dört mum yavaşça yanıyordu. Ortam çok yumuşaktı ve konuştukları duyuluyordu. İlki söyledi: "Ben barışım!" Artık kimse benim yanık kalmamı sağlamıyor, sanıyorum söneceğim. " Alevi hızla azaldı ve bütünüyle söndü. İkincisi söyledi: "ben inancım!" Neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor. O nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok!’’ Konuşmayı bitirdiği zaman, bir rüzgâr hafifçe esti ve onu söndürdü. Üzgünce üçüncü mum sırası gelince konuştu: "Ben sevgiyim!" Yanık kalmak için artık gücüm kalmadı. İnsanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı. Kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular!" Ve hiç zaman yitirmeden söndü. Ansızın... Bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür… "Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonuna kadar yanmanız gerekir!" Bunu söyleyerek, çocuk ağlamaya başlar. Ardından dördüncü mum söyler: ”Korkma ben hala yanıkken diğer mumları

Hicaz-Yemen Cephesi'nde Çöl Savaşları

Hicaz-Yemen Cephesi'nde Çöl Savaşları Osmanlı Devleti'nin kutsal toprakları korumak için savaştığı cephelerden birisi olan Hicaz-Yemen cephesi 23 Ocak 1919'da Osmanlı Devleti'nin başarısızlığıyla sonuçlanmıştır. İçeriğiyle ismi türkülere bile konu olan bu cephede Osmanlı askerleri İslam coğrafyasını, bölgeyi işgal etmek isteyen İngilizlere karşı korumaya çalışmış anacak hiç ummadığı ihanetlerle yine bu cephede karşılaşmıştır. Bölgedeki bazı Arap aşiretler İngilizlerle işbirliği yapıp Osmanlı Devletine isyan etmişlerdir. Özellikle burada İngilizlerin ünlü ajanı Lawrence'nin bölgedeki Arapları Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtması önemli rol oynamıştır. Osmanlı Devleti tarafından 1908 yılında Mekke Emirliğine atanan Şerif Hüseyin bunların içerisinde en önemli olanıdır. Önceleri Osmanlı Devleti'ne hizmet ederken hatta 1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı Devleti'ne sık sık bağlılığını bildirirken 27 Haziran 1916'da resmen Osmanlıya karşı büyük bir isy

Daha İyi Bir Yaşam İçin Çalışmak

Resim
Bayer Sürdürülebilirlik Kampı: 2012 yılında Pittsburgh'deki Sürdürülebilirlik Kampına aktif olarak katılan Amerikalı ve Alman öğrenciler Paul Schulze, Anna-Lena Eickelberg, Yannik Cormaux ve Tre’Von Walker (sağdan sola). Daha İyi Bir Yaşam İçin Çalışmak Temel çalışma alanımız gereği toplumsal gelişme üzerinde büyük bir etkiye sahibiz. Aynı zamanda toplumsal çerçeve koşullarına ve inovasyon dostu bir çalışma çevresine bağlıyız; bu nedenle, toplumun geleceğinin yaşanabilirliğine katkıda bulunmak ve çeşitli yollarla değer oluşturmak bizim için oldukça önemlidir. Bayer’in şirket politikasının ayrılmaz bir parçası olan toplumsal taahhüdümüz kapsamında bilim ve eğitim, sağlık, toplumsal ihtiyaçlar ve toplum projeleri alanlarında hedefli stratejik yatırımlar yapmaktayız. Bayer dünya genelinde eğitim ve bilim, sağlık ve toplumsal ihtiyaçlar ve spor ve kültür ile ilgili temel alanlarda çeşitli şekillerde aktif rol almaktadır. Bayer Group, vakıflarıyla birlikte ileri teknoloj