Kayıtlar

Hesap Edemedikleri Allah, Peygamber Sevgimiz Var

Resim
Hesap Edemedikleri Allah, Peygamber Sevgimiz Var Kerim BAYDAK Tarih boyunca İslam dünyası ve Müslümanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynanmıştır. Kimi zaman başarılı olmuş gibi görünseler de, ilerleyen zamanlarda Allah Teâlâ’ya ve Peygamber Efendimize olan o derin sevgi sayesinde hep hüsrana uğramışlardır. İslam dünyasının dışında olanlar, Müslümanlara hezimete uğratmak, onları dininden soğutmak ve inançlarını dikta ettirmek için, çeşitli misyoner faaliyetlerine girişmişlerdir. Kimi zaman dindar olan sözde Müslümanlar yetiştirip, Müslümanların arasına yerleştirmişler, kimi zaman da halkı Müslüman olan birçok İslam ülkesinde kendilerine yakın, direktiflerini uygulayan, yandaş, duygudaş yönetimler işbaşına getirerek halkı ve dolayısıyla Müslümanları sindirmeye çalışmışlardır. Cenab-ı Allah’ın takdiriyle, her zaman planları işlememiş, tuzakları boyunlarına dolanmış, kendi çirkeflikleri içerisinde boğazına kadar batmışlardır. Hakiki bir Müslümanın hiçbir zaman kandırılamayaca

Eskiden Öyleydi, Şimdi Böyle…

Eskiden Öyleydi, Şimdi Böyle… ESKİDEN; Çocuk doğunca:  Bir aile veya din büyüğü tarafından sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur; dinimize, milli örfümüze aile büyüklerimizin ismine uygun isim konur, dua edilir; tatlılar yenirdi. ŞİMDİ; Çocuk doğunca:  TV dizilerinden seçilen veya çevreden kulağımıza değişik gelen, asortik isimler daha çok anne-baba veya komşular tarafından konuyor. ESKİDEN; Çocuğun Eğitime Başlaması:  Çocuk 4 yıl‚ 4ay‚ 4 gün yaşına basınca;  “Bed-i Besmele Cemiyeti”  düzenlenir; hoca çocuğa adını sorar; sonra  “Euzü besmele”  çektirir,  “Kelime-i Şehadet”  söyletir, diğer arkadaşları da yüksek sesle  “Âmin!”  dermiş. Daha sonra güzel elbiselerle‚ hediyelerle çocuğun gönlü hoş edilir ve  “Evlâdım ben söyleyeceğim, sen tekrar et!”  denerek “Errahman”  dedirtilir,  “Errahim”  dedirtilip  “Rabbiyesir Duası”  kelime kelime   tekrar ettirilip  “elif, be, te, se…  Şeklinde Arap harflerini tekrar ettirerek, dualar edilerek, tekbirler getirilirmiş. Gelenlere d

Kıyâfet Konusunda Kâfirlere Benzemek

Kıyâfet Konusunda Kâfirlere Benzemek M. Şevket Eygi Kıyafet konusunda kafirlere ve İslam düşmanlarına büsbütün benzememek için namazları mutlaka başımızda güzel bir islamî serpuş bulunduğu halde kılmalıyız. Cep telefonuna bin lira verebilen bir Müslüman, güzel bir namaz takkesine seve seve elli lira verebilmelidir. Ehl-i Sünnet Müslümanlığında erkeklerin namazı başları takkeli olarak kılmaları edeb ve sünnettir, terk-i câiz olamaz. Cebinde cep telefonu akrebine yer varsa, namaz takkesine de elbette yer olmalıdır. Her Müslüman hicrî takvimi bilmelidir. Vakti, zamanı hicrî-kamerî takvimle hesaplayan Müslümanlar daha fazla yaşar. Telfik-i mezahib, dört fıkıh mezhebinin hükümlerini, kolaylıklarını cem’ etmek haramdır. Farmason, taqiyye ve kitman yaparak Müslümanları aldatan CemaleddinAfganî, Ehl-i Sünnet Müslümanlarına imam, din hocası, rehber, lider olamaz. Sultan Abdülhamid Han hazretleri Hâtemü’l-Hülefadır. Âhir zamanda Mehdi’nin zuhur, Hz. İsa

Picasso çok İyi Bir Ressamdı Ama…

Picasso çok İyi Bir Ressamdı Ama… “Picasso üstün zekâlı bir insandır. Çok büyük bir ressamdır. Ancak iyi bir müzisyen ya da matematikçi değildir. Ona deselerdi ki, şu problemi çöz, yapamazdı. Müzikte müthiş bir kabiliyete sahip olan Mozart da resimden anlamazdı. Demek ki bir insan her konuda başarılı olamıyor. Önemli olan onun üstün olduğu yanı keşfetmek ve o alanda başarılı olmasına yardımcı olmaktır.”

Peygamberimiz Aleyhisselâm Hangi İsimleri Yasakladı?

Peygamberimiz Aleyhisselâm Hangi İsimleri Yasakladı? Ebu Vehb el-Cüşemî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Peygamberlerin isimleriyle isimlenin. Allah'ın çok sevdiği isimler Abdullah, Abdurrâhman'dır. En sâdık olanları da Hâris ve Hemmâm isimleridir. En çirkinleri de Harb ve Mürre isimleridir." Ebu Dâvud, Edeb 69, (4950). Öyle ise Müslümanların çocuklarına sünnete uygun isimler vermesi gerekmektedir.             Günümüzde televizyonda, medyada, internette popüler olan, kulağa hoş gelen ya da “sırf hava olsun” diye isimler veriliyor. Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhisselâm yaşadığı dönemde bazı kimselerin isimlerini değiştirmiş, bazı isimleri de koymayı yasaklamıştır. İşte bu isimlerin listesi ve yasaklanma nedenleri… Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri “Berre” idi. Ayrıca üvey kızının

Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’ın Dîni Öğrenmek İçin Sergilediği Cesaret

Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’ın Dîni Öğrenmek İçin Sergilediği Cesaret Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh, Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’e hiç kimsenin sormaya cesâret edemediği şeyleri sormak huşusunda son derece cesur davranır, hiç çekinmezdi. Bir gün Fahr-i Kâinât Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’e: “Yâ Rasulullah! Nübüvvetle alâkalı ilk gördüğünüz alâmet nedir?” diye sordu. İki cihânın saâdet rehberi olan Allah Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Ey Ebû Hüreyre! Mâdem sordun, söyleyeyim. Ben on yaşlarındayken birgün sahrâda idim. Başımın üstünden gelen bir sesle irkildim. Bir adam diğerine sordu: “Bu, O mudur?” Öteki cevap verdi: “Evet, bu O’dur.” O zamâna kadar hiç kimsede görmediğim yüzler, kimsede bulmadığım rûhlar ve hiç kimsede görmediğim elbiselerle karşıma çıktılar. Yürüyerek bana doğru gelen o iki adamdan her biri, bir kolumdan tuttu, fakat dokunduklarını Hiç hissetmedim. Biri arkadaşına: “Haydi O’nu yere yatır!” dedi. Beraber

Eşini Kazanmayı Bil, Yoksa…

Eşini Kazanmayı Bil, Yoksa… Şimdilerde iki genç insan birbirlerini sevip evleniyorlar. Bir zaman sonra çocukları da oluyor, ne güzel. Fakat iki taraftan da kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı, bir zaman sonra birbirlerinde aradıklarını bulamamaya başlıyor; haramı güzel ve lezzetli gösteren şeytanın oyununa geliyorlar. Birbirlerine söyledikleri güzel aşk sözcükleri, yerini hakaretlere bırakınca maalesef herkes bu duygularını, başka yerlerde başka kişilerle gidermenin peşine düşüyor. Birliktelikleri işkenceye dönüşüyor, birbirini seven iki insanın. Öyle bir raddeye geliyorlar ki bir zaman devam eden zoraki birliktelikten sonra, evlilik hayatları hüsranla sonuçlanıyor… Toplum olarak, ne oldu böyle bize? Böyle değildik biz! Bir kadın, kendi erkeğinden başka erkeği bilmezken, aileler çok daha mutlu ve uzun ilişkiler sürdürebiliyordu. Şimdilerde ise şeytan, insanlara haramı cazip gösterip mutluluğu ve tatmini dışarıda aramaları konusunda telkin veriyor. Bir erkek, hanımından esirg

Peygamberimiz'in Sallallahü Aleyhi Vesellem 11 Sünneti ve 11 Bilimsel Faydası

Peygamberimiz'in Sallallahü Aleyhi Vesellem 11 Sünneti ve 11 Bilimsel Faydası Teheccüd Namazına Kalkmak Kesintisiz uyunan uzun gece uykuları damarlarda vazodilatasyona (Damar genişlemesine) neden olur. Uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamamız yani abdest almamız, az yorucu egzersizler yapmamız yani teheccüd namazı kılmamız vazodilatasyonu engeller ve zinde bir Müslüman olmamızı sağlar sevgili kardeşlerimiz. Uyurken Sağ Tarafa Dönüp Yatmak Kalbin üzerine yani sola yatıldığında, kalp sıkışır, ağrır ve rahat çalışması engellenir. Sağ tarafa doğru yatılması kardiyovasküler sistemimizin (kalp, damar ve kan dolaşımı sisteminin) çok daha iyi çalışmasını ve kalbimizin yeni günün temposuna çok daha dingin ve kolay bir şekilde ayak uydurmasını sağlar. Kerahat Vakitlerinde Uyumamak Özellikle işrak vakti, yani güneşin doğuşunda uyuyanlarda bel ağrısı meydana gelir. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşünden (gün ve gece oluşumu) meydana gelen çizgisel hız her enlemde farklıdır. Bu fark yer

İnsan Mühendisliği

İnsan Mühendisliği             Amerika'da imalat fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri kâr ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığına takılmışlar ve bunu bir hayli indirmek kabil olacağını düşünmüşler. İçlerinden iki kişi seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler yaptığını bir görmelerini ve ondan sonra bu konuda karar verilmesini kabul etmişler. İki kişilik heyet bir sabah sessizce fabrikaya gitmiş ve fabrika müdürünün odasına girmiş. Gördükleri manzara şu olmuş: Fabrika müdürü elinde kahve fincanı, ağzında piposu, ayakları masanın üstünde, etrafa halka dumanlar yaymakla meşgul. Masanın üstünde ne bir dosya, ne bir kâğıt hiçbir şey yok. Bir müddet kendisi ile oradan buradan konuşan heyet azaları bu müddet zarfında müdürün hiçbir işle meşgul olmadığını ve yalnız birkaç basit telefon konuşması yaptığını görmüşler. Heyet, yönetim kuruluna fabrika müdürü denilen zatın yanında bulundukları üç küsur saat zarfında hemen hemen hiçbir şeyle meşgul olma