Hesap Edemedikleri Allah, Peygamber Sevgimiz Var
Hesap Edemedikleri Allah, Peygamber Sevgimiz Var
Kerim
BAYDAK
Tarih
boyunca İslam dünyası ve Müslümanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynanmıştır. Kimi
zaman başarılı olmuş gibi görünseler de, ilerleyen zamanlarda Allah Teâlâ’ya ve
Peygamber Efendimize olan o derin sevgi sayesinde hep hüsrana uğramışlardır.
İslam
dünyasının dışında olanlar, Müslümanlara hezimete uğratmak, onları dininden
soğutmak ve inançlarını dikta ettirmek için, çeşitli misyoner faaliyetlerine
girişmişlerdir.
Kimi
zaman dindar olan sözde Müslümanlar yetiştirip, Müslümanların arasına
yerleştirmişler, kimi zaman da halkı Müslüman olan birçok İslam ülkesinde
kendilerine yakın, direktiflerini uygulayan, yandaş, duygudaş yönetimler
işbaşına getirerek halkı ve dolayısıyla Müslümanları sindirmeye çalışmışlardır.
Cenab-ı
Allah’ın takdiriyle, her zaman planları işlememiş, tuzakları boyunlarına
dolanmış, kendi çirkeflikleri içerisinde boğazına kadar batmışlardır.
Hakiki bir Müslümanın hiçbir zaman
kandırılamayacağını, dinîni ve inancının sekteye uğratılamayacağını bilen ve
anlayan misyonerler; yaptıklarının da halk tarafından destek görmediğini
gözlemleyen yayılmacı politika safsatasıyla faaliyet gösterenler, kulvar
değiştirerek halkın cahil, barbar olmasını, birlik ve beraberliklerini bozma
hesapları yapmışlardır. Bu anlamda kendilerince bir sektör haline getirdikleri
geleceği şekillendiren toplum mühendisleriyle farklı arayışlar içerisine
girmişlerdir.
İşte
bu anlamda, tarihte “Müslümanları nasıl böleriz, nasıl yıkarız, nasıl yok ederiz?” gibisinden çeşitli
kararlar almışlardır.
Şimdi bu alınan kararlardan birkaç
tanesini sizinle paylaşmak ve yorumlarınıza arz etmek istiyorum.
Ünlü
misyoner Zwemer: “Hıristiyan hükümetlerin sizden İslam ülkelerinde yerine
getirmenizi istediği asıl görev, Müslüman ülkelerdeki nesillerin dinini
öğrenmesine mani olmak, onları dinlerinden soğutmaktır. Ve sizler bu
çalışmalarınızla İslam ülkelerindeki emperyalist hareketin öncüleri olacaksınız.
Böylece Müslüman halkların genç kuşakları emperyalizmin onlara sunduğu
fikirleri benimseyeceklerdir. Bu süreçte kuşaklar, ciddi konulara hiç ilgi
göstermeyen, ancak amaçsız ve kendi çıkarlarını gözeten ve isteklerine kavuşmak
için her şeyi yapmaya hazır hale gelecektir.”
Louis
Massignon: “Müslümanların her şeyini bozduk ve yok ettik. Dinleri,
inançları, ahlâkları, dine bağlılıkları ve insani duyguları yok oldu. Onların
milli ve manevi değerlerini Batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik.
İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı, Kur’anı-ı Kerim öğrenmeyi suç
ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu hiçbir şeye tam olarak
inanmıyor. 14 asırlık dinlerini, itikatlarını, ibadetlerini, tartışır hale
getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha
kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurt dışında iş imkânı, hatta
cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapınız.”
Müslüman
görünümlü Misyoner Lavrens’in yaptıkları,
Yine
Papa’nın, “Hıristiyanlık tehlikede, Müslümanları Hıristiyanlaştıramazsanız,
hiç olmazsa dinsizleştirin!” demişledir. Daha niceleri var.
A’dan
Z’ye her şeyimize müdahale eder oldular.
Misyonerlerin
ve İslam dünyası düşmanlarının, İslam coğrafyasında Müslümanlara uyguladıkları
kıyım, zulüm ve katliamların sebebini anladınız mı?
İslam’a yapılan kin, nefret, küçük
düşürme, saldırıların sebebi budur.
Bu
yüzden, özellikle kendilerini seçilmiş millet olarak gören Yahudilerin (“Arz-ı
Mev’ud” safsatasıyla İsrail) İslam’a olan kini, nefreti bu olsa gerek.
Anlayışlarına göre, “En iyi Müslüman
ölü Müslümandır!” düşüncesi de bunu ortaya koymaktadır.
Ancak,
unuttukları, hesap edemedikleri bir nokta var. Müslümanların Allah’a ve
Peygambere olan inançları ve sevgileri yok edilmedikçe hep hüsrana
uğrayacaklar.
Yorumlar
Yorum Gönder