Kayıtlar

yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ötanazi Kararı Alan Bilim İnsanı, Yaşama Veda Etti

Resim
Ötanazi Kararı Alan Bilim İnsanı, Yaşama Veda Etti Avusturalyalı bilim insanı David Goodall, daha fazla yaşamak istemediğini söyleyip ötanazi kararı almıştı. Goodall düzenlediği basın toplantısından saatler sonra yaşama veda etti. Aldığı ötenazi kararıyla tartışma yaratan 104 yaşındaki Avusturalyalı bilim insanı David Goodall yaşama veda etti. Ölümünden birkaç saat önce gazetecilerin sorularını yanıtlamak üzere basın toplantısı düzenleyen Goodall, "Artık hayata daha fazla devam etmek istemiyorum ve sona erdirme şansım olduğu için mutluyum" demişti. Ölmek İçin İsviçre'ye Uçtu Yaşam standartlarının kötüleştiği gerekçesiyle bu ay içinde İsviçre'de kendi yaşamına son vermek istediğini açıklayan Avustralya'nın en yaşlı bilim insanı 104 yaşındaki David Goodall'ın bu kararı ötanazinin yasadışı olduğu Avustralya'da tartışmalara neden olmuştu. 104 yaşındaki Ekolojist, yaşanan tartışmaların üzerine İsviçre'nin Basel kentinde bir basın toplan

Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Üç Yaşam Sırrı

Mevlâna Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Üç Yaşam Sırrı   Mevlâna'nın eşi Kerra Hatun ona dedi ki: "- Mevlâna keşke dört yüz sene yaşasaydın, âlemi hakikatlerle doldursaydın..." Mevlâna eşine cevap verir ki: "- Hanım, hanım! Sen bizi şu süfli dünya zindanına dört yüz sene hapis mi etmek istiyorsun? Biz Firavun muyuz, Nemrud muyuz? Biz yeryüzüne çokça ikamet etmek için gelmedik… Pek yakında sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın meclisine kavuşmamız umulur. Eğer kızlarım olmasaydı, günahlarım olmasaydı, bir de halkı irşad görevim olmasaydı şu dünyada bir an bile kalmak istemez derhal Rabbime kavuşmak isterdim." Kıssadan Hisse: Mevlâna Kuddise Sirrûh hazretlerinin: Kızlarım olmasaydı demesi şundandır. Kızların evlendirilmesi erkeklerden daha zordur. Kızlar iyi birisiyle evlendirilmezse çok zor durumda kalabilir. Bir kızın geçim ehli olmayan huysuz bir erkeğe düştüğünü düşünelim. Çok çile çeker. Bir de boşanırsa doğru baba evine gelir. Başka nereye gidece

Yaşamın Anlamını Kavramak...

Yaşamın Anlamını Kavramak... Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç bilgenin yaşadığı evde tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra yerde bir kilim duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu: Neden hiç eşyanız yok? Dedi. Koltuklarınız kanepeleriniz büfeleriniz... Onlar nerede? Bilge bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence; Senin de yalnızca sırtında taşıdığın küçük bir çantan var yavrum dedi. Peki, senin eşyaların nerede? Gezgin genç kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu: Ama görüyorsunuz... Ben yolcuyum. Ünlü bilge hak verircesine güldü: Ben de öyle yavrum dedi. Ben de öyle...

Yaşamın Fısıltısını Dinle...Yaşamın Fısıltısını Dinle...

Yaşamın Fısıltısını Dinle... Genç bir yönetici, yeni Jaguar'ı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni arabasının yan kapısına büyükçe bir taş çarptı. Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru geri geri gitti. Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğu kaptığı gibi yakında park etmiş olan bir arabanın gövdesine sıkıştırdı. Bunu yaparken de bağırıyordu: - Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri? Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve attığın o taşın mahvettiği yeri düzelttirmek için kaportacıya bir sürü para ödemek zorunda kalacağım. Neden yaptın bunu? Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi. - Lütfen amca, lütfen kızmayın

Kansersiz Sağlıklı Yaşam

Kansersiz Sağlıklı Yaşam İstanbul üniversitesi onkoloji enstitüsü başkanı Prof Dr. Erkan Topuz tarafından dile getirilen yapılacak ve yapılmayacaklar listesi: 1. Günde en az 6-7 saat karanlık odada uyumak gerekir. 2. Haftada en az 3 gün erken yat erken kalk. 3. Elektronik araçlardan uzak dur, kullanmadığınız zaman açık ve yanınızda tutmayınız. 4. Bilgisayarını açık tutma. 5. Telefonda kısa konuş. 6. Cep telefonu ile konuşman 30 saniyeyi geçmesin. 7. Şampuanlar ve duş jelleri kanserojen. Vücudunuzu sabunla temizleyin ve bol bol durulanın. 8. Zaman zaman yalın ayak toprakta yürüyün. 9. Giydiğiniz terliğin lastik- plastik olmamasına dikkat edin. 10. Gece uyurken odadaki televizyonu, bilgisayarı vs fişten çekin veya ana düğmesinden kapatın. 11. Cep telefonunuzu gece uyurken yattığınız odada bulundurmayın. 12. Haftada 4 kez balık ye ve balık çorbası iç, balığın kılçığı kanser önleyicidir. Mümkünse balığı kılçığı ile ye. 13. Zerdeçal (köri)yi bol bol kullan

Yaşamın 4 Dönemi Vardır…

Resim
Yaşamın 4 Dönemi Vardır… ÇOCUKLUK DÖNEMİ Zamanınız, enerjiniz vardır… Söz hakkınız-karar verme hakkınız yoktur, paranız yoktur, tecrübeniz yoktur, “Ah bir büyüsem! Ah bir büyüsem!” Derken yıllar akar geçer… Bu dönemde çocuğu imani ve İslâmi bilgiler verilmeli, büyüklerin yaşantısında "İslamiyet'i" görmeli ve örnek almalıdır. Tabi ki bebeklik döneminden "ÇOCUKLUK" dönemine kavuşursanız! GENÇLİK DÖNEMİ Zamanınız vardır,  Enerjiniz vardır… Paranız ve tecrübeniz yoktur. Ah bir işe başlasam! Para kazansam! Evlensem! Şunları alsam! Şunları alsam! Şöyle yaşasam! Hayalleri kurulur… Derken yıllar akar geçer… Bu dönemde gençler artık mükellef Müslüman olmuştur. gençlere haramlar-helâller, mekruhlar, farzlar, sünnetller, müstehapları öğretilmeli onlar da öğrenmeli ve bizzat yaşamalıdır. Tabi ki çocukluk  döneminden   " GENÇLİK" dönemine kavuşursanız! İŞ HAYATI - ORTA YAŞLILIK DÖNEMİ Paranız ve Enerjiniz vardır… Am

Yaşam Üzerine Fazla Geldiği Zaman

Yaşam Üzerine Fazla Geldiği Zaman Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama, Biraz duraksa... Neler olup bittiğine anlam verme! Mutlaka yanlış bir şey oldu... Düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi, Ve varlığın ile buluşamadı. Sorun yok, sadece bekle... Güneş doğacaktır. Rüzgâr esecek ve yağmur yağacaktır. Zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur! İzlemeye devam et... Şahitlik güzeldir, hem olayın dışındasındır hem de içinde. Zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur... Neyzen Tevfik

Çünkü Ölüm

Çünkü Ölüm Eğer "9" canlı olsaydın bile… En çok "8" kere kaçabilirdin ölümden… Bil ki "7" düvele sultan olsan dahi… Yerin "6" mekân olacak sana… En fazla "5" metre kumaş götürebileceksin… Kapatacaksın "4" açsan da gözlerini... Bu dünya "3" günlük dünya… Azrail'in yanında "2" kat olup yalvarsan da nafile… Elbet "1" gün öleceksin… İşte o zaman her şey "0" dan başlayacak... Çünkü Ölüm: “Yok oluş değil, yeniden doğuştur!”. Çünkü Ölüm: “ Dünya” denen sınav yurdundan; sonsuz yaşam yurdu olan, “ahiret yurduna” geçiş köprüsüdür.

Sağlıklı Yaşam

Sağlıklı Yaşam Günümüz dünyasında hızlı sanayileşmenin ve şehirleşmenin getirdiği zorluklar içinde yaşam savaşı veren insanın, çeşitli sosyal, ekonomik ve psikolojik baskılar altında zor bir hayat yaşadığını hepimiz biliyoruz. Stres dolu bir yaşam mücadelesi ve beraberinde gelen değişik sorunlar, onlarla baş etmenin yollarını bilmeyen insanın sağlığına yansımakta, dolayısıyla onu, ruhsal, zihinsel ve bedensel birçok hastalıklarla karşı karşıya bırakmaktadır. Psikologlar hastalıkların oluşmasına sebep olan stresle başa çıkabilmek, ruh ve beden sağlığını koruyabilmek için aşağıdaki hususlara önem verirler. 1) Doğru nefes almak 2) Gevşemeyi öğrenmek 3) Fiziksel egzersiz yapmak. 4) Kendini tanımak. Sürekli bir kısır döngü içinde yaşayan insanın, böylesi bir çarktan kurtulup, daha güzele ve iyiye yönelebilmesi, gerçek huzuru ve mutluluğu yakalayabilmesi elbet yine kendi elindedir. Bunun yolu da bilgilenmekten geçer. Bugün dünyada sağlıklı ve huzurlu kalabilmek için değişi

Allah’ım!

Resim
Allah’ım! Bana öyle bir gönül ver ki: Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile, bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım. Günlük yaşamda "ben" yerine, daha çok "sen" sözcüğünü kullanabileyim... Bana öyle bir sevgi ver ki: Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe, doldursun sarsın çevremi. Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...            Bana öyle bir güç ver ki: Herkesten daha çok çalışabileyim, tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına, eşim ve çocuklarımı da mutlu et ki, mutluluğu başkalarına da götürebileyim... Bana öyle bir sağlık ver ki: Düşünebileyim, konuşabileyim. Bana öyle bir erdem ver ki: İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür edenlere; bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim. Bana öyle bir yetenek ver ki: İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim. Bana öyle bir umut ver ki: Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için kara