Kayıtlar

eden etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanların En Çok Tevbe Edeni: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem

İnsanların En Çok Tevbe Edeni: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hiç günahı olmadığı halde günde yetmiş kere istiğfar ederdi… Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bütün güzel hasletlerde olduğu gibi istiğfar etmekte de en önde olup ümmetine rehber olmuştur. “Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem kendileri istiğfara devam etmiş, ümmetini de teşvik etmiştir.” (Buhârî) “Muhakkak kötü arzular kalbime gelir de bu yüzden günde yetmiş defa istiğfar ederim.” (Müslim) Ebu Hureyre’den Radiyallahü Anh rivayet edilen bir hadis-i şerife göre Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum." buyurmuştur. Başka bazı hadislerde Hz. Peygamberin Sallallahü Aleyhi Vesellem günde yüz defa istiğfar ettiği belirtilir. (Müslim) Bu nedenle Ebu Hureyre Radiyallahü Anh: "Peygamberden daha çok istiğfar edeni görmedim." demiştir. (El-Kurt

Mahşer Günü Arşın Gölgesinde Gölgelenmeyi Hak Eden İnsanlar

Mahşer Günü Arşın Gölgesinde Gölgelenmeyi Hak Eden İnsanlar Dünya hesabıyla “elli bin yıl” evet, tam “elli bin yıl” uzunluğunda bir gün! Güneşin bir mızrak boyu yaklaştırıldığı, beyinlerin sıcağın etkisiyle fokur fokur kaynadığı, kendi terinin suyundan oluşan çamurda; kiminin beline, kiminin boynuna, kiminin boğazına kadar terin içine gömüldüğü, kişinin annesinden, babasından, eşinden, kardeşinden kaçtığı zorlu bir gün! İşte böyle bir günde, bir serinlik, bir gölge insan için nasıl bulunmaz bir nimet, paha biçilmez bir hazine olur, varın siz hesap edin! Her zorlukla beraber bir kolaylık ve çıkış yolu yaratan Âlemlerin Rabbi Celle Celâlüh, bu sıkıntılı günde de, sevdiği müminlere selamet ve serinlik olmak üzere, onları Arşının gölgesinde gölgelendirecek ve bu perişan duruma düşürmeyecektir! Sağlam bir rivayetle gelen bir Hadis-i Şerif’te, mahşer gününde Arşın gölgesinde gölgelenecek “Yedi sınıf insan” dan bahsedilir. Bununla beraber, diğer Hadis-i Şerifler de inc

Emre İtaat Eden Ağaç Mucizesi

Resim
Emre İtaat Eden Ağaç Mucizesi   Endülüs’ün büyük İslam âlimi Kadı İyaz, Şifâ-i Şerif isimli eserinde kuvvetli senetlerle ve rivayet silsilesi ile bize Hazreti Abdullah ibni Ömer’den şu mucizesi naklediyor: Bir seferde, Allah Resulü’nün Sallallahü Aleyhi Vesellem yanına bir bedevî geldi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ona sordu: “Nereye gidiyorsun?” Bedevî dedi: “Aileme.” diye cevap verdi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem tekrar sordu: “Ondan daha iyi bir hayır istemiyor musun?” Bedevî sordu: “Nedir?” Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verdi: “Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına, Onun bir olduğuna, hiçbir şeriki bulunmadığına ve Muhammed’in, Onun kulu ve resulü olduğuna şehadet etmendir.” Bedevî sordu: “Bu şehadete şahit nedir?” Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verdi: “Vadi kenarındaki şu ağaç şahit olacak.” İbni Ömer der ki: O ağaç yerinden sallanarak çıktı, yeri ikiye yardı, Allah Resulü’nün Sallallahü Aleyhi

İnsanı Helâk Eden Yedi Şey

İnsanı Helâk Eden Yedi Şey (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının! Onlar nelerdir ya Resulullah? (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Dediler. Bunun üzerine: 1- Allah’a şirk koşmak, 2- Sihir, 3- Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, 4- Faiz yemek, 5- Yetim malı yemek, 6- Savaştan kaçmak, 7- Suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak! Buyurdu. Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.

İman Edeni Öldürdü

İman Edeni Öldürdü Eshaptan Ebû Katâde'nin kumandanlığında bir harp yapılıyordu, îslâm ordusunda bir de münafık vardı. Bu münafık hakikatte Allah için değil, kan dâvası güttüğü bir adamı öldürmek için harbe iştirak etmişti. Hakikaten savaş meydanında, hep müşriklerin ordusunda bulunan o kan düşmanının peşini takip ediyor ve her fırsatta onu öldürmek istiyordu. Bir ara tam karşı karşıya geldiler. Münafık daha avantajlı durumda idi. Kılıcını çekip müşriğin üzerine hücum ettiği zaman o: — Eşhedü enla Ilâle İllallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlühü, deyip Müslüman oldu. Fakat münafık onun bu sözlerine hiç kulak bile vermeden başını kesti ve yere serdi. Adam ölmüştü. Bunu gören bazı eshap üzüldüler ve durumu harpten döndüklerinde Peygamber Efendimize bildirdiler. Hazreti Resul: — İman eden bir kimseyi niçin öldürdün? Diye sordu. Münafık: — Ya Resûlallah! O kalben iman etmemişti, sadece ölümden kurtulmak için dille söyledi, dedi. Peygamberimi

Cemaata Devam Eden Amanın Gözleri Açıldı

Cemaata Devam Eden Amanın Gözleri Açıldı İki gözleri kör olan mü'min, Peygamberimizin Cemaat sünnetini hiç terk etmez, yağışlı ve karlı havalarda bile mescide; cemaata gitmeye devam ederdi. Evde ailesi bütün vakit namazlarına, hatta yatsı namazına bile gittiği için bir çok kere: “Gözlerin görmüyor, camiye gitmek sana vacip değildir, vakit namazlarını evde kıl!” derdi, ama o ise, bu kıymetli sünneti hiçbir zaman terk edemeyeceğini söylerdi. Bir gün yine camiye giderken, yol kenarında bir çukura düşüp başı yarıldı. Cemaata gidemeden başkalarının yardımı ile oradan çıktı ve eve geldi. Kocasının kanlar içinde eve geldiğini gören karısı: “Biz sana her zaman söyleyip duruyoruz camiye gitme diye... Bak işte şimdi de başını yardın, iyi mi oldu yani?” diyerek onu bu fiilinden (hareketinden) dolayı birçok sözler söyleyerek rencide etti. O ise bu halinden pişman olmadığı gibi: — Değil başımın yarılması, kolumda kırılsa, elimden geldiği müddetçe bütün azalarım parçalansa, yine de

Hz. Fatma'da Zuhur Eden Hal

Hz. Fatma'da Zuhur Eden Hal Nübüvvetin sekizinci yılı idi. Sallallahu Teâlâ aleyhi ve sellem Efendimiz, sırtını dayamış oturmakta idi. Arap kadınlarından süslü elbiseler giyinmiş bir kadın ve kız topluluğu yanlarına gelerek:  — Ya Muhammed! Her ne kadar kabilelerimiz ayrı ise de aynı şehirde oturuyoruz, aynı yerdeyiz... Bugün bir toplantı tertip ettik... Arap kadın ve kızları bir araya gelecekler. Sizden ricamız, Kızınız Fâtıma'ya müsaade ediniz de, toplantımızı şereflendirsin. Böylece kopmak üzere olan ülfet bağlarımız da yenilenmiş olur, dediler. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Arap kadınlarının bu isteklerini reddetmeyi uygun bulmadı: — Siz gidin, ben Fâtıma'yı gönderirim, buyurdu. Bir müddet sonra, Hazreti Fâtıma validemiz gelmişti. Hazreti Peygamberimiz: — Ya Kızım Fâtıma! Cefa gördükçe vefalı davranmamız, yabancılık gördükçe aşinalık etmemiz, kötülük görünce iyilik etmemiz için bize emir vardır. Ey gözümün nuru! Arap k

Dua Eden Adama Hazreti Musa Aleyhisselâm’ın Acıması

Dua Eden Adama Hazreti Musa Aleyhisselâm’ın Acıması Musa Aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ hazretlerine dua eden, çok yalvaran ve tazarru eden bir kişiye rastladı.  Musa Aleyhisselâm, o kişinin hâline bakarak acıdı ve kendi kendisine;  – “Eğer bu adamın haceti benim elimde olmuş olsaydı; elbette onu yerine getirirdim,” dedi.  Musa Aleyhisselâm’ın böyle şeyleri kalbinden geçirmesi üzerine Allah’ü Teâlâ hazretleri Musa Aleyhisselâm’a vahyetti: – “Ey Musa! Ben ona karşı elbette senden daha çok merhametliyim! Lakin o bana dua ediyor; ama onun bir koyunu var ve onun kalbi hep koyunundadır. Hâlbuki ben, diliyle bana dua edip, kalbi benden başkasında olan kişinin duasını kabul etmem!” buyurdu. Musa Aleyhisselâm, adama bunu hatırlattı. (Ve bu konuda ona öğüt verdi.) Adam da bütün kalbiyle Allâhü Teâlâ hazretlerine yöneldi. Ve böylece haceti yerine getirildi. (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:619)

Her Gün Kavga Eden Çiftler Ölümü Hatırlayınca Hiç Kavga Etmediler

Her Gün Kavga Eden Çiftler Ölümü Hatırlayınca Hiç Kavga Etmediler Bir gün bana bir arkadaş geldi. Hanımı ile hiç geçinemiyormuş. Evde her gün basit şeyler yüzünden tartışma oluyormuş, bıkmış bu tartışmalardan, artık ondan ayrılmak istiyordu. Bunların münakaşaları yüzünden iki taraf aileleri de birbirine girmiş. Hanımı bunun tarafına, bu da hanımının tarafına düşman vaziyette. Kanlı bıçaklı deniyor ya aynen öyle imişler. Yine bir gün perişan bir vaziyette geldi, hiçbir nasihat dinleyecek halde değildi. Ya Rabbi, ben buna ne diyeyim diye düşündüm. Sonra ona, “Ayrılsan da fark eden bir şey olmayacak, bir ay kadar ömrün kaldı, ne istiyorsan git yap” dedim. Bu sözü duyan arkadaş şok oldu, rengi attı, yine perişan bir durumda çıkıp gitti. Sonra arkadaşlardan ve kendisinden dinlediğim için ne yaptığını anlatayım. Kapıdan çıkar çıkmaz özel kalemdeki arkadaşlarla helalleşmeye başlamış. Rastladığı herkesle helalleşiyormuş. Eve gidince kavgalı hanımına, (Hatun gel demiş, bunca zamandır

Eden Bulur

Eden Bulur  Hz. İsa Aleyhisselam, bir gün yolda yürürken bir gencin, aksakallı, ihtiyar bir adamı tekmeleyerek sürüklediğini gördü. Hazreti İsa Aleyhisselam, ihtiyarın bu durumuna çok acır. Hemen koşarak onu kurtarmak ister. Fakat ihtiyar kendisine engel olur ve şöyle der:  - Lütfen dokunmayın, ne olur dokunmayın, beni tekmelesin.  Bu durum karşısında Hazreti İsa Aleyhisselam daha fazla merak ederek, sebebini sorar:  - Ben de zamanında babamı, burada, aynı şekilde tekmelemiştim. Bu genç benim oğlumdur.  Benim babama yaptığımın aynısını, şimdi öz oğlum bana yapıyor. Babama yaptıklarımın intikamını alıyor. KAYNAK: GÜRAN, Kemal, Kendi Kendine Kur'an Okulu

Âd Kavmini Helâk Eden Rüzgârın Kıssası

Âd Kavmini Helâk Eden Rüzgârın Kıssası Ebu Vâil, Rebi'a kabilesinden el-Hâris İbnu Yezid el-Bekri adında bir adamdan naklen anlatıyor: "Medine'ye gelmiştim, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına gittim. Mescid, cemaatle dolu idi. Orada dalgalanan siyah bayraklar vardı. Hz. Bilal radıyallahu anh kılıcını kuşanmış, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında duruyordu. Ben: "Bu insanların derdi ne, ne oluyor? diye sordum. "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Amr İbnu'l-Âs'ı, Rebi'a'ya doğru göndermek istiyor, onun hazırlığı var!" dediler. Ben: "Âd elçisi gibi olmaktan Allah'a sığınırım" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm: "Âd elçisi de nedir?" buyurdular. Ben: "Bunu çok iyi bilen kimseye düştünüz. Âd kavmi kıtlığa uğrayınca Kayl'ı kendileri için su aramaya gönderdi. Kayl da, Bekr İbnu Muâviye'ye uğradı. O, buna şarap içirdi ve Mekke'de o sıralarda seslerinin ve tegannisinin

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 1 Bir kişi birisi hakkında gıybet ettiyse aşağıdaki duayı yapmalı; yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirirse; gıybet dahi a’mâl-i salihayı yer, bitirir. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا لِمَنْ اغْتَبْنَاهُ Okunuşu: “Allahümmağfir lenâ ve limen iğtebnâhü.” (Suyûtî)  Anlamı: “Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz kimseyi mağfiret eyle! Diye dua edilmeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, “Bana hakkını helâl et!” diyerek Allah’ü Teâlâ’dan af ve mağfiret dilemelidir. Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 2 Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem den bir rivayette gıybet eden şöyle istiğfar eder; buyurmuştur. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَلِمَنْ اِغْتَبْتُهُ وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرِّاحِمِينَ Okunuşu: Allahümmağfir li ve limen ığtebtühü ve livalideyye ve lil-mü’minine yevme yekumül-hisabü birahmetike ya erhamer rahımin. Anlamı: Allah’ım hesap gününde beni ve hakkında

Bu eller; neyi gösteriyor…?

Resim
Bu eller; neyi gösteriyor…? "Bu Eller" soğuktan şişmiş, toz toprak içinde olan bir askere ait... Hakkâri Yüksekova'da, halkın can ve mal güvenliğini tehdit eden terör örgütü üyelerine yönelik yürütülen operasyon kararlılıkla sürdürülüyor. Operasyon sırasında her gün binlerce fotoğraf ajanslara düşüyor. Ancak Yüksekova'dan gelen bir kare oldukça etkileyici... Günlerdir elinden silahı bırakmayan bir askerin elleri Yüksekova'nın soğuğunu ve operasyonun zorluğunu anlatmaya yetiyor. Bu fotoğraf mücadeleyi, kararlılığı özetliyor... Mehmetçiğin Öpülesi Elleri Terör örgütü PKK ile mücadele kapsamında başlatılan operasyonlar kararlılıkla devam ediyor. Operasyon bölgesinden neredeyse her gün binlerce fotoğraf geliyor. Hakkâri Yüksekova'da çekilen bu fotoğraf da operasyonun zorluğunu gözler önüne seriyor. Güvenlik güçlerinin yürüttüğü mücadelenin izleri ellerinde kendini gösteriyor… Bu eller; neyi gösteriyor…? Bu eller;  Siyonizm’in,