Kayıtlar

Vasiyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmam-ı Azam Rahmetullahi, Aleyh ‘in Vasiyeti

İmam-ı Azam Rahmetullahi, Aleyh ‘in Vasiyeti 01-     Halkı, Hak yola getiresin! 02-   Yürürken vakarlı olasın. 03-   Her işinde acele etmeyip, teenni edesin. 04-   Arkadan seslenene cevap vermeyesin. Zira hayvanlar ardından çağrılır. Onu kendine layık görmeyesin. 05-   Konuşunca, çok yüksek seslenmeyesin. Muhatabın işiteceği kadar ve ağır söyleyesin. 06-   Kendin için susmayı ve az hareketi âdet edesin. Böylece sabır ve sebatını herkes bilsin. 07-   İnsanlar içerisinde Allah-û Teâlâ’yı çok an ki, O’nu senden öğrensinler. 08-   Beş vakit namazın arkasından kendin için öyle vird kabul et ki, onda Kur’an okuyup, zikir ile şükrünü yapasın. 09-   Her ayda birkaç gün oruç tut. 10-   Nefsini murakabe edip, ilmi muhafazaya alasın. Böylece amelinle iki dünyada menfaatlenesin. İnsanlarla olan işlerini o görsün. 11-   Elinde bulunan dünya devletine ve bedenin sıhhatine itibar ve itimat etmeyesin. Böylece hepsinden sorguya çekildikten ümitsizliğe düşme

Zaman Hesabı

Zaman Hesabı   Farz edin ki, bir banka size her gün 86,400 dolarlık bir hesap açıyor. Yalnız, önceki günden bir sonraki güne hesabınızı aktarmıyor. Her gün 86,400 dolarlık yeni bir hesap. Ve her akşam ne kadarını kullandığınıza bakmadan hesabınız kapatılıyor. Bu durumda ne yapardınız? Bütün parayı kuruşuna kadar hepsini çekip kullanmak isterdiniz muhakkak. Hepimizin böyle bir bankası var: “Zaman Bankası” Her sabah, hesabımıza 86, 400 saniye yatırılıyor ve her gece hesabımız kapatılıyor. Hayırlı bir amaç için kullanıp kullanmadığınıza bakılmaksızın, her gün bu devran böyle dönüyor. Bir günden diğer güne bir saniye bile eklenemiyor. Her sabah yeni bir hesap... Her gece sıfırlanan ve kapatılan hesap... O günkü hesabınızı layığınca kullanamadıysanız, bu sizin zararınıza. Geriye dönüş yok, "yarın"dan borçlanma imkânı da yok! Kısacası, bugünün mevduatını kullanmaktan başka çaremiz yok. Onu en güzel yatırımlarla sonsuzluğa köprü yapmak elimizde ama… • Bir yılın değerini anlamak için

Yolların Sonu ve Vasiyet!

Yolların Sonu ve Vasiyet! Bir ömrü harcadık da; yazık hayü huy ile; Zannetme beraberdik her dem hüsn-i bû ile; Bir med cezirdi ruhum; durulmadı bir türlü; Dostlar çıktı karşıma farklı güfte gû ile; Ve geldik gidiyoruz kalabalıkta yalnız; Erenler karşılasın; hep birlikte “Hû!” ile; Hayat devam ediyor: Gaipten ses “Gel!” diyor; “Er kişi niyetine” yolculuk “huşû” ile; Sevenler bırakınca beni yurduma yalnız; Yalnızlık farklı doğuş “Ebed” muştusu ile; Dostlarım unutmayın; hatırlayanız beni; İçim hicran doludur nisyan korkusu ile… Ve toprağın altında; hıçkırık duyuyorum; Yıkılmaz garip handa gurbet şarkısı ile… Her nefis tadacak onu; ürpermeyiniz yalnız… Ruhlar tefekkür etsin, hicret saygısı ile… Ahmet Rüştü Çelebi

Sultan Babanın Oğluna Vasiyeti: Dünya Asla Hükümdarsız Olmaz

Sultan Babanın Oğluna Vasiyeti: Dünya Asla Hükümdarsız Olmaz Ömer Ceyhun Özcan Selçuklu sultânı Sultan Mesûd'un oğlu Sultan-ı Saîd Kılıç Arslan, gençlik ve olgunluk çağlarını büyük hizmetlerle geçirip, yaşlılık dönemine ulaştığı ve kendinde zayıflık alâmetleri müşahede ettiği zaman, on bir evlâdından yaşça en küçüğü olan Gıyaseddîn Keyhüsrev, yaşı küçük olmakla beraber babasına yakınlığı ve hizmeti en çok geçen evlâdı idi. Sultan, oğlunu yanına oturtup, şu nasihati ve vasiyetini söyledi: "Kıymetli yavrum! Artık ben bu fânî âlemden göçmek üzereyim ve âhiret azığı, kazancı olacak şeyleri hazırlamakla meşgulüm. Sen ise sultanlık bağının taze fidanı, ilâhî lütuflar bahçesinin çiçeğisin. Benden sonra tahta sen çıkacak ve bu devleti idare edeceksin. Bu hususta sana vasiyet ve nasihatim vardır. Seni on bir kardeşin arasından şunun için tercih edip, seçtim. Sende sultanlık istidadı görüyorum. Bu Müslüman milletin başına geçeceksin. Onlar, Allah’ü Teâlâ’nın sana emânetidirl

Miras Vasiyeti

Miras Vasiyeti Zengin bir köy ağası vefat eder. Vasiyeti açılır. Mallarının yarısını (1/2) büyük oğluna, dörtte birini (1/4) ortanca oğluna ve beşte birini (1/5) küçük oğluna bırakmıştır. Bütün mallar paylaşılır ancak Ortada 19 tane de “at” vardır. 19’u ne ikiye, ne dörde, ne de beşe bölmek mümkündür. Köyün en akıllı adamına gidip akıl danışırlar. Adam da onlara yardımcı olabileceğini söyler. Der ki: -“Benim de bir atım var. Alın bunu size veriyorum. Oldu mu 20 at? Yarısını sen al bakalım (10). Dörtte birini de (5) ortanca kardeşin alsın. Beşte birini de (4) en küçüğünüze verelim. On, beş daha on beş. Dört daha on dokuz. Verin bakalım şu bizim geriye kalan düldülü…

Vasiyet

Vasiyet İmansız askerin, korkak paşanın Bir boyuna bir de enine tükür. Kaçarken vurulup yere düşenin Bir leşine bir de kanına tükür. Ölürsen de hak yedirme, hak yeme; Aka kara, karaya da ak deme. Adaletten ayrılırsa mahkeme, Bir hâkime bir de kanuna tükür. İlaç olsa içme düşman tasından Sakın taş attırma dost arkasından Kim ikiyüzlüyse tut yakasından Bir yüzüne bir de canına tükür. Millet parasından verdirme parsa; Edirne'den Van'a, Muğla'dan Kars'a Nerede sahte bir kahraman varsa Bir resmine bir de şanına tükür. Kesmekle kısalmaz cömerdin eli Yiğidin adına eklerler deli. Baban olsa bile Allahsız ölü Bir ruhuna bir de sinine tükür. Bırak hesabını ölüm kalımın İnanmışa zulmü ne ki zalimin Manayı reddeden sözde âlimin Bir ilmine bir de fennine tükür. Abdurrahim Karakoç (Rahmetullahi Aleyh)

Testideki Vasiyet

Testideki Vasiyet Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, vefat edeceği zaman, kendisinden sonra halifelik vazifesini yüklenecek olana verilmek üzere   vasiyet ettiği bir testi bıraktı. Hz. Ömer Radiyallahü Anh halife olunca testiyi ona verdiler. Halife testiyi kırdırttı. İçinden küçük küçük paracıklar ve bir mektup çıktı. Mektupta şunlar yazıyordu: “Bu paralar, bana verilen maaştan arta kalanlardır. Ben Medine’nin en fakirini kendime ölçü kabul etmiştim (ona göre yaşadım). Artan miktarı bu testiye koydum. Bunlar hazinenin malıdır.” Hz. Ömer Radiyallahü Anh mektubu okuyunca ağlamaya başladı. Hem ağlıyor, hem de şöyle diyordu: “Kendinden sonrakilere çok ağır bir yük bıraktın! Ya Ebu Bekir Radiyallahü Anh!”

Şah-ı Nakşibend Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Vasiyetleri

Şah-ı Nakşibend Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Vasiyetleri "Vasiyet ederim ki sana ey oğul; Dünya ve ehline aldanma! Dünyaya ve dünyacılara meyletme! İşin halis; Gönlün mahzun ve gamlı olsun! Gözlerin ağlayıcı, Duan yalvarıcı olsun! Herkese şefkat gözüyle bak! Kimseyi tahkir etme ve hakir görme! Kimseden hiçbir şey talep etme! Ve hizmetin için kimseye emretme! Giyeceğin sade, Yaşantın fakir, Sermayen din ilmi, Evin de mescid olsun!" Şah-ı Nakşibend Kuddise Sirrûh

Peygamber Efendimizin Hanımlara 100 Vasiyeti 1

Peygamber Efendimizin Hanımlara 100 Vasiyeti 1 1. Vasiyet: Cennete Koyacak Güzel Ameller İşleyin! Muaz bin Cebel Radiylallahü Anh şöyle rivayet ediyor: Peygamber Aleyhisselâm ile bir seferde bulunuyordum. Bir gün sabahleyin onun yanında beraber ve yürüyorduk. Kendisine dedim ki: -Ey Allah’ın Rasulü, bana cehennemden uzaklaştıran ve cennete koyan bir iş haber ver! Allah’ın Peygamberi buyurdular ki: -Bana büyük bir şeyden sordun. Ancak Allah’ın kolaylaştırdığı kimseye o, kolaydır. Şöyle ki: Allah’a ibadette bulunur, ona hiçbir şeyi ortak koşmasın, namazı devamlı olarak kılar, haccını da eda edersin! Ve ilave ederek: Sana hayır kapılarını gösteriyim mi? Oruç, günahlardan koruyucu bir ibadettir. Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahların ateş azabını söndürür. Kişinin, gecenin tenha vaktinde kıldığı namaz, Salih kulların alametidir. Sonra Rasulûllah Aleyhisselâm: “Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak