Peygamber Efendimizin Hanımlara 100 Vasiyeti 1

Peygamber Efendimizin Hanımlara 100 Vasiyeti 1

1. Vasiyet: Cennete Koyacak Güzel Ameller İşleyin!
Muaz bin Cebel Radiylallahü Anh şöyle rivayet ediyor:
Peygamber Aleyhisselâm ile bir seferde bulunuyordum. Bir gün sabahleyin onun yanında beraber ve yürüyorduk. Kendisine dedim ki:
-Ey Allah’ın Rasulü, bana cehennemden uzaklaştıran ve cennete koyan bir iş haber ver! Allah’ın Peygamberi buyurdular ki:
-Bana büyük bir şeyden sordun. Ancak Allah’ın kolaylaştırdığı kimseye o, kolaydır. Şöyle ki: Allah’a ibadette bulunur, ona hiçbir şeyi ortak koşmasın, namazı devamlı olarak kılar, haccını da eda edersin! Ve ilave ederek: Sana hayır kapılarını gösteriyim mi? Oruç, günahlardan koruyucu bir ibadettir. Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahların ateş azabını söndürür. Kişinin, gecenin tenha vaktinde kıldığı namaz, Salih kulların alametidir. Sonra Rasulûllah Aleyhisselâm:
“Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.” Mealindeki Secde Suresi 16 ve 17 Ayet-i Kerimeleri okudu. Bundan sonra buyurdular:
-Sana işin başını, temel direğini ve zirvesini söyleyeyim mi?
-Söyle ey Allah’ın Rasulü dedim. Buyurdular ki:
 “İşin başı İslam, temel direği namaz, zirvesi de cihad’dır!” Allah’ın dininin yayılması için çalışmaktır. Bundan sonra buyurdular ki:
-Bunların hepsini koruyan şeylerin ne olduğunu haber vereyim mi?
-Haber ver, Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim.
Bunun üzerine; eli ile dilini işaret ederek:
-Bunu yani dilini koru, buyurdular. Bunun üzerine:
-Konuştuklarımız ile mesul tutulur muyuz, ey Allah’ın Rasûlü? Diye sordum.
-Allah, Allah, ey Muaz! Dillerinin ettiğinden başka bir şey insanları cehenneme atar mı? Yani çoğu defa insanı felakete götüren dilinin yaptıklarıdır, buyurdu. (Tirmizi)

2. Vasiyet: Sakın Namazı terk etmeyin!
Hazreti Hüseyin Radiyallahü Anh henüz süt emmekte iken hastalanmış ve sabaha kadar uyumamıştı. Sabaha doğru biraz uyur gibi olmuş, Hazreti Fatıma Validemiz de vakitten istifade ederek, sabah namazını kılıp yatmışlardı. Mescid-i şerifte sabah namazını kıldıran Rasûlü Ekrem Efendimiz, âdeti üzere kızı Fatıma’nın saadetli evine teşrif etmişlerdi. Hazreti Fatıma’yı uyur vaziyette görünce; onu sabah namazını kılmadan yatmış sanarak:
-Ey kızım Fatıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terk etme! Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça; cennete gireceğini zannetme! Buyurmuşlar. Ve namazın hiçbir suretle ihmal edilemeyeceğini beyan buyurmuşlardır.
Ondan sonra Hazreti Fatıma:
-Canım babacığım, sabaha kadar uyumadım. Sabah namazını kılıp da yattım, deyince Peygamber Efendimiz:
-Müjdeler olsun sana ey kızım Fatıma, Ahirette böyle sıkıntılar görmeyeceksin, buyurdular.

3. Vasiyet: En Faziletli Kadınlardan Olun!
Ebu Ümame Radiyallahü Anh’ın rivayetine göre: “Rasulûllah Aleyhissalâtu Vesselâm şöyle buyurmuşlardır:
-“Mü’min, Allah’a takvadan sonra en ziyade saliha bir zevceden hayır görür. Böylesi bir kadına emretse itaat eder. Ona baksa sürur duyar. Bir şeyi yapıp yapmaması hususunda yemin etse, kadın bunu yerine getirerek onu yeminden kurtarır. Kadınından ayrılıp uzak bir yere gitse, kadın hem kendi namusu ve hem de adamın malı hususunda hayırhah ve dürüst olur.

4. Vasiyet: Kocalarına Eziyet Veren Kadınlardan Olmayın!
Ebu Ümame Radiyallahü Anha anlatıyor: “Rasulûllah Aleyhissalâtu Vesselâm’a bir kadın geldi, yanında iki çocuğu vardı. Kadın bunlardan birini sırtına almış, diğerini de yediriyordu. Aleyhissalâtu Vesselâm onu görünce takdirlerini şöyle ifade buyurdular:
-“Kadınlar çocuklarını karınlarında taşırlar, doğururlar ve onlara merhamet beslerler. Bunlar bir de kocalarına eziyet vermezler ve namazlarını kılarlarsa cennete girerler” buyurmuşlardır.

5. Vasiyet: Sadaka Verin!
Cabir Radiyallahü Anh’dan şöyle anlatılır:
Peygamberimiz Aleyhisselâm ile Bayram namazında bulundun da, ezan ve kamet okumadan, hutbeden önce namaza başladı. Sonra Bilal Radiyallahü Anh’a dayanarak hutbe okumak için kalktı ve takvayı emrederek Allah’a taat ve ibadete teşvik etti ve insanlara vaz’ü nasihatte bulundu. Sonra, Mescidin gerisinde bulunan kadınlara geldi ve onlara da vaz-u nasihat ederek:
-Sadaka veriniz, çünkü çoğunuz cehennem yakacağısınız! Deyince kadınların hayırlılarından, yanakları al biri kalktı ve:
-Ey Allah’ın Rasûlü; neden çoğumuz cehennem yakacağı oluyoruz, dedi
Peygamberimiz Aleyhisselâm bana cevaben şöyle buyurdu:
-“Çünkü siz çok çok şikâyet eder ve kocanızın nimetlerini örter, görmesiniz”

Bunun üzerine kadınlar ziynetlerinden küpelerini ve yüzüklerini Bilal’in elbisesine koyarak sadaka vermeye başladılar.

6. Vasiyet: Nimetlere Küfretmeyin!
İbni Abbas Radiyallahü Anh anlatıyor:
Peygamber Aleyhisselâm zamanında güneş tutulmuştu. Allah’ın Rasûlü namaz kılıp uzun uzun kıyamda kaldı.
-Muhakkak güneş ile ay Allah’ın ayetlerinden birer ayettir. Hiç bir kimsenin ölümü ve yaşaması için tutulmazlar; şu halde tutulduklarını görünce Allah’ı zikrediniz!
İnsanlar dediler ki:
-Ey Allah’ın Rasûlü, durduğun yerde bir şey almaya uzanmış oldun mu, sonra da irkilip çekildiğini gördük.
Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Kati olarak cenneti gördüm de, bir salkım üzüm yakaladım. Koparmaya Muaffak olsaydım, dünya durduğu sürece ondan yiyebilecektiniz. Bana cehennem de gösterildi. Şu anda gördüğüm manzaradan daha kötü bir manzara görmedim. Cehennemdekilerin çoğunu da kadınlardan gördüm, buyurdu
-Ey Allah’ın Rasûlü, ne sebeple onların çoğu kadınlardandır? Diye sordular. Peygamberimiz Aleyhisselâm
-Küfürleri sebebiyle, cevabında bulundu
-Allah’a mı küfrediyorlar? Diye yine sordular.
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-“Kocalarına ve kendilerine yapılan nimete küfrediyorlar. Onlardan birine dünyayı versen yahut ömrü boyunca iyilikte bulunsan, yine senden hoşlarına gitmeyen bir şey görünce, senden hiçbir zaman hayır görmedim, derler.” buyurdu. (Buhari, Müslim, Nesei)

7. Vasiyet: Zekâtınızı verin!
Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh Peygamberimiz Aleyhisselâm zekâtını vermeyenler hakkında şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Kim Allah kendisine mal vermiş de zekâtını vermemişse, zekâtı verilmemiş olan o malı, kıyamet gününde, iki gözü üzerinde iki siyah nokta bulunan
Korkunç ve zehirli erkek bir yılan suretine konulur ve bu korkunç yılan kıyamet gününde mal sahibinin boynuna sarılır. Sonra, ağzı ile sahibinin çenelerini iki tarafından yakalar ve:
-Ben senin malınım, ben senin hazinenim! Der.
Peygamberimiz Aleyhisselâm bunu anlattıktan sonra Al-i İmran Süresinden şu ayet-i kerimeyi okur:
-Sakın Allah’ın kendilerine ihsan buyurduğu nimetlerden başkasına vermekte bahillik gösteren kimseler bunun kendileri hakkında hayırlı olduğunu zannetmesinler, aksine bu onlar hakkında bir şerdir bahillik yaptıkları şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktı. (Buhari, Müslim, (Ebu Davud), Tirmizi, Nesei)

8. Vasiyet: Kul Borcu İle Ölmeyin!
Cabir Radiyallahü Anh şöyle anlatır:
Rasulûllah Aleyhisselâm üzerinde borç bulunduğu halde ölen kimsenin, cenaze namazını kılmazdı. Bir cenaze getirilince,
-Ölen kişinin borcu var mı? Diye sordu.
-Evet, iki dinar borcu var, dediler de, Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Arkadaşınızın cenaze namazını kılın! Buyurdu ve kendisi kılmak istemedi. Ebu Katade:
-“O, ki dinar borcu ödemeyi ben üzerime alıyorum” deyince, Allah’ın Rasulü de cenaze namazını kıldı
Allah, Peygamberine fetihler müyesser kılıp bereket meydana gelince, Rasulûllah Aleyhisselâm;
-“Ben her mümine kendisinden daha yakınım. Kim ölüp de borç bırakırsa, onun borcunu ödemek benim üzerimedir Mal bırakanın malı ise mirasçılarınındır”. Buyurdu. (Buhari, Müslim, (Ebu Davud), (Tirmizi, Nesei)

9. Vasiyet: Hayvanlara da Merhametli Davranın!
Ebu Hüreyye Radiyallahü Anh Peygamber Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatır:
-Bir yolcu, yoluna devam ederken, çok susamıştı. Bir kuyuya rastladı. İnip ondan su içti. Çıktığında bir de baktı ki, ziyadesiyle susamış bir köpek dilini çıkarıp susuzluktan toprağı yiyiyor. Yolcu:
-Bu köpek de biraz önce benim olduğum halde ki gibi, çok susamış, dedi ve onu suladı. Allah’ü Teâlâ da bu kişinin yaptığını makbul sayarak günahlarını mağfiret buyurdu. Ashabı Kiram dediler ki:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Hayvanlara yaptığımız iyilikte ecir, ücret var mıdır? Peygamber Aleyhisselâm öyle buyurdu:
-Her canlı ciğer taşıyan hayvana yapılan iyilikte ecir, ücret vardır
(Buhari, Müslim)

10. Vasiyet: Koca Hakkı Üstündür!
Kays bin Saad Radiyallahü Anh anlatıyor:
Hireye geldim, oradaki halkı, başkalarına üstün tutan bir İranlıya secde eder halde gördüm ve “Allah’ın Rasûlü bu secde edilmeye herkesten daha lâyıktır” dedim. Sonra gelip bunu Peygamberimiz Aleyhisselâmın kendine anlatınca, Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdular:
-Ne dersin, bir kabre uğrarsan ona secde eder misin? Dedim ki:
-Hayır etmem. Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Şu halde bunu asla yapmayın. Bir insanın başka bir insana secde etmesini emretseydim, Allah’ın, hanımları üzerinde kocalarına verdiği haktan dolayı, hanımların kocalarına secde etmelerini emrederdim, buyurdular.
(Ebu Davud), Hakim, Tirmizi)

11. Vasiyet: Hz Fatıma’yı Radiyallahü Anha’yı Örnek Alın!
Hz Ali Radiyallahü Anh anlatıyor:
Fatıma Radiyallahü Anha’nın el değirmeni ile un öğütmekten elleri acıyordu. Bu acıdan dolayı, bir hizmetçi ihtiyacını arzetmek maksadıyla, Peygamberimiz Aleyhisselâma şikâyette bulunmaya geldi. Rasulûllah Aleyhisselâma un geldiğini de haber almış, fakat bu undan kendisine bir hisse düşmemişti. Bu hususu Hz Aişe Radiyallahü Anh’ya söyledi. Allah’ın Rasûlü eve gelince Aişe Radiyallahü Anha meseleyi kendilerine bildirdi. Bunu üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm bize geldi. Biz yatmış bulunuyorduk. Geldiğini görünce kalkmaya başladık. Rasulûllah Aleyhisselâm:
-Yerinizde kalınız buyurdu ve Fatıma ile benim aramda oturdu. Ayağı karnıma değmişti de serinliğini hissediyordum
Hemen buyurdular ki:
-İstediğinizden daha hayırlısını size haber vereyim mi? Yatmaya gittiğiniz vakit 33 defa Sübhanallâh, 33 defa Elhamdülillâh, 33 defa Allahü ekber deyin. Bu, sizin için istediğiniz hizmetçiden daha hayırlıdır
(Buhari, Müslim, (Ebu Davud), Tirmizi)

12. Vasiyet: Hastalık Günahları Döker!
Abdullah Radiyallahü Anh anlatıyor: Allah’ın Rasûlünün huzuruna girdim. Çok ızdırablı bir hali vardı. Dedim ki:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Sıtma hastalığın çok şiddetli
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Evet, ben hastalandığım vakit duyduğum ıstırap iki kat olup sizden iki kişinin duyduğu ıstırap derecesindedir, buyurdular. Dedim ki:
-Bu belki sana iki kat ecir sağlamak içindir. Buyurdular ki:
-Evet, söylediğin gibidir. Belaya uğrayan, bir diken ve bundan fazla bir şey kendisine isabet eden bir Müslüman yoktur ki, bu sebepten dolayı ağaç yapraklarının döküldüğü gibi, Allah’ü Teâlâ onun günahlarını bağışlamasın. (Buhari, Müslim)

13. Vasiyet: İnsanlara Yardım Edin!
Ebu Hureyye Radiyallahü Anh Peygamberimiz Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
 Allah’ü Teâlâ kıyamet gününde şöyle buyuracaktır:
-Ey insanoğlu! Ben hasta olmuştum da sen ziyaretime gelmemiştin. İnsanoğlu:
-Ey Rabbim! Ben senin ziyaretine nasıl gelirdim ki, Sen âlemlerin Rabbisin, diyecekti Allah’ü Teâlâ:
-Bilmiyor muydun ki, hasta kulumun ziyaretine gitseydin benim ricamı ve ecrimi o hasta kulumun yanında bulacaktın, buyuracaktır. Yine Allah’ü Teâlâ:
-Ey insanoğlu! Bana yedirmeni istemiştim de, sen bana bir şey yedirmemiştin. İnsanoğlu, sen âlemlerin Rabbisin, diye cevap verecektir
 Allah’ü Teâlâ:
-Bilmiyor muydun ki, filan kulum kendine bir şey yedirmeni istemişti de, sen ona yiyecek bir şey vermemiştin. Eğer ona yiyecek bir şey vermiş olsaydın, bunun ecrini bende bulacaktın, buyuracaktır. Yine Allah’ü Teâlâ:
-Ey insanoğlu! Senden su istemiştim de sen bana su vermemiştin, buyuracaktır. İnsanoğlu da:
-Ey Rabbim, ben sana nasıl su vereyim ki, sen âlemlerin Rabbisin, diyecektir Allah’ü Teâlâ:
-Filan kulum senden su istemişti de sen ona su vermemiştin. Eğer vermiş olsaydın, bunun sevabını bende bulacaktın, buyuracaktır. (Müslim)

14. Vasiyet: Tebareke Suresini Okursanız, Kabir Azabı Görmesiniz!
İbni Abbas Radiyallahü Anh anlatıyor:
Rasûlllah Aleyhisselâmın sahabilerinden birisi, bilmeyerek çadırını bir mezarın üzerine kurdu. Bir de baktı ki; mezarın içinde bulunan kişi “Tebarekellezi biyedihil mülk” suresini okuyor. Mezarda ki insan sureyi bitirdikten sonra, bu sahabi kalkıp Peygamberimiz Aleyhisselâmın huzuruna geldi ve:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Farkına varmadan bir kabir üzerine çadır kurdum. Bir de mezar içindeki insanın “Tebarekeyi sonuna kadar okuduğunu duydum diye anlattı.
Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
-O süre koruyucudur, o süre kurtarıcıdır; kabir azabından kurtarır. (Tirmizi)

15. Vasiyet: Amel Niyete Göre Değerlendirilir!
Ümmü Kays Radiyallahü Anha Mekke’nin hem güzel hem de varlıklı kadınlarından biri idi. Bir adam kendisi ile evlenmek teklifinde bulundu. Ümmü Kays Radiyallahü Anha bu teklifi, adam kendisi ile Medine’ye hicret etmek şartı ile kabul etti. Ümmü Kays Radiyallahü Anha Muhacirlerle beraber, Allah ve Rasûlünün rızası ile Medine’ye hicret edince, bu adam da onunla evlenmek isteği ile Ümmü Kays’a uyarak hicret etti. Ancak adam bu hicretini Allah ve Rasûlünün rızası için yapmış gibi gösteriyordu. Hazreti Ömer’in bildirdiğine göre, bu sebepten dolayı Peygamberimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
-Ameller niyete göredir. Kişiye ancak niyetinin karşılığı verilir. Kimin hicreti Allah Ve Rasûlü için ise, hicreti Allah’a ve Rasûlünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadın ise, o kimsenin de hicreti o kadınadır. (Buhari, Müslüm, (Ebu Davud), Tirmizi, Nesef)

16. Vasiyet: Yaptığınız İyiliği Gizli Yapın!
Enes rz Peygamberimiz Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
 Allah’ü Teâlâ yeri yarattığı zaman yer hareket edip duruyordu. Bunun üzerine dağları yarattı. Dağları yeryüzüne oturtunca, yer karar buldu. Melekler dağların şiddetine hayret ettiler:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında dağlardan daha kuvvetli olanı var mı? Diye sordular. Allah’ü Teâlâ da:
-Evet, demir diye cevap verdi. Melekler de bu defa:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların içinde demirden daha kuvvetli olanı var mı? Dediler Allah’ü Teâlâ:
-Evet, ateş buyurdu. Bunun üzerine melekler:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında ateşten daha kuvvetlisi var mı? Dediler Allah’ü Teâlâ:
-Evet, rüzgâr var buyurdu. Melekler de bu defa da:
-Ey Rabbimiz, yarattıkların arasında rüzgârdan daha kuvvetli olanı var mı? Diye sordular.
- Allah’ü Teâlâ da buna cevap olarak şöyle buyurdu:
-Evet, var! Sağ eli ile sadaka verirken bunu sol elinden gizleyerek veren Âdemoğlu daha kuvvetlidir. (Tirmizi)

17. Vasiyet: Anaya İyilik En Öndedir!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh anlatıyor:
Adamın biri:
-Ey Allah’ın Rasûlü, insanlardan kendisine iyi muamele yapmama en lâyık olan kimdir? Diye sordu
Peygamberimiz Aleyhisselâm da:
-Anan, sonra anan, sonra yine anan; bundan sonrada babandır
Bunlardan sonra sırasıyla akraba ve taallukatından sonra en yakın olan kimsedir, buyurdu

18. Vasiyet: Çocuklara Şefkatli Davranın!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz Aleyhisselâm, torunu Hazreti Hasan’ı öptü. Yanında da sahabilerden Akra bin Habis Teymi oturmaktaydı
Akra:
-Benim on tane evladım var, bunlardan hiç birini öpmedim, dedi
Peygamberimiz Aleyhisselâm kendisine baktı ve:
-Şefkat ve merhamet göstermeyen kimseye, Allah da kendi rahmetini ihsan etmez, buyurdu. (Buhari, (Ebu Davud), Tirmizi)

19. Vasiyet: Öfkenize Hâkim Olun!
Abdullah Radiyallahü Anh’den şöyle anlatılıyor:
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-İçinizde kimi “rekup” sayarsınız? Diye sordu. Biz:
-Evladı olmayan kimseyi, diye cevap verdik
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Hayır, “rekup” öyle kimse değildir! Asıl “rekup” ahirette evlat göndermemiş, yani hiçbir evladı vefat etmemiş olan kimsedir, buyurdu
Sonra:
-Güreşte en çok galip kimi sayarsınız diye sordu. Biz:
-Sırtı yere gelmeyen pehlivanı, dedik. Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Hayır, öyle değildir. Asıl, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olan kişi, en çok galip gelen ve sırtı yere düşmeyen pehlivandır, buyurdu. Müslim, (Ebu Davud)

20. Vasiyet: Zikir Meclislerine, Zikre Devam Edin!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh, Peygamberimiz Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
 Allah’ü Teâlâ’nın bir kısım melekleri vardır ki, onlar yollar da gezer, zikir ve ibadet meclislerini ararlar.
Zikir ve ibadetle meşgul olan bir topluluk gördüler mi?
-Gelin, burada aradığınızı bulursunuz diye birbirlerine çağırırlar... Bunun üzerine dünya semasına melekler toplanıp kanatları ile onları kuşatırlar... Sonra kullarının hallerini en iyi bilen Rableri, meleklere sorar:
-Kullarım ne diyor? Melekler:
-Seni tespih ediyorlar, tekbir ediyorlar, hamd ve tazimde bulunuyorlar Allah’ü Teâlâ:
Onlar beni gördüler mi? Diye sorarlar. Melekler:
-Hayır, seni görmediler, derler. Allah’ü Teâlâ:
-Beni görmüş olsalardı. Nasıl olurdu? Diye sorar. Melekler:
-Seni görmüş olsalardı. , daha çok ibadet eder, daha çok tazim ve tespihte bulunurlardı. , diye cevap verirler Allah’ü Teâlâ:
-Benden ne diliyorlar? Diye sorar. Melekler:
-Cenneti diliyorlar derler. Allah’ü Teâlâ:
-Onlar cenneti gördüler mi? Diye sorar. Melekler:
-Hayır, Vallahi ey Rabbimiz, görmediler, derler. Allah’ü Teâlâ:
-Görmüş olsalardı, iştiyakları daha çok olur, arzuları daha şiddetli olur, Rağbetleri daha büyük olurdu, derler. Allah’ü Teâlâ:
-Onlar neden bana sığınıyorlar? Diye sorar. Melekler:
-Cehennemden sığınıyorlar, derler. Allah’ü Teâlâ:
-Onlar cehennemi gördüler mi? Diye sorar. Melekler:
-Hayır, Vallahi görmediler, derler. Allah’ü Teâlâ:
-Görmüş olsalardı nasıl olurdu? Diye sorar. Melekler:
-Görmüş olsalardı. , ondan daha çok kaçarlar, daha çok korkarlardı. , diye cevap verirler Allah’ü Teâlâ:
-Siz şahid olun ki, onları mağfiret ettim, buyurur
Meleklerden birisi:
-Mecliste bulunan filan kişi onlardan değildir Kendisinin bir işi sebebiyle oraya gelmiştir, diye söyler Allah’ü Teâlâ:
-Oralar zikir ve ibadet meclisidir; yanlarına gelip oturan kimse de oradakilerin sebebi de ile saadete ere buyur. (Buhari, Müslim, Tirmizi)

21. Vasiyet: İki Cihanda İyilik İsteyin!
Enes Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz Aleyhisselâm Müslümanlardan hasta olan bir kimsenin ziyaretine gitmiş idi. Hasta o kadar zayıflayıp küçülmüştü ki, adeta bir civciv gibi olmuştu. Peygamberimiz Aleyhisselâm kendisine:
-Bir şey için dua eder veya Allah’tan diler miydin? Diye sordu. Adam:
-Evet, “Ey Allah’ın bana ahirette vereceğin cezayı dünyada ver!” derdim, diye cevap verdi.
Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Suphanallah, yapamaz mıydın yahut beceremez miydin “Ey Allah’ım bize dünyada ve ahirette iyilik ver, bizi cehennemden koru!” deseydin ya buyurdu. Sonra Allah’ın Rasûlü bu kimseye dua etti; Allah’ü Teâlâ da sıhhatini bağışladı. (Müslim, Tirmizi)

22. Vasiyet: Dertlerin Devası Vardır, Ona Sarılın!
Ebu Said Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz Aleyhisselâm bir gün mescide girdi ve orada Ensar’dan Ebu Ümame denilen adama rastladı da, kendisine:
-Ey Ebu Ümame! Ne diye namaz vaktinin dışında seni mescide oturur halde görüyorum? Diye sordu
Ebu Ümame:
-Beni saran dertler ve borçlar yüzünden ey Allah’ın Rasulü, dedi
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Sana bir dua öğretiyim mi ki, bunu okuduğun zaman, Allah derdine deva verir, borcunu ödettirir? Buyurdu
Bunu üzerine ben:
-Öğret, ey Allah’ın Rasûlü, dedim
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Sabah ve akşam şu duayı oku! Buyurdu
“Allahümme inni euzü bike minel cübni vel buhli ve minel aczi vel keseli ve min galebetiddeyni ve kahrirrical” “Ey Allah’ım, kederden, dertden aczden ve tenbellikten, korkudan ve cimrilikten, borcun üstelenmesinden ve ricalin kahrından sana sığınırım!”
Ebu Ümame diyor ki: Bunu okudum, Allah hem derdimi giderdi, hem de borcumu ödetti. (Ebu Davud))

23. Vasiyet: Allah’ın Merhameti Çok Büyüktür!
Hz. Ömer Radiyallahü Anh’dan şöyle anlatılır:
Peygamberimiz Aleyhisselâma bir kısım esirler getirildi. Aralarında bir kadın esir, bir şeyi arar halde telaş içeresinde koşuyordu. Esirlerin arasında bir çocuğu bulur bulmaz onu bağrına bastı ve emzirmeye başladı.
Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Bu kadının evladını ateşe atmasını düşünebilir misiniz? Diye sordu
Biz de:
-Hayır, Vallahi, atmamaya gücü yettikçe atmaz, dedik
Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-İşte Allah’ü Teâlâ, bu kadının çocuğuna karşı olan merhametliliğinden kullarına karşı daha merhametlidir, buyurdu. (Buhari, Müslim

24. Vasiyet: Şeytana Sövmeyin!
Ebu Melih Radiyallahü Anh’den şöyle anlatılıyor:
Bir adam dedi ki, Allah’ın Rasûlünün terkisinde idim. Hayvanın ayağı sürçtü. Bunun üzerine ben de:
-Şeytan helak olsun! Diye söyledim.
Peygamberimiz Aleyhisselâm da buyurdular ki:
-“Şeytan helak olsun” deme! Zira böyle söylediğin zaman, şeytan o kadar kabarır ki koca bir ev gibi olur ve “Bu işi ben yaptım!” der. “Bismillah” de ki, böyle söylediğin zaman, şeytan sinek miktarı oluncaya kadar küçülür.
(Ebu Davud), Nesei)

25. Vasiyet: Kelime-i Şehadetin Ağırlığı Çok Fazladır!
Abdullah bin Amr Radiyallahü Anh Peygamberimiz Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Muhakkak ki, Allah’ü Teâlâ, ümmetim içerisinden bir adamı kıyamet gününde bütün halkın huzurunda kurtaracaktır O kimsenin önüne doksan adet amel sahifesi serecektir ki, onun her sahifesi gözün görebildiği kadar uzun olacaktır
Allah bu adama:
-Bunlardan inkâr ettiğin bir şey var mı? Amelleri kaydeden kâtiplerim haksızlık etti mi? Diye soracaktır adam:
-Hayır, haksızlık etmediler, ey Rabbim, diyecektir Allah’ü Teâlâ:
-Bunlar için söyleyeceğin bir özrün var mı? Der adam:
-Hayır, bir özrüm yok, ey Rabbim, diyecektir Allah’ü Teâlâ:
-Evet, bunlardan hepsi doğru, ancak senin bizim nezdimizde bir iyi amelin vardır. Bugün sana asla haksızlık yapılmayacaktır, buyuracaktır. Bunun üzerine içerisinde “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlühü” yazılı olan bir tezkere çıkarılacak ve Allah’ü Teâlâ kendisine:
-Amellerin tartılmasına hazır ol! Diyecektir. Adam;
-Ey Rabbim, bu kadar sahifeler yanında bu tezkere ne kıymet ifade eder ki? Diye soracaktır Allah’ü Teâlâ:
-Sana katiyetle haksızlık edilmeyecektir, diye cevap verecektir. Sonra o tezkere terazinin bir kefesine, sahifeler de diğer kefesine konulacak ve neticede sahifeler hafif, tezkere ise ağır gelecektir. Zira Allah’ın ismi ile tartılan hiçbir şey, onun isminden daha ağır gelemez! (Tirmizi)

26. Vasiyet: Allah’tan Ümit Kesmeyin!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh Peygamberimiz Aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatır: Cehennem ateşine giren kimselerden iki kişi şiddetli bir şekilde feryat etti. Bunu üzerine Allah’ü Teâlâ:
-Çıkarın şunları! Diye emir buyurdu. Çıkarılınca kendilerine:
-Neden feryadınız şiddetlendi? Diye sordu. Onlar:
-Bize merhamet edersin, diye böyle yaptık, diye cevap verdiler.
 Allah’ü Teâlâ:
-Benim size Rahmetim, gidip kendinizi önceden bulunduğunuz ateşin içerisine atmanızdır, buyurdu.
Dönerler ve bunlardan birisi, kendini tekrar ateşe atar. Allah’ü Teâlâ da, o kulu emrine uyduğu için ateşi soğuk ve selamet kılar. Diğeri ise yerinde durur ve kendini tekrar ateşe atmaz. Allah’ü Teâlâ kendisine:
-Niçin arkadaşının attığı gibi, sen de kendini ateşe atmadın? Diye sorar. Adam:
-Ey Rabbim, muhakkak ki ben, ateşten çıkarıldıktan sonra tekrar beni oraya atmayacağınızı ümit ve niyaz ederim, diye cevap verir.
Bunun üzerine Allah’ü Teâlâ:
-Niyaz ve ümidim kabul olmuştur, buyurur ve Rablerinin Rahmeti ile ikisi de cennete girerler. (Tirmizi)

27. Vasiyet: Evlat acısını sabredin!
Bir kadın, Peygamberimiz huzuruna gelerek:
-Ya Rasulûllah! Benim üç çocuğum vefat etti. Dua et de cennete gireyim, dedi. Kadının bu sözlerini dinleyen Rasûlü Ekrem Efendimiz:
-Sen zaten cennette yerini hazırladın, buyurdular.

28. Vasiyet: Erkekle Kadın Arasında Sevap Müşterektir!
Esbabın büyüklerinden hanım sahabi Hz. Esma Radiyallahü Anha Peygamberimizin huzuruna çıkarak şunları söyledi:
-Ya Rasulûllah! Anam, babam sana feda olsun! Ben Müslüman kadınlarını temsilen huzurunuza geldim. Hak Teâlâ sizi erkek ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz artık sizin yolundayız, size inandık, iman ettik. Biz evimizin dört duvarı arasındayız, dışarı çok az çıkabiliyoruz. Erkekler ise, Cuma namazı, cenaze namazı, bayram namazı kılarlar. En büyük ibadet olan cihat ederler. Biz ise bunlardan mahrumuz. Biz hep evde çocuklarımızla meşgul olur, kocalarımızın elbiselerini dikeriz, yemek yapar, evin temizliği ile uğraşır onların Rahat etmesi için elimizden geleni yapmaya çalışırız. Kocalarımızın yaptığı ibadetten bize de bir hisse var mı? Yoksa biz onların kazandıkları sevaptan mahrum mu oluyoruz? Dedi
Efendimiz memnun olmuşlardı. Orada bulunan Eshaba dönerek:
-Siz bu zamana kadar din hususunda bir kadının böyle konuştuğunu duydunuz mu? Diye sordular. Ashap:
-Ya Rasulûllah, bizim aklımızdan bile geçmiyordu ki bir kadın gelsin de böyle güzel şeylerden sual etsin, dediler
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hz. Esma Radiyallahü Anha’ya dönerek:
-Ey Esma! Eğer bir kadın kocasını razı ederek onun gönlünü hoş tutar, kadınlık vazifelerini yerine getirirse, işte o kadın kocasının her kazandığı sevaba ortaktır, buyurdular.
O büyüklerin her hali bizlere bir ikaz mahiyetini taşır. Ne mutlu o kadına ki kocasını razı etmiş ve onun yaptığı sevaplara ortak olma bahtiyarlığına erişmiş

29. Vasiyet: Yemekte Besmeleyi Unutmayın!
Hazreti Aişe Radiyallahü Anha anlatıyor:
Rasûlulluh Aleyhisselâm sahabelerinden altı kişi beraber yemek yiyordu. Bu arada bir Arabi geldi ve iki lokma yedi. Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselâm:
-Eğer şu Arabi besmele ile yemiş olsaydı yemek hepinize yeterdi, buyurdular.
Yine, Ümeyye bin Mahşi Radiyallahü Anha’dan:
“Peygamber Aleyhisselâm oturuyordu, bir adam da yemek yiyordu. Besmele çekmemişti. Yemekten geriye tek lokması kalmıştı ki: “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi” “Başında da sonunda da Allah’ın adıyla!” dedi. Sonra, Peygamberimiz Aleyhisselâm güldü ve şöyle buyurdu:
-Şeytan da onunla beraber yiyordu. Sonunda adam besmele çekince, şeytan karnındakini kustu. (İkisi de (Ebu Davud)’a aittir

Huzeyfe Radiyallahü Anh’dan: Peygamberimiz Aleyhisselâm ile yemek yemeye hazırlandığımız zaman, o başlayıp elini uzatmadıkça biz elimizi yemeğe koymazdık. Bir keresinde onunla birlikte bir yemekte bulunduk. Bir cariye gelip süratle elini yemeğe daldırdı, hemen Peygamberimiz Aleyhisselâm onun elini çekti. Sonra bir bedevi geldi, o da süratle elini yemeğe daldırmak istedi, onun da elini tuttu ve şöyle buyurdu: ‘Şeytan besmele çekilmediği zaman yemeği kendine helal kılar. Şeytan bu cariye vasıtası ile yemeği kendisine helal kılmak istedi, bu nedenle ben de cariyenin elini tuttum. Sonra bu bedevi vasıtası ile besmele çekmediği için yemeği kendine helal kılmak istedi. Onun da elini tuttum. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, onun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte benim elimdedir. Müslim ve (Ebu Davud)

30. Vasiyet: Dünya işleri için üzülmeyin
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
Geçim sıkıntısından şikâyetçi olan, Rabbini şikâyet etmiş gibi olur
Dünya işleri için üzülen, Allah’a kızmış gibi olur
Bir zengine, zengin olduğu için tevazu gösterenin, dininin üçte ikisi gider

31. Vasiyet: Şu üç şeye dikkat edin!
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“Üç şey kurtarıcı, üç şey helak edici, üç şey derece, üç şey de kefarettir.

Helak edici üç şey:
1- Aşırı cimrilik,
2- Nefse uymak,
3- Kendini beğenmek. (Hatib)

Kurtarıcı üç şey:
1- Gizli ve açık Allah’tan korkmak,
2- Fakirlik ve zenginlikte itidal üzere bulunmak,
3- Gazapta ve rızada, adalet üzere olmak. (Hatib)

Derece yükselten üç şey:
1- Yemek yedirmek,
2- Selamlaşmayı yaymak,
3- Herkes uyurken, gece namazı kılmak. (Hatib)

Günahlara kefaret olan üç şey:
1- Mescide gitmek,
2- Namazı kılıp, diğer namazı beklemek,
3- Çok soğukta, uygun abdest almak. (Hatib)

32. Vasiyet: Ahireti unutmayın!
Cebrail Aleyhisselâm Peygamberimize dedi ki:
“Ya Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem
Dilediğin kadar yaşa Mutlaka öleceksin
İstediğin kimseyi sev, mutlaka ondan ayrılacaksın
Dilediğin ameli yap, muhakkak onun karşılığını göreceksin”
Rasulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem; Ebu Zerr-ı Gıfari Radiyallahü Anh’a hitaben şöyle buyuruyor ki:
“Ya Eba Zer!”
“Gemiyi yenile, çünkü deniz derindir.”
“Azığı tam olarak al, çünkü sefer uzundur.”
“Yükü hafif tut, çünkü geçit çok sarptır.”
“Ameli de ihlaslı yap, çünkü kontrol eden Allah Celle Celâllûh her şeyi görür.”

33. Vasiyet: Sükût Edin; Az Konuşun ki, Rahat Edesiniz!
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm buyuruyor ki:
Namaz, dinin direğidir. Sükût etmek ise, daha faziletlidir
Sadaka, Rabbin gazabını söndürür. Sükût etmek ise, daha faziletlidir
Oruç, ateşe karşı kalkandır. Sükût etmek ise, daha faziletlidir
Cihad, dinin zirvesidir. Sükût etmek ise, daha faziletlidir

34. Vasiyet: Şu Dört Şeye Riayet Edin!
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“Asıllar dört tanedir:
İlaçların esası, edeplerin esası, ibadetlerin esası, temennilerin esası:
İlaçların esası, az yemektir,
Edeplerin esası, az konuşmaktır,
İbadetlerin esası, az günah işlemektir,
Temennilerin esası da sabretmektir.

35. Vasiyet: Beş şeyin kıymetini bilin!
Peygamber Efendimiz s Allahü aleyhi ve sellem buyuruyor ki:
“Beş şey gelmeden evvel, beş şeyin kıymetini bil:
Yaşlılık gelmeden, gençliğin,
Hastalık gelmeden, sıhhatin,
Fakirlik gelmeden, zenginliğin,
Ölüm gelmeden, hayatın,
Meşguliyet gelmeden boş zamanın

36. Vasiyet: Şu beş şeyi unutmayın!
Peygamber efendimiz Aleyhisselâm buyuruyor ki:
“Bir zaman gelecek ümmetim; beş şeyi sevip, beş şeyi unutacaklar:
Dünyayı sevip, ahireti unutacaklar.
Hayatı sevip, ölümü unutacaklar.
Sarayları sevip, kabirleri unutacaklar.
Malı sevip, hesabı unutacaklar.
Halkı sevip, halikı yaratanı unutacaklar.

37. Vasiyet: Şu Altı Şeye Dikkat Edin!
Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
Altı şey altı yerde gariptir, şöyle ki:
Namaz kılmayanların arasında, mescid gariptir
Okumayanlar arasında mushaf gariptir
Fasık kimsenin içinde Kur’an gariptir
Zalim ve kötü huylu erkeğin elinde, Müslüman ve Saliha kadın gariptir
Aşağılık ve kötü huylu bir kadının elinde, Müslüman ve Salih erkek gariptir
Kendisini dinlemeyen kimseler arasında, âlim gariptir.
Allah’ü Teâlâ, kıyamet günü böylelerine Rahmet nazarı ile nazarı ile bakmaz

38. Vasiyet: Namazın Kabul Olması İçin Şunlara Dikkat Edin!
İbni Abbas Radiyallahü Anh’ın bildirdiğine göre,
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“On kişi vardır ki; Allah’ü Teâlâ onların namazını kabul etmez:
Okumadan, tek başına namaz kılan,
Kendisini istemeyen kimselere namaz kıldıran adam,
Zekât vermeyen adam,
Efendisinden kaçan köle,
Devamlı içki içen adam,
Kocası, kendisinden razı olmadığı halde geceleyen kadın,
Başörtüsüz namaz kılan hür kadın,
Faiz yiyen kimse,
Zalim idareci,
Namazı, kendisini kötülüklerden alıkoymayan adam ki, devamlı Allah’ü Teâlâ’dan uzaklaşır

39. Vasiyet: Şeytanın Düşman Olduğu 20 Kişiyi Bilin!
İbni Abbas Radiyallahü Anh’ın bildirdiğine göre Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:
Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Şeytana sordu:
-Ümmetimden düşmanların kaç tanedir dedi. Şeytan:
-Yirmi tanedir diye cevap verdi.
Birincisi sensin ya Muhammed! Hiç şüphesiz ben sana buğz ederim.
İlmiyle amel eden âlim,
İçindekilerle amel eden Kur’an hafızı,
Allah rızası için günde beş vakit namaza ezan okuyan,
Fakirlerin miskinlerin ve yetimlerin dostu olan,
Merhametli bir kalbe sahip olan kimse,
Hak için tevazu eden,
 Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ederek büyüyen genç,
Helal yiyen kimse,
Allah rızası için birbirini seven iki genç,
Namaza ve cemaate düşkün olan kimse,
İnsanlar uyurken gece kalkıp namaz kılan kimse,
Kendini haramdan koruyan,
Nasihat eden veya kalbi temiz olduğu halde kardeşlerine dua eden,
Daima abdestli duran,
Cömert olan,
Ahlakı güzel olan,
Allah’ın kendisi için kefil olduğu şeyde Allah’ı tasdik eden
Mesture olan dul kadınlara iyilik eden,
Ölüme hazırlık yapan kişi,

40. Vasiyet: Ailecek Birlikte Yemek Yiyin!
Vahşi bin Harb bin Vahşi'den o da babasından, o da dedesinden:
Peygamberimiz Aleyhisselâmın ashabı dediler ki:
-“Ey Allah’ın Rasûlü! Yemek yiyoruz ama doymuyoruz!” Şöyle buyurdu:
-“Herhalde siz ayrı ayrı yiyorsunuz!”
-“Evet dediler.
-Birlikte yiyin ve Allah’ın adını anın besmele çekin ki yemeğiniz bereketlensin” (Ebu Davud))

41. Vasiyet: Az Veya Çok; Asla İçki İçmeyin!
Aişe Radiyallahü Anha’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Sarhoşluk veren her içecek haramdır!” Bir küpü sarhoş eden şeyin bir küpü de bir avuç dolusu da haramdır!” “Onun tek bir yudumu bile haramdır!” Altı hadis imamı
İbn Ömer Radiyallahü Anh’dan: Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Kim içki içerse Allah Onun kırk gün namazını kabul etmez. Tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Tekrar içerse Allah onun kırk gün tekrar namazını kabul etmez. Tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Dördüncü kez tekrar içerse Allah onun tam kırk gün namazını kabul etmez. Ondan sonra tevbe ederse Allah artık onun tevbesini de kabul etmez ve ona Habal nehrinden içirir. Denildi ki: “Ey Ebu Abdurrahman yani ey İbn Ömer Habal nehri nedir?
“Cehennemliklerin irinlerinden akıp akarsuya dönüşen irin nehridir!” Dedi.

42. Vasiyet: Elbiseyi Giyerken Sağdan Başlayın!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’dan:
Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu
“Giyindiğiniz ya da abdest aldığınız zaman sağınızdan başlayın!”

43. Vasiyet: Eşinize Karşı Süslenin; Başkası İçin Süslenmeyin!
Aişe Radiyallahü Anh nha’dan: Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Kocasına karşı Boyasız kınasız kadını görmekten hoşlanmam!”

Enes Radiyallahü Anh’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Kına ile boyanın! Çünkü onun kokusu güzeldir, sinirleri yatıştırır!”

Meymune bint Sa’d Radiyallahü Anh nha’dan:
Peygamberimiz aleyisselam buyurdu:
-“Kendi ailesinden başkası için süslenen gururlu kadın kıyamet gününde karanlık gibi nursuz olacaktır”

44. Vasiyet: Şu Sekiz Yasağa Uyun!
Ebu Rayhane Radiyallahü Anha’dan: “Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şu sekiz şeyi yasaklamıştır:
1. Dişleri inceltmek,
2. Tüyleri yolmak,
3. Bir erkeğin başka bir erkekle aralarında elbise olmadan bir arada yatması,
4. Arada perde örtü olmaksızın bir kadının başka bir kadınla çıplak olarak yatması,
5. Kişinin acemlerin yaptığı gibi elbisesinin eteğine ve omuzlarına ipek süs yapması,
6. Haksız yere mal kapmak yağmacılık,
7. Kaplan derisi üzerine binmek oturmak,
8. Saltanat sahibi yetkili olmayan kimselerin yüzük takmasını yasaklamıştır. (Ebu Davud) Ve Nesai)

45. Vasiyet: Hepiniz Çobansınız Ve Mesülsünüz!
İbn Ömer Radiyallahü Anhdan: Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Hepiniz çobansınız! Hepiniz güttüğünden idare ettiğinden sorumludur! İmam lider bir çobandır sürüsünden yönetimdeki insanlardan sorumludur. Kişi ailesinin çobanıdır ehlinden mesuldür. Kadın kocasının evinde bir çobandır. Görevli olduğu işten sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır. Onun idaresinden sorumludur!” Bunları Peygamber Efendimizden duydum; şunu da söylediğini zannediyorum: “Kişi babasının malının çobanıdır; onun idaresinden sorumludur. Hulasa hepiniz çobansınız hepiniz uhdesinde bulunan işinden sorumludur. (Buhari. Müslim)

46. Vasiyet: Allah Yolunda Harcama Yapın!
Huzeym bin Radiyallahü Anhdan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Kim Allah yolunda bir harcama yaparsa karşılığında yedi yüz kat alır!” (Tirmizi ve Nesai)

Sehl bin Huneyf Radiyallahü Anh’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Kim Allah’dan hulus-i kalp ile şehitlik ederse yatağında ölse bile Allah onu şehitlerin mertebesine ulaştırır!” Müslim ve sünen ashabı
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Beş şehit vardır:
Vebadan ölmüş kimse, Karın ağrısından ölen, Boğularak ölen, Üzerine duvar yıkılarak ölen, Allah yolunda ölüp şehit düşen”. (Müslim, Tirmizi)

47. Vasiyet: Beytülmale El Sürmeyin!
Ebu Rafi Radiyallahü Anh’dan:
Peygamberimiz Aleyhisselâm Baki mezarlığına uğradı;
-Yazık sana! Yazık sana! Dedi
Bu söz bana ağır geldi. Beni kastettiğini sandım ve biraz geri durdum. Bunun üzerine bana:
-Ne’n var, yürü? Diye sordu. Dedim ki:
- Yoksa bir şey mi oldu?
-Hayır, bir şey olmadı!
-Bana doğru “Yazık sana!” dedin de…
-Hayır, sana demedim! Lakin şurada yatan adam var ya… Onu bir zamanlar falan oğullarına zekât toplamaya göndermiştim de… Kimsenin haberi olmadan hile ile kendi zimmetine bir çizgili kaftan geçirmişti. Şimdi aynı o kaftan kadar ateş onu sarmış yakıyor… (Nesai)

48. Vasiyet: Selam Verin!
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’dan:
Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Biriniz bir meclise girdiği zaman selam versin! Oturmak isterse otursun! Sonra, kalkarken yine selam versin! Çünkü birinci selam ikincisinden daha evla değildir! Yani her iki selam da aynı değerdedir!”
(Ebu Davud ve Tirmizi)

Ebu Umame Radiyallahü Anh’dan: Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
“Allah katında en kıymetli ve en ileri olan selamı ilk verendir!” (Tirmizi)
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Binekte olan yürüyene; yürüyen oturana; az olanlar, çok olanlara; öncelikle selam verir”

Tokalaşın ( Musafaha)
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’dan Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
“Müslüman Müslümanla karşılaşıp tokalaşarak (Müsafaha) birbirinin hatırını sorarlarsa, Allah ikisinin arasına yüz rahmet indirir; doksan dokuzu o ikisinden en ünsiyetli, en güler yüzlü, en iyilik yapanı, Müslüman kardeşinin dileğini en iyi yerine getiren içindir. (Taberani)

49. Vasiyet: Kimseye Hakaret Etmeyin!
Cabir bin Süleym Radiyallahü Anh’dan: Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-Kimseye hakaret etme! Yapılan iyiliği sakın küçümseme! Kardeşinle konuşurken daima güler yüzlü ol! Bu bile iyiliktir! Entarini baldırının yarısına kadar kaldır yerde sürünmesin! Buna razı olmasan topuklarına kadar uzat! Sakın entarini yere kadar salıverme! Çünkü bu kibirdendir Allah kibri sevmez! Eğer biri sendeki kusuru bilerek sana hakaret eder veya seni ayıplarsa sen onda bildiğin bir kusurdan dolayı onu ayıplama ki onun vebali kendi üzerinde olsun! (Ebu Davud)

50. Vasiyet: Perdelerinizi Açık Tutmayın!
Ebu Zer Radiyallahü Anh’dan:
Peygamberimiz Aleyhisselâm buyurdu:
-“Bir kimse izinleri olmadan bir evin perdesini açıp da içeriye bakarsa ve ev halkının avretini yani görünmesi mazurlu olan yerini görürse cezayı mucip bir suç işlemiş olduğundan o eve artık onun bir daha gelmesi helal olmaz. Eğer başını uzatıp evin içine bakarsa da ev sahibi de onun gözünü çıkarırsa bundan dolayı kınanmaz! Eğer kapılar ve perdeler açık olup da bakarsa o zaman suç bakanın değil hane sahibinin olur!” (Tirmizi)

Kaynak: Osmanlı Yayınevi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)