Kayıtlar

Var etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yalan Haberlere Rağbet Var… Ama Gerçeklere…

  Adamın biri çıkıyor: “- Yağ stokları bitti, zam gelecek!” diyor. Millet marketlere koşuyor yağları kapışıyor fiyatları 2-3 katına çıkarıyor. Adamın biri: “- Bu gece deprem olacak!” diyor. Herkes evlerden kaçıyor. Allah’ü Teâlâ ve Rasûlü: “- Ölüm var! Kabir var! Kıyamet var! Son durak ya Cennet ya Cehennem!” Buyuruyor. Çok az kişi hariç, kimse kılını kıpırdatmıyor. Ahlâksızlık, cinayetler, yalancılık, dolandırıcılık, içki, zina… Aldı başını gidiyor…   Ya Rabbi! Bizleri, bir an bile Rabbini unutmayan, Rasûlünün sünnetlerini hakkıyla yaşayan, ölümü unutmayan ve hazırlıklı olan uyanık kullarından eyle!

Dileklerin, İsteklerin Kabul Olması İçin Dua, Namaz Veya Zikir Var mıdır?

Dileklerin, İsteklerin Kabul Olması İçin Dua, Namaz Veya Zikir Var mıdır?      Soru Detayı - Sahih hadislerde geçen veya sahih kitaplarda, dileklerin isteklerin olması için dua, esmaü-l’hüsna, zikir, namaz vs. var mıdır? - Allah'a nasıl dua etmeliyiz ve istemeliyiz? Cevap Değerli kardeşimiz,  İnsan, bir işin neticesinin iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Muhakkak şu işim olsun diye ısrar etmemeli, kul olarak üzerine düşen maddi ve manevi görevlerini yapmalı, neticeyi Allah'a bırakmalı ve Ona itimat etmeli, sonuçlara razı olup memnun olmalıdır. Bir Müslüman olarak hayatımızın bütün alanlarında iki şeye dikkat etmeliyiz:   1. Allah’ın kâinatta koyduğu kurallar uymak.  Buna  tekvini kanunlar , kevni şeriat denilmektedir. Yapılacak işin  insana düşen görev ve sorumlulukl ardır. 2. Allah’ın dinde koyduğu kurallara uymak.  Buna da  teşrii kanunlar  denilmektedir. Yapılacak işin  haram, mekruh, sünnet, vacip ve farz  gibi dini krallarına uymaktır. Bu iki temel k

Namazın hesabını veren kurtulur." Manasında Bir Hadis Var Mıdır, Nasıl Anlamalıyız?

  "Namazın hesabını veren kurtulur." Manasında Bir Hadis Var Mıdır, Nasıl Anlamalıyız? Cevap: Değerli kardeşimiz,   Konuyla ilgili bir Hadis-i Şerif’in meali şöyledir:   "Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i: 'Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız?' der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir." (Tirmizî, Mevâkît 188; bk. Ebû Dâvûd, Salât 149; Nesâî, Salât 9; İbni Mâce, İkâmet 202)   Hesap gününde insanın, ilk önce namazdan sorguya çekilmesi, namazın ibadetler arasındaki önemini göstermektedir. Esasen günde beş defa insanın, Mevlânın huzuruna çıkmasına vesile olan bir ibadetle hiçbir şeyin mukayese edilemeyeceği açıktır.   Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm)'in nitelemesiyle

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler   Aklım var diye söyler tabîbler Lokman Hekim gibi bilgin olsa ne fayda Tevhîd etmez ise son nefesde bu diller Bülbül gibi dilin olsa ne fayda   Malım câhım var diyerek benlik edersin Ecel şerbetini bir gün sen de içersin Yalın ayak başın açık bu dünyâdan göçersin Kârûn gibi malın olsa ne fayda   Ne kadar ilmin olsa kardeşim Eğer îmân olmaz ise yoldaşın Hakk'a secde etmez ise o başın Dört kitâbı yutmuş olsan ne fayda   Zebânîler cehennemi sürüyünce Tütününden halka korku bürüyünce Dehşet ile halk üstüne yürüyünce Rüstem gibi gücün olsa ne fayda   Dünyâyı alırsın boynuna Hiç ölüm korkusu gelmez 'aynına Azrâil geldiğinde yanına Hazîne dolu paran olsa ne fayda   Bir gün olur götürürler evinden Allah'ın ismini bırakma dilinden Kim kurtuldu Azrâilin elinden Bin yıl kadar ömrün olsa ne fayda   Kabrini etseler zâhirde ma'mûr Yâhud yağsa üstüne kar ile yağmur Îmân ile göçmedinse gam budur Altın gümüş kubben olsa ne fayda   Dinleyin ahbâblar bir ma

Ya İlâhi Senden Bir Dileğim Var

  Ya İlâhi Senden Bir Dileğim Var   Ya ilâhi senden bir dileğim var, Kapından sürüp de, dara düşürme. Öter bülbüllerin, ahu can kuşu, Maksudu giryana, hara düşürme.   Cemalin nurudur, aşıkın canı, Âşık feda etmiş, ezelde kanı Ey bu can mülkünde ruhun sultanı, Aşkından başka bir, hara düşürme.   Kadir Mevla’m, ateş atma özüme, Dünya malı, görünmüyor gözüme   Ya ilâhi sen bak, benim yüzüme, Cehennem ateşi ile dağlama.   Sen sinemdeki ben, ben gibi duran, Sinemin üstünde hatsız oturan, Ey gönlümü yakıp, kalbimi bilen. Derdimi dermansız hale düşürme.   Malumundur halim Ey Yüce Rahman Gizli saklı neyim var, hep sana ayan, Ey rahmeti sonsuz, lütfu bir pâyan, Gönlümü yüzde bir dara düşürme,

Bu Kadının Dört Yetim Çocuğu Var

Resim
  Bu Kadının Dört Yetim Çocuğu Var     Adamın biri mahallenin bakkalına girer ve elma ile muzun fiyatını sorar. Bakkal der ki: “– Muz sekiz lira, elma da altı lira...” Tam o sırada bakkalın tanıdığı aynı mahalleden bir bayan içeri girer, o da elma ve muzun fiyatını sorar. Bakkal der ki: “– Muz üç lira, elma da iki lira...” Kadın: “– Elhamdülillah.” der ve birer kilo meyve alır...” Bakkalın yaptığını şaşkınlık içinde izleyen adam öfkelenir ve bakkalla tartışıp kavga etmek ister. Ancak bakkal göz işaretiyle az sabretmesini ve kadın gidinceye kadar beklemesini söyler... Bakkal meyveleri kadına verir ve kadın sevinç içinde der ki: “– Allah’a şükürler olsun ki çocuklarım meyve yiyecekler.” Ardından da çıkıp evinin yolunu tuttu... Her ikisi kadının Allah’ü Teâlâ'ya nasıl şükrettiğini gördüler... Sonra bakkal, müşteriye döner ve şöyle der: “– Allah'a and olsun ki, ben seni aldatmadım ve meyvelerin gerçek fiyatını söyledim sana. Ancak bu kadının dört yetim

Ölüm Var! Koyun Anladı da Siz Anlayamadınız!

Resim
  Ölüm Var! Koyun Anladı da Siz Anlayamadınız! Hz. İsa Aleyhisselâm bir gün koyunlardan birinin kulağına bir şey söyler. Aradan bir süre geçer ki, günden güne hayvanın zayıfladığını ve bitkin bir hale düştüğünü görürler. Yahudiler dayanamaz: “- Ey İsa Aleyhisselâm sen bu koyunun kulağına ne söyledin de bu hale geldi?” diye sordular. İsa Aleyhisselâm size her gün söylediğimi ona bir kez söyledim. Yahudiler: “- Ey İsa Aleyhisselâm sen bizlere ne söyledin ki?” diye sorarlar. İsa Aleyhisselâm: “- Külli Nefsin Zaikatül Mevt!”. “Her canlı ölümü tadacaktır. Sen de öleceksin dedim!”. “- Koyun anladı da siz anlayamadınız!” buyurur.

Kaç Takipçin Var Senin?

Kaç Takipçin Var Senin?               Geçen gün Fenomen olduğunu bildiğim bir arkadaşıma:             “- Kaç takipçin var?” diye sordum.             “- Çok!” dedi, uçuk rakamlardan söz etti.             Nabzımı yoklamak için:             “- Senin de çoktur!” deyip gözlerimin içine baktı.             “- Benim senin kadar çok takipçim yok”, dedim. “Hepsi topu topuna sekiz tane!”.             Merakını gidermek için saymaya başladım:               Birinci ve en büyük takipçim: ‘Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ’dır. Uykuda bile takip eder beni. O’ndan gizli kalmak mümkün değildir.”        إِنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ غَيْبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱللَّهُ بَصِيرُۢ بِمَا تَعْمَلُونَ "Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görendir." (Hucurat Sûresi- 18)                         İkinci; iki takipçim ise: ‘Kirâmen Kâtibîn’dir. İyi kötü, hayır veya şer ne yapsam anında kayda geçerler.”        كِرَامًا كَٰتِبِينَ "Değerli yazıcılar var." (İn

Annen Var mı Senin?

Resim
Annen Var mı Senin? “- Var tabiî.” “- Ne iş yapar?” “- Çamaşıra gidiyor.” “- Sen ne olacaksın büyüyünce?” “- Ben mi?” dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım.” “- Ne boyacısı?” “- Kundura boyacısı.” “- Neden kundura boyacısı? “- Ya ne olayım?” “- Doktor ol!”, dedim. “- Olmam!”, dedi. “- Neden?” “- Olmam işte.” “- Neden ama?” “- Doktoru sevmem ki.” “- Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu? “- Tabiî sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan.” “- Ama annen iyileşti.” “- Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün, yemek yemedim ben.” “- Peki, dedim, öğretmen ol.” “- Ben mektebe gitmiyorum ki. “- Neden?” “- Öğretmen beni dövüyor.” “- Neden?” “- Yaramazlık ediyorum da ondan.” “- Sen de yaramazlık yapma.” “- Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki.” “-

Yâ İlâhi Senden Bir Dileğim Var

  Yâ İlâhi Senden Bir Dileğim Var   Yâ ilâhi senden bir dileğim var, Kâpındân sürüp de, dârâ düşürme. Öter bülbüllerin, âhu cân kuşu, Mâksudu giryânâ, hârâ düşürme.   Öter bülbüllerin, âhu cân kuşu, Mâksudu giryânâ, hârâ düşürme.   Cemâlin nurudur, âşıkın cânı, Âşık fedâ etmiş, ezelde kânı. Ey bu cân mülkünde ruhun sultânı, Âşkındân bâşkâ bir, hârâ düşürme.   Ey bu cân mülkünde ruhun sultânı, Âşkındân bâşkâ bir, hârâ düşürme.   Kâdir Mevlâm, âteş âtmâ özüme, Dünyâ mâlı, görünmüyor gözüme, Yâ ilâhi sen bâk, benim yüzüme, Cehennem ateşi ile dağlama.   Yâ ilâhi sen bâk, benim yüzüme, Cehennem âteşi ile dağlama.   Sen sinemdeki ben, ben gibi durân, Sinemin üstünde hâtsız oturân, Ey gönlümü yâkıp, kalbimi bilen. Derdimi dermansız hâle düşürme.   Ey gönlümü yâkıp, kâlbimi bilen. Derdimi dermansız hâle düşürme.   Mâlumundur hâlim Ey Yüce Râhmân! Gizli sâklı neyim var, hep sânâ âyân, Ey râhmeti sonsuz, lütfu bir pâyân, G