Kayıtlar

Salevât-ı Kübra

Salevât-ı Kübra                                                              أَأَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْمُرْسَلِينَ، أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ النَّبِيِّينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الصَّادِقِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الرَّاكِعِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ السَّاجِدِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْقَاعِدِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْقَائِمِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْمُصَلِّينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الذَّاكِرِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الشَّاهِدِينَ،   أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَل

Cennette Asla Bulamayacağımız 10 Şey!

Cennette Asla Bulamayacağımız 10 Şey!   Her mü'minin hayali ve ümididir cennete gitmek. Cennet, Rabbimiz tarafından hiç bir gözün görmediği ve hiç bir kulun kalbinden dahi geçmeyen nimetlerle donatılmıştır. Cennet her türlü lezzetin olduğu bir yerdir. Taşıyla torağıyla hayattar olan cennet, insanın her arzusunun yerine getirildiği sonsuz saadet yeridir. Böyle bir saadet, sadece konuşmakla olmaz. Cennet; ahiret âleminin saadet köşesi, nimet ve ihsan deryası, lezzet ve huzur ülkesidir. Ancak bazı şeyler vardır ki Rabbimiz cennette olmasına müsaade etmemiştir. O zaman gelin hep birlikte cennette asla bulunmayan şeylere bir göz atalım.   1.   Cennette İbadet Yoktur İbadet, dünyada kulun Allah’a karşı olan vazifelerini yerine getirerek O’nun rızasına ulaşmaktır. Yani ibadet sadece dünyada yapılır. Cennete girmiş bir insanın orada ibadet etme zorunluluğu kesinlikle yoktur. Çünkü cennet dünyada yaptığımız ibadetlerin mükafatını alma yeridir.   2.   Bir Yaşadığımızı Bir D

Sarhoşun Nasihati

Sarhoşun Nasihati   Ahmed bin Hanbel Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinin oğlu diyor ki: “- Babam zindandan çıktıktan sonra sürekli bir sarhoşa dua edip duruyordu. Sordum; “- Baba kimdir bu adam? Niye bir sarhoşa dua ediyorsun?” Babam dedi ki: “- Evladım! İşkence günlerimde Allah beni bir sarhoş ile destekledi ve Dayanma gücü verdi. Ellerim, ayaklarım zincirli, hücremden kırbaçlanmaya götürülürken birisi eteğimden çekti. Baktım, yere yıkılmış sarhoş; bir mahkûm…” “- Bana dedi ki:” “- Bana bak İmam! Ben bu beldenin en büyük ayyaşıyım. İçki ve günah uğrunda Tam 18 bin kırbaç yedim, inat ettim yine de bu batıl davamdan dönmedim. Sen ise Müslümanların imamısın. Sakın ola kırbaç yediğinde HAK DAVANDAN ve SÖYLEDİKLERİNDEN VAZGEÇMEYESİN!” dedi. “- Evladım! Nice âlim dostlarım bana:” “- Vazgeçtim de kurtul" derken, o sarhoş bana DİRENİŞİ ve MÜCADELEYİ NASİHAT ETTİ. İşkence altında o sarhoşun sözleri beni dimdik tuttu. Allah ondan razı olsun, Ona Hidayet versin.” Yüce A

Kabir Suali!

  Kabir Suali!   Ashab arasındaki o yaşlı adam ölünce, Müridi o gece gördü o nu düşünde.   Sordu ona: “- Nasıldı halin?” “- Rabbin kim?” diye sordular mı?   Şöyle dedi: “- Gördüm o ikisini, Allah’a ısmarladım kendimi.   Bana dediler: ‘Hey güzel güzel uyuyan!’ ‘Rabbin kim?’ Ver cevabını hemen?’ ‘Şimdi burada ver cevabını!’   ‘Eve götürme verilecek cevabını.’ “- Şöyle dedim: Ben darâşıklıktan,   Değiştirdim evimi; değil Hûda’yı!” “- Yaydan çıkan ok gibi gidin Allah katına,   Söyleyin Rabbime: ‘Filan ihtiyar var ya. Ne kadar kum, yaprak, kıl varsa;   Her biri yüz bin sırrı aramakta…” “Sen böyle tertemiz varlıklasın!”   “Böyle bir yerde beni unutmadın.” “İki âlemde senden başka kimsem yok!” “Seni unutur muyum? Böyle bir hevesim yok!”   Kaynak: Feridüddin Attar – Esrarname

21 Temmuz 1905 Yıldız Suikastı

  21 Temmuz 1905 Yıldız Suikastı Halit Kanak Her şey 1886 yılının sonlarında İsviçre’de kurulan Ermeni Hınçak Gizli Cemiyeti’nin kurulmasıyla başladı. Bu terör örgütü, Osmanlı vatandaşı olarak huzur içerisinde yaşayan Anadolu’daki Ermenileri, sâdık tebâsı oldukları Osmanlı Devletine karşı ayaklandırmaya çalıştılar. Önce zengin Ermeni vatandaşlarımızdan tehdit yoluyla yüklüce para koparttılar. Sonra sâde vatandaşları kışkırtmaya kalktılar. Kendilerine uymayan Ermeni kökenli yüzlerce vatandaşı, Kürdistan kuracağını iddia eden PKK’nın Kürt Kardeşlerimizi öldürdüğü gibi vahşice işkenceye tâbi tutarak öldürdüler. Şiddet uygulayarak zorla yanlarına aldıkları küçük gruplarla yer yer isyan çıkartsalar da, bu isyanlar Erzincan’daki 4. Ordu Komutanı Müşir Zeki Paşa tarafından bastırıldı. Aslında bu isyan girişimleri yeni değildi. Rus’un, Fransız’ın kışkırtmasıyla 1862, 1865, 1875, 1878, 1879 yıllarında Torosların merkezindeki Zeytun, 1862 yılında Van, 1863 yılında Muş, 1865 yılında Tun