Kayıtlar

Bir Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem düşünün ki!

  Bir Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem düşünün ki!   Sakal bırakırken sünnetine uyuluyor, suyu üç yudumda içerken sünnetine uyuluyor, sağ elle yemek yerken sünnetine uyuluyor. Elbette güzel. Ama aynı Peygamberin sünneti: ·         Siyasette yok, ·         Ekonomide yok, ·         Hukukta yok, ·         Aile hayatında yok, ·         Nafakada yok, ·         Mirasta yok, ·         Eğitimde yok, ·         Ahlakta yok ise; O Toplum Peygamberini anlayamamış demektir...   Eğer bir toplum; Peygamberinin Sallallahü Aleyhi Vesellem sadece: ·         Boyunu, ·         Kilosunu, ·         Şemailini ·         Ve saçını nasıl taradığını merak ediyor, ·         Ama faizi nasıl ayakları altına aldığını, ·         Sömürüyü nasıl durdurduğunu, ·         Irkçılığı nasıl yasakladığını, ·         İsrafı ve yolsuzluğu nasıl önlediğini ·         Hiç merak etmiyorlarsa… O Toplum; Peygamberini anlayamamış demektir...   Eğer bir toplum; Peygamberlerini Sal

Allah’ü Teâlâ Bizleri Çok Seviyor…

Allah’ü Teâlâ Bizleri Çok Seviyor…   Rabbimiz olan Allah’ü Teâlâ: Her gün dünyayı döndürüyor, Güneşi doğduruyor, Yağmuru yağdırıyor, Bitkileri büyütüyor; “zehirli arıya” bal, “Akılsız hayvanlara” et, süt, yün… Vb. ürünler verdiriyor…  “Canı ve aklı olmayan su!” yerlerin altını-üstünü, gökleri dolaşıyor; bütün canlılara hayat veriyor… “Gözün bile göremediği hava” nefes aldırıyor, hayat veriyor. “Cansız ve akılsız toprak” çeşit-çeşit, rengârenk, vitamin ve mineral deposu lezzetli gıdalar veriyor… Çünkü Rabbimiz onları öyle kodlamış; bizlere hizmet ettiriyor. Rabbimiz yeryüzündeki canlı ve cansız tüm mahlûkatı biz kullarına hizmet ettiriyor. Çünkü: “Ahsenü'l-Hâlıkîn”dır, Hayyul Kayyûm’dur. Kâianatı yoktan var eden, her an varlıkta durduran ve idare edendir. Âlemlerin Rabbi Kur’an-ı Azimüşşan’da buyuruyor ki: “Her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah’tır. Ondan başka ilah yoktur. Nasıl aldatılıp döndürülürsünüz?” (Mümin Suresi,  62) “De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım!

Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ın Namaz Aşkı

  Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ın Namaz Aşkı   Abdestini alarak   çıkmıştı evinden... Sahabeye imamlık yapacak, sabah namazını kıldıracaktı. Nereden bilecekti ki “mihrap şehidi” olacağını? Ta ki “Ebu Lülü” denen münafığın hançeri sırtına saplanana kadar... Parçalanan bağırsaklarından sicim gibi akan kanlar sevgilisine kavuşmayı müjdelerken ona, hemen evine taşındı Hattab’ın oğlu Hazreti Ömer Radiyallahü Anh ! Bizim tabirimizle; “koma” halinde yatarken evinde… Ölüp ölmediğini anlayamadı Sahabe-i Kiram Aeyhimirrıdvan... Onu defalarca: “- Ey Ömer Radiyallahü Anh ! Emirul Müminin!” diyerek uyandırmaya çalıştılar... Ama hiçbir tepki vermeden tam 2 buçuk gün yaşadı bu halde... Sonunda Ensar’dan biri geldi ve onun bu halini seyrettikten sonra... “- Ömer, namaz vakti geldi!” deyin dedi. Bunu işiten İbn Abbas Radiyallahü Anh , Hazreti Ömer Radiyallahü Anh ’ın kulağına eğilerek; “- Ey Emirul Müminin ‘NAMAZ’ !” dedi. Bunun üzerine gözlerini aralayıp; “- Namazı

Çok Para Buldu Bakın Sonra Neler Oldu? Cizre'de Bir Yıl Önce Yaşanmış Gerçek Bir Olay

  Çok Para Buldu Bakın Sonra Neler Oldu? Cizre'de Bir Yıl Önce Yaşanmış Gerçek Bir Olay   Fakir kadın ve yaşlı annesi Kırmızı Medrese yolunda ilerlerken kaldırımda kapalı bir poşet bulurlar. Kadın poşetin içine bakar poşetin içi para dolu… kadıncağız olduğu yere oturur ve şok olur. Beklemeye başlar. Belki paranın sahibi parasını aramak için tekrar geri döner diye... Kaldırımda oturmaya başlar. Bir müddet geçtikten sonra; gözünde yaş akan bir adam ağlayarak oradan gelen geçen insanlardan; “- Paramı kaybettim bir poşetin içindeydi. Böyle bir poşeti gördünüz mü?” diye sağa sola kaçışıyor. Kadın kaldırımda oturarak adamı seyrediyor. Artık kadın emin olmuştur. Bu paraların bu adama ait olduğunu… “- Amca diyor poşetin rengi nedir içinde ne varki sen bu kadar üzgün şekilde arıyorsun?” “- Evimi sattım, tapudan gelirken yolda siyah poşetin içinde paramı düşürdüm, paramı arıyorum!” Kadın hemen çarşafının altında poşeti çıkararak adama verir. Adam bu sefer aevincinden göz

Cehennemde En Fazla Kadınların Olduğunu Bildiren Hadis-i Şerif

Cehennemde En Fazla Kadınların Olduğunu Bildiren Hadis-i Şerif Cehennemde En Fazla Kadınların Olduğunu Bildiren Hadis-i Şerif’ini Açıklar mısınız? Soru Peygamberimize Mirac’ta Cennet ve Cehennemin gösterildigi doğru mu? Peygamberimiz bu esnada Cehennemde en fazla kadınların olduğunu mu görmüş? Bunlara inanmamak hakkında ne soyleyebilirsiniz? Bunu (sahih) hadislerle ispat edebilir misiniz? Değerli Kardeşimiz; İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir bayram namazında kadınlar tarafına geçerek): “Ey kadınlar cemaati! (Allah yolunda) sadakada bulunun, istiğfarı çok yapın. Zira ben siz kadınların cehennemde çoğunluğu teşkil ettiğini gördüm” buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadın: “Niye cehennemliklerin çoğunu kadınlar teşkil ediyor, neyimiz var?” diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: “Ağzınızdan kötü söz çıkıyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı ve dini eksik olanlar arasında akıl sahibi erkeklere galebe çalan

Mücâhid bin Cebr Radıyallahü Anh Hazretleri

  Mücâhid bin Cebr Radıyallahü Anh Hazretleri   Kıymetli bir Ehl-i sünnet âlimi olan Mücâhid bin Cebr, zamanındaki ve kendinden sonraki asırlarda yetişen âlimler tarafından rivâyetine müracaat edilen seçkin bir zâttır. İbn-i Cübeyr, “Mücâhid’ten ilme dâir bir mes’ele dinleyip, öğrenmek bana ehlimden (çoluk çocuğumdan) ve malımdan daha sevimlidir” demişti. A’meş, “O ilimde büyük gayret sahibi idi. Konuştuğu zaman sanki ağzından inci saçılırdı” demiştir. İmâm-ı Şafiî ve İmâm-ı Buhârî de onun güvenilir bir âlim olduğunu belirtmişlerdir. Hadîs kitaplarının en başta geleni ve en kıymetlisi olan Buhârî’de, onun tefsîrinden ve bildirdiği hadîs-i şeriflerden çok sayıda rivâyetler vardır. İbrâhîm aleyhisselâmın öz babasının Târûh olup, putperest olan Âzer’in ise, üvey babası ve amcası olduğunu İbn-i Abbâs’tan naklen, senedleri ile birlikte bildiren Mücâhid bin Cebr hazretleridir Radıyallahü Anh. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba’zıları: 01-       “Dünyâda garîb gibi veya yola çıkaca