Kayıtlar

Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var

  Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var   Dinle evlât, sana bir çift söyleyecek sözüm var. Beni bilmek ister isen, Hakk'a bağlı özüm var Neslim bana bühtan etmiş, yüreğimde sızım var   Bu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır. Şanlı tarih dile gelse, bütün dünya utanır.   İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm. Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm. Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm.   Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır. Şarktan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır.   Mazlumların gözyaşlarını şefkat ile silmişim. Vatan, namus, din ve devlet kıymeti bilmişim Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim.   Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır. Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır!

Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil

  Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil   Erenlerin sohbeti ele giresi değil İkrâr ile gelenler mahrûm kalası değil   İkrâr gerek bir ere göz açıp dîdâr göre Sarraf gerek gevhere nâdân bilesi değil   Bir pınarın başına bir testiyi koysalar Kırk yıl anda dursa da kendi dolası değil   Değme kişi er olmaz bu yolda ihtiyâr olmaz Amelsiz dîdâr olmaz Hakk'ın rızâsı değil   ÜMMÎ SİNÂN yol ayan olupdur belli beyân Dervişlik yolu hemân tâc-u hırkası değil   İbrâhim Ümmî Sinân Kuddise Sırruh

Devlet Zulmetse Bile Onlarla Savaşmak Haramdır

  Devlet Zulmetse Bile Onlarla  Savaşmak Haramdır   Bab İsmi: Emirler (Başkanlar)'ın dine ters olarak yaptığı şeyleri reddetmenin Farz olması ve Namaz ve diğer Dini görevleri yerine getirdikleri sürece Onlarla savaşmanın haram olması   الخامِسُ: عَنْ أُمِّ المُؤْمِنِينَ أُمِّ سَلَمَة هِنْدٍ بنتِ أَبِي أُمَيَّةَ حُذيْفَةَ رضي اللَّه عنها ، عن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أنه قال: «إِنَّهُ يُسْتَعْملُ عَليْكُمْ أُمَراءُ فَتَعْرِفُونَ وتنُكِرُونَ فَمِنْ كَرِه فقَدْ بَرِىءَ وَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ سَلِمَ ، وَلَكِنْ منْ رَضِيَ وَتَابَعَ » قالوا: يا رَسُولَ اللَّه أَلاَ نُقَاتِلُهُمْ ؟ قَالَ: «لاَ، مَا أَقَامُوا فِيكُمْ الصَّلاَةَ» رواه مسلم   Ümmü Seleme Radıyallahu Anha naklediyor: Allah Resulu Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle dedi:   Sizin üzerinize birtakım emirler, yöneticiler tayin olunacaktır. Onların dine uygun olan işlerini iyi bulur, uygun olmayanlarını ise hoş karşılamaz, tenkit edersiniz. Kim hoş karşılamaz, kerih görürse günahdan korunmuş olur. Kim de t

Ey çocuk Sana Birkaç Kelime Öğreteceğim

  Ey çocuk Sana Birkaç Kelime Öğreteceğim   عن عبد الله بن عباس -رضي الله عنهما- قال: كنت خلف النبي -صلى الله عليه وسلم- يوماً فقال يا غلام، إني أعلمك كلمات: «احْفَظِ اللهَ يحفظْك، احفظ الله تَجِدْه تُجَاهَك، إذا سألت فاسأل الله، وإذا اسْتَعَنْتَ فاسْتَعِن بالله، واعلمْ أن الأمةَ لو اجتمعت على أن ينفعوك بشيء لم ينفعوك إلا بشيء قد كتبه الله لك، وإن اجتمعوا على أن يَضرُّوك بشيء لم يَضرُّوك إلا بشيء قد كتبه الله عليك، رفعت الأقلام وجفت الصحف» . وفي رواية: «احفظ الله تَجِدْه أمامك، تَعرَّفْ إلى الله في الرَّخَاء يَعرِفْكَ في الشِّدة، واعلم أنَّ ما أخطأَكَ لم يَكُنْ ليُصِيبَكَ، وما أصَابَكَ لم يَكُنْ لِيُخْطِئَكَ، واعلم أن النصرَ مع الصبرِ، وأن الفرجَ مع الكَرْبِ، وأن مع العُسْرِ يُسْرًا » . [ صحيح . ] - [رواه الترمذي وأحمد بروايتيه ] Abdullah b . Abbas Radıyallahu Anhuma ’dan merfû olarak rivayet edildiğine göre Allah rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ey çocuk sana birkaç kelime öğreteceğim . Sen Allah’ı ( dinini) koru ki , Allah da seni korusun , sen Allah’ı

Eylül Sonu

  Eylül Sonu   Günler kısaldı... Kanlıca'nın ihtiyarları Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları…   Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...   İçtik bu nâdir içki'yi yıllarca kanmadık... Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!   Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor; Lâkin vatandan ayrılışın ıztırâbı zor.   Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sâhile, Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.   Yahya Kemal BEYATLI

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler   Aklım var diye söyler tabîbler Lokman Hekim gibi bilgin olsa ne fayda Tevhîd etmez ise son nefesde bu diller Bülbül gibi dilin olsa ne fayda   Malım câhım var diyerek benlik edersin Ecel şerbetini bir gün sen de içersin Yalın ayak başın açık bu dünyâdan göçersin Kârûn gibi malın olsa ne fayda   Ne kadar ilmin olsa kardeşim Eğer îmân olmaz ise yoldaşın Hakk'a secde etmez ise o başın Dört kitâbı yutmuş olsan ne fayda   Zebânîler cehennemi sürüyünce Tütününden halka korku bürüyünce Dehşet ile halk üstüne yürüyünce Rüstem gibi gücün olsa ne fayda   Dünyâyı alırsın boynuna Hiç ölüm korkusu gelmez 'aynına Azrâil geldiğinde yanına Hazîne dolu paran olsa ne fayda   Bir gün olur götürürler evinden Allah'ın ismini bırakma dilinden Kim kurtuldu Azrâilin elinden Bin yıl kadar ömrün olsa ne fayda   Kabrini etseler zâhirde ma'mûr Yâhud yağsa üstüne kar ile yağmur Îmân ile göçmedinse gam budur Altın gümüş kubben olsa ne fayda   Dinleyin ahbâblar bir ma

Aşkın Aldı Benden Beni

Aşkın Aldı Benden Beni   Aşkın aldı benden beni, Bana seni gerek seni, Ben yanarım dünü günü, Bana seni gerek seni   Ne varlığa sevinirim, Ne yokluğa yerinirim, Aşkın ile avunurum, Bana seni gerek seni…   Aşkın âşıkları öldürür, Aşk denizine daldırır, Tecelli ile doldurur, Bana seni gerek seni…   Aşkın şarâbından içem, Mecnûn olup dağa düşem; Sensin dün-ü gün endîşem, Bana seni gerek seni…   Eğer beni öldüreler, Külüm göğe savuralar, Toprağım orda çağıra, Bana seni gerek seni…   Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek, Mecnunlara Leyla gerek, Bana seni gerek seni…   Ne Tamuda yer eyledim, Ne Uçmakta köşk bağladım, Senin için çok ağladım, Bana seni gerek seni…   Cennet Cennet dedikleri Bir ev ile birkaç huri, İsteyene ver sen onu, Bana seni gerek seni…   Yusuf eğer hayalini, Düşte göreydi bir gece, Terk ederdi mülklerini, Bana seni gerek seni…   Yunus çağırırlar adım, Gün geçtikçe artar od

Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?

  Sıla-i Rahimi Terk Etmenin Dünya Ve Ahiretteki Cezası Nedir?   Sıla-i rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmekdir.   “Sözgelimi iş ve ikamet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve taziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahme dâhildir. Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır. Sözgelimi, karşılaştığımız bir mümine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, ictimâî münasebetlerde güler yü