Kayıtlar

Komşum Açken Yediğim Yemek Haram mı Olur?

  Komşum Açken Yediğim Yemek Haram mı Olur?   Soru Detayı: - Bir sitede “Bir kişi komşusu açken kendisi karnı doymasına rağmen halen yemek yiyorsa, o yediği yemek haram olur.” yazıyor bu doğru mu? - Diyelim ki benim karnım tok komşumun karnı ise aç ve evimde fazladan yemek var. Ben bu yemeği komşum açken ona götürmeyip karnım tok olmasına rağmen kendim yersem bu yediğim yemek haram mı olur?   Cevap: Değerli kardeşimiz,   Komşularla yemeğin paylaşılması güzel bir davranış olmakla birlikte, komşu açken yenen yemek haram olmaz. Ancak kişi, bu durumda dinen sorumlu olur.   Peygamberimiz (asm), fakir komşu hakkında Müslümanları uyararak şöyle buyurmuştur:   “Yanı başındaki komşusu aç iken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir.”(1)   "Komşusu açken tok olarak yatan kimse bizden değildir."(2)   İnsan yemek yemeden yaşayamaz. Yemek yeme onun hayatını, sağlığını ve gücünü korur. İster yemeği yemeye niyeti olsun ister olmasın; ister İslam ku

Veysel Karani Kuddise Sirrûh: “Meleklerin İbadeti”

  Veysel Karani Kuddise Sirrûh: “Meleklerin İbadeti”   Veysel Karani Kuddise Sirrûh Hazretleri bazen sehere kadar secdede, bazen sabahlara kadar rükûda kalır. “- Bırakın üç kere Sûbhane rabbiyel âla demeyi, ben bir keresini bile beceremiyorum!” diye yakınır. Eh onun özlediği ibadet meleklerinkinden farksız olmalıdır. “Namazda huşu öyle olmalıdır ki!” der: “Bağrına bıçak sokulsa duyulmaya.”   Biri sorar: “- Nasılsın?” Cevap manidardır: “- Akşama çıkacağını bilmeyen biri nasıl olursa!” Sevenleri ısrarla nasihat isterler. O gülümser: “- Allahü teâlâyı bilir misiniz? “- Evet biliriz. “- Öyleyse başka şeyleri bilmeseniz de olur. “- Aman efendim bir nasihat daha. “- Allahü teâlâ sizi bilir mi? “- Elbette bilir.” “- Öyleyse başkaları bilmese de olur.” Mübarek, Allahü teâlâdan çok korkar ve buyururlar ki: “- İnanın Allahü teâlâ’yı tanıyana gizli kalmaz.”   Veysel Karani hazretleri hayatını kendi ifadesiyle şöyle hülâsa eder. “- Yüksekliği tev

Yüksekliği Tevazuda Buldum!

  Yüksekliği Tevazuda Buldum!   Veysel Karani Kuddise Sirrûh Hazretleri hayatını soranlara kendi ifadesiyle şöyle özetler: “- Yüksekliği tevazuda buldum!” “- Liderliği nasihatte...” “- Nesebi takvada buldum!” “- Şerefi kanaatte... “ “- Rahatlığı zühdde buldum!” “- Zenginliği tevekkülde...” Rabbim bizleri bu güzel sözlerden hakkıyla istifade edenlerden eylesin!” Allahümme Âmîn!  

İnanmanın Gücü

  İnanmanın Gücü   Ülkenin birinde küçük bir çocuk yaşarmış… Bu çocuğun annesi ve babası amansız bir hastalığa yakalanmış. Yıllarca yataktan kalkamadıkları için evin her işini bu küçük çocuk yaparmış.             Artık annesinin ve babasının durumu gittikçe ağırlaşmış. Eve gelen doktor, küçük kızın amcasına, artık bu karı kocanın çok yaşayamayacağını söylemiş.             Doktor gidince, küçük kız amcasına annesinin ve babasının durumunu sormuş. Amcası da küçük kız üzülmesin diye gerçeği söylemeyip:             “- Doktor, annene ve babana her gün süs kabağı ile gün ağarmadan önce ve hava karardıktan hemen sonra 2 kere su verirsen, iyileşeceklerini söyledi.” demiş. Çocuk ertesi gün büyük bir mutlulukla süs kabağı aramaya çıkmış. Yakın köylerden birinde bulup heyecanla geri eve dönmüş. Gün kararınca hemen annesine ve babasına süs kabağının içinde su vermeye başlamış. Bu böyle günlerce sürmüş. Çocuk vakitlere çok dikkat etmiş.             Asla bir gün bile aksatma

Rahman ve Rahim Olan yüceler yücesi Allah'ın Adıyla

  سْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم Rahman ve Rahim Olan yüceler yücesi Allah'ın Adıyla Ey kalpleri süsleyen Allah’ım! Kalplerimizi seni bilmekle, imanla; “Süsle!” Kalplerimizi sana yakınlıkla, “Zinetlendir!” Kalplerimizi seni sevmekle; “Güzelleştir!” Kalplerimizi senin tarafından sevildiğimizi bilmekle; “Taçlandır!” Kalplerimizi sana inanmakla; “Nurlandır!” Kalplerimizi güzel isimlerinin tecellileriyle; “Aydınlat!” Kalplerimizi senin vuslatınla “Işıklandır!” Kalplerimizi ümitsizliğin karanlığına “Düşürme!” Ey kalpleri nurlandıran! Kalplerimizi hidayetin ile “İyileştir!” Kalplerimize ebedi saadet müjdesiyle “Şifa ver!” Kalplerimizi yokluğun acısına “Terk etme!” Ey kalplere şifa veren; Güzel Rabbim! Kalplerimizi senin muhabbetinle “Sevindir!” Ey kalplerin sevgilisi; Yüce Rabbim! Kalplerimizi senin zikrinle “Şereflendir!” Kalplerimize seni tanımakla “Sıcaklık ver!” Kalplerimizi birbirine “Isındır!” Seni bütün kusurlardan tenzih eder

ABD’li Yetkililer Açıklıyor: “Türkiye Daha da Güçlenecek!”

ABD’li Yetkililer Açıklıyor: “Türkiye Daha da Güçlenecek!”   •      Afganistan’dan çekiliyoruz, “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Irak’tan, Suriye’den çekilirsek; “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Terör örgütleri PKK, PYD, KCK, DHKP/C, İŞİD… desteklemezsek; “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Türkiye’de İslâmiyet’e dönüş hızlanıyor; “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Türkiye’deki muhalefeti desteklemezsek; “Türkiye daha da güçlenecek!” •      S400’lerin kurulumun önleyemezsek; “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Türkiye savunma sanayisi ve ekonomisi hızla gelişiyor; engelleyemezsek “Türkiye daha da güçlenecek!” •      Bu liste uzayıp gidiyor. Bunu açık açık söylüyorlar… •      Ey Kâfir ABD, AB! Ey Siyonist İsrail… Ne kadar korkarsanız korkun! Artık Türkiye güçleniyor… •      Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin!

Kur’an-ı Kerim Okurken Ağlamak

  Kur’an-ı Kerim Okurken Ağlamak عن عبد الرحمن بن السائب قال : – قدم علينا سعد بن أبي وقاص وقد كف بصره فسلمت عليه. فقال من أنت ؟ فأخبرته. فقال مرحبا بابن أخي. بلغني أنك حسن الصوت بالقرآن. سمعت رسول الله صلى الله عليه و سلم يقول ( إن هذا القرآن نزل بحزن. فإذا قرأتموه فابكوا. فإن لم تبكوا فتباكوا. وتغنوا به. فمن لم يتغن به فليس منا ) في الزوائد في إسناده أبو رافع. اسمه إسماعيل بن رافع ضعيف متروك         Abdurrahman b. Sâib anlatıyor: Sa’d b. Ebi Vakkas geldi. Gözleri görmüyordu. Selam verdim. “Sen kimsin” dedi. Kendimi tanıttım. “Merhaba ey kardeşimin oğlu. Bana ulaştığına göre sen güzel sesle Kur’an-ı Kerim okuyormuşsun” dedi. Sonra şöyle devam etti: “Resulullah’ın şöyle dediğini işittim: ‘Bu Kur’an-ı Kerim hüzün ile indirildi. Okuduğunuz zaman ağlayınız. Eğer ağlamak (içinizden) gelmiyorsa ağlar gibi yapınız. Onu teganni (güzel sesle) ile okuyun, teganni ile okumayan bizden değildir”.         İbn mâce, İkametu’s-Salat, 1/424, bab:176 (babu Husni’s-Savt bi’l-Kur’ân); Beyhaki, S

Bismillahirrahmanirrahim

  Bismillahirrahmanirrahim     Besmele ne güzel şey,   Bağlanır ona her şey,   Sûrelerin başıdır,   Âyetin nakışıdır.     Her derdin dermanıdır,   Kalplerin aynasıdır,   Görülür Allah onda,   Kulakların gıdasıdır.     Kalbimizi karartma,   Rızkımızı daraltma,   Ey Allah'ım kapında,   Başka kapı aratma.     Ey kul çek Besmeleyi,   O hal eder her şeyi,   Yanık sesinle oku,   Seherde Besmeleyi.     Besmele büyük mana,   Kuvvet verir imana,   Hiç solmayan bir güldür,   Uygundur her zamana.     Besmelede hikmet var,   Oku Allah'a yalvar,   Ne muhteşem bir kelâm,   Unutturmasın Mevlam.     Beslemesiz iş sakat,   Cennette köşkler kat kat,   Kalbimizin nurudur,   Besleme bir hakikat.     Cennetin anahtarı,   Onunla söner narı,   Orada üç ırmak var,   Bal, süt, Kevser şarabı.  

Dürr-ü Meknun (Saklı İnci) Kasidesi

  Dürr-ü Meknun (Saklı İnci) Kasidesi   Ey efendiler efendisi kasıt ve azimle geldim sana Rızan umuduyla koruna sığınıp girdim korumana   Vallahi ey yaratılmışların en hayırlısı şüphesiz vardır benim Senden gayrini istemeyen şevk dolu bir kalbim   Cahın hakkı için gerçekten ben sana tutkunum Allah biliyor ki muhakkak ben sana meftunum   Sensin o ki sen olmasaydın hiç kimse yaratılmazdı Asla sen olmasaydın kâinat da yaratılmazdı   Sen o zatsın ki ay senin nurundan kisveye büründü Güneş de senin güzelliğinden nuruyla parlak göründü   Sensin o zat ki sen o vakit semaya yükseltilince O seninle yüceldi ve süslendi sen gece gelince   Sen o kulsun ki Rabbin sana merhaba diye nida etti Seni selamlayarak muhakkak ki yakınlığına davet etti   Sensin o ki bizim hakkımızda şefaat diledin Rabbinden kimseye olmayan nidayı hak ettin   Sen ki Adem ne zaman seninle tevessülde bulundu O baban olduğu halde zellesinden seninle kurtuldu   Halil senin