Kayıtlar

Prof. Dr. Aziz Sancar Sözleri

Resim
  Prof. Dr. Aziz Sancar Sözleri Aziz Sancar (D. 8 Eylül 1946, Savur, Mardin) Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik bölümü öğretim üyesi Türk moleküler biyolog. 001-       Ben Müslüman'ım Müslüman olarak doğmaktan ve müslüman olmaktan gurur duyuyorum. İslam ülkelerinin bilimden uzak kalmalarının sebebi ı Kerim'den uzaklaşmasıdır. 002-       Ben Türkiye'deki günlük politik çekişmeleri takip edersem üzüntümden çalışamam. Gençlere tavsiyem bu tür kavgalara girmeyin. Bütün enerjinizi işinize verin. Bilim öğrenmeye çalışın. Günlük dedikodularla, politikalarla uğraşmayın! Memlekete hizmet için bilim lazım. Avrupa ve ABD seviyesinde olmak için bilim lâzım. 003-       Çoğu insan zekaya inanır , ben inanmıyorum , bizi birbirimizden ayıran emektir , ben çalışmaya inanıyorum. 004-       Evrime inanmak diye bir şey yoktur. Evrim bir gerçektir ve inanç meselesi değildir. Güneş'i balçıkla sıvayamazsın. Evrim vardır ve kim ne derse desin bu gerçek ortadadır. 005

Zindandan Mehmed’e Mektup

  Zindandan Mehmed’e Mektup   Zîndan îkî hece, Mehmed’îm lâfta! Baba katîlîyle baban bîr safta! Bîr de, gerî adam, boynunda yafta… Halîmî düşünüp yanma Mehmed’îm! Kavuşmak mı? Belkî… Daha ölmedîm!   Avlu… Bîr uzun yol… Tuğla döşelî, Kırmızı tuğlalar altı köşelî. Bu yol da tutuktur hapse düşelî… Gît ve gel… Yüz adım… Bîn yıllık konak.   Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! Bîr âlem kî, gökler boru îçînde! Akıl, olmazların zoru îçînde. Üstüste sorular soru îçînde: Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? Buradan însan mı çıkar, tabut mu?   Bîr îdamlık Alî vardı, asıldı; Kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçtî gîttî, bîrkaç günlük fasıldı. Ondan kalan, boynu bükük ve sefîl; Bahçeye dîktîğî üç beş karanfîl…   Müdür bey dert dînler, bugün ‘maruzât’! Çatık kaş.. Hükûmet dedîklerî zat… Benî Allah tutmuş, kîm eder azat? Anlamaz; yazısız, pulsuz, dîlekçem… Anlamaz; ruhuma geçtî bîlekçem!   Saat beş dedî mî, bîr yırtıcı zîl; Sayım var, mal

İşte Gerçek Şuurlu Müslüman Hanım

Resim
  İşte Gerçek Şuurlu Müslüman Hanım     Ömer Muhtar Rahmetullahi Aleyh'in , hanımı vefat ettiğinde ağladı. Kendisine neden ağladığı sorulduğunda şöyle dedi: "- Libya'yı işgal eden İtalyanlara karşı sürdürdüğüm savaşlardan her döndüğümde, hanımım evin (çadırın) kapısını girmem için yukarıya doğru kaldırarak açardı." "- Kendisine neden böyle yaptığını sorduğumda şöyle derdi": "- Daima başın dik durasın ve hiçbir şey önünde eğilmeyesin diye..." Her büyük erkeğin arkasında büyük bir kadın vardır. Sürekli kocasının başını eğdirip itibarsızlaştırmak, erkeği kölesi hâline getirmek isteyen, Feminizmin kölesi olmuş modern kadınlar için pek anlam ifade etmez bu asil tavır! Rabbim eşlerimize, hanelerimize her daim bu muhabbet ve şuuru ihsan eylesin !!!

Cennet Yolunda Yolculuk

  Cennet Yolunda Yolculuk   Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim “Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatında onların maîşetlerini aralarında Biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.” (Zuhruf, 32)   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz buyurdular:   “Hasta ziyâretinde bulunan kimse, dönünceye kadar cennet yolundadır.” (Müslim, Birr, 39)   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, hasta ziyâretinin fazîletini şu hadîs-i şerîfleriyle beyan buyurmuştur:   “Bir insan, bir hastanın hâlini hatırını sormaya gider veya Allah için sevdiği bir kişiyi ziyâret ederse, ona bir melek şöyle seslenir:   “Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine cennette barınak hazırladın!” (Tirmizî, Birr, 64/2008; İbn-i Mâce, Cenâiz, 2)   Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)   el-Ehad: Bir olan, bir

Türkiye İşte Böyle Kurtarıldı!

Resim
  Türkiye İşte Böyle Kurtarıldı!     ANA’ya bakın yalınayak ve son oğlunu ÖLÜME gönderiyor... “Vatan sağ olsun!” Kocasını, Kardeşlerini, diğer üç oğlunu vatana kurban veren bir ana, Bilecik tren istasyonunda son kalan oğlunu Çanakkale'ye şu nasihatlerle uğurlar. "- Bayrak inecekse, ezan dinecekse, ırzımız düşman tarafından çiğnenecekse dayıların, ağaların ve baban gibi öl de gelme oğul! Yoksa hakkımı sana hela etmem oğul!" der. Bu konuşmaya trenin kapısında dikilen şerefli bir Türk subayı şahit olur ve hatıra defterine gözyaşları içinde kaydeder. Anadolumuz’da buna benzer binlerce gerçek hikâye vardır. Türkiye’yi düşmandan temizleyen gerçek kahramanlar bunlardır. Bu kahramanlar bu yüksek manevi güçlerini güzel dinimiz İslâmiyet’e imanlarından alıyordu. “Allah’ü Teâlâ Bütün Şehitlerimize Rahmet Eylesin!”

Zâlimler İçin En Hayırlı Duâ

Zâlimler İçin En Hayırlı Duâ   Zâlimliği ve gaddarlığı ile meşhûr olan Haccâc-ı Zâlim zamânında, Bağdad'da duâsı makbûl bir dervîş varmış. Bu dervîş, kim için duâ etse kabûl olurmuş. Dervîşin şöhreti yayılınca Haccâc'ın adamları da ondan haberdâr olmuşlar ve hemen Haccâc'a tavsiye etmişler. Haccâc, dervîşi huzûruna çağırtmış ve ona: "Senin duân hep makbûl imiş, haydi bana da hayırlı bir duâ yap bakayım!" demiş. Dervîş: "- Yâ Rabbi! Haccâc'ın cânını al!" diye duâ edince Haccâc fenâ halde bozulmuş ve: "- Dervîş! Bu nasıl duâ? Ben sana hayırlı bir duâ yap diyorum sen benim ölmem için duâ ediyorsun?" deyince: Dervîş Haccâc-ı Zâlim'e şu unutulmaz cevâbı vermiş: "- Niye kızıyorsun ki! Ben hem senin için hem de halk için an hayırlı duâyı yaptım. Sen ölürsen halk senin zulmünden kurtulur bu onlar için hayırlı olur, ölüm senin için de çok hayırlıdır çünkü senin ölümün daha fazla zulüm etmene ve daha çok mazlûmun âhını alm

Her Derdin Çaresi Vardır

  Her Derdin Çaresi Vardır   Sual: Bazen sıkılıyoruz, başımıza bir bela geliyor veya bir şeyden korkuyoruz, borcumuzu ödeyemiyoruz. Bunlardan kurtulmak için okunacak bir dua var mıdır? CEVAP İslam âlimleri buyuruyor ki:   Her derdin çaresi vardır. Allahü Teâlâ çaresiz dert yaratmamıştır. Yaşamak ve mal sahibi olabilmek gibi dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmıştır. Sebebine yapışmayan bu nimetlerden elbette mahrum kalır. Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir. Mesela tembelliğin ilacı namaz kılmaktır. İnsan maruz kaldığı şeylere karşı gafil olmayıp çaresine bakmalıdır. Birkaç örnek verelim:   1- Bir belaya maruz kalan, neden Yunus aleyhisselâmın okuduğu “ Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn” duasını okumaz ki? Hâlbuki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:   “ Birinize dert ve bela gelince, Yunus Peygamberin duasını okusun! Allahü teâlâ onu muhakkak kurtarır.” (Tirmizi)   “ La ilahe illa ente, sübhaneke inni küntü minezzalimin" diyen