Kayıtlar

Kadınların Elçisi Ve Temsilcisi Olarak Esmâ Radıyallâhu Anhâ

Kadınların Elçisi Ve Temsilcisi Olarak Esmâ Radıyallâhu Anhâ Bir gün Ensar kadınlarından Esmâ Radıyallâhu Anhâ Rasûlullâh’ın yanına gelip şöyle sormuştur:           “-Anam-babam Sana fedâ olsun; ben kadınların elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Sorum şudur ki; biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlâtlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme, hepsinden önemlisi Allah yolunda cihâd etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Bizim evlerde sizin dışarıda yaptığınız sevaplara erişme imkânımız yok. Bunun hikmeti nedir?”           Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi Vesellem onun bu üslûbunu methetmiş ve sorusuna şöyle cevap vermiştir:           “- Ey Esmâ, git ve seni bekleyen kadınlara söyle ki; sizden her kim eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirir ve ona itaat ederek

Saman Yenir mi?

Saman Yenir mi? Bir kadın için en büyük mutluluk, kocasının kendisini takdir etmesidir. Bilhassa kadınlar, basit şeylere dikkat ederler. Bayramlarda, mübarek gecelerde, evlenme yıldönümlerinde ufak da olsa bir hediye vermeyi ihmal etmemelidir! Kadının biri, senelerce güzel yemekler yapar. Buna rağmen, beyinden en ufak bir takdir, bir teşekkür görmez. Bir gün kapalı bir sahan içinde saman koyup yemeklerle birlikte sofraya koyar. Beyi kabı açıp samanı görünce, şaşırır, kızarak; - "Bu ne, saman yenir mi? Ben hayvan mıyım?" diye çıkışır. Hanımı der ki: - "Yıllardır nefis yemekler yapıyorum! Beyim galiba iyiyi, kötüyü ayıramıyor. Önüne ne konsa yer! diye düşünmüştüm. Şimdi, yalnız kötüyü anladığın, iyiyi hiç anlamadığın meydana çıktı."

Halimiz Ne Ola Mahşerde!

Halimiz Ne Ola Mahşerde! Halimiz ne ola mahşerde, cümle âlem düşer derde, O dar günde seni nerde bulayım ya Rasulallah, O dar günde seni nerde bulayım ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Sana geldim ey ya Sultan, lütfeyle derdime derman, Uğruna canımı kurban vereyim ya Rasulallah, Uğruna canımı kurban vereyim ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Sana geldim yas içinde, bu gönlüm kir pas içinde, Hep ömrüm iflas içinde ne olayım ya Rasulallah, Hep ömrüm iflas içinde ne olayım ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah! Müslümanlar boyun eğer sana gelmek ister meğer, Uğrunda ölmeye değer öleyim ya Rasulallah, Uğrunda ölmeye değer öleyim ya Habîballah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Rasulallah! Salatullah Selamullah Aleyke Ya Habîballah!

Affet İsyanım Benim Halim Yaman Allah’ım

Affet İsyanım Benim   Affet isyanım benim, Halim yaman Allah'ım, Ref et nisyanım benim, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!   Affına güvenirim, Kapında dilenirim, Kovsam yine gelirim, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!   Defterim doldu siyah, Amelim tekmil günah, Sensin kuluna penah, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!   Ben bir yüzü karayım, Sana nasıl varayım, Ya kime yalvarayım, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!   Ömrümü ettim heder, Mücrimim hâlim beter, Bana kulum de yeter, Medet aman Allah’ım! Halim yaman Sultanım!   "Lâ taknatû" buyurdun, Rahmetinle doyurdun, Kullarına duyurdun, Medet aman Allah’ım! Halim yaman Sultanım!   Ümmet et habibine, Gönüller tabibine, Rahmeyle garibine, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!   Aşki'yi azad eyle, Cemalinle şâd eyle, Kulum diye yâd eyle, Medet aman Allah'ım, Halim yaman Sultanım!  

Bir gün Ensar kadınlarından Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha…

Bir gün Ensar kadınlarından Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha… Bir gün Ensar kadınlarından birisi olan Esma bint-i Yezid Radiyallahü Anha, ashabının arasında bulunduğu bir sırada Rasulullah aleyhissalatu vesselam’ın huzuruna vardı ve şöyle arz etti: “Anam, babam sana feda olsun; ben kadınların bir elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Canım size feda olsun, doğu veya batıda bulunup da benim huzurunuza neden vardığımı duyan her kadın mutlaka benimle aynı şeyleri paylaşacaktır. Arzım şudur ki: Allah seni hak olarak bütün erkek ve kadınlara göndermiştir. Ve biz sana ve seni gönderen Rabb’ine iman etmiş bulunuyoruz. Biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlatlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme ve hepsinden de önemlisi Allah yolunda cihad etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Sonra hacca, umreye ve

Bir Allah’tır, Bir Allah!

  Yeri göğü yaratan, Ağaçları donatan, Çiçekleri açtıran, Bir Allah’tır, bir Allah!   Allah her yerde hazır, Ne yaparsan o görür. Ne söylersen işitir. Vardır, birdir, büyüktür.   Biz Allah’ı severiz. Her emrini dinleriz. Beş vakit namaz kılar, Ona isyan etmeyiz.   Bizlere akıl verdi. Doğru yolu gösterdi. Dini İslam'a uymayan, Ateşte yanar dedi.   Kur’ana iman eden, Peygamberi izleyen, Dünyada mesut olur, Cehennemden kurtulur.   Mümin iyi huyludur. Herkes ondan memnundur. Kimseye zulüm eylemez. Kendi de huzurludur.   Ya Rab! Af eyle beni. Ve anamı babamı. Kâfirlerin şerrinden, Koru Müslümanları!   (Osmanlı devleti zamanında bu şiir, bütün ilk mekteplerde okutulurdu)

Kendini Vazgeçilmez Zannetmek!!!

Kimse Vazgeçilmez Değildir Bir gün bir doktora, aşırı gerginlik ve tedirginlikten şikâyetçi olan bir hasta gelmiş. Yapması gereken çok önemli işlerinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş. Doktor, – Bu işleri başka biri yapamaz mı? Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı? diye sormuş. Adam, – Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor! diye cevap vermiş. Doktor, – Sana bir reçete vereceğim. Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş. Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış. Reçetede, her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin yazıyormuş. Adam; – Yürüyüşü anladım doktor ama mezarlığa niye gideyim, Ne işim var orada? Diye sormuş. Doktor, – Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez zanneden insanlarla doludur. Sen de zamanın birin

Hanımların Evlilikte Sorumlulukları

Resim
Hanımların Evlilikte Sorumlulukları Yazar :  Betül Yıldız Eşler arasında karşılıklı sorumluluklar vardır. Bunlara dikkat edilirse evlilik huzur içinde devam eder. İslam dininde evin reisi erkektir. Erkekler güç ve kuvvet bakımından hanımlardan daha üstündür. Allah-u Zülcelâl ayeti kerimesinde; “Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler. O sebeple ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadından) üstün kılmıştır. Bir de (erkekler kendi) mallarından infak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır." (Nisa, 34) Bir hanım kocasına karşı hizmette kusur etmemeli, meşru emirlerinde ona itaat etmelidir. Eşinin gönlünü ne kadar hoş tutarsa Allah ona o kadar sevap yazar. Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak ölürse, o kadın Cennet’e girer.” (Tirmizi, Rada 10) Hadiste de belirtildiği gibi kocanın rızası çok önemlidir. Onun izni olmadan hiç bir işe kalkışılmamalı ondan izin alarak hareket e

Hazret-i Fatıma, Ağlayarak Babasının Huzuruna Geldi

Hazret-i Fatıma, Ağlayarak Babasının Huzuruna Geldi Bir gün Hazret-i Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah efendimiz buyurdu ki: “- Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?” “- Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.” “- Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur.” [R. Nasıhin] Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.”             [Taberani]

Hz. Lokman Aleyhisselâm'dan Gençlere 40 Öğüt

Hz. Lokman Aleyhisselâm'dan Gençlere 40 Öğüt 1- Oğlum, eğer yaptığın iş hardal tanesi kadar bile olsa ve bir taş içine girse, Allah onu ortaya çıkarır. Muhakkak ki, Allah en gizli işleri bütün inceliğiyle bilir, O her şeyden hakkıyla haberdardır. 2- Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Geminin takvâ, yükün imân, hâlin tevekkül olsun, umulur ki kurtulursun. 3- Ey oğlum! Âlimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyâcım yok diyerek de ilmi terk etme. 4- Ey oğlum! Allah'ü Teâlâ’yı anan hatırlayan insanlar görürsen onlarla otur. Âlim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen, sana öğretirler. Allah'ü Teâlâ onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allah'ü Teâlâ’yı zikretmeyenleri görürsen onlardan uzak dur. 5- Ey oğul! Açıkta ve gizlide iyi olmaya çalış. 6- Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma. 7- Ey oğul!

Hangi Amelinle Affedildin?

Hangi Amelinle Affedildin?   وَحَدَّثَنِي أَبُو بَحْرٍ الْبَكْرَاوِيُّ، عَنْ فَتًى كَانَ يَلْزَمُنَا، فَمَاتَ قَالَ: فَرَأَيْتُهُ فِي الْمَنَامِ فَسَأَلْتُهُ عَنْ حَالِهِ، قَالَ: غُفِرَ لِي قُلْتُ: بِأَيِّ شَيْءٍ؟ قَالَ: بِطَلَبِ الْحَدِيثِ Ebu Bahr El-Bekrâvi, lazım olan bir kişinin öldüğünü anlatıyor. Ardından şöyle diyor: Adam öldü. Onu rüyada gördüm. Ve onun halini hatırını sordum. Bana: “- Ben affedildim, Allah beni bağışladı!” dedi. Ben: “- Hangi amelinle affedildin?” diye sordum. Bunun üzerine şöyle cevap verdi: “- Hadisi Şerif Talebi sebebiyle affedildim.”

Helânın Sünnetleri

Helânın Sünnetleri 1- Çölde, kırda olursa, halktan uzak bir yere gitmek. 2- Başında ve ayağında bir şey bulundurmak. Yani helaya girerken başı açık ve ayağı çıplak olmayacaktır. 3- Camiye girerken yapılanın tersini yapmak, yani önce sol, sonra sağ ayağını atmak. 4- Helaya ilk ayağını attığında şöyle demek: بِسْمِ اللّٰهِ اللَّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُيْثِ وَالْخَبَائِثِ "Allah'ın adıyla, Allah'ım: Ben, erkek ve dişi şeytanlardan sana sığınırım." 5- Çıkarken, üç defa; غُفْرَانَكَ "Bağışlamanı dilerim." dedikten sonra, اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى اَذْهَبَ عَنِّى الْاَذَى وَعَافَانِى "Eza vereni benden giderip bana afiyet veren Allah'a hamd olsun." demek. 6- Oturuncaya kadar avretini açmamak. 7- Ağırlığını, sol ayağın üzerine vermek. 8- Çukur olmazsa yumuşak bir yer aramak. 9- Zaruret olmazsa konuşmamak. 10- Önden ve arkadan çıkan şeylere, tenasül âletine ve göğe bakmamak. 11- Eliyle hiçbir şey

Kur'an-ı Kerim'i Ezberleyenler Kat Kat Artarsa

Kur'an-ı Kerim'i Ezberleyenler Kat Kat Artarsa Hz. Ömer Radiyallahü Anh döneminde yaşanmış ibretlik bir kıssa… Hz. Ömer Radiyallahü Anh döneminin Basra Valisi Ebu Musa el Eş’ari, Halife Hz. Ömer’e, Basra’da birçok kişinin Kur’an’ı ezberlediğini ve Beytu’l Mal’dan bunlara yardım edilmesini ister. Ertesi yıl Ebu Musa, Kur’an’ı ezberleyenlerin kat kat çoğaldığını ve bunlara da yardım yapılmasını isteyince Hz. Ömer Radiyallahü Anh: El Eş'ari'ye şu karşılığı verir: “- Onları kendi halleriyle baş başa bırak. Korkarım ki insanlar, Kur’an’ı ezberlemekle uğraşır, fakat onu anlama işini terk ederler.” (Kettani, et-Teratibu’l Idariyye, II.280)

Dünyanın En Günahsız İnsanı

Dünyanın En Günahsız İnsanı Musa Aleyhisselam zamanında adamın biri Musa Aleyhisselam sorar: - Ya Musa dünyanın en günahkâr adamı kimdir? Musa Aleyhisselam Allah Celle Celâlühu ile Tur dağında kelam ettikten sonra sorar: - Yarabbi senin kulların içinde en günahkâr kul kimdir? Allah Celle Celâlühu: - Ya Musa sen biraz sonra buradan ayrıldıktan sonra senin yanından bir çocuk ile babası geçecek… O adam dünyanın en günahkâr insanıdır der. Ve öyle olur adam ile bir çocuk yanından geçer ve o günahkârı görür. Aradan belli bir zaman geçer yine sorarlar. Musa Aleyhisselam: - Peki, dünyanın en günahsız insanı kimdir ya Musa as derler Musa as yine Allah Celle Celâlühu müracaat eder: - Yarabbi peki senin dünyadaki en günahsız kulun kimdir der. Allah Azze ve Celle: - Ya Musa sen buradan ayrılırken yanından bir çocuk ile babası geçecek işte o adam dünyanın en günahsız insanıdır der! Musa as. Bakar ki dünkü adam ile aynı adam - Ya Rabbi der. Dün dünyanın en günahkâr insanı

Buyur Ey Kulum!

Buyur Ey Kulum! Musa Aleyhisselam bir gün: “- Ya Rabbi! Ya Rabbi!” Diye diye seslendi. Allah-u Zülcelal: - Lebbeyk! Ya Musa! Diye cevap verdi. (Lebbeyk; “Buyur, ben daima senin emrine hazırım’ manasındadır.) Musa aleyhisselam buna çok şaşırdı ve: “- Ya Rabbi! Ben benim, sen ise kudret ve azamet sahibi olan Allah-u Zülcelal’sin. Böyle olduğu halde bana 'Lebbeyk!’ diyorsun. Allah-u Zülcelal, Musa Aleyhisselama hitaben şöyle buyurdu: “- Ya Musa! Ben, nefsim üzerine yemin ettim. Kullarımdan her kim: “- Ya Rabbi! Diyerek, Beni rububiyetle anarsa, Beni kendine “Rabb kabul eder, kendisini de benim karşımda kul olarak görürse ben onlara ‘Lebbeyk! ’ diye cevap vereceğim.” İşte, biz bu zayıflığımızla, “- Ya Rabbi!” dediğimiz zaman, O Kudret ve Azamet sahibi olan Allah-u Zülcelal, “- Lebbeyk!” diye cevap veriyor. Bunun üzerine, Musa aleyhisselam Şöyle sordu: “- Ya Rabbi! Bu her kuluna karşı böyle midir yoksa sadece bana karşı mı böyle cevap veriyo

Devlet Başkanı Çocuğuna Bayramlık Elbise Alamadı

Devlet Başkanı Çocuğuna Bayramlık Elbise Alamadı Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” halîfe iken, bir bayram günü, bütün Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” evlâdlarına hâllerine uygun olarak, bayramlık elbiseler aldılar. O bayramda, hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” çocuğunun elbisesi eski idi. Diğer çocukların elbiseleri yeni idi. Çocukluk sebebi ile olacak ki, onunla bir mikdâr istihzâ etdiler. Hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” oğlu kendisi ile istihzâ etdiklerini anlayınca, ağlıya ağlıya babasının huzûruna geldi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” oğlunu ağlar şeklde görünce, sebebini sordular. O da çocuklar ile arasında geçen hâdiseyi babasına anlattı. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” da oğlunu böyle mahzûn ve gamlı görünce, kalbden acıyıp, şefkat ve merhametinden, beytül-mâl emînini huzûruna çağırdı. Dedi ki: “- İyd-i şerîf [bayram] gelmekte olup, herkes çocuklarına yeni elbise aldılar. Bizim oğlumuzun elbisesi eski olmakla, diğ

Benden Duyduğunuz Hadisleri Başkalarına Anlatın

Benden Duyduğunuz Hadisleri Başkalarına Anlatın حَدَّثَنِي أَبُو مُحَمَّدٍ عِيسَى بْنُ مُوسَى، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ الْحَارِثِ الْمَذْحِجِيُّ أَنَّهُ سَمِعَ عُبَادَةَ بْنَ الصَّامِتِ يَقُولُ: إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَقُولُ: إِنِّي أُحَدِّثُكُمْ بِالْحَدِيثِ، فَلْيُحَدِّثِ الْحَاضِرُ مِنْكُمُ الْغَائِبَ Ubade b. Samit anlatıyor: Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Size hadisleri anlatıyorum. Sizden burada hazır olanlar, olmayanlara anlatsın.” قَالَ: خَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: نَضَّرَ اللَّهُ عَبْدًا سَمِعَ مِنَّا حَدِيثًا فَبَلَّغَهُ كَمَا سَمِعَهُ Yine Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün Hutbe verdi ve şöyle dedi: Bizden bir hadis işitip de işittiği gibi onu başkasına anlatan kulun Allah yüzünü ak eylesin حَدِّثُوا عَنِّي مَا تَسْمَعُونَ مِنِّي، وَلَا تَقُولُوا إِلَّا حَقًّا Yine Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “Benden işittiğiniz şeyleri rivayet edin. Ancak