Kayıtlar

Denizyıldızının Hikâyesi

Denizyıldızının Hikâyesi Bir Adam Okyanus Sahilinde Yürüyüş Yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder ve: "Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsun ?" diye sorar. Topladıklarını hızla denize Atmaya devam eden kişi: "Yaşamaları için!" yanıtını verince… Adama şaşkınlıkla: "İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?" der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atar… "Bak onun için çok şey değişti," karşılığını verir. "Hepimiz kötü yoldaki bir insanı kurtarabilseydik, dünyada bir tane kötü de kalmazdı, kötülük de kalmazdı!"

Yıldırım Bayezid, oğlu I. Mehmed'e

Yıldırım Bayezid, oğlu I. Mehmed'e Ey Oğul! Herkese yumuşak, alçak gönüllü ve daima güler yüzle davranmaya gayret et! Ben öfkeme mağlup olmam inşallah de, kendine ve orduna güvenip hak yolundan git. Sakın ola sakın sen asla tevazuyu elinden bırakma! Cenab-ı Hak beni rakibime esir düşerek cezalandırdı. Aman ha aman Müslüman Türk'e kılıç çekip hor bakma! Türk'e kılıç çekenleri Yüce Allah ateşlerde yandırdı. Kaynak: http://www.antoloji.com/yildirim-bayezid...

I. Murad'ın, oğlu Yıldırım Bayezid'e

I. Murad'ın, oğlu Yıldırım Bayezid'e Ey oğul! Dünyada ölümden kim kurtulmuş ki bana ağlıyorsun. Ağlayacaksan Müslümanlara ağla. Hallerini perişan bırakma. Yerim sana kalıyor. Doğruluktan, iyilikten ayrılma, beni de hayırla andır. Padişahlığın sermayesi doğruluktur. Padişahlığı rahat bir şey sanma. Dünyanın en zor işi budur. Dünyada iyi bir ad bırakmaya çalış. İşin, şanına denk olsun. Son olarak şu sözü söyledi: “Attan inmeyesiniz!” (Yani, sürekli seferlere ve cihada devam ediniz.) Kaynak: http://www.turkislamtarihi.nl/makaleler/...

Hevâ ve Hevesi Terk Etmek

Hevâ ve Hevesi Terk Etmek Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'den Hayat Ölçüleri ٢٠٨ . عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : “ حُجِبَتِ النَّارُ بِالشَّهَوَاتِ وَحُجِبَتِ الْجَنَّةُ بِالْمَكَارِهِ !”. 208. Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet de nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” (Buhârî, Rikâk, 28; Müslim, Cennet, 1. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Sünnet, 22; Tirmizî, Cennet, 21; Nesâî, Eymân, 3) ٢٠٩ . عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : “ لَمَّا خَلَقَ اللّٰهُ الْجَنَّةَ قَالَ لِجِبْرِيلَ: اذْهَبْ فَانْظُرْ إِلَيْهَا فَذَهَبَ فَنَظَرَ إِلَيْهَا ثُمَّ جَاءَ فَقَالَ: أَيْ رَبِّ وَعِزَّتِكَ لَا يَسْمَعُ بِهَا أَحَدٌ إِلَّا دَخَلَهَا ثُمَّ حَفَّهَا بِالْمَكَارِهِ ثُمَّ قَالَ: يَا ج

İlim Talebesine Muhteşem Nasihatler

İlim Talebesine Muhteşem Nasihatler ·      Doğruluk ve samimiyet rehberin olsun. Bu ikisinin rehberliğinden ayrılmazsan eninde sonunda onlar seni selamet sahiline çıkaracaklardır. ·      Yaşadıkça hüznün de hazzın da bütün renklerini göreceksin. Sevinç ve neşenin de keder ve elemin de kalıcı olmadığını unutma. ·      Başına bir sıkıntı geldiğinde şiârın, “Bu da geçer Yâ Hû!” olsun. Çünkü hiçbir şey devamlı olmaz; “Vakt-i şâdî de gelir, mevsim-i mihnet de geçer” ·      “Ben yoruldum, bırakıyorum” diyorsan, ”Ben himmetsizim, ben aşksızım!” diyorsun. Aşkın bir adı bereketse bir adı da yorulmamaktır. ·      Sevgiye karşılık vermek, sevmek değildir; yansıtmaktır. Sevgi, beklememektir, verip almamaktır, sevgi her daim katıksızdır. ·      Sevmek, yüksünmemektir, hoş görmektir, bağışlamaktır. Sevmek, bırakıp gitmemektir. ·      Bir insan sevdiğini söylüyor ama sevdiğini hissettiğinde vücudundaki her zerre harekete gelmiyorsa bu, ne yavan bir sevgidir. ·     

Şeytanın Dostları Ve Düşmanları

Şeytanın Dostları Ve Düşmanları Şeytanın Dostları 1- Namaza tembel olan ve ağır davrananlar, 2- Hile yapan, aldatan tüccarlar, 3- Zekâta engel olan kişiler, 4- Yetim malı yiyenler, 5- Zina yapanlar, 6- Uzun emeli olan insanlar, 7- Şarkı söyleyen kadınlar, 8- Zalim idareciler, 9- Kibirli zenginler, 10- İçki içen kişiler. Şeytanın Düşmanları 1- Çok sadaka veren Müslüman, 2- Tövbesinde sabit kalan tövbekârlar, 3- Adil idareciler, 4- Dürüst ve doğru sözlü tüccarlar, 5- Nasihat eden Müslüman, 6- Allah’tan korkan âlimler, 7- Mütevazı zengin, 8- Gece namazı kılan müminler, 9- Daima abdestli olan müminler, 10- Daima Kur'an okuyan hafızlar, 11- Merhametli müminler, 12- Haramdan sakınan müminler, 13- Güzel huylu müminler, 14- İnsanlara faydalı olan müminler.

Ey İnsan

Ey İnsan Ne söylüyor bak şu kuşlar, Hazin hazin dinlesene… Secde edip gizli gizli, Seherlerde inlesene… Niçin öter o horozlar, Kimi zaman hoşa gitmez. Kabul olur karanlıkta, Nice dua boşa gitmez… Boynu bükük seccadede, Otur öyle affı dile. Gece vakti Nur’lar iner, Hüzün dolu dertli kalbe… Uyan… Uyan Ademoğlu… Kabre bırak bu uykuyu, Gözlerinden perde kalkar, Damla damla aksın suyu… Yazar: ……… ………….

Ben Seninleydim, Ya Sen Kiminleydin?

Ben Seninleydim, Ya Sen Kiminleydin? Hazret-i Mevlânâ Celaleddin der ki : “Dünya, Allah’tan gâfil olmaktır. Yoksa para, mal, âile ve evlât sahibi olmak değildir. Seni oyalayıp Hak’tan gâfil kılan ne varsa, senin dünyan odur.” Ben seninleydim, ya sen kiminleydin? Yüce Allah Celle Celâlüh: 1- Ömrünü nerde, nasıl geçirdin? 2- Gençliğini nerde tükettin? 3- Malını (paranı) nereden kazanıp nereye harcadın? 4- Ne öğrendin, öğrendiklerinle ne amel ettin? Sorularının yanı sıra “Ey kulum! Ben seninleydim, sana şah damarından daha yakındım; fakat sen kiminleydin?” Diye soracak... Hazır mıyız acaba? Bize Ahirette Bu Sorulacak? Unutmayalım ki İslâm bir bütündür. Bir kısmıyla amel edip diğer bir kısmını terk veya ihmâl etmek, kalpteki îmânı zaafa uğratır, takvâ hassâsiyetine mânî olur. İslâm bizim, ibadet, muâmelât, ahlâk ve beşerî münâsebetler başta olmak üzere, her hâlimizi tanzim eden tâlimatlar vermektedir. Müʼmin, hayatının hiçbir safh

Şarkımız Bizim

Şarkımız Bizim Kırılır da bir gün bütün dişliler, Döner şanlı şanlı çarkımız bizim! Gökten bir el yaşlı gözleri siler, Şenlenir evimiz barkımız bizim! Yokuşlar kaybolur çıkarız düze, Kavuşuruz sonu gelmez gündüze, Sapan taşlarının yanında füze, Başka âlemlerle farkımız bizim! Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman, Görürler nasılmış, neymiş kahraman, Yer ve gök su vermem dediği zaman, Her tarlayı sular arkımız bizim! Gideriz nur yolu izde gideriz, Taş bağırda, sular dizde gideriz, Bir gün akşam olur bizde gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim! Necip Fazıl Kısakürek

Bu Adam Öldü Şimdi Dirilse Ne Yapar?

Bu Adam Öldü Şimdi Dirilse Ne Yapar? Hasan Basri Rahmetullahi Aleyh, bir ölüyü defnettikten sonra mezarın başına oturdu. Yanında kalan adama dönüp dedi ki: Bu adam öldü şayet şimdi dirilse sence ne yapar? Adam dedi ki: Şayet dirilirse hemen tövbe eder, namaz kılar, oruç tutar (kadınsa tesettürü kuşanır, tesettürü bozuksa düzeltir), haramlardan uzak durur ve her türlü hayrı yapardı. Hasan Basri Rahmetullahi Aleyh adama dedi ki: "Ondan geçti artık; bari senden geçmeden kalk ve dediklerini yap..."

Esas Ben Hasta İmişim

Esas Ben Hasta İmişim Bir zaman Cüneyd-i Bağdâdî Rahmetullahi Aleyh’in gözlerinde ağrı meydana geldi. Tabib çağırdılar, gelen tabib, hıristiyan idi. Muâyene edip; “Gözlerinize su değdirmeyeceksiniz.” dedi. Cüneyd-i Bağdâdî Rahmetullahi Aleyh; “Su değdirmesem nasıl abdest alırım?” deyince, tabib; “Gözleriniz size lâzım ise su değdirmeyeceksiniz.” dedi. Cüneyd-i Bağdâdî Rahmetullahi Aleyh abdest alıp namaz kıldı ve namazdan sonra bir mikdâr uyudu. Uyandığında gözlerinde hiç ağrı kalmamıştı. O anda duyduğu ses; “Yâ Cüneyd! Sen bizim için gözlerini fedâ ettiğin için, biz de senden o ağrıyı aldık.” diyordu. Bir zaman sonra Hristiyan tabip tekrar geldi. Baktı ki gözleri tamamen iyi olmuş. Hayret edip; ”Nasıl yaptın da iyi oldu?” dedi. Cüneyd-i Bağdâdî Rahmetullahi Aleyh olanları anlatınca, Cüneyd-i Bağdâdî’nin elini öpüp îmân etti ve; “Esas ağrıyan göz sizinki değil benim gözlerim imiş. Hakikatleri göremeyen ben imişim” dedi.

Hangi Peygamberin Kızısın?

Hangi Peygamberin Kızısın? Cemâleddîn-i Aksarâyî Rahmetullahi Aleyh hazretleri anlatır: Tâbiînden Hasan-ı Basrî hazretleri bir gün dergâhta otururken ihtiyar bir kadın gelir ve; - Efendi hazretleri, benim bir kızım vardı öldü. Hasretine dayanamıyorum. Bana bir duâ öğret de rüyâmda görüp hasretimi gidereyim, der. Hasan-ı Basrî hazretleri gerekeni yaptıktan sonra kadın gider. Fakat kadın, ertesi gün gözleri kan çanağı gibi olduğu hâlde ağlayarak tekrar dergâha gelir. Hasan-ı Basrî hazretleri kadına; - Niçin ağlıyorsun? Diye sorunca kadın; - Kızımı rüyâda gördüm, ama üzerine katrandan bir elbise giydirmişler cayır cayır yanıyor, cevabını verir. Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh hazretleri ve yanında bulunanlar kendi sonlarının nasıl olacağını düşünerek ağlaşmaya başlarlar. Aradan bir müddet geçtikten sonra Hasan-ı Basrî hazretleri Rahmetullahi Aleyh, rüyâsında kendinin vefât ettiğini ve cennete girdiğini görür. Cennette gezerken muhteşem bir köşk ve önünde bir

​Halifenin Gömleği

​ Halifenin Gömleği Ömer ibni Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh, halifeliği zamanında, bir gün minberde, sohbet veriyordu. Minberin yakınında olan, bir grup halk, konuşması esnasında halifenin zaman zaman elini götürüp, gömleğini hareket ettirdiğini görüyorlardı. Bu hareket orada bulunan ve dinleyenlerin dikkatlerini celp etti. Hepsi kendi kendilerine, neden halifenin konuşma esnasında, elini gömleğine götürüp, hareket ettirdiğini soruyorlardı. Toplantı tamamlanarak sona erdi. Araştırıldıktan sonra belli oldu ki halifenin, kendisinden öncekilerin Beytülmalden yaptıkları israfı telafi etmek ve Müslümanların Beytülmalin gözetlemek için, bir taneden fazla gömleği olmadığı için yeni yıkanmış gömleğini tekrar aynısını giymişti. Şimdi de, daha çabuk kurusun diye, hareket ettiriyordu.

Îmân Dil İle İkrâr Kalb İle Tasdîk Fiil İle İzhârdır

Îmân Dil İle İkrâr Kalb İle Tasdîk Fiil İle İzhârdır Muzaffer Efendi Hazretleri Sûre-i Bakara'daki   " وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أُولَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ Vellezîne âmenû ve 'amilus sâlihâti ülâike ashâbul cenneh, hum fîhâ hâlidûn" âyet-i kerîmesini îzah ederken buyurdular ki : Dikkat ederseniz Kur`ân-ı Kerîm'de îmândan sonra hep amel zikredilmişdir. Bu âyet-i kerîmenin ma'nâsı "O mü'minler ki rabbimiz Allah dediler ve bu sözlerinde sâbit-i kadem oldular yani bu sözlerini işleriyle gösterdiler" demekdir. Çünkü "Rabbim Allah!" diyen birçok insan vardır ki yaptığı işler hep şeytânîdir. Nice insanlar vardır ki, sözüne bakarsan "Allah'a tâbiyim!" der, işine bakarsan Allah'a tâbi değildir. İşte bu ve emsâli âyet-i kerîmelerde hep:   " وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ " buyurulmasından maksad "O kimseler ki Allah'ı tevh

Bozgun

Bozgun Müslümanı, Türk’ü düşman sürümüş “Altın Dağ” üstünü duman bürümüş Ruhlarla melekler ufka yürümüş; Başını çevirip bakan kalmamış, Tanrı korkusunu duyan kalmamış: Ağla, gözüm, ağla! Hicran yaraşır, Vatansız erkeğe, zindan yaraşır! “Hak güneşi” midir karşımda batan? Nazlı ninem midir yerlerde yatan? “Sen misin sen misin ey garip vatan?” Ellere satılmış ırzın, yaşmağın, Harap edilmiş otağın, bağın, Ağla, gözüm, ağla! Hicran yaraşır, Erkeksiz vatana düşman yaraşır, Ey öksüz ocağım! Zavallı ana! Kıydılar mı sana? Kıymadan cana... Kara mı sürüldü eski bir şana? Rabb’in mekânına sanem asılmış, Benim beyaz alnıma neler yazılmış! Ağla, gözüm, ağla, figan yaraşır, Kaygusuz imana hüsran yaraşır! Ne ettiler sana, ne oldu bana Kulağımı verdim vurulan çana Bir gariplik geldi çöktü her yana; İslâm diyarında Kur’an ağlıyor, Kur’an’ı başında, Turan ağlıyor: Ağla, gözüm, ağla! Figan yaraşır, Bülbülsüz bağına hazan yaraşır!