Ben Seninleydim, Ya Sen Kiminleydin?
Ben Seninleydim, Ya Sen
Kiminleydin?
Hazret-i Mevlânâ Celaleddin der
ki:
“Dünya, Allah’tan gâfil
olmaktır. Yoksa para, mal, âile ve evlât sahibi olmak değildir. Seni oyalayıp
Hak’tan gâfil kılan ne varsa, senin dünyan odur.”
Ben seninleydim, ya sen kiminleydin?
Yüce Allah Celle Celâlüh:
1- Ömrünü nerde, nasıl geçirdin?
2- Gençliğini nerde tükettin?
3- Malını (paranı) nereden
kazanıp nereye harcadın?
4- Ne öğrendin, öğrendiklerinle
ne amel ettin?
Sorularının yanı sıra “Ey
kulum! Ben seninleydim, sana şah damarından daha yakındım; fakat sen
kiminleydin?”
Diye soracak...
Hazır mıyız acaba?
Bize Ahirette Bu
Sorulacak?
Unutmayalım ki İslâm bir
bütündür. Bir kısmıyla amel edip diğer bir kısmını terk veya ihmâl etmek,
kalpteki îmânı zaafa uğratır, takvâ hassâsiyetine mânî olur.
İslâm bizim, ibadet, muâmelât,
ahlâk ve beşerî münâsebetler başta olmak üzere, her hâlimizi tanzim eden
tâlimatlar vermektedir.
Müʼmin, hayatının hiçbir
safhasında Allâhʼı unutmamalıdır. Nitekim âyet-i kerîmede;
“Allâhʼı unutan ve bu
yüzden Allâhʼın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! Onlar
yoldan çıkan kimselerdir.” (el-Haşr, 19)
buyrulmaktadır.
Her ne hususta olursa olsun
ilâhî emirlere muhâlif hareket etmek de Allâhʼı unutmak sadedindedir. Rabbimiz
cümlemizi bu gafletten muhâfaza buyursun…
Sen kiminleydin?
Bir vâiz, kürsüde âhiret
ahvâlini anlatmaktaydı. Cemaatin arasında Şeyh Şiblî Hazretleri de vardı. Vâiz
efendi, Cenâb-ı Hakk’ın âhirette soracağı suallerden bahisle:
“– İlmini nerede kullandın,
sorulacak! Malını-mülkünü nereden kazanıp nereye harcadın, sorulacak! Ömrünü
nasıl geçirdin, sorulacak! İbadetlerin ne durumda, sorulacak! Harâma, helâle
dikkat ettin mi, sorulacak! Bunların ardından, şunlar şunlar da sorulacak!..”
diye uzun uzadıya birçok husus saydı.
Vâizi dinleyen Şiblî Hazretleri,
yumuşak bir ifâdeyle şöyle seslendi:
“– Ey vâiz efendi! Suâllerin en
mühimlerinden birini unuttun! Allah Teâlâ kısaca şunu soracak:
“Ey kulum! Ben seninleydim, sana
şah damarından daha yakındım; fakat sen kiminleydin?”
İşte Hakk’a kullukta bütün
mesele, bu şuur, idrak ve iz’âna ve böyle bir kalbî kıvâma sahip olabilmektir!
Hakîkaten, insanoğlu Rabbiyle beraberliği nisbetinde hak yolda ve istikâmet
üzeredir. Rabbinden gâfil kaldığı ve O’nu unuttuğu ölçüde de nefsâniyetin
hoyratlığına ve şeytanın idlâline dûçâr olmuş demektir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından, Erkam
Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder