Kayıtlar

Hâtim-i Esam Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Hâtim-i Esam Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Hikmetli Sözleri ·           Dünyadaki her şeyin sonunda harap, sahiplerinin de toprak olacağını unutma. ·           Ey kul! Sen, sana karşı bir kusur işleyen kardeşine kızdığın halde, yüce Rabb’ine karşı isyan eden nefsine hiç kızmazsın; bu insaf mıdır? ·           Bir kimsenin evinden veya yakınından bir cenaze çıkar da o kimse bundan ibret almazsa, ona ne ilmin, ne hikmetin ne de bir vaazın faydası olur. ·           Dünyada her şeyin sonunun harap ve her şahsın gideceği yerin toprak olduğunu gördüğün zaman dünyaya ibretle bakanlardan olursun. ·           Dilini gıybetten, yalandan, hasetten, boş sözden koru. Kötü arkadaşlardan ayrıl. Günahlarını bilip Allah Teâlâ’dan utan ve ölüme hazırlan. ·           Mevlâ’nın hizmetine dört elle sarıl ki dünya boyun eğerek, ahiret de âşık olarak sana gelsin. ·           Acele şeytandandır ancak şu beş yer hâriç:        1- Misafir geldiği zaman yemek yedirmekte,        2-

Büyük Bir Velinin Dilinden Allah Dostları

Büyük Bir Velinin Dilinden Allah Dostları Kur’an ve sünnete ölümüne bağlıydılar. Allah kendilerinden razı olsun, onlar, bir gölgenin sahibini takip ettiği gibi Kur’an ve sünneti takip ederlerdi. Onlara göre gerçek sûfi, ilim üzere ihlâsla amel eden kimseydi. Bu tarifin dışında kalanlara hakiki manada sufi ya da Allah dostu demezlerdi. Onlar, bir adamın havada bağdaş kurup oturduğunu görseler buna hiç kıymet vermezlerdi. Onun edebine ve ameline bakarlardı. Ameli sünnete uyuyor ise yaklaşırlardı, yoksa uzaklaşırlardı. Onlar, ilim ve amellerine riya ve gösteriş karıştırmaktan son derece korkarlardı. Yahya b. Muaz rahmetullahi aleyhe, “Bir kimsenin ihlâsa ulaştığının alameti nedir?” diye sorduklarında: “Süt emen çocuk gibi, kendisini övene de sevene de hiç aldırış etmeyip, işine, ibadetine devam etmesidir.” demiştir. Büyük veli Fudayl b. İyaz kuddise sırruhunun şu sözü ne güzeldir: “İnsanlar görsün diye amel etmek riyadır. Yapman gereken bir ameli insanlardan çekinip te

Sultan Abdülhamid’i Tahttan Nasıl İndirmişlerdi

Resim
Sultan Abdülhamid’i Tahttan Nasıl İndirmişlerdi Prof. Dr. Mustafa Armağan Tarih: 27 Nisan 1909. Yer: Yıldız Sarayı, Küçük Mabeyn Köşkü. Sultan 2. Abdülhamid'in tahttaki son dakikaları. Yalnızdır, Sultan, gözü gibi baktığı asker tarafından işgal ve hatta yağma edilmiş olan Yıldız Sarayı'nın bir köşkünde iki haremağasıyla beraber gelecek haberlere muntazırdır. Öylesine kuşatılmıştır ki etrafı, bırakın kendisine kahve ikramını, aç kalmış çoluk çocuğuna ekmek bile bulamamaktadır. 33 sene eteğinin bir ucu Adriyatik'te, öbürü Basra Körfezi'nde serili bir imparatorluğu kurtlara yem etmemek için çırpınmış olan Sultan Abdülhamid şimdi kendi evladı gözüyle baktığı asker kılıklı eşkıya tarafından tahtından düşürülmektedir. Efendim, dağa çıkan Resneli Niyazi çok dürüst, namuslu ve kahramanmış! Geçin efendim bunları. Cuma vakti cümle erat ve zabitan namazdayken tabur kasasını kırarak 200 Hamidî altını çalan ve devletin silahlarına el koyarak adamlarıyla dağa çı

Suriyeli Bir Hanımefendi Anlatıyor…

Resim
Suriyeli Bir Hanımefendi Anlatıyor…   Halep de 3 katlı bir evimiz vardı. Halep çarşısında iki tane dükkânımız vardı. Ben ise hemşireydim. Dört çocuğumuz ile hali vakti yerinde denilen sayılı kişilerdendik.  Irak’ta savaş başladı. Televizyondan seyrediyorduk her şeyi. Gazetelerde gördüğümüz resimlere bakıp bakıp üzülüyorduk. Elimizden bir şey gelmez deyip dua ediyorduk. Ama hiç bir zaman Irak’ta yaşananların bizim de başımıza geleceğini düşünmedik. Önce hiç tanımadığımız yabancı insanlar geldi. Ne istiyorlardı ben bilmiyorum ama mahallenin sözü en çok geçenleriyle görüşüyorlardı sürekli. Ben Şam'a gittiğim bir gün o bizim mahalleye gelen yabancı adamları Şam'da Esad yanlılarıyla yemek yerken de gördüğüm de onların her iki tarafı kışkırtmak için gelen ajanlar olduğunu anlamıştım. Ama artık iş işten geçmişti. Çünkü insanlar çoktan sokakları doldurmuştu. Sonrası nasıl da hızlı gelişti anlayamadık. Şehirler, Köyler bombalanıyor ve binlerce insan ölüyordu. Artık n

Hepiniz Suçlusunuz!

Resim
Hepiniz Suçlusunuz!   Kanada da ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edildi. Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf etti. Ve yaptığı hatayı şöyle açıkladı: "- Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim." Hâkim şöyle hükmetti: "- Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben senin on dolar tazminat ödemene hükmediyorum. Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim." Duruşma salonunda herkes susmuştu, hâkim cebinden on dolar çıkardı ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini istedi. Ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben: "- Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki ihtiyar bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor. " Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı hâkim ihtiyar adama verdi.

Baba Hakkında Gerçek Bir Analiz...

Baba Hakkında Gerçek Bir Analiz...   01- Baban sana kızıyorsa, nefret ettiğinden olmadığını bil! 02- Baban sana baskı uyguladığında, sana iyilik dilediğini bil! 03- Baban sessiz duruyorsa, senin geleceğini düşündüğünü bil! 04- Sana ekonomik destek verdiğinde, kendisini mahrum ettiğini bil! 05- Onun iç çektiğini gördüğünde, sebebinin sen olduğunu bil! 06- Sana güldüğünde, onu mutlu edenin sen olduğunu bil! 07- Onu sert gördüğünde, tavsiyelerine uymadığı bil! 08- Oda kapısı kapalı olduğunda, ağladığını bil! 09- Sesini ona yükselttiğinde, onu öldürdüğünü bil!. 10- Sen kendini kaybettiğinde, sana kızdığını bil! 11- Onu yatakta konuşmadan hareketsiz yattığını gördüğünde büyük bir bağını kaybettiğini bil!. Allah'ım vefat etmiş bütün anne ve babalarımızı Cennetine ulaştır! Hayatta olan anne babalarımıza da en iyi evlâtlık vazifesi yapabilmeyi nasip eyle...