Kayıtlar

Ahde Vefâ

Ahde Vefâ Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsrâ, 34) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:   “Allâh Teâlâ şöyle buyurdu: Ben kıyâmet günü şu üç (grup) insanın düşmanıyım: Ben’im adıma yemin ettikten sonra sözünden dönen kişi, hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kişi, ücretle bir işçi tutup işini gördüren ve işçinin ücretini vermeyen kişi.” (Buhârî, Büyû 106, İcâre 10) Abdullah el-Kalânsî başından geçen bir olayı şöyle anlatır: Bir sefer sırasında şiddetli bir rüzgâr çıktı, deniz azgınlaştı. Gemidekiler duâ ediyor, adaklar adıyorlardı. Benden de adak adamamı istediler. Ben dünyâdan vazgeçmiş biri olduğumu söyledimse de dinletemedim. Bunun üzerine “Eğer Allah beni bu musibetten kurtarırsa asla fil eti yemeyeceğim.” diye adak adadım. Onlar: “Kim fil eti yiyor ki, sen onu kendine haram kılıyorsun?” dediler. Ben: “Aklıma böyle geldi.” dedim. Gemiden bir grup insanla ku

Kur’ân-ı Kerim Ayetlerinde Konuşma Âdâbı

Kur’ân-ı Kerim Ayetlerinde Konuşma Âdâbı Müslümanlar için konuşmada dikkat edilmesi gereken incelikler veya birer âdâp olarak uygulanması istenen bu davranışlar ve ilgili ayetler şunlardır: 01- İnsanlara güzel söz söylemek, el-Bakara, 2/83. 02- Sözün en güzelini söylemek, el-İsrâ, 17/53 03- Doğru söz söylemek, el-Ahzâb, 33/70. 04 - Ma’ruf (güzel) söz söylemek, el-Bakara, 2/263. 05- Tatlı söz söylemek, el-İsrâ, 17/23 06- Yumuşak söz söylemek, Tâ-hâ, 20/42-44. 07- Gönül alıcı söz söylemek, el-İsrâ, 17/28. 08- Hikmetli söz söylemek, güzel nasihatlerde bulunmak, en-Nahl, 16/125. 09- Tesirli ve ikna edici söz söylemek, en-Nisâ, 4/63. 10- Cahil insanlarla tartışmamak, onlara ’selam’ verip, geçip gitmek, el-Furkân, 25/63. 11- Yalan söze şahitlik etmemek, boş sözlerden vakarla uzaklaşmak, el-Furkân, 25/72. el-Mu’minûn, 23/3. 12- Boş ve lüzumsuz konuşmalara dalmamak, Lokmân, 31/6. 13- Yalan sözden çekinmek (pislikten ve putlardan çekinildiği gibi), el

Şehid Ömer Hattab'ın Oğluna Yazdığı Mektup

Resim
Şehid Ömer Hattab'ın Oğluna Yazdığı Mektup   Çeçenistan'daki Rus işgaline karşı verilen mücadelede şehit düşen komutan Hattab'ın oğluna yazdığı mektup yine gündem oldu. ''Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Salih, kutsal bir mücadele olan Çeçenistan'dan, benim sana olan tavsiyem budur. İslam tarihi sayfalarında sadece Allah yolunda verdikleri sözleri tutanlar şerefle kayıt edilmiştir. Onlar ise sözlerinde durarak söyledikleri gibi, savaşın olduğu yere gidenlerdir. İnan bana oğlum, para inananları inançlarından alıkoydu. İnananlar batılılaştılar ve onların maaşlara tapıyorlar. Ancak, Allah'ın verdiği daha hayırlıdır. Ve bu yanlış davranıştan dolayı insanlar sanki hayvanlaşmışlar. Yani, onlar sabah kahvaltıya kalkarlar, sonra işe giderler, sonra öğlen yemeğe giderler, sonra eve giderler ve sonunda yatarlar. Ve onların hayatlarında başka bir amaç ve hedef yoktur. İnan bana Salih, onların amacı kendilerini zenginleştirmek v

Berat Kandili'nde Affedilmeyecek 7 Kişi!

Berat Kandili'nde Affedilmeyecek 7 Kişi! Berat Kandili gecesi Şaban ayının on beşinci gecesidir. Aslı "Berâet” tir. Beraat sözlükte; bir zorluktan kurtarmak ve beri olmak demektir. Peki, Berat Kandili namazı kaç rekâttır? Berat Kandili namazında hangi dua ve ayetler okunur? Üç ayların ikincisi olan Şabân ayının 14'ünü 15'ine bağlayan gecedir. Kur'ân-ı Kerîm, Levh-i Mahfûz'a bu gece indi. Allahu Teâlâ, ezelde hiçbir şey yaratmadan önce, her şeyi takdîr etti, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak her şeyi, bu gece meleklere bildirir. Rahmet kapılarının açılıp, duâların kabul olacağı dört geceden biridir. Bu gece mahlûkatın bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, doğup öleceklerine, ecellerine ve hacıların adetlerine dair Allah tarafından meleklere malumat verileceği beyan olunmaktadır. (1) Beraet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması&

Şah-ı Nâkşibend’i Kuddise Sirrûhtan Hikmetli Sözler…

Şah-ı Nâkşibend’i Kuddise Sirrûhtan Hikmetli Sözler… ·      Sana müjdeler olsun, seni bir mürşide gönderdiyse haberin olsun; Allah seni seviyordur. ·      Salih amellerin ve hayırlı işlerin özü, huzurla yenen helâl lokmadır. ·      Kalplerin büyüklüğü aslında birdir; lâkin onlardaki marifetlerin büyüklüğü başka başkadır. ·      Kalbinde bize karşı meyli olanlara muhabbet tohumu ekip gece gündüz onları terbiye etmek bizim vazifemizdir. Bunun için uzakta olmak fark etmez. ·      Mürşid, tabibe benzer. Hastanın hastalığını, derdini tespit eder ve ona göre ilaç verir. ·      Gaflette, öfkeyle veya başka kötü duygularla hazırlanmış yemekte hayır ve bereket olmaz. Çünkü ona nefis ve şeytan karışmıştır. ·      Nefis daima pusudadır, kalbe saldırmak için fırsat kollar. ·      Nefsinizi daima töhmet altında tutun ve ona uymayın. Her kim bunu başarırsa Allah Teâlâ ona salih amel işlemeyi nasip eder. ·        yaşlarında iken,   H. yılının   Rebiülevvel Pazart

Eğer Dünya Barış İstiyorsa... If the world wants peace ...

Resim
Eğer Dünya Barış İstiyorsa...  If the world wants peace ... Mel Gibson kimdir? Gerçek Adı: Mel Columcille Gerard Gibson olan Mel Gibson; Onbir çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak 3 Ocak 1956 da Peekskill , New York,'da dünyaya geldi. Babası "Hutton Gibson" New York Merkez Tren İstasyonu'nda çalışıyordu. 14 Şubat 1968 tarihinde Mel Gibson 12 yaşındayken babası "Hutton Gibson" iş yerinde bir kaza geçirir yaralanır ve dava sonucunda 145.000 dolar tazminat kazanır. Akabinde annesi Patricia ve babası ile onbir kardeş hep beraber Avustralya Sydney eyaletindeki West Pymble kasabasına taşınırlar. İlk öğretimini ve liseyi Sydney'in bir banliyösü olan "Wahroonga"da St Leo Katolik Kolejinde okudu. Gibson, okulu bitirdikten sonra New South Wales Üniversitesi'nin drama bölümüne girdi. Ablasının kendisinin haberi olmadan kayıt yaptırması üzerine zorunlu olarak başladığı oyunculuk, yıllar geçtikçe vazgeçilmez bir tutkusu haline geldi.

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri Hz. Enes, Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır. Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı canlandı(rıldı) zihinlerimizde. Oysaki gündelik hayatın, küçük hikâyelerin de hakikatli sahneleri vardı “Siyer”de. Mesela O’nun hayatına doğru yapacağımız bir yolculukta, beşer-peygamber olarak Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabıyla şakalaştığını, sık sık tebessüm edip/ettirdiğini de görebiliriz. Şakalaşmanın fıkhî hükmü etrafındaki tartışmalar bir kenara, ölçülü ve yerinde olan şakayı Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem de tasvip etmiştir. Müslümanların biricik örne